Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1085 Esas
KARAR NO: 2023/821
DAVA: Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 29/12/2018
KARAR TARİHİ: 12/10/2023
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkili olan ——– Şirketi, davalı bankadan 2013 yılında kredi kullanmış olup; diğer davacı … bu kredi sözleşmesine kefil olduğunu, Ancak müvekkilim şirket bu kredinin ödemesinde güçlüğe düşmüş; bu nedenle de 2015 yılında kredi yapılandırıldığını, Bu yapılandırma sırasında, yapılandırıldığı gün itibariyle kalan bakiye borç kadar tekrar kredi verilmişcesine işlem yapılmış, yani bakiye borç olan 537.932,00 TL kadar kredi kullandırılmış gibi gösterilmiş ve borç yükü haksız şekilde artırıldığını, Bu kredilere karşılık teminat olarak müvekkili şirket adına kayıtlı olan, ——– ili, ——— İlçesi, ——— Mahallesi, ——— Ada, ———- Parsellerde kayıtlı taşınmazlar üzerine 510.000,00 TL bedelli ve ——– ili, ——— İlçesi, ——– Mahallesi, ——— Ada, ——– Parsellerde kayıtlı taşınmazlar üzerine 790.000,00 TL; ——– ili ——– İlçesi, ——– Mahallesi, ——– ada, —— ve ——- parsel üzerine 600.000,00 TL bedelli davalı banka lehine ipotek tesis edildiğini, İpotek tutarları ve taşınmazların rayiç bedellerinin davalı bankaya olan tüm borcun ve hatta fazlasını karşılayacak tutarda olduğunu,müvekkili şirket, bu taşınmazları dava dışı kişilere üzerindeki ipotek yükü ile birlikte devrettiğini, Kredi borcunun ödenememesi üzerine davalı banka, ——– sayılı dosyaları ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yaptığını, Aynı zamanda ——— ile kambiyo senetlerine özgü takip başlattığını, Bu takiplerin hiçbirinde “tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile” ibaresini takip talebinde belirtmeyen davalı banka; haksız ve usule aykırı şekilde müvekkilden fazla tahsilat yapmıştır. Davamızın konusu ödenene fazla meblağın tespit ve tahsilidir. Bankanın usule aykırı ve sebepsiz zenginleşmeye neden olan işlemleri şöyledir: Davalı banka; ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlattığı takip olan ———- sayılı dosyasında; 692.459,69 TL takip toplamı üzerinden işlemlere başladığını ve Haziran 2016’da tahsil harcını ödeyerek icra dosyasını kapattığını, Ödeme, taşınmazların devredildiği ——— Gayrimenkulden alınmış olup; kendilerince miktarı bilinmediğini, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre; “Somut olayda; ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle takibe geçilmesinden sonra üç parça taşınmaz yönünden ipotek şerhinin terkini istemi, Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre alacağın tamamının haricen tahsil edildiğine karine teşkil eder. Davalı banka; ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlattığı takip olan ——— sayılı dosyasında; 692.459,69 TL takip toplamı üzerinden işlemlere başlamış; ——— sayılı dosyada tüm kredi borcu ödendiği için bu dosyada işlem yapmayı bıraktığını, bu nedenle de doysa takipsizlikten düştüğünü, Kredi borcunun tamamen ödenmiş olduğunun bu durum da gösterdiğini, Bu dönemde müvekkili bankaya müracaat edip herhangi bir borcun kalıp kalmadığını sorduğunda, ipotek takibi üzerinden bakiye borcun ödendiği belirtilmiştir. Kısacası; davalı banka; kredi borcu bir bütün olarak ödendiği için, bir ipotek takibinin tahsil harcını ödemiş; bir diğer ipotek takibini ise takipsiz bırakarak düşmesine neden olmuştur. Bu sırada başlatılan ——– İcra takibi olan ——– ile kambiyo senetlerine özgü takipten müvekkilin bilgisi olmadığını, Zira bu takipte ödeme emri; müvekkilin mernis adresine değil, TK md 35’e göre kredi sözleşmesinde yazan adresine ilanen yapılmıştır.Bu takipte; sanki hiçbir tahsilat yapılmamışçasına 699.000,00 TL talep edilmiş; yapılan ödemeler icra dosyasına bildirilmemiş ve mükerrer tahsilat amaçlanmıştır. Müvekkilinden kefil olan … adına şahsen kayıtlı olan ve ipotek tesis edilmemiş olan taşınmazın satışı talep edilmiş, bu satış ilanının tebliği ile birlikte müvekkil takipten haberdar olmuştur. Hali hazırda ikamet ettiği evin, satmak üzere olduğunu öğrenen davacı …, satışı engellemek için, mecburen bankaya ödeme yapmış olup; bu ödemlere ihtirazi kayıtı şerh olarak düşmüştür. Alacak talebimizin dayanakları madde madde izah edilecek olursa; Davalı banka ———- sayılı dosyasında tüm kredi borcunu tahsil etmiş olup; tahsil harcının ödendiği tarihten sonra müvekkilden tahsil edilen her meblağ; mükerrer tahsilat niteliğindedir ve iadesi gerekmektedir. Davalı banka borcu yapılandırma adı altında, hasız şekilde bakiye borcu ana para olarak kabul ederek, tekrar faiz/kar payı talep etmiştir. Yapılandırmanın hukuka aykırı şekilde yapılmasından kaynaklanan fazla tahsilatın tespiti ve tahsili gerekmektedir. Davalı banka, aynı borç için 3 farklı takip yapmış, tahsilde mükerrer olmama şartını koymaksızın ve tahsil edilenleri dosyaya bildirmeksizin işlemlere devam etmiş; yapılan her takip için ayrı ayrı, masraf ve vekalet ücreti tahsil etmiştir. Aynı borç için birden fazla vekalet ücreti ödenmiş olması, tahsil edilen dosyaya rağmen müvekkilinin ikamet ettiği evin satışının istenmiş olması ve tüm bu masraflar haksız tahsilat niteliğindedir ve iadesi gerekmektedir. Bütün bunların yanı sıra 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununda düzenlenen “banka ve sigorta muameleleri vergisi” bankanın nakden veya hesaben tahsil ettiği paralar üzerinden alınan gider vergisi niteliğinde bir vergidir. Mükellefi bankadır . Anılan yasanın 33, maddesi gereğince % 15 olan nispeti, ———- sayılı kararnamesi ile 1.9.1998 tarihinden geçerli olmak üzere bankalar arası tahsilatlar vs. dışında diğer banka ve sigorta muamelelerinde lehe alınan paralar üzerinden % 5 olarak uygulanır. Buna göre davacı bankanın icra takibi sırasında talep ettiği BSMV. gider vergisi niteliğindeki bu vergidir. Yargıtay’ın birçok kararında belirtildiği üzere müteselsil kefil, azami sorumluluk miktarı (kefalet limiti) kapsamındaki asıl borçtan, kendi temerrüdü dolayısıyla doğan temerrüt faizinden ve bu (temerrüt) faizinin gider vergisinden sorumludur. Kefilin bunun dışında bir gider vergisinden (BSMV’den) yani hesap kesim tarihi ile temerrüt tarihi arasında işleyen akdi faizin BSMV’nden sorumluluğu yoktur. Toplam tahsil edilen tutarın ne kadarının BSMV olduğu tarafımızca bilinmemektedir ve bilinmesi de mümkün değildir. Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle; fazlaya ilişkin talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydı ile belirsiz alacak davamızın kabulü ile;Öncelikle; haksız ve hukuka aykırı şekilde yapılan tahsilatların tespitine; Haksız şekilde tahsil edilen tüm meblağın davacılara tahsilde mükerreriyet olmayacak şekilde müvekkillerine iadesine;Bu alacaklara ödeme tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesine;Yargılama gideri ve vekalet ücretlerinin karşı yana yükletilmesine; karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya karşı cevaplarımızın sunulmasından ibarettir. Davacı, dava dilekçesinde 2015 yılında yapılan yapılandırma ile davacı-borçlunun borç yükünün arttırıldığını,davacı-borçlu kredi kullandıktan sonraki dönemde kullanmış olduğu krediyi, içinde bulundukları ekonomik sıkıntılar, geçici likidite sıkıntısı vs sebeplerle vade tarihinde ödeyemediklerini ve yakın zamanda da nakden ve defaten ödemeleri mümkün olmadığından bahisle bankanın ———- Şubesine başvurarak kredinin yeniden yapılandırılarak kredi vadesinin ötelenmesini talep ettiğini,söz konusu başvuru ile birlikte davacı-borçlular söz konusu kredinin yapılandırılmasından kaynaklanacak olan BSMV, KKDF, ve sair vergi, harç, komisyon, masraf ve kredi yapılandırma sonucu doğacak kar payı mahrumiyetlerini de yapılandırma sonucu oluşturulacak her bir taksit ile birlikte nakden ve defaten ödeyeceklerini beyan ve taahhüt ettiklerini, Söz konusu yapılandırma işlemi esas olarak bir vade ötelemesi niteliğinde bir işlem olduğunu,Şöyle ki banka ilk imzalanan kredi sözleşmesinde belirlenen vadelerde ödenmesi gereken kredi alacağını borçlunun talebi ile ötelemektedir. Bu öteleme sonucu bankanın kredi alacağını tahsil etme süresi uzamakta ve bu uzamaya istinaden de banka kredi tutarına kar payı işleterek yeni vadeler oluşturduğunu,bu durumda bankanın yeni oluşan vadelere göre ilk krediden kalan ana para alacağına kar payı işletmesi hayatın olağan akışının gereği olduğıunu, Dolayısıyla davacı-borçlunun iddia ettiği üzere borç yükünün haksız bir şekilde arttırılması gibi bir durum söz konusu olmadığını, Davacı-Borçlulara kullandırılan kredileri için teminat niteliğinde olmak üzere ——— ili, ——– İlçesi, ——— Mah. ——– ada, ——— parsellerdeki taşınmazlar üzerine 510.000,00 TL bedelli, ——– ili, ——– İlçesi, ———— Mah. ——– ada, ——— parsellerdeki taşınmazlar üzerine ise 790.000,00 TL bedelli, ——– İli, ——— İlçesi, ———– Köyü/Mahallesi, ——— ada, ——- ve ——– parsellerdeki taşınmazlar üzerine 600.000,00 TL bedelli 1. Dereceden ——– şirketi Lehine müşterek ipotek tesis edilmiştir. İpotek limitlerinin fazla olması taşınmazların güncel değerinin de ipotek limiti tutarı kadar olacağı anlamına gelmemektedir. İpotek limiti çok yüksek olan taşınmazların icra dairesi tarafından yapılan kıymet takdiri raporlarında çok düşük değerler edebildiği uygulamada çokça rastlanan bir durumdur. Bu durumda davacı-borçlunun bu iddiası afaki bir iddia olup varsayımlara dayanmaktadır. Davacı-Borçlulara kullandırılan kredi/lerin ödenmemesi üzerine, davacı-borçlulara ——— Noterliği’nin 21/12/2015 tarih ve ——– yevmiye no.lu hesap kat ihtarnamesi (EK-1) gönderilmiştir; ancak ihtarname muhataplara tebliğ edilmesine rağmen borçların ödenmemesi üzerine davacı-borçlular aleyhine icra takibine başlanmıştır. Davacı- Borçlular aleyhine, takip talebi ve ödeme emirlerinin birinci cümlesinde de açıkça görüleceği üzere tahsilde tekerrür olmamak şartı ile ibaresini içerir şekilde takip başlatılmıştır. Ayrıca bütün takiplerde ”fazlaya dair talep haklarımızın saklı olduğu” açıkça belirtilmiştir. Davacı-borçlunun bunları görerek bu iddiada bulunması davayı açmakta kötü niyetli olduğunun açıkça göstergesidir. ——- ili, ——- İlçesi, ——- Mah. ——- ada, ——— parsellerdeki taşınmazlar ile, ——— ili, ——– İlçesi, ——– Mah. —— ada, ———- parsellerdeki taşınmazların satılarak paraya çevrilmesi için ——— sayılı dosyasından tahsilde tekerrür olmamak şartıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatılmıştır. Bu takipte, davacı-borçlulardan ——— (Asıl Borçlu) Ve taşınmazların takip öncesi ipotek yükü ile devredildiği tapu müdürlüğünce tarafımıza bildirilen——– Gayrimenkul borçlu olarak yer almıştır. Taşınmaz devirleri takip öncesi yapıldığından takibe itiraza yer vermemek adına taşınmazları devir alan ——— Gayrimenkule, ——— Noterliğinin 07/01/2016 tarih ve ———- yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderilmiş ve bunun üzerine ——— Gayrimenkul yetkilisi taraflarına ulaşarak ipotek fekki için ödemesi gereken tutarın bildirilmesini talep etttiği, Davacı-borçlular bankaya yazılı bir şekilde başvurarak bilgi talebinde bulunmuşlarsa bu başvuruya ait dilekçe örneğini de dosyaya sunmaları gerekmektedir. Böyle bir yazılı talepleri olmadığı için dolayısıyla sunulacak herhangi bir evrakları da bulunmamaktadır. Bunun aksine davacılardan … ile bankamız ——– Şubesinde yüzyüze görüşme yapılmış bakiye borç hakkında kendisine bilgi verilmiş ve bakiye borcun iskontolu olarak kapatılması yönünde kendisi ile anlaşılmıştır. Bakiye borç konusunda o dönemde herhangi bir itiraz olmamıştır. Bakiye borcun kapatılması konusunda kendisine her türlü kolaylık sağlanmış, satışı istenen dairenin satış gününden bir gün önce satışı düşürülmüş ve bakiye borcun iskontolu olarak taksitler halinde ödenmesi konusunda yardımcı dahi olunmuştur. Bankamızın bu derece iyi niyetli davranmış olmasına rağmen bu davanın açılma nedeni tarafımızca anlaşılamamıştır. Bu durum bile davacı tarafın kötü niyetini ve iddialarının samimiyetsizliğini ortaya koymaktadır. Her bir takip için ayrı bir vekalet ücreti tahsilatı yapıldığı iddiası da gerçeği yansıtmamaktadır. Davacı-borçlular vekalet ücreti adı altında fazladan ödemiş olduğu bir tutar bulunmakta ise bunu ispatlamak zorundadırlar. Bunun aksine bakiye riskin iskontolu kapatılması için anlaşıldığı dönemde bakiye vekalet ücretinden de indirim yapılmıştır. Sonuç olarak davacı-borçluların dava dilekçesinde bahsetmiş olduğu şekilde kendilerinden yapılan fazla bir tahsilat bulunmamaktadır. Bunun aksine ——– sayılı dosyasından ipotek malikinden yapılan kısmi tahsilat sonrası kalan bakiye borcun iskontolu olarak kapatılması söz konusudur. Davacıların bütün iddiaları mesnetsiz ve kötü niyetlidir. Söz konusu durum davaya konu icra takiplerinin ve banka kayıtlarının incelenmesi sonucu açıkça ortaya çıkacaktır. Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle; Davacının haksız, mesnetsiz, hukuka aykırı ve kötüniyetli iddialarının reddine,yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesin talep etmiştir.
DELİLLER:——— sayılı dosyası, Genel Kredi Sözleşmesi, Hesap Hareketleri, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı.19.11.2019 tarihli ara karar ile dosyanın bankacı bilirkişi ile nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 20.05.2021 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.Bilirkişi raporunda özetle; Dosya kapsamında yapılan incelemede davacının borcundan daha faza ifada bulunduğu iddiası mevcut ise de, heyetimizce yapılan tetkiklerde ve tespitlerde fazladan ifa edilen bir meblağı gösteren belgeye rastlanılamadığı, 2-) Bir hukuki sözleşmesel ilişkide borçlu borcunu ifa ettiğini ve varsa fazla ifayı ispat etmesi gerektiği, Taraflar arasında sonradan bir protokol (25.07.2017) yapılmış olması ve borcunda ifa edilmiş olması karşısında fazla ifa yapıldığının ayrıca belgelendirilmesi gerektiği, Davacının “tahsilde tekerrür olmamak kaydı”nın bulunmadığı şeklinde bir beyanı bulunmuş olsa bile dosya kapsamı incelendiğinde, takip taleplerinde bu ibarenen yer aldığının görüldüğü, Nihai olarak fazla ödemeden kaynaklanan bir alacağın mevcut dosya kapsamından anlaşılamadığı için takdiri mahkeme ait olmak üzere bir alacağın bulunmadığı, sonuç ve kanaatine varıldığı görülmüştür.09.12.2021 tarihli ara karar ile dosyanın bankacı bilirkişi ile nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi ek raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 24.02.2022 tarihli bilirkişi ek raporu mahkememize teslim edilmiştir.Bilirkişi Ek Raporunda özetle; Dosya kapsamında yapılan incelemede davacının borcundan daha faza ifada bulunduğu iddiası mevcut ise de, heyetimizce yapılan tetkiklerde ve tespitlerde fazladan ifa edilen bir meblağı gösteren belgeye rastlanılamadığı, Bir hukuki sözleşmesel ilişkide borçlu borcunu ifa ettiğini ve varsa fazla ifayı ispat etmesi gerektiği, Taraflar arasında sonradan bir protokol (25.07.2017) yapılmış olması ve borcunda ifa edilmiş olması karşısında fazla ifa yapıldığının ayrıca belgelendirilmesi gerektiği, Davacının “tahsilde tekerrür olmamak kaydı”nın bulunmadığı şeklinde bir beyanı bulunmuş olsa bile dosya kapsamı incelendiğinde, takip taleplerinde bu ibarenen yer aldığının görüldüğü, Nihai olarak fazla ödemeden kaynaklanan bir alacağın mevcut dosya kapsamından anlaşılamadığı için takdiri mahkeme ait olmak üzere bir alacağın bulunmadığı şeklinde tespitte bulundukları görülmüştür.29.11.2022 tarihli ara karar ile dosyanın bankacı bilirkişi ile nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi ek raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 12.04.2023 tarihli bilirkişi ek raporu mahkememize teslim edilmiştir.Bilirkişi Ek 2. Raporunda Özetle; Dosya kapsamında yapılan incelemede davacının borcundan daha faza ifada bulunduğu iddiası mevcut ise de, heyetimizce yapılan tetkiklerde ve tespitlerde fazladan ifa edilen bir meblağı gösteren belgeye rastlanılamadığı, Bir hukuki sözleşmesel ilişkide borçlu borcunu ifa ettiğini ve varsa fazla ifayı ispat etmesi gerektiği, Taraflar arasında sonradan bir protokol (25.07.2017) yapılmış olması ve borcunda ifa edilmiş olması karşısında fazla ifa yapıldığının ayrıca belgelendirilmesi gerektiği, Davacının “tahsilde tekerrür olmamak kaydı”nın bulunmadığı şeklinde bir beyanı bulunmuş olsa bile dosya kapsamı incelendiğinde, takip taleplerinde bu ibarenin yer aldığının görüldüğü, Nihai olarak fazla ödemeden kaynaklanan bir alacağın mevcut dosya kapsamından anlaşılamadığı için takdiri mahkeme ait olmak üzere bir alacağın bulunmadığı şeklinde tespitte bulundukları görülmüştür. 13.06.2023 tarihli ara karar ile dosyanın bankacı bilirkişi ile nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi ek raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 18.09.2023 tarihli bilirkişi ek raporu mahkememize teslim edilmiştir.Bilirkişi Ek 3. Raporunda özetle; Dosya kapsamında yapılan incelemede davacının borcundan daha faza ifada bulunduğu iddiası mevcut ise de, heyetimizce yapılan tetkiklerde ve tespitlerde fazladan ifa edilen bir meblağı gösteren belgeye rastlanılamadığı, Bir hukuki sözleşmesel ilişkide borçlu borcunu ifa ettiğini ve varsa fazla ifayı ispat etmesi gerektiği, Taraflar arasında sonradan bir protokol (25.07.2017) yapılmış olması ve borcunda ifa edilmiş olması karşısında fazla ifa yapıldığının ayrıca belgelendirilmesi gerektiği, Davacının “tahsilde tekerrür olmamak kaydı”nın bulunmadığı şeklinde bir beyanı bulunmuş olsa bile dosya kapsamı incelendiğinde, takip taleplerinde bu ibarenin yer aldığının görüldüğü, Nihai olarak fazla ödemeden kaynaklanan bir alacağın mevcut dosya kapsamından anlaşılamadığı için takdiri mahkeme ait olmak üzere bir alacağın bulunmadığı, Dolayısıyla en son hazırlanan raporumuzda herhangi bir değişikliğin bulunmadığı, ANCAK ;Sayın mahkemenizin tensip kararında” Taraflar arasında düzenlenen kredi sözleşmelerine istinaden bankacılık işlemleri kapsamında davacının ödemesi gereken miktar ve yapılan ödemeler, icra takiplerindeki vekalet ücreti ve masrafların ayrı ayrı tespit edilerek, davacı yanın kredi sözleşmesine göre geri ödemesi gereken miktar, icra takiplerindeki masraf ve vekalet ücretininde ayrı ayrı miktarın tespit edilmesi ile davacı yanca yapılan ödemelerin fazla olup olmadığı hususunun irdelenmesi, iddia savunma ve toplanan deliller gözetilerek denetime elverişli rapor tanzim edilmesi” şeklinde görev verildiğinden görev doğrultusaunda yapılan hesaplamaya göre,. ——— Sayılı dosyasından 5.608.73 TL +24.160.95 TL= 29.769.68 TL FAZLA TAHSİLAT ———- sayılı dosyasından 15.440.39+24.160.95=39.601.34 TL fazla tahsilat sağlandığı, sonuç ve kanaatine varıldığı görülmüştür.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:Dava, ticari kredi sözleşmesinden kaynaklı ödemenin sebepsiz zenginleşme uyarınca iadesi talebine ilişkindir. Davacılar ve davalı banka arasında 26/09/2013 tarihinde 1.000,000,00 TL Genel Kredi Sözleşmesinin imzalandığı, şirket yetkilisi olan davacı … müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu, davalı banka tarafından ———Noterliği’nin 02/10/2015 tarihli ve ——– yevmiye numaralı ile 21/12/2015 tarihli ve ——— yevmiye numaralı ihtarnamaleri gönderdiği, davalı şirkete gönderilen ihtarnamenin sözleşmedeki adresten farklı olduğu ve davacı kefile gönderilen ihtarnamenin iade edildiği, 18/09/2023 tarihli ek raporda davalı bankanın 21/12/2015 olan kat tarihi itibariyle alacağının 543.785,71 TL olduğunun tespit edildiği, ——– sayılı icra dosyasının incelenmesinde davalı banka tarafından davacı şirket aleyhine 692.549,62 TL alacak üzerinden tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığı, icra takibinin 14/09/2017 tarihinde işlemden kaldırılmasına karar verilerek 150/c şerhinin kaldırılması ile dosyanın kapatılmasına karar verildiği,——– sayılı icra dosyasının incelenmesinde davalı banka tarafından davacı şirket ve kayıt maliki şirket aleyhine 692.549,69 TL alacak üzerinden tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığı, alacaklı banka vekilinin 07/06/2016 tarihli talebiyle şerhin kaldırılmasına karar verilerek harç alındığı ve tapuya müzekkere yazıldığı, alacaklı yanın haricen tahsil beyanı bulunmadığı,——- sayılı icra dosyasının incelenmesinde davalı banka tarafından davacılar aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığı, davacı … tarafından 23/03/2017 tarihinde 281,36 TL ve 25/09/2017 tarihinde 87,50 TL tutarında yatırıldığının görüldüğü, dosyada başkaca tahsilat tespit edilmediği, Davacılar vekilinin dava dilekçesinde ve aşamalarda ——– sayılı icra dosyasında banka vekilinin şerhin kaldırılması talebinin haricen tahsil olarak kabul edilmesi gerektiğini savunduğu, davalı bankanın hesap ekstresinde tapu maliki şirket tarafından takibe konu borçtan şeklinde 31/03/2016 tarihinde 520.000,00 TL ödemenin kayıtlara işlendiği, davalı banka tarafından anlaşmaya ilişkin mail çıktılarının sunulduğu, ——– sayılı icra dosyasına istinaden 520.000,00 TL ödeme yapıldığının kabul edildiği, aksinin davacı yanca ispat edilmediği anlaşılmıştır.Cevap dilekçesinin ekinde sunulan taraflarca imzalanan 25/07/2017 tarihli protokolun incelenmesinde tahsil harcı olmak üzere 145.186,38 TL borçlu olduğunun davacılar tarafından kabul edildiği, davalı bankaca 116.160,95 TL üzerinden iskontolu olarak kapatılması konusunda anlaşmaya varıldığı ve 8.000,00 TL vekalet ücreti ödeneceği konusunda anlaşıldığı, davalı bankanın kredi ilişkin hesap özetinin incelenmesinde toplam 116.160,95 TL ödendiği, Dava dilekçesinin incelenmesinden dava dilekçesinin ekinde ödeme belgelerinin davacı tarafça sunulmadığı, mahkememizce sunması için süre verildiği, davacılar vekili tarafından bildirilen ödeme belgelerinin mahkememizce istenildiği, temin edilen ödeme belgelerinin davalı bankanın kredi ilişkin hesap özetinde işlenmiş olduğu, davacı vekili tarafından sunulan 07/02/2018 tarihli ibraname ile tahsil harçları ayrı olmak üzere davalı banka tarafından davacıların ibra edildiğinin görülmüştür.Bu açıklamalar ışığında dosya değerlendirildiğinde; davacı yanca fazla ödeme yapıldığının beyan edildiği, davacılar tarafından 25/07/2017 tarihli protokol ile borcun kabul edildiği ve anlaşılan hususta ödeme yapıldığı, fazla ödeme yapıldığına ilişkin başkaca belge sunulmadığı anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememize açılan davanın REDDİNE,
2- Peşin alınan 1.700,75 TL harçtan alınması gerekli 269,85 TL peşin harcın düşümü ile Hazineye irat kaydına, bakiye kalan 1.430,90 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA ,
4-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
5-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 17.900,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/10/2023