Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1065 E. 2020/334 K. 02.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1065 Esas
KARAR NO: 2020/334
DAVA: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 29/12/2018
KARAR TARİHİ: 02/07/2020
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkilinin maliki olduğu ————— parselde bulunan kayısı bahçesinde ——— tarihinde gerçekleşen — sebebiyle müvekkilinin uğramış olduğu maddi zararın tespiti ile zararın davalı kurumdan tahsil edilmesini beyan ederek, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı yana bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu poliçede hasat tarihinin ———– olduğunu, işbu poliçeden doğacak olan alacaklar bu tarihte muaccel olacağından dava zamanaşımının en geç ———- tarihinde geçmiş bulunduğunu, bunun yanında aktif husumet itirazlarının bulunduğunu, ———— numaralı sigorta poliçesiyle teminat altına alınan ürün, sigorta poliçesinde yazılı olan ada parsel üzerinde yetiştirilen üründür, poliçede yazılı parselde bulunan ürün dışındaki ürünler poliçe teminatı dışında olduğunu, ———- gitmeyen bir kuruluş olduğunu, —————-olarak adlandırılan tarım sigortaları sistemi, diğer sigorta sistemlerinden farklı olduğunu, —————- farklı olarak kar amacı gütmediğini, havuzda yer alan sigorta şirketleri riskin %100’ünü havuza devrettikleri için sistemde kar-zarar ortaklıkları söz konusu olmadığını, başka bir ifade ile sigorta şirketlerinin hasarın ödenmemesinden doğrudan bir menfaat sağlamaları söz konusu olmadığını, havuzun yönetim kurulu dışında herhangi bir yürütme organı bulunmamaktadır. Sistem, sigortacıların kurduğu bir işletici şirket eliyle yürütülmekte olduğunu, bu işletici şirket de kar amacı gütmemekte, sadece havuzdan masraflarını karşılayacak sabit bir ücret almadığını, kısaca, hasarın ödenip ödenmemesi şirkete bir kazanç sağlamadığını beyan ederek; haksız davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
—————- tarihli yazı cevabı, ———– tarihli bilirkişi raporu,
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, ————hasar tazminatı istemine ilişkindir.
—— tarihinde yürürlüğe giren 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 Sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı kanunun 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve dair usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının 6102 Sayılı TTK’nda ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 Sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup 6102 Sayılı TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatını haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; ———- tarih, —————— sayılı ilamında da belirtildiği üzere somut olayda da davacı çiftçi olup, ticari ve mesleki amaçla tarım sigortası yaptırdığından tacir sıfatının bulunmamasına ayrıca üretici olup tüketici olmamasına göre uyuşmazlığın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın görev yönünden REDDİ ile mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 sayılı HMK nın 20. maddesi uyarınca, görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde davacılar tarafından yapılacak müracat halinde dosyanın görevli ve yetkili ———————- Adliyesi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-Tarafların yukarıda belirtilen süre içerisinde başvarmamaları halinde mahkememizce dosyanın re’sen ele alınarak, 6100 Sayılı HMK’nın 20/1. maddesi gereğince davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verileceğinin ihtarına,
4-6100 sayılı HMK nın 331/2 maddesi uyarınca harç, yargılama gideri, vekalet ücreti ve gider avansı gibi hususların görevli ve yetkili mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde ——————- Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 02/07/2020