Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1020 E. 2021/205 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/1020 Esas
KARAR NO : 2021/205

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 25/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili Davacı ile Davalı arasındaki Ticari İlişkiden kaynaklı olan Davalı Borcu nedeniyle Davalı aleyhine——- Sayılı dosya ile takibe başlanıldığını, ancak davalının kısmi itirazı nedeniyle Takibin durdurulmasına karar verildiğini,—— ürettiği malları ———–bir şirket olduğunu, bu kapsamda Davalı Şirketin de ——– bu ürünlerin—– teslimini gerçekleştirdiğini, Müvekkili Şirketin davalı şirketten çeşitli tarihli faturalara dayalı alacakları bulunmakta olduğunu, davalı şirketle yoğun bir ticarî ilişki içinde bulunulması, ticari ilişkilerin bozulmaması ve davalı şirketin borçlarını ödeneceği düşüncesiyle davalı şirkete ürün satılmaya devam edildiğini, ancak gelinen noktada davalı müvekkili şirkete borçlarını ödemediğini ve taraflar arasında hesap mutabakatının gerçekleştirilemediğini, Davalının Borcunun dayanağının satış işlemlerine ilişkin belgeler, faturalar ve irsaliyeler olduğunu ve Mahkemeye sunulacak Ticari Kayıtlardan bu hususun anlaşılacağını, davalı şirketin taraflar arasındaki Ticari ilişkiyi inkâr etmediğini ve borca kısmi itirazda bulunduğunu, davalı şirketin itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu iddia ederek, Davalı Şirketin Kısmi İtirazının İptali ile takibin devamına, %20′ den az olmamak üzere İcra İnkar Tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı Şirket ile Müvekkili Şirket arasında————-imzalanarak, bu sözleşmeler kapsamında davacı şirket ile çalışılmaya başlanmış olduğunu, davacı Şirketin Sözleşmedeki edimlere bağlı kalmayarak——- başlatmış olduğunu, müvekkili şirketin hesap kayıtlarının incelenmesi neticesinde davacıya olan 7,852,83 TL Borcun Ferileriyle birlikte İcra Dosyasına yatırıldığını, bakiye alacak talebine ise itiraz edildiğini, Taraflar arasında bazı faturalardan ve ödemelerden kaynaklı uyuşmazlıkların söz konusu olduğunu, davacının dava dilekçesinde alacağının kaynağını ve açıklamasını yapmadığını, davanın ticari mutabakatsızlıktan kaynaklanmakta olup, bu duruma davacının sebebiyet verdiğini, Müvekkili Şirketin mutabakat çalışması çabalarına davacının dönüş yapmayarak uyuşmazlığın sürmesine ve çözümsüz kalmasına neden olduğunu, Davacı—-teslim etmeden faturalar düzenlediğini, davacının mutabakat listesinden de görüleceği üzere bazı faturaları sözleşme ile kararlaştırılan fiyatlara uymaksızın keyfi olarak yüksek fiyattan düzenlemiş olduklarını ve yine davacının müvekkili şirkete daha evvel teslim etmiş olduğu bir kısım ürünlerin — taşımadığından müvekkil şirket tarafından davalıya iade edilmiş olduğunu, bunlara ek olarak davacının bazı ürünleri faturasında belirtmiş olduğu ürün miktarından eksik teslim ettiğini, son olarak davacıya yapılan bir kısım ödemelerin ——- görünmemekte olduklarını, bu ödemelerin davacı alacağından düşülmeden talepte bulunulduğunu, Müvekkil Şirket kayıtları üzerinde yapılacak—- edilen tüm hususların tespit edilebileceğini savunarak, davanın Reddine, en az %20 Kötü Niyet Tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.———
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdii edilerek rapor alınmıştır. — tarihli bilirkişi raporu özetle, Dava ve İcra Takip Dosyası, Davalı—üzerinde yapılan inceleme sonucuna göre, davacı Şirketin —- alacak talebi üzerinden Harçtandırmak suretiyle, Davalı Şirket aleyhine — İptali istemi ile ikame etmiş olduğu işbu itirazın iptali davasında; İspat Yükü altında olan Davacı Şirketin, taraflar arasında 2.022,74 TL Mutabakatsızlığa —–olan ve yukarıda listelenen iki adet fatura bedeline hak kazandığına ilişkin— Hukuki geçerliliği olan belgelerle yerine getirmesi halinde, davacı Şirketin takip Tarihi itibarıyla, davalı şirketten ticari defter kayıtlarında olduğu gibi 98.256,61 TL asıl alacağı olacağı aksi halde takip tarihi itibarıyla davalı şirketten talep edebileceği asıl alacağının davalı şirket kayıtlarında olduğu gibi —– olabileceği sonuç ve kanaatlerine varımışlardır.
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdii edilerek ek rapor alınmıştır. 20/11/2020 tarihli bilirkişi ek raporu özetle, Davacı Şirketin 101.843,83 TL asıl alacak talebi üzerinden harç/andırmak suretiyle, davalı şirket aleyhine kısmi itirazın iptali istemi ile ikame etmiş olduğu işbu itirazın iptali davasında; davacı şirketin takip tarihî itibarıyla, davalı şirketten talep edebileceği alacağın 96.233,87 TL asıl alacak olabileceği sonuç ve kanaatlerine varmışlardır.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, açık hesap ilişkisine dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, —– hükmolunan meblağın—-üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm———– —– kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf ,bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında —– aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle —- sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. Taraf şirketlerin ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifeti ile incelenmesi neticesinde davalı—-hesap ekstrelerinin tetkikinden davacı şirketin—- borçlu durumda olduğunun tespit edildiği anlaşıldığından davacının davasının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Alacağın —– Numaralı kararında; ”Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.” şeklinde açıklamıştır. Bir alacağın likit olup olmadığı hususu değerlendirilirken her uyuşmazlık kendi koşullarında değerlendirilecek, alacağın miktarının belli ve sabit ya da borçlu tarafından bilinebilir olduğu durumlarda söz konusu alacağın likit olduğu kabul edilecektir.
— kararlarına göre fatura alacakları likit niteliktedir.——-kararına göre; “Uyuşmazlık, davacının davalıya faturayla sattığı mal bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, borcun miktarı belirlenebilir — olduğundan, dava dilekçesinde icra inkar tazminatı isteyen davacı yararına İİK.nun 67/2 nci maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu istemin reddi doğru görülmemiştir.” denilerek fatura alacağının likit niteliği belirtilmiştir. Alacağın faturalara bağlı alacak olması ve kabul edilen miktarın davalının ticari defter ve kayıtlarından tespit edilebiliyor olması nedeniyle kabul edilen asıl alacağın yüzde 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1——— Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın 96.233,87 üzerinden iptali ile takibin devamına, 5.609,96 TL fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Kabul edilen miktar 96.233,87 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 6.956,95 TL harçtan, dava açılırken peşin olarak alınan 1.739,24 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.217,71‬ TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvuru harcı, 1.739,24 TL peşin harç toplamı 1.775,14 TL ile 2.661,70 TL ( Bilirkişi ücreti, tebligat gideri, müzekkere gideri, — Dosya ücreti) olmak üzere toplam 4.436,84‬ TL yargılama giderinden davanın kabul 0,94 ve red 0,06 oranına göre hesaplanan 4.170,62 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan bir gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Taraflarca dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
7-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ——– davanın kabul edilen miktarı üzerinden 13.092,22 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan—–uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı