Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1057 E. 2020/301 K. 30.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1057 Esas
KARAR NO: 2020/301
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 29/12/2018
KARAR TARİHİ: 30/06/2020
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelenmesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili ———- harç tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ile davalı arasında ——- tarihli ———- imzalandığını, bu sözleşme gereğince davacı müvekkili şirketin görevlendireceği iş yeri hekiminin davalı bünyesinde 6331 sayılı iş sağlığı ve güvenliği kanununa bağlı olarak belirtilen esaslara uygun olarak gerçekleştirilecek uygulamaları yerine getirileceğini, davalı tarafın almış olduğu bu hizmet karşılığında davacı müvekkiline ödeyeceği ücretin aralarındaki sözleşmenin 4. Maddesinde belirtildiğini, sözleşme ücreti aylık faturalandırma şeklinde yapılacağını, fatura kesim tarihinden itibaren —————— içerisinde nakit veya banka havalesi ile ödeme yapılacağını, davacı müvekkili tarafından ——– tarihinde kesilen faturaya rağmen davalı tarafça bir ödeme yapılmadığını, bu nedenle davalı aleyhine ———- tutarındaki alacağın tahsili amacıyla ——– İcra Müdürlüğü’nün ———– esas sayılı dosya ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, ödeme emrini tebliğ alan davalı-borçlu şirket, davacı müvekkile böyle bir borcu olmadığına dair haksız ve gerçeğe aykırı beyanda bulunarak icra takibine itiraz ettiğini ve akabinde de icra takibini durdurduğunu, davacı müvekkil ———————olarak —————- bağlı akredite bir firma olduğunu, ——– olarak yapılan tüm sözleşmeler bakanlık sistemine bağlı ——– gönderilmekte olduğunu ve —————- tarafından görüntülenebildiğini, davalı tarafın var olan sözleşmeye rağmen gerçeğe aykırı olarak ödeme emrinde belirtilen miktarda borcu olmadığını iddia etmekte ve bu iddiasını ispat etmekte kendisine ait olduğunu, davalının hukuki ve maddi dayanağı olmayan, mesnetsiz itirazlarının iptal edilerek takibin devamına karar verilmesi için iş bu davanın açılması zorunluluğu doğduğunu, davalı/borçlunun mal kaçırma ihtimali bulunduğunu ve bunun gerçekleşmesi halinde alacağın tahsili imkansız hale geleceğini, alacağın teminat altında olmadığından öncelikle borçlunun menkul ve gayrimenkul malları ile 3. Şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket hakkında ———— Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —————- esas sayılı iflas erteleme dosyasında verilen ihtiyati tedbir kararı mevcut olduğunu, bu karar gereği müvekkilin aleyhine icra takibi başlatılmayacağını ve başlatılmış olan takiplerin de durdurulması durumunun mevcut olduğunu, ilgili dosyanın ———-tarihinde görülen duruşmasında müvekkil şirket hakkında bir yıl süre ile iflas erteleme kararı verildiğini, müvekkil şirketin mal kaçırma ihtimali söz konusu olmayacağını, faturadan kaynaklı veya herhangi bir sebeple alacaklı olmadığını, taraflar arasında ———— tarihinde Belirli Süreli Hizmet Sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmenin 3. Maddesinde ——- tamamlanmasına—- gün kala ———-tarafından yazılı olarak fesih bildirimi yapılmazsa sözleşme—–daha aynı koşullarda———— şartlarına uymak kaydıyla uzamış sayılır.” şeklinde düzenlenmiş olduğunu, sözleşmenin imzalandığı tarih itibariyle tamamlanacağı tarih ise ——– olduğunu, müvekkil şirket tarafından ——– Noterliği’nin ———— yevmiye numaralı ihtarnamesi ile gerek sözleşmeye gerek usule uygun bir şekilde feshedildiğini, ———— tarihinde süresi sona gerecek olan sözleşmenin uzatılmayacağı/yenilenmeyeceği davacı tarafa ———– tarihinde bildirildiğini, davacı tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak müvekkil şirket adına fatura kesilip ve gönderildiğini, hukuka aykırı olarak kesilen ————- nolu fatura tarafımızca işleme alınmadan ———– Noterliği’nin ————–yevmiye numaralı ihtarnamesi ile iade edildiğini, davacı yan, sözleşmenin feshedildiği halde hukuka aykırı olarak fatura keşide etmiş olup icra takibi başlatıldığını, taraflar arasındaki sözleşme usulüne uygun olarak yenilenmesine on beş gün kala feshedildiğini, davacı tarafından yasaya aykırı olarak keşide edilen fatura da usulüne uygun şekilde iade edildiğini, davanın esastan reddine, haksız ve kötü niyetli davacı hakkında %20 den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava faturaya dayalı takipte ödeme emrine yapılan itirazın iptali davasıdır.İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
———- İcra Dairesi’nin ———– E. Sayılı dosyasının dosyamız arasında celp edilmiş,———- Asliye Ticaret Mahkemesinin ———– Esas sayılı dosyasının tüm ekleri ile ——— üzerinden dosyamız arasına alınmış,————Noterliği’nin ————-yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ———- Noterliği’nin ———– yevmiye numaralı ihtarnamelerinin birer suretinin dosyamızın arasına celp edilmiştir.
——– Asliye Ticaret Mahkemesinin ——— Esas sayılı dosyasının incelenmesinde ,davalı şirket hakkında ——– tarihinde iflas erteleme kararı verildiği ve yine aynı iflas ertleme dosyasında —————-tarihinde ihtiyati tedbir kararı verilerek İİK 179/a maddesi uyarınca başlatılan takiplerin durdurulmasına ve tedbir tarihinden itibaren takip başlatılmamasına karar verildiği görülmüştür.
İflasın ertelenmesi kararının verilmesinden sonra borçlu aleyhine 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takibin yapılamayacağı, öncesinde başlamış bir takip varsa, başlayan takiplerin duracağı, iflasın ertelenmesi veya tedbir kararının verilmesinden önce başlatılan takip nedeniyle açılan itirazın kaldırılması, itirazın iptali ya da menfi tespit davalarına iflasın ertelenmesi (ya da tedbir) kararının etki etmeyeceği ancak, açılan bu davaların sonunda verilen ilamların infazını engelleyeceği anlaşılmaktadır.Ancak eldeki dosyada itirazın iptaline konu takip tedbir kararından sonra başlatılmıştır. Dolayısıyla iflasın ertelenmesi ya da takip yapılmaması yönünde verilen tedbir kararından sonra yapılan takip nedeniyle itirazın iptali ya da itirazın kaldırılmasının istenmesi durumunda ise usulüne uygun bir takip bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir.
Yukarıda belirtilen gerekçe ışığında davanın hukuki yarar yokluğundan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı HMK’nın 114/1-h maddesi uyarınca usulden reddine,
2-Alınması gerekli 54,40 TL harçtan peşin yatırılan 35,90 TL harcın düşümü ile geri kalan 18,50 TL harcın davacı taraftan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA ,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ,
4-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T 7/2. maddesi uyarınca 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair; gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/06/2020