Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1022 E. 2021/204 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1022 Esas
KARAR NO : 2021/204

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 25/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;—- arasında 11.08.2015 tarihinde imzalanan — borçlular lehine ticari kredi kullandırıldığı, Ancak borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilip icra takibine geçildiğini, borçlunun itirazlarının yerinde olmadığı, yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle ve fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla davalı borçluların itirazının iptaline, takibin devamına, % 20 icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesi gerektiği iddiasında bulunmuştur.
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdii edilerek rapor alınmıştır. 27/06/2020 tarihli bilirkişi raporu özetle, Taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmelerinin tetkikinden ; Davacı Banka ile davalı borçlu, Şirket .—— —- niteliğinde -süresiz- Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesiin düzenlendiği, asıl borçlu şirket ile birlikte davalının da ; sözleşmede müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak 500.000,- TL tutarında kefalet limiti ile sorumlu olmak kaydıyle kefalet imzalarının bulunduğu, kefil olunan tutarın, —- doldurulduğu, Borçlu şirket ile birlikte Davalıya atfen atılı imzaları haiz olduğu , söz konusu sözleşmeye/sözleşmelere istinaden davalı asıl borçlu şirkete —— belirtilen kredilerin kullandırılmakla borcun doğduğu, takip tarihi itibariyle Davacı bankanın—– Şirketten olan alacağının ——– ihtarname masrafı olmak üzere 4.440,67 TL alacak talebinde bulunmuş olup talebin tespitlerimizi aşan kısmının yerinde olmadığı, davalı kefilin ihtarla temerrüde düşürülmediği kanaatinde olunması halinde; —– borçlu olduğu—— edilmeyen —- Davacı Bankanın çek sorumluluk tutarı TOPLAMI —– olup, Davacı Bankanın iade edilmeyen, açıkta kalan çek yaprakları için 12.800,- TL yasal sorumluluk tutarını davalılardan talep edebileceği, davacı Bankanın icra takip tarihinden itibaren,—- faiz oranlan —- doğrultusunda, takip tarihi itibariyle yıllık % 28,08 oranında, temerrüt faizi talep edebileceği, Tarafların Masraf, vekalet ücreti ve benzeri diğer taleplerinin Sayın Mahkemenizin takdirleri içinde kaldığı, sonuç ve kanaatine varmıştır.
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdii edilerek ek rapor alınmıştır. 16/12/2020 tarihli bilirkişi ek raporu özetle, Takip tarihi itibariyle Davacı——- 377,44 TL ihtar gideri olmak üzere 4.439,08 TL olduğu , Davacı bankanın ise ; 3.928,12 TL asıl alacak, 128,70 TL Temerrüt faizi, 6,41 TL % 5 —–ve 377,44 TL ihtarname masrafı olmak üzere 4.440,67 TL alacak talebinde bulunmuş olup talebin tespitlerimi aşan 1,59 TL’lık kısmının yerinde olmadığı, davalı kefilin ihtarla temerrüde düşürülmediği göz önüne alındığında; Davalı Kefil Yönünden davacı Bankanın ; —- ihtar gideri olmak üzere — ve Davacı Banka kayıtlarına göre—– çek Karnesinden iade edilmeyen 8 adet çek için Davacı Bankanın çek sorumluluk tutarı TOPLAMI ( 8*1.600,- TL =) 12.800 TL’ olup, Davacı Bankanın iade edilmeyen, açıkta kalan çek yaprakları için 12.800,- TL yasal sorumluluk tutarını sözleşmenin kök raporda alıntılanan 9.21 ve diğer maddeleri ve mevzuat hükümleri gereği davalılardan talep edebileceği, Davacı Bankanın icra takip tarihinden itibaren tahsiline kadar, 3.928,12 TL asıl alacak tutarı üzerinden, yıllık % 28,08 oranında, temerrüt faizi talep edebileceği, Tarafların Masraf, vekalet ücreti ve benzeri diğer taleplerinin Sayın Mahkemenizin takdirleri içinde kaldığı, sonuç ve kanaatine varmıştır.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, davalılar tarafından———- icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali talebine ilişkindir.
——- Esas sayılı icra takip dosyası celp edilmiş, yapılan incelenmesinde davacı alacaklı banka tarafından davalı borçlulara karşı ilamsız icra takibi yapıldığı, borçluların süresi içinde borca ve ferilerine itiraz ettiği görülmüştür.
——– Esas sayılı icra dosyası,— tabloları, hesap hareketleri, ihtarname ve tebliğ şerhleri, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı banka ile davalı———kapsamında davacı ile davalı şirket arasında ticari ilişki doğduğu, diğer davalı kefil sözleşmeyi 500,000 TL üzerinden müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladığı, —– davalı asıl borçluya söz konusu sözleşmeye istinaden—- kullandırıldığı, diğer yandan çek karnesi verildiği, TBK Madde 583. Ve 584. hükmü kapsamında kefaletin geçerliliği noktasında yapılan değerlendirmede yasaya uygun olarak kefilin sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda bu sıfatla/bu anlama gelen ibarenin yazılı olduğu ve kefilin kendi el yazısı ile imzalanan sözleşme şartlarında tarafların mutabık kaldıklarını bildirdiği, ———-yevmiye nolu ihtarnamesi ile hesabın kat edildiği,— tarafından düzenlenen denetime elverişli bilirkişi raporuna göre, hesabın kat edilmesi ile tüm banka alacağının davalı şirket için muaccel hale geldiği, ihtarnamenin davalı asıl borçlu şirket hakkında ——- bila tebliğ iade” şeklendeki şerh ile tebligatın yapılamadığı, davacı banka ile davalı asıl borçlu şirket arasında imzalanan sözleşmenin 51. Maddesi hükmü ve mevzuat gereği, davalının ikamet değeşikliğine ilişkin yazılı bildirimde bulunduğuna dair bir bilgi ve belgenin dosyaya kazandırılmadığı gibi bu yönde her hangi bir itirazların da bulunmadığı, sonuç olarak davalı asıl borçlu şirkete17/04/2018 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarname ile tanınan sürenin dolması—- tarihinde temerrüdün gerçekleşmiş olduğu nazara alınarak hesaplama yapan denetime elverişli hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda aşağıdaki gibi
—— şirketten faizler ve fer’ileri dahil olmak üzere toplam alacak tutarının 4.440,67 TL olduğu,
Çek kredisi alacağı bakımından davalı şirket ve kefillerden alacak tutarının 12.800,00 TL olduğu, takip tarihinden sonra iki farklı asıl alacağın—– %28,08 oranında temerrüt faizi uygulanması gerektiği anlaşıldığından davanın kabulüne dair karar vermek gerekmiş ve şartları oluştuğu için davalılar aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Diğer yandan davacı vekilinin kök bilirkişi raporuna karşı 10/07/2020 tarihli beyan dilekçesi incelendiğinde kefile gönderilen ihtarat kefile tebliğ olmamış ise de temerrüdünün kabulü gerekeceği yönündeki iddialarının karşılanması amacıyla davaya konu ————– gösterildiği, her iki adresin farklı olduğu hususu nazara alınarak dosyanın bilirkişiye tevdii ile davacı vekilinin bilirkişi raporuna karşı 10/07/2020 tarihli beyan dilekçesindeki itirazlarını karşılamak amacıyla ek rapor hazırlattırılmasına karar verilmiş olup bu doğrultuda hazırlanan ek bilirkişi raporu incelendiğinde borcunu yerine getirmekte temürrüde düştüğün belirten ihtar yazısının tebliğ olunmasının şart olması nedeniyle bu şart yerine getirilmeden davalı kefil gerçek kişi yönünden temerrüt faizinin istenemeyeceği yönünde kanaat bildirildiği görülmüştür.—— sayılı ilamında da benzer konuya ilişkin; “Asıl borçlu yönünden sözleşmede, belirlenen adrese tebligat çıkartılması ve tebliğ edilememesi halinde de temerrüdün gerçekleşeceğine ilişkin hüküm konulmuş olması halinde İİK. 68/b maddesi uyarınca asıl borçlu yönünden temerrüt oluşur ise de bu hükmün kefil yönünden uygulanması mümkün değildir.” şeklinde açıklamalara yer verdiği görülmüştür. Sonuç itibariyle somut—– kefilin icra takibi itibariyle temerrüde düşürüldüğü kabul edilerek hesaplanan —- bilirkişi raporundaki tespitler nazara alınarak hüküm kurmak gerekmiştir.
———– ——-sayılı ilamında benzer konuya ilişkin; “… takip ve dava tarihi itibariyle davacı bankaya ibraz edilmeyen 10 adet çek yaprağı bulunduğu, takip tarihi itibariyle—– olup, depo edilmesi gereken bedelin 12.000,00 TL olduğu, davalı kefillerin imzalamış oldukları nakdi ve gayri nakdi sözleşmede çek bedellerini depo edeceklerine ilişkin herhangi bir kefalete yönelik taahhütler bulunmadığından söz konusu 12.000,00 TL çek bedelinin davalı şirket tarafından davacı bankaca açılacak faizsiz hesaba depo edilmesi gerektiği anlaşıldığından ilk derece mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin bu kısma yönelik istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir. ” şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır. Sonuç olarak taraflar arasında imzalanan sözleşmede—- mevzuattan kaynaklanan——– kapsamında olduğunu kabul, beyan ederler.” şeklinde net bir ifadeye yer verildiği, asıl borçlu ile —- deposundan sorumlu tutulabilmesi için açık ve net bir şeklide sorumluluk içeren düzenleme bulunması nedeniyle yukarıdaki karar doğrultusunda davacı bankanın çek —– talebinin kefil yönünden de kabülüne karar vermek gerekmiştir.
TASHİH
Her ne kadar hüküm kısmında; “Takip ve dava tarihi itibariyle davacı bankanın deposunu isteyebileceği——- kabulü ile banka yasal sorumluluk tutarı olan 1.600,00 TL yönünden depo talebinin kabulüne, söz konusu tutarın davalılardan tahsili ile davacı bankada açılacak faizsiz hesaba depo edilmek üzere takibin devamına, ” şeklinde hüküm kurulmuş ise de sehven “1.600,00 TL” şeklinde yanlış yazılmış ve duruşmaya katılan davacı vekili tarafından yanlışlık hakkında bir beyanda bulunulmamış ise de gerekçeli karar yazım aşamasında durum fark edilmiştir.
6100 sayılı kanunun 304. Maddesi “Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hâkim, tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilebilir. ” hükmüne yer verilmiştir. Henüz karar tebliğe çıkartılmadan söz konusu hata fark edildiğinden resen tashih yapılmıştır. Bu nedenle hükmün 1. Maddenin 4. paragrafının “Takip ve dava tarihi itibariyle davacı bankanın deposunu isteyebileceği—- kabulü ile banka yasal sorumluluk tutarı olan 12.800 TL yönünden depo talebinin kabulüne, söz konusu tutarın davalılardan tahsili ile davacı bankada açılacak faizsiz hesaba depo edilmek üzere takibin devamına, ” şeklinde resen tashih edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile KABULÜNE; davalı tarafından ———- icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın,
-Davalı——–Bakımından—— alacak —— masraf olmak üzere toplam 4.440,67 TL yönünden iptaline (Davalı kefil …—- yönünden iptaline), takibin bu şekilde devamına,
-Takip ve dava tarihi itibariyle davacı bankanın deposunu isteyebileceği çek yaprağı sayfası— banka yasal sorumluluk tutarı olan 12.800 TL yönünden depo talebinin kabulüne, söz konusu tutarın davalılardan tahsili ile davacı bankada açılacak faizsiz hesaba depo edilmek üzere takibin devamına
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 303,29 TL karar ve ilam harcının, dava açılırken peşin olarak alınan 53,64 TL harçtan mahsubu ile bakiye 249,65‬ TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte buluna——- göre hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvuru harcı, 53,64 TL peşin harç toplamı 89,54 TL ile 1.482,50 TL ( Bilirkişi ücreti,— reddiyatı, posta masrafı, — Dosya ücreti) olmak üzere toplam 1.572,04 TL olan yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra davacıya iadesine,
Dair; davacı tarafın yüzüne karşı davalıların yokluğunda gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisindeİstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.