Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1015 E. 2023/608 K. 04.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1015
KARAR NO : 2023/608

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 04/07/2023

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket iştigal alanı kapsamında ticareti sebebiyle çek kullanmakta ve keşide etmek üzere çek bulundurmaktadır. Şirketimizin çek yaprakları şirket merkezinden çalınmış bulunmaktadır. Söz konusu çekler çalındıktan sonra sahte imza ile doldurularak tedavüle çıkarılması sebebiyle tarafımızca haberdar olunmuş, işbu hususla ilgili olarak —Cumhuriyet Başsavcılığı’na müracaat edilmiş olup, —– Soruşturma numarası ile soruşturma başlatılmıştır. —- Cumhuriyet Başsavcılığınca ilgili bankalara müzekkere yazılarak ilgili çeklerin bankaya ibrazı halinde ibraz eden kişinin kimlik bilgilerinin savcılık dosyasına bildirilmesi ve kolluk kuvvetlerine haber verilmesi ihtar edildiğini,—– Şubesi, —-seri numaralı çek sahte olarak doldurulmuş ve muhatap bankadan bu çekin lehtarının davalının olduğu, vade tarihi olarak 22/12/2018 ve 70.000,00 TL bedelli yazıldığı öğrenildiğini, Müvekkili ile davalı şirket arasında hiç bir ticari ilişki bulunmamakta olup müvekkili şirketçe davalı şirket bilinmemektedir. Müvekkilinin çek yaprakları çalınarak resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturacak şekilde doldurulup tedavüle konulmuştur. Şu an hırsızlık ve resmi belgede sahtecilik suçlarının faili bilinmemekle birlikte yalnızca davalı şirket lehine sahte çek tanzim edildiği tarafımızca öğrenilmiştir. Bu nedenle davalı aleyhine borçlu olmadığımızın tespiti ve icra takibinin teminat karşılığında ihtiyaten durdurulmasını, müvekkili şirket ile davalı arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmayıp numarası verilen çekler sahte olarak doldurulmuştur. müvekkili şirketin davalıya hiç bir borcu yoktur. iik 72. maddesi uyarınca açılan işbu menfi tespit talebimizin kabulüyle müvekkilin rızası dışında elinden çıkan ve davalı lehine doldurulan 70.000,00 tl bedelli —– seri numaralı çek dolayısıyla borçlu olmadıklarının tespitine,
İİK m.72 kapsamında öncelikle teminatsız olarak, sayın mahkeme aksi kanaatteyse uygun görülecek bir teminat karşılığında açılacak takiplerin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine,çeklerin 3. kişilere ciro edildiğinin tespit edilmesi halinde işbu menfi tespit davasının cirantalara ihbar edilmesine,çeklerin davalıya veya 3. kişilere ödenmek zorunda kalınması halinde bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline,
yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER:
—-.Asliye Ceza Mahkemesinin — sayılı dava dosyası ve — CBS’nin —– soruşturma sayılı dosya sureti, —-Şubesinin müzekkere cevabı, —–Noterliğine yazılan müzekkere cevabı, —-Şubesi, —-Şubesi, —–Ticaret Odası Başkanlığı’na, —– İcra Hukuk Mahkemesi’ne yazılan müzekkere cevapları, —– İcra dairelerine davaya konu çeke ilişkin yazılan müzekkere cevapları, —–raporları ve tüm dosya kapsamı.21.01.2020 tarihli ara karar ile dosyanın —– tevdi edilerek rapor alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 17.08.2021 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
—–raporunda özetle; 24/11/2020 tarih ve—– sayılı dairemiz raporunun 6.1 maddesinde inceleme konusu çekin aslının temini edilerek gönderilmesi istenmiş olmakla birlikte müzekkere sonrası gelen dosyada inceleme konusu çekin olmadığı görülmüştür inceleme konusu çekte sorulan husus doğrultusunda sağlıklı bir değerlendirme yapılabilmesi için; İnceleme konusu çek aslının temini, — inceleme konusu çekin düzenlenme tarihine yakın (2018 yılı) ve tercihen bu tarihten önce başka amaçlarla atmış olduğu bol ve samimi imzalarını içerir belgelerin; muhtarlıklar, noterler, bankalar, seçim kurulları, tapu ve vergi daireleri, nüfus müdürlükleri, evlendirme dairesi, dernekler ve vakıflar, vb. gibi çeşitli kurum ve kuruluşlardan temin edilerek, mevcutlar ile birlikte kurumumuza gönderilmesinin gerektiği bildirilmiştir.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle çalıntı ve sahte imza iddiasına dayalı menfi tespit davasıdır. Senede karşı mutlak defiler, senet hamili olan herkese karşı ileri sürülebilir. Gerek doktrinde ve gerekse uygulamada “imzanın sahte olması”, “senet metninde sahtekarlık (tahrifat) yapılmış olması”, “borçlunun borçlanma ehliyetinin bulunmaması” “senette zorunlu şekil koşullarının bulunmaması”, “imza sahibinin temsil yetkisinin bulunmaması”, “senedin zamanaşımına uğramış bulunması” vb. defiler senedin hükümsüzlüğüne yönelik olup, her hamile (iyiniyetli olsa dahi) karşı ileri sürülebilen mutlak def’i olarak kabul edilmektedir. Borçlunun hamil/alacaklıya karşı senet metninde imzaya ilişkin iddiası mutlak def’idir. İmza incelemesinde sağlıklı bir sonuca ulaşılabilmesi için öncelikle incelemeye konu belgenin düzenlenme tarihinden öncesine ilişkin imzası incelenecek kişinin uygulamaya elverişli imzalarını taşıyan belgeler, keşide tarihine en yakın tarihli olanından başlayarak bilirkişice mukayeseye esas alınmalıdır. Düzenlenme tarihinden öncesine ilişkin belge bulunamazsa, daha sonraki tarihli belgeler, uygulamaya elverişli imza örneği taşıyan herhangi bir belge temin edilemez ise de borçlunun duruşmada alınan imza ve yazı örnekleri üzerinden inceleme yapılmalıdır. Yerleşik Yargıtay kararlarına göre fotokopi üzerinden imza incelemesi yapılması mümkün değildir. Bu nedenle imza incelemesinin belge asıllarının getirtilerek incelemenin bu belgeler esas alınmak suretiyle yapılması gerekir.
Yargıtay —-.Hukuk Dairesi’nin —- Esas ve—– Karar sayılı ilamında: “..Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, çek aslı bulunamadığı gibi meşruhatlı ihtara rağmen davalı tarafça ibraz edilmediği bu nedenle davacının çekteki imzanın kendisine ait olmadığına dair beyanının doğru olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA,..” şeklinde belirtildiği, (Aynı yönde Yargıtay —-Hukuk Dairesi’nin—- -, Yargıtay —- HD. —-Esas, —- Karar; Yargıtay —-
HD.—–Esas—– Karar sayılı içtihatları)
—- Bölge Adliye Mahkemesinin—–.Hukuk Dairesi’nin—- Esas ve—– Karar sayılı ilamında: ” Takibe konu çekteki imzanın davacıya ait olduğunu ispat yükü davalı alacaklıda olduğundan; mahkemece davalı vekiline çek aslını ibraz etmesi için kesin süre verilip sonuçları hatırlatıldıktan sonra çek aslı sunulmadığı için de davanın kabulüne karar verilmesinde usule aykırılık bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.” şeklinde belirtildiği,—-BAM —–. HD
—- Karar sayılı içtihatı)
—-Bölge Adliye Mahkemesinin —–.Hukuk Dairesi’nin—- Esas ve—- Karar sayılı ilamında: “Senetteki imzanın inkarı halinde, imzanın borçluya ait olduğunu ispat yükü belgeyi elinde bulunduran senet alacaklısına aittir. Yargılama sırasında takibe konu senedin kaybolmuş olduğu tespit edildiğinden davalılar imzanın davacı borçlu şirket yetkilisine ait olduğunu ispatlayamamıştır. İmzada sahtecilik iddiası kambiyo senetlerinde mutlak defi olup, lehdar ve ciro yolu ile hamil olan cirantalara ve son hamile karşı ileri sürülebilir…” (Yargıtay —– HD —–) Yargıtay kararından da anlaşılacağı üzere, çekte sahtecilik iddiasının mutlak defi olarak herkese karşı sürülebileceği, burada ispat yükünün çekteki imzanın davacıya ait olduğunu iddia eden tarafa ait olacağı açık olup, davalı tarafça, senet altındaki imzanın davacıya ait olduğu kanıtlanamamıştır.” şeklinde belirtildiği anlaşılmıştır.Somut olayda; davaya konu çekin —– seri numaralı —- şubesine ait, 22/12/2018 tarihli, 70.000,00 TL bedelli keşidecisi davacı olan çek olduğu, davacı yanın imza inkarında bulunması nedeniyle imza incelemesine ve çek asılının temin edilmesine yönelik ara kararlar kurulduğu, davalı yanca cevap dilekçesi sunulmadığı, banka yazı cevabında çek aslının —-iade edildiğinin anlaşıldığı, —– yazı cevaplarında; davaya konu çekin takas sistemine 24/12/2018 tarihinde —– tarafından ibraz edildiği ve çekin iade edildiği bilgisinin verildiği,—–alınan 31/01/2022 tarihli beyanında çekin kendisinde olmadığını beyan etmiştir. —– taraf olduğu icra takip dosyaları araştırılmış ise de sonuç bulunamadığı görülmüştür.—– Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ——soruşturma dosyasında davaya konu çek aslının bulunamadığı ve —– beyanının alındığı yazı cevaplarından anlaşılmıştır. Netice itibariyle çekin akıbeti ve nerede bulunduğu tespit edilmemiştir.
Mahkememiz dosyasında; davacının çekteki imzasının inkar ettiği, imza incelemesi yaptırılabilmesi için çek aslının temin edilmesinin gerektiği, yapılan tüm araştırmalara rağmen çek aslının temininin mümkün olmadığı, dosyadaki belgelere göre çekteki imzanın davacıya ait olduğunun da kanıtlanamadığı, üzerindeki imzası ve yazıları inkar edilen kambiyo senedinin aslının yargılama esnasında
sunulmaması ya da sunulmasının sürüncemede bırakılması durumunda, imzaların davacı borçlunun eli
ürünü olduğunu davalı ispat etmekle mükelleftir. Herhangi bir senetteki
imzanın (somut olayda çekteki imzanın) inkarı halinde ispat külfeti alacaklıdadır. Fotokopi belge üzerinde imzaya ait bilirkişi incelemesi yapılamaz. Evrakın aslının sunulması zorunludur. Çek aslı yapılan tüm yazışmalara
rağmen temin edilemediği gibi, davalı yanca iade edilen kişide çekin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla ispat külfeti kuralına nazaran davalı söz konusu çekin davacı eli ürünü olduğunu ispat edemediklerinden aşağıdaki şekilde davanın kabulü dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememize açılan davanın KABULÜ ile, davacının davalıya —- Şubesine ait, —- seri numaralı, 70.000,00 TL bedelli çekten dolayı borçlu olmadığının TESPİTİNE,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 4.781,7 TL harçtan, peşin yatırılan 1.195,43 TL harcın düşümü ile geri kalan 3.586,27‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan 1.195,43 TL peşin harç, 35,90 TL başvuru harcı, 407,15 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.638,48 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 11.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.