Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1072 E. 2020/634 K. 08.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1072 Esas
KARAR NO : 2020/634
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/12/2018
KARAR TARİHİ : 08/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin —— tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalının müvekkil şirketin ——plakalı aracına ait servis bakımlarını yaptırdığını, bu kapsamda davalı adına — tarihli ve ——–tutarlı fatura tanzim edildiğinin, davalının borcunu ödememesi nedeniyle icra takibi başlatıldığını fakat davalının borca haksız olarak itiraz ettiğini, anılan nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamını, borçlunun itirazından dolayı %20’den az olmamak üzere ücra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
RAPOR: Bilirkişinin ——- tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dava dosyasında davacı olan ——- dava dosyasına ibraz ettiği yasal defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğunu,—–beratların süresi içerisinde alındığını, envanter defteri noter açılış tasdikinin TTK hükümlerine uygun olarak süresi İçerisinde alındığı ve dolayısıyla ticari defterlerin lehe delil olarak ileri sürülebileceğinin, davalıya usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesi Tebligat Kanunun 35.maddesine göre tebliğ edildiğinin, davalının davaya katılmadığı ve cevap dilekçesi de sunmadığının görüldüğünün, defter kayıtlarında—- kadar davalıdan alacaklı gözüken davacı yanın takip konusu alacağının dayanağı olan belgeleri —– olarak düzenlediğinin, ilgili ——- sıra numaralı faturanın davalıya teslim edildiğini gösterir nitelikte dosya içeriğine tespite elverişli herhangi bir belgenin ibraz edilmediğinin, davalıya ait ———- beyannamesinde davacının düzenlediği — tutarlı faturanın yer almadığının, buna karşın davacının dosyaya ibraz ettiği ——– sıra numaralı iş emrinden anlaşıldığı üzere bakım onarım hizmetlerinin yapılması için davalıya ait ——– model aracın davacıya ait işyerine teslim edildiğine dair formun ———– kısmında bir imzasının bulunduğunun, buna karşın mevcut imzanın kime ait olduğunun anlaşılamadığının, konuyla ilgili nihai değerlendirmenin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğunun,——–dava dilekçesi harçlandırma tarihi itibariyle davacı nezdinde davalının —- borçlu göründüğünü tarafınca tespit edilmiş hesaplanmışsa da Takdirin Mahkememize ait olduğunun kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava; davacının düzenlemiş olduğu faturadan kaynaklı alacağının tahsiline ilişkin olduğu görüldü.
Ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerekmektedir.
————— sayılı kararında, “Davacı tarafından delil olarak dayanılan ticari defter ve kayıtlara ilişkin alınan bilirkişi raporu ve ek raporundan, davacının ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin mevcut olmayıp usulüne uygun tutulmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca mali müşavir bilirkişi raporu ve ek raporunda cari hesaplarındaki borç bakiyesinin davalı şirkete ait olduğunun davacı defterlerinden tespitinin mümkün olmadığı belirtmiştir. Bu durumda mahkemece davacı tarafça takip dayanağı faturalardaki işlerin yapılıp teslim edildiği kanıtlanamadığı, davacının ticari defterlerinin eksiksiz ve usulüne uygun tutulmamış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamamış olması sebebiyle, 6100 sayılı HMK’ nın 222/2-3 maddeleri gereğince davacının lehine delil olamayacağı gibi bu haliyle dahi alacağın varlığını ispata yeterli olmadığı anlaşıldığından ispat edilemeyen davanın reddine, kabul şekli itibariyle de ——— bozulması uygun görülmüştür” şeklinde hüküm tesis ederek, birbirlerini doğrulamayan ticari defterlerin, sahibi lehine delil olması tek başına yeterli olmayacağı belirtilmiştir.
——————- sayılı kararında, dayanak belgeleri olmaksızın davacının defter kayıtlarının esas alınmayacağını, “ Dava, cari hesaptan doğan alacağın tahsili istemine ilişkin alacak davası olup, ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacıdadır. Davacı önce icra takibine, sonra iş bu davaya konu ettiği alacağın varlığını usulüne uygun delillerle kanıtlamalıdır. Tek yanlı olarak düzenlenen ve dayanakları bilirkişi raporundan anlaşılamayan davacının kendi ticari defter kayıtları esas alınarak, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir” şeklinde belirtmiştir.
Somut olayda; davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesinde ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun olarak yapıldığı, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan ——- alacaklı olduğunun tespit edildiği, davalı tarafın davaya cevap dilekçesi sunmadığı gibi verilen kesin süreye rağmen süresi içerisinde ticari defter ve kayıtlarını mahkememize sunmamış olduğu görülmüştür.
Ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak değerlendirilebilmesi için defterlerin usulüne uygun olarak açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmış olması ve ayrıca dayanak belgeleri ile birlikte bir bütünlük teşkil etmesi ve faturaların yanında teslim belgelerinin de bulunması gerekmektedir. Bu haliyle; davacının faturaya konu malın teslim edildiğini usulüne uygun delillerle ispatlaması gerekir. Davacı tarafça davaya dayanak ——– sıra numaralı faturanın düzenlendiği dayanak belge olarak da davacının dosyaya biraz ettiği ———– sıra numaralı iş emri ile bakım onarım hizmetlerinin yapılması için davalıya ait sprinter model aracın davacıya ait işyerine teslim edildiğine dair imzalı formun ———— hazırlandığı, muhakeme aşamasında tarafların anlaştıkları hususları hep bir arada değerlendirildiğindenazara alınarak davanın açıldığı tarih itibariyle davacının dava açmakta haklı olduğu değerlendirilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 331. maddesinde; “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder. ” şeklinde hüküm tesis edildiği görülmüştür.
—————– sayılı ilamında konusuz kalan davada ilişkin vekalet ücreti hakkında; “Anlaşmazlık davanın konusuz kalması nedeniyle delillerin toplanmasına ilişkin ara kararı gereğinin yerine getirilmesinden önce giderildiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. maddesi uyarınca tarife hükümleri ile belirlenen ücretin yarısına hükmedilmesi gerekirken mahkemece davalının tam vekalet ücreti ile sorumlu tutulması doğru görülmemiştir.” hüküm ortaya koyulduğu anlaşıldığından işbu davadaki anlaşmazlık delillerin toplanmasına ilişkin arar kararın gereğinin yerine getirilmesinden önce giderildiği için ——– kararı çerçevesinde davacı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tarife hükümleri ile belirlenen ücretin tamamına hükmedilmiştir.
G.D: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklanacağı üzere;
1.İcra dosyası tahsil edilip kapatıldığından, dava konusuz kalmış olmakla, ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 865,08 TL karar ve ilam harcının, dava açılırken peşin olarak alınan 152,96 TL harçtan mahsubu ile bakiye ‭712,12‬ TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvuru harcı, 152,96 TL peşin harç toplamı 188,86‬ ile 903,70 TL ( 800,00 TL bilirkişi ücreti, tebligat gideri 87,20 TL, E-Tebligat gideri 15,50 TL, 1,00 TL Dosya Kapak gideri ) olmak üzere toplam 1.092,56‬ TL olan yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra davacıya iadesine,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ———- Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/10/2020