Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1089 E. 2021/282 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/1089 Esas
KARAR NO : 2021/282

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2018
KARAR TARİHİ : 25/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili 27/07/2020 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil ile daval—— imzalandığını, davalının —–taahhüt ettiğini, bu taahhüde karşılık davalının gönderdiği —– üzerinden ücretlendirildiğini ancak taahhüt süresince davalının belirtilen — gönderim yapmadığını, gönderilen——- miktarının taahhüt kapsamında yerine getirilmediğini, gönderilen —-miktarı ile eksik kalan — miktarı arasındaki farkın ücretlendirileceği ve davalı tarafından ödeneceğinin sözleşmede belirtildiği, bu nedenle eksi—- karşılığı —- faturaların davalı adına düzenlendiğini, fatura vadelerinin 30.04.2016 olmasına rağmen davalının ödeme yapmadığını, bu nedenle davalı aleyhinde icra takibi başlatıldığını, davalının faturalara konu hizmeti almadığı iddiasının yerinde olmadığını, anılan nedenlerle fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL’nin davalı şirketten tahsil edilerek müvekkile ödenmesi iddia ve talebiyle huzurdaki davayı ikame etmiştir.
Davacı vekili 22/10/2020 harç tarihli ıslah dilekçesi ile taleplerini artırdığı görülmüştür.
CEVAP: Davaya konu faturaların müvekkile tebliğ edilmediğini, iddia edilen taahhütnamedeki İmzanın müvekkile ait olmadığını, bu nedenle taahhütnamenin müvekkili bağlamayacağını, —— sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun yürürlüğe girdiğini ve önceden izin alınmadan —— gönderiminin yasaklandığını, bu yasaklama dolayısıyla Tacirlerin özel kişilere —- gönderimi neredeyse durma noktasına geldiğini, bu kanuna dayalı olarak ————–Hakkında Yönetmelik yürürlüğe girdiğini ve bir kez daha izinsiz —– gönderimi yasaklandığını, dolayısıyla iddia edilen taahhüdün yerine getirilememesi, zaten bir yasal zorunluluktan kaynaklandığını, bu nedenle zaten müvekkil Şirketin elinde olmayan, yani yasal zorunluluktan kaynaklanan —–azalmasından müvekkil Şirketin sorumlu tutulamayacağından hareketle davanın reddini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava———–taahhütnamesi kapsamında davacı tarafından açılan kısmi alacak davasıdır.Davacının dava dilekçesi ile aynı konuya ilişkin—- dosyası ile takip başlattığını bildirdiği ancak dava dilekçesi —- neticei talep kısmında kısmi dava olarak alacağının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesini talep ettiği görülmekle davacının talebinin itirazın iptali değil alacak davası olduğu anlaşılmıştır.
28/01/2020 tarihli ara karar ile dosyanın bir —- bilirkişi ile mali müşavir bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş—- bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişiler raporlarında özetle;
“1.Her iki tarafa—- arası— ticari defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu——–açılış kapanış tasdiklerinin süresi içerisinde alındığı, dolayısıyla ticari defterlerin her iki taraf içinde delil niteliğine haiz olduğunun anlaşıldığı,
2.Taraflar arasında — sözleşmede davalının kullanmayı —– ulaşılmaması durumunda uygulanacak cezai şart hükümlerinin açıkça belirtildiği,
3.Davalı şirketin yerinde yapılan incelemede, davacının düzenlediği —– kapsamında düzenlenmediği, oysaki davalının — mükellefi olduğu, bu nedenle ilgili faturaların geçersiz olduğu hususunun beyan edildiği, konuyla ilgili tereddütün giderilmesi amacıyla ——- davalı adına düzenlenen faturaların —– kapsamında düzenlenip düzenlenmediği hususunun Sayın Mahkemece sorulduğu, gelen cevapta davalı adına —— faturaların —- kapsamında düzenlenmediği hususunun belirtildiği, buna rağmen taraflar arasında akdedilen sözleşme kapsamında davalı adına düzenlenen faturaların geçersiz sayılamayacağı ancak faturaların e-fatura olarak düzenlenmemesi ve alınmaması nedeniyle her iki tarafa da Vergi Usul Kanunun 353.maddesi kapsamında özel usulsüzlük cezasının uygulanabileceği, Özel usulsüzlük cezasının davalıya uygulanması halinde bile faturaların geçerli sayılacağı ve davalının ilgili ceza tutarını davacıdan talep etme hakkının bulunduğu,
4. Davacı tarafından——–düzenlenen faturaların davalı kayıtlarında yer almadığı, faturaların davalıya teslim edildiğinin ispat yükü üzerinde olan davacının bu hususu makul ve açık bir şekilde ortaya koyamadığı, zira davacının kanıt olarak dosyaya sunduğu———- —- yer alan bilgilerin huzurdaki davaya konu faturalarla ilgisinin bulunup bulunmadığı hususunun anlaşılamadığı,
5. Taraflar arasında akdedilen sözleşmede davalının kullanımını taahhüt ettiği — belirtildiği, buna karşın davacının hem beyanlarında hem de yerinde yapılan incelemelerde sunulan belgeler üzerinde gerçekleştirilen tespit neticesinde davalının kullanmayı taahhüt ——- miktarının ilgili fiyat tarifesinin alt sınırı olan 20.000.000 olarak yeninden belirlendiğinin anlaşıldığı, dolayısıyla sözleşmede verilen taahhüt kapsamında gerçekleşmeyen—-olarak hesaplandığı,
— takip tarihi itibariyle davalı—– nezdinde davalı—— tutarında borçlu olduğu,
7.Sayın Mahkemenin davacı lehinde hüküm kurması halinde huzurdaki dava ile davalıdan istenebilir tutarın —- olacağı,
8.Davacının takibinde akdi faiz oranı üzerinden— birikmiş faiz talebi olduğu; muaccel bir borcun borçlusunun alacaklının ihtarıyla mütemerrit olduğu (TBK.m.117/1): bu yönde temerrüt ihtarına dosyaya — birikmiş faiz talebine mevcut delil durumuna nazaran iştirak edilmediği” şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür.
Taraflar—— sözleşmenin eki olarak — sözleşmesi akdettikleri görülmüştür.—–taahhütnamesine —– gönderiminin davalı tarafça taahhüt edildiği ve taahhüt kapsamında yerine getirilmeyen—– gerçekleşmiş gibi fatura edileceği kararlaştırılmıştır.— gönderiminin gerçekleştirildiği görülmüştür—– davacı tarafından sunulan —olarak belirlenip taahhüt alındığı ve netice olarak—–kapsamında gönderilmediği görülmüştür.Nitekim taahhüt olarak alınan miktar için —— olarak belirlendiği görülmüştür.Hükme esas alınabilecek —- bilirkişi heyet raporu ile de gönderilmeyen — taraflar arasındaki taahhüt açısından 152.557,26 TL ücretlendirme yapılması gerektiği belirlenmiştir.Her ne kadar taraf ticari defterleri birbirleri ile uyumlu olmasa ve davacının faturaları davalıya tebliğ etmiş olduğu kanıtlanamasa da ticari defterlere göre ispat edilemeyen taleplerin genel hükümlere göre her zaman ispat edilebileceği aşikardır.Taraflar arasında yapılan sözleşme ve taahhüt uyarınca davalının taahhüt kapsamında göndermediğ—- davalı tarafından davacıya ödenmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.Her ne kadar davalı——- Hakkında yönetmelik öne sürülerek davalıya yüklenemeyecek sebepler uyarınca — yapılamadığı dile getirilmişse de ilgili kanun ve yönetmeliğin taraflar arasındaki sözleşmenin— tarihinde yürürlüğe girdiği gözetilerek bu itiraz kabul edilmemiştir.Davacının dava açarken faiz talep etmediği ancak ıslah dilekçesi ile faiz talep ettiği görülmekle ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmiştir.Davalı vekili tarafından imzaya yapılan itiraz sonucunda davalı şirket yetkilisine imza örneklerinin alınması için davetiye çıkarılmışsa da davalı şirket yetkilisi belirlenen gün ve saatte duruşmada hazır bulunmamıştır.Davalı şirket yetkilisinin imza örnekleri sunmak için duruşmaya icabet etmemesi nedeniyle imzanın kendisinden sadır olduğu kabul edilmiştir.Her ne kadar kısa kararda hüküm altına alınan kısım sehven 142.557,26 TL olarak belirtilmişse de iş bu yanlışlık sehven yapılmış olup kabul kararı doğrultusunda karar altına alınması gereken miktar 152.557,26 TLdir.Ancak kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki olamayacağından dolayı gerekçeli kararda hüküm altına alınan kısım değiştirilmemiştir.
Yukarıda beliritlen gerekçeler ışığında hükme esas alınabilecek yeterli teknik nitelikte bilirkişi raporunda yapılan teknik tespitlere itibar edilerek davanın kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; 142.557,26 TL nin ıslah tarihi olan 22/10/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte——–sayılı takip dosyasında tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 9.738,08 TL harçtan, peşin yatırılan 170,78 TL harç ve 2.435,00TL ıslah harcının toplamı olan 2.605,78‬ TL’den düşümü ile geri kalan 7.132,30 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan 2.605,78TL harç, 1.600,00TL bilirkişi ücreti ve 128,50TL posta gideri olmak üzere toplam 4.334,28‬TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan——-vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.