Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1041 E. 2020/911 K. 24.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1041 Esas
KARAR NO: 2020/911
DAVA : Alacak (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/12/2018
KARAR TARİHİ : 24/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında İşyeri ve bir —– devri konusunda anlaştıklannı, ———– tarihli ———- tutarlı irsaliyeli faturaların tanzim edildiğini,————- yevmiye nolu araç satış sözleşmesi ile ——— yevmiye——– ———- Plakalı aracın ——— bedelle satışının yapıldığını, cihazların ise davalıya devir edildiğine ilişkin tutanak bulunduğunu, davalı tarafın bakiyeyi ödemediğini, bunun üzerine————–dosyası İle icra takibi yapıldığını, davalının haksız olarak itiraz ettiğini, bu nedenle itirazın iptali ve alacağın % 20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini…” dava ve talep etmiştir.
CEVAP :Davalı cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile aralarında İşyeri ve bir kısım ekipmanların devri konusunda anlaşma yapıldığını, taraflar arasındaki satış sözleşmeleri ve faturalar nazara alındığında bedellerin borcun toplamına denk geldiğini, davacı tarafa borcu bulunmadığını, araç satış sözleşmelerine konu bedellerin tamamının nakden ödendiğini, devre konu emtiaların sadece irsaliyeli faturalarda belirtildiği, ifa tarihi ve ödeme planını ortaya koyan yazılı bir sözleşme bulunmadığını, faturalar dışında devre ilişkin hususların sözlü olarak kararlaştırıldığını, ödenmesi gereken bedellerin elden ve tamamen ödendiğini, ———————— bedelli cihazların devir belgesinde ise bedellerin ödendiğini açık olduğunu açıklanan nedenlerle davanın reddi gerektiğini talep ve beyan etmiştir.
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdii edilerek rapor alınmıştır. ———- tarihli bilirkişi raporu özetle, Davacı şirketin————-yılı ticari defterlerinin TTK’ya göre, açılış tasdiklerinin yasal süresi içinde yapıldığı,—— işletme defterinin kapanış tasdik zorunluluğu bulunmadığı ve belirli kanuni şartları taşıdığı ve sahibi lehine delil vasfına sahip olduğu kanaatine varıldığı, davalı şirketin ilk işe başlama olarak, ———– yılı ticari defterlerinin TTK’ya göre, açılış tasdiklerinin yasal süresi içinde yapıldığı, —— işletme defterinin kapanış tasdik zorunluluğu bulunmadığı ve belirli kanuni şartları taşıdığı ve sahibi lehine delil vasfına sahip olduğu kanaatine varıldığı, taraflar arasındaki işyeri devri kapsamında, davacı tarafından toplam —– adet fatura düzenlenmiş oluğu, bu faturalardan ——- satış fatura bedelinin nakit olarak davacıya —– olduğunun —————adet fatura bedelinin ise davacıya ödendiği yönünde herhangi bir ödeme belgesi veya dekont ibraz edilmediği, —— belirtilen——-tutarın davacı tarafa nakit olarak Ödenmiş olduğu yönünde Sayın Mahkemenizde kanaat oluşması halinde davacı tarafın ———— Sayılı dosyasından takip —- tarihi itibarı ile ————- davalı taraftan alacaklı olacağı ve itirazın iptali gerekeceği, ———- tutarın davacı tarafa nakit olarak ödenmemiş olduğu yönünde Sayın Mahkemenizde kanaat oluşması halinde davacı tarafın ———- dosyasından takip ——— tarihi itibarı ile ———- davalı taraftan alacaklı olacağı ve itirazın iptali gerekeceği, somut olay bakımından faizin, davacının davalıyı temerrüde düşürdüğüne ilişkin herhangi bir ihtarname vs belge ibraz edilmediğinden dolayı, takip öncesi faiz şartlarının gerçekleşmediğinin mütalaa edildiği, taraflar arasındaki ilişkinin ticari olması nedeni ile miktarı infaz aşamasında belirlenmek üzere, ——-dosyasından takip konusu alacağa takip tarihi olan ——- tarihinden itibaren değişen ve değişecek oranlarda davacının talebi gibi AVANS faiz işletilmesinin uygun olduğu, icra İnkar/Kötüniyet tazminat talebinin mahkememizin takdirinde olduğu sonuç ve kanaatine varmıştır.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, faturaya dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
Ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerekmektedir.
————– kararında, “Davacı tarafından delil olarak dayanılan ticari defter ve kayıtlara ilişkin alınan bilirkişi raporu ve ek raporundan, davacının ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin mevcut olmayıp usulüne uygun tutulmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca mali müşavir bilirkişi raporu ve ek raporunda cari hesaplarındaki borç bakiyesinin davalı şirkete ait olduğunun davacı defterlerinden tespitinin mümkün olmadığı belirtmiştir. Bu durumda mahkemece davacı tarafça takip dayanağı faturalardaki işlerin yapılıp teslim edildiği kanıtlanamadığı, davacının ticari defterlerinin eksiksiz ve usulüne uygun tutulmamış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamamış olması sebebiyle, 6100 sayılı HMK’ nın 222/2-3 maddeleri gereğince davacının lehine delil olamayacağı gibi bu haliyle dahi alacağın varlığını ispata yeterli olmadığı anlaşıldığından ispat edilemeyen davanın reddine, kabul şekli itibariyle de ——— bozulması uygun görülmüştür” şeklinde hüküm tesis ederek, birbirlerini doğrulamayan ticari defterlerin, sahibi lehine delil olması tek başına yeterli olmayacağı belirtilmiştir.
———– kararında, dayanak belgeleri olmaksızın davacının defter kayıtlarının esas alınmayacağını, “ Dava, cari hesaptan doğan alacağın tahsili istemine ilişkin alacak davası olup, ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacıdadır. Davacı önce icra takibine, sonra iş bu davaya konu ettiği alacağın varlığını usulüne uygun delillerle kanıtlamalıdır. Tek yanlı olarak düzenlenen ve dayanakları bilirkişi raporundan anlaşılamayan davacının kendi ticari defter kayıtları esas alınarak, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir” şeklinde belirtmiştir.
Somut olayda; davacı, davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla ————sayılı icra takip dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı ile icra takibinin durmuş olduğu, davacı tarafın itirazın iptali talebiyle mahkememizde süresi içerisinde huzurdaki davayı ikame etmiş olduğu, yapılan yargılama sırasında tarafların ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesinde ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun olarak yapıldığı, takip tarihi itibariyle taraflar arasında işyeri devri kapsamında davacı tarafından toplam —– adet fatura düzenlenmiş olduğu, bu faturalardan —– satış fatura bedelinin nakit olarak davacıya ödenmiş olduğunun———-bedelinin nakit olarak ödendiğinin belirtildiği, bu haliyle söz konusu —- ödeme belgesi olarak kabulü gerektiği, ——— adet fatura bedelinin ise davacıya ödendiği yönünde herhangi bir ödeme belgesi veya dekonttun davalı tarafça dosyaya sunulmadığı, sonuç olarak davacının davalıdan —- adet faturadan kaynaklı ——— alacaklı olduğu vicdani kanaati ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Alacağın faturaya dayalı olması nedeniyle davacının ayrıca icra inkar tazminatına müstahak olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur. Davacnın davalı tarafı temerrüde düşürdüğüne yönelik ispat külfetini yerine getiremediği anlaşılmakla faiz alacağı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE; davalı tarafından ——— icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın —– asıl alacak bakımından iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, — asıl alacağa ve —— faiz talebine ilişkin olmak üzere toplam——— talebin REDDİNE,
2-Kabul edilen 8.003,14 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 859,97 TL harçtan, dava açılırken peşin olarak alınan 149,05 TL harcın mahsubu ile bakiye 710,92‬ TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvuru harcı, 149,05 TL peşin harç toplamı 184,95 TL ile 867,5‬0 TL ( 750,00 TL bilirkişi ücreti, 28 TL tebligat müzekkere gideri, 6 E-Tebligat gideri 32,00 TL, 1 Kep ücreti 0,50 TL, 3 Tebligat gideri 57,00 TL) yargılama giderinden davanın kabul 0,63 ve red 0,37 oranına göre hesaplanan 1.052,45‬ TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan dava dosyasına yatırılan bir gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafça dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
7-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 4.080,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, kabul ve red miktarı gereği reddedilen miktar yönünden KESİN olmak üzere kabul edilen miktar yönünden gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/12/2020