Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1079 E. 2019/454 K. 25.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1079
KARAR NO : 2019/454
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 29/12/2018
KARAR TARİHİ: 25/06/2019
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelenmesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı şirket ile davalı site arasında temizlik hizmeti sağlanması hususunda 01.04.2012 tarihli hizmet sözleşmesinin imzalandığını, hizmet sözleşmesinin 5.maddesinde sözleşme süresinin belirlendiğini, sözleşmenin 01.04.2012-01.04.2013 tarihleri arasında geçerli olduğunu, sözleşmenin sona erme tarihinden itibaren 15 gün önce yazılı olarak haber verilmediği takdirde sözleşmenin otomatik olarak bir yıl daha uzayacağını kararlaştırdıklarını, müvekkil şirketin sözleşmeden doğan sorumlulukları yerine getirdiğini, ancak davalının noter aracılığı ile sözleşmeyi tek taraflı olarak fesih ettiğini , müvekkilinin cevabi ihtarda bulunduğunu, davacı şirkete davalı tarafından bu veya benzeri hususlarda yapılmış herhangi bir yazılı bildirimde bulunulmadığını, haksız feshin nedeninin müvekkil şirket bünyesinde çalışan personellerin site personel kadrosuna geçişinin sağlanmasının olduğunu, müvekkil şirketin sözleşmede kararlaştırıldığı üzere davalı site temizlik ve servis personeli olarak 4 adet personel istihdam ettiğini, davalı tarafından müvekkil şirkete aylık ödenmesi kararlaştırılan 5.959,06 TL+KDV ve buna ek olarak asgari ücret artış oranında yükseltilmesi suretiyle tespit edilecek rakam olduğunu, sözleşmenin davalı tarafça 01.11.2013 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere fesih edildiğini, bu nedenlerle davanın kabulü ile sözleşmenin haksız feshinden dolayı uğranılan 13.176,2 TL kâr kaybının sözleşmenin feshi tarihinden itibaren en yüksek mevduat faiz oranı hesaplanarak davalı yandan alınarak davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir .
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; öncelikle alacak hakkında zamanaşımı defilerinin bulunduğunu, davalı ile ilgili olarak da görev itirazlarının olduğunu, görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğunu, davacı şirket ile davalı müvekkili arasında imzalanan sözleşmede asıl davacının sözleşmenin edimlerini yerine getirmediğini, iş sözleşmesi yapılan ihtarnamenin tebliğinden sonraki yasal süresi içerisinde usulüne uygun olarak fesih edildiğini, sözleşmesi gereği davacı şirketin hizmet yeri olarak belirtilen ———-adresinde ———— Ada da bulunan tüm blokların ve ortak alanların temizlik işlerinin yerine getirilmesi, mesai saatleri içerisinde çay ve yemek servisinin yapılması ve gündüz saatlerinde verilen hizmetlerin bildirimli ve bildirimsiz denetimini yapmasının kararlaştırıldığını, davacının üstüne düşen yükümlülüklerini sözleşme gereğince ve eksikliklerin giderilmesinin tarafına sayısız kez bildirilmesine rağmen bu durumu düzeltecek bir hiçbir somut adımı atmadığını , ikazlara rağmen edimleri yerine getirmediğini, davacıya sözlü ve yazılı uyarılarda bulunulmasına rağmen bu durumun değişmemesi ve şikayetlerin kesilmemesi üzerine haklı sebeplerinin varlığı ışığında iş bu sözleşmeyi haklı olarak fesih etme zorunluluklarının doğduğunu, bu nedenlerle davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir .
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanununun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı Kanunun 73. maddesi bu Kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır(TTK m.4). Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalara bakmakla görevlidir.(TTK m.5).
Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir(TTK m.11 ).
Esnaf ise; ister gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri esnaf işletmesi için öngörülen sınırda kalan, sanat veya ticaretle uğraşan kişidir(TTK m.15 ).
Buna karşılık, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden(TKHK m.3/k) davalı ile ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan(TKHK m.3/ı) davacı arasında tüketici işlemi(TKHK m.3/l) bulunmaktadır.
Somut olayda; davacı … ile davalı Site Yönetimi, temizlik hizmeti sağlanması hususunda 01.04.2012 tarihli hizmet sözleşmesinin imzalandığını, ancak davalı tarafın sözleşmeyi haksız şekilde feshettiğini sözleşmenin bitim tarihi gelmeden, davalı site yönetimi tarafından hizmet sözleşmesinin tek taraflı feshi sebebiyle davacı tarafın yoksun kaldığı karı talep ettiği anlaşılmıştır. Davalı Site Yönetimi 6502 sayılı Kanun kapsamında tüketici olduğu(İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37.HUKUK DAİRESİ———– Tarihli kararı) uyuşmazlığın temelinde hizmet sözleşmesi bulunduğu ve taraflar arasındaki sözleşmenin 6502 sayılı Kanun kapsamında tüketici işlemi olduğu anlaşıldığından, uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tüketici hakkında öncelikli uygulanması gereken özel nitelikteki 6502 sayılı TKHK uyarınca uyuşmazlığın Mahkememizin görevine girmediği, görevin tüketici işleminden kaynaklanan uyuşmazlıklara ilişkin olması nedeniyle tüketici mahkemesine (TKHK m.73) ait olduğu, mahkemenin görevli olmasının(HMK m.114/1-c) dava şartlarından olduğu, mahkemece, dava şartlarının mevcut olup olmadığının, davanın her aşamasında kendiliğinden(HMK m. 115/1) nazara alınacağı, tespit edilen dava şartı noksanlığının giderilmesinin mümkün olmadığı sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak yargılama harç ve giderleri görevli mahkemede değerlendirilmek üzere Mahkememizin görevsizliğine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37.HUKUK DAİRESİ ———– Tarihli kararı da göz önünde bulundurularak karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, görevli mahkemenin TÜKETİCİ MAHKEMELERİ olduğunun TESPİTİNE,
2-Davanın HMK 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması ile ilgili dava şartı yokluğu sebebiyle HMK 115/2. Maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,
3-HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşme tarihinden itibaren taraflardan birinin 2 hafta içerisinde mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli İSTANBUL ANADOLU NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
4-Aksi taktirde davanın açılmamış SAYILMASINA,
5-HMK 331/2. Maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücreti hakkında görevli mahkemece karar VERİLMESİNE,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı.25.06.2019