Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1042 E. 2022/82 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1042 Esas
KARAR NO : 2022/82

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/12/2018
KARAR TARİHİ : 03/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının farklı tarihlerde müvekkilden—– maddeleri ile —– aldığını, buna karşın davalının cari hesaptan kaynaklı alacağını ödemediğini, bu nedenle
davalı aleyhinde icra takibi başlatıldığını fakat davalının borca haksız olarak itiraz ettiğini, anılan nedenlerle
itirazın iptali ile takibin devamını, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum
edilmesini iddia ve talep etmiştir.
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdii edilerek rapor alınmıştır.—— tarihli bilirkişi raporu özetle, Davacı ticari defterlerinin incelendiği talimat bilirkişi raporunda davacı ticari defterlerinin usulüne
uygun olarak tutulduğu, ticari defterlere —–alındığı hususlarının belirtildiği, Mahkememizin —– tarihli duruşmasının——- ara kararında taraf ticari
defterlerinin bulunduğu yer ile incelemede muhatap alınacak ——-içerisinde yazılı olarak beyan edilmesi yönünde karar kurulduğu, buna karşın davalının yerinde
inceleme talebini içerir beyanda bulunmadığı görüldüğünden davalı nezdinde inceleme
gerçekleştirilemediği,
talimat bilirkişi raporunda belirtilen davalı adına düzenlenen irsaliyelerin teslim alan kısımlarında
yer alan—— kişinin davalı nezdinde ——- istihdam edilmediğinin——–tarafından gönderilen müzekkere cevabından anlaşıldığı, buna karşın davacının
davalı adına düzenlenen —– karşılığı olan —-tutarlı faturaların davalıya ait
—————– kayıtlı bulunduğunun görüldüğü, bu tutar içerisinde huzurdaki dava ile istenen 2 adet karşılığı toplamda ——- faturalarında yer aldığının anlaşıldığı, bu itibarla
davalının adına düzenlenen faturalara 8 günlük süre içerisinde itiraz etmediğinin anlaşıldığı,
29.11.2018 takip tarihi itibariyle davacı nezdinde davalının —– borçlu olduğu, ilgili tutarın davacıya ödenip ödenmeyeceği ile ilgili nihai değerlendirmenin Sayın Mahkemenin takdirinde
olduğu, takip ile birikmiş faiz talep edilmediği,
hususları tarafımca tespit edilmiş hesaplanmışsa da, Takdir Sayın Mahkemeye ait olmak üzere sonuç ve kanaate varmıştır.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, açık hesap ilişkisine dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi —– alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak ——- Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf, bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında —– yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. Davacının ticari defterlerinde yapılan incelemeye göre —– takip tarihi itibariyle davalının —– borçlu olduğu,
Davalının bağlı bulunduğu —- tarihli yazı ekinde bulunan—– incelenmesinde; davalının davacıdan —– tutarında belge aldığı ve vergi dairesine bildirim yaptığı, davacının —- esas dosyasında 44.285,58 TL olarak takip konusu yapıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce 21/12/2021 günü yapılması istenilen defter incelemesine davalı vekilinin hazır olduğu duruşmada davalı şirket davet edildiği, davalı şirketin ticari defterlerini dosyaya ibraz etmediği gibi dava dosyasına ticari defter ve kayıtlarının bulunduğu yer ile inceleme sırasında muhatap alınacak yetkili kişiyi bildirmediği, 6100 sayılı Hmk”nın 222/3. maddesinde,—- tarihli resmi gazetede yayımlanan 7251 sayılı kanunla ticari defterlerin sunulmamasına ilişkin 23.madde ile değişiklik yapılmış ve ticari defterlerin davalı tarafından sunulmaması halinde davacının ticari defter kayıtlarının lehine delil olacağı belirtildiği, davalı tarafından düzenlenmiş olan söz konusu takibe konu faturalara 8 gün içinde itiraz edildiğine dair dosyaya bir bilgi veya belge kazandırılmadığı, davalı şirket tarafından davacıdan —– belge ile davacı şirketten — tutarında mal veya hizmet alımı yapıldığını bağlı bulunduğu vergi dairesine bildirdiği, böylece bilirkişi davacı tarafın ticari defterleri ve —- mahkememize göndermiş olduğu taraf —- formalarının incelenmesi neticesinde takip tarihi itibariyle davacının davalıdan (taleple bağlı kalınarak) —–olduğunun tespit edildiği anlaşılmış olup aşağıdaki gibi karar verilmiştir.
Alacağın likit olması konusunu —— kararında; ”Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.” şeklinde açıklamıştır. Bir alacağın likit olup olmadığı hususu değerlendirilirken her uyuşmazlık kendi koşullarında değerlendirilecek, alacağın miktarının belli ve sabit ya da borçlu tarafından bilinebilir olduğu durumlarda söz konusu alacağın likit olduğu kabul edilecektir.
Yargıtayın yerleşik kararlarına göre fatura alacakları likit niteliktedir. ——- kararına göre; “Uyuşmazlık, davacının davalıya faturayla sattığı mal bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, borcun miktarı belirlenebilir (likit, hesap edilebilir) olduğundan, dava dilekçesinde icra inkar tazminatı isteyen davacı yararına İİK.nun 67/2 nci maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu istemin reddi doğru görülmemiştir.” denilerek fatura alacağının likit niteliği belirtilmiştir. Alacağın faturaya bağlı alacak olması nedeniyle kabul edilen asıl alacağın yüzde 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; davalı tarafından —-sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin DEVAMINA,
2-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından kabul edilen asıl alacak olan 44.285,58 TL üzerinden % 20 oranında olmak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya VERİLMESİNE,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 3.025,14 TL karar ve ilam harcının, dava açılırken peşin olarak alınan 35,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.989,24‬ TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan—- hesaplanan 6.557,13 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 534,87 TL başvuru harcı, 35,90 TL peşin harç toplamı 570,77‬ TL ile 2.682,90 TL ( Bilirkişi ücreti, —- posta masrafı, elektronik posta masrafı, Dosya ücreti) olmak üzere toplam 3.253,67‬ TL olan yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra davacıya iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.