Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1075 E. 2020/71 K. 30.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/1075 Esas
KARAR NO : 2020/71

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/12/2018
KARAR TARİHİ : 30/01/2020

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında müvekkili şirket tarafından davalının çeşitli —————-yapıldığını ve faturaların düzenlenerek gönderildiğini, davalının bir kısım ödemeler yapmasına karşın borç bakiyesinin bulunduğunu, bu nedenle davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını fakat davalının borca haksız itiraz ettiğini, anılan nedenlerle gerçekleştirilen itirazın iptali ile icra takibinin devamını, itirazın kötü niyetli olması nedeniyle alacağın % 20’sinden az olmamak üzere davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini iddia ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalıya usulune uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesi Tebligat Kanunu’nun 35. Maddesine göre tebliğ edilmiş olup, davalının davaya katılmadığı ve cevap dilekçesi de sunmadığı görülmüştür.
DELİLLER:
İstanbul Anadolu —İcra Dairesi’nin —- esas sayılı icra takip dosyası, Dava konusu faturalar, Bilirkişi raporu ve bilirkişi ek raporu,
—— tarihli yazısı ile gönderilen davalı şirkete ait —- formları,
—— uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda; davacı taraf ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, taraflar arasında akdedilen bir sözleşmenin bulunmadığı, buna rağmen davacı tarafından düzenlenen faturaların hakediş formlarına istinaden düzenlendiği, 94.580,78 TL tutarlı hakediş formlarına davalının mail aracılığı ile onay verdiği, buna karşın 92.050,89 TL tutarlı hakediş formlarında davalının imzasının bulunmadığı ve anılan tutarlı hak edişler için fatura düzenleneceği konusunda davalı ile mutabık kalındığına dair herhangi bir mail yazışmasının bulunmadığı, dava konusu faturaların davalıya tebliğ edildiğine dair tespite elverişli herhangi bir evrakın dosyada yer almadığı, davacı taraf ticari defter ve kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davacının davalıdan —- alacaklı olduğu, ancak 02.01.2018 tarihli düzeltme kaydı olduğu iddia edilen yevmiye kaydı ile davalının 46.635,38 TL borçlandırıldığı, söz konusu işlem dayanağına ilişkin tespite elverişli belge sunulmadığı, yapılan kaydın Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından yayımlanan 1 sıra numaralı Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğinde belirtilen usul ve esaslarına uygun olmadığı, dolayısıyla takip tarihi itibariyle davacının davalıdan talep edebileceği herhangi bir tutarın olamayacağı belirtilmiştir.
Davacı tarafın bilirkişi raporuna itirazları değerlendirilmek ve davalı tarafa ait —– formları incelenmek suretiyle hazırlanan ek bilirkişi raporunda; davacı tarafından 02.01.2018 tarih ve 32.886,88 TL tutarlı düzeltme kaydının, davacı vekili tarafından dosyaya ibraz edilen davalı şirket tarafından gönderilen mail ekinde yer alan cari hesap ekstresinde 2017 yıl sonu hesap bakiyesi olarak yer aldığı, bu haliyle tarafların yıl sonu hesap bakiyesi üzerinde mutabık kaldıkları, 2018 yılında davacı tarafından düzenlenen fatura tutarlarının davalıya ait form BA beyannamelerinde yer aldığı, takip tarihi itibariyle davacı tarafın davalıdan 32.886,88 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
Ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerekmektedir.
Yargıtay ———- sayılı kararında, “Davacı tarafından delil olarak dayanılan ticari defter ve kayıtlara ilişkin alınan bilirkişi raporu ve ek raporundan, davacının ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin mevcut olmayıp usulüne uygun tutulmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca mali müşavir bilirkişi raporu ve ek raporunda cari hesaplarındaki borç bakiyesinin davalı şirkete ait olduğunun davacı defterlerinden tespitinin mümkün olmadığı belirtmiştir. Bu durumda mahkemece davacı tarafça takip dayanağı faturalardaki işlerin yapılıp teslim edildiği kanıtlanamadığı, davacının ticari defterlerinin eksiksiz ve usulüne uygun tutulmamış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamamış olması sebebiyle, 6100 sayılı HMK’ nın 222/2-3 maddeleri gereğince davacının lehine delil olamayacağı gibi bu haliyle dahi alacağın varlığını ispata yeterli olmadığı anlaşıldığından ispat edilemeyen davanın reddine, kabul şekli itibariyle de ……..kararın bozulması uygun görülmüştür” şeklinde hüküm tesis ederek, birbirlerini doğrulamayan ticari defterlerin, sahibi lehine delil olması tek başına yeterli olmayacağı belirtilmiştir.
Yargıtay—–. HD, —- sayılı kararında, dayanak belgeleri olmaksızın davacının defter kayıtlarının esas alınmayacağını, “ Dava, cari hesaptan doğan alacağın tahsili istemine ilişkin alacak davası olup, ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacıdadır. Davacı önce icra takibine, sonra iş bu davaya konu ettiği alacağın varlığını usulüne uygun delillerle kanıtlamalıdır. Tek yanlı olarak düzenlenen ve dayanakları bilirkişi raporundan anlaşılamayan davacının kendi ticari defter kayıtları esas alınarak, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir” şeklinde belirtmiştir.
Somut olayda; davacı, davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla İstanbul Anadolu —-. İcra Dairesi’nin — sayılı icra takip dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı ile icra takibinin durmuş olduğu, davacı tarafın itirazın iptali talebiyle mahkememizde süresi içerisinde huzurdaki davayı ikame etmiş olduğu, yapılan yargılama sırasında davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesinde ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun olarak yapıldığı, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 32.886,88 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, davalı tarafın verilen kesin süreye rağmen süresi içerisinde ticari defter ve kayıtlarını mahkememize sunmamış olduğu görülmüştür.
Ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak değerlendirilebilmesi için defterlerin usulüne uygun olarak açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmış olması ve ayrıca dayanak belgeleri ile birlikte bir bütünlük teşkil etmesi ve faturaların yanında teslim belgelerinin de bulunması gerekmektedir. Bu haliyle; davacının faturaya konu malın teslim edildiği/hizmetin yerine getirildiğini usulüne uygun delillerle ispatlaması gerekir. Davacı taraf dava dilekçesinde ticarî defterlere delil olarak dayanmış olup bu ticarî defter kavramı içerisinde BA-BS formları da girmektedir. (.—-).
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan toplam 32.886,88-TL alacaklı olduğu, davalı tarafça açık hesap ilişkisine dayalı faturalara ilişkin bağlı bulunduğu vergi dairesine bildirim yapılmış olduğu, bu hususun davalıya ait — form örneklerinde de görüldüğü, dava konusu alacağın dayandığı faturaların davalının vergi kayıtlarında olması nedeniyle davacı lehine malların davalıya teslimi/hizmetin yerine getirilmesi hususunun karine olarak sabit olduğu (. — bu karinenin aksinin davalı tarafından ispat edilememesi karşısında davalının borca itirazında haksız olduğu, alacağın açık hesap ilişkisine dayalı ve likit olması karşısında davacının ayrıca icra inkar tazminatına müstahak bulunduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile davalı borçlunun İstanbul Anadolu—-.İcra müdürlüğünün —- Esas sayılı dosyasındaki takibe itirazının İPTALİ ile takibin aynen DEVAMINA,
2-Davalının takibe itirazı haksız görüldüğünden hüküm altına alınan 32.886,88 TL’nin % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 2246,50 TL harçtan, peşin yatırılan 397,20 TL harcın düşümü ile geri kalan 1849,30 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından yatırılan 397,20-TL peşin harç ve 1200,00 TL bilirkişi ücreti ve 83,30 TL posta gideri olmak üzere toplam 1283,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan —. gereği 3.946,42 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.