Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1012 E. 2021/400 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/1012 Esas
KARAR NO : 2021/400

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 20/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilin ile davalı arasında cari hesaba dayalı ticari ilişki bulunduğunu, davalı adına düzenlenen faturalara—- teslim edildiğini, ancak davalının borcunu ödemediğini, bu nedenle davalı aleyhinde icra takibi başlatıldığını fakat takibe haksız olarak itiraz edildiğini, itirazın iptali ile takibin devamını, davalının %20’den az oimamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini iddia ve talep etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil ile davacı arasında ticari ilişki bulunduğunu, davacın—-edilmiş bir şekilde iade aldığı —— bedelinden dolayı müvekkilin alacaklı olduğunu, bu nedenle davanın reddini ve davalı lehine tazminata hükmedilmesini savunmuştur.
RAPOR: Bilirkişinin raporunda özetle; “Her iki taraf ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, noter açılış kapanış tasdiklerinin süresi içerisinde alındığı, dolayısıyla ticari defterlerin her iki taraf içinde delil niteliğine haiz olduğunun anlaşıldığı, davacı tarafından düzenlenen tüm faturaların yasal itiraz süresi içerisinde herhangi bir itiraza uğramayarak davalı nezdinde kayıtlı bulunduğunun görüldüğü, davacıdan alınan —– makinasının davacıya iade edildiği, makine iadesinin her iki tarafın kabulünde olduğu hususunun taraf ticari defterlerinden anlaşıldığı, davalının dava dışı firmalardan satın aldığı 19.202,98 TL tutarlı fatura bedelleri ile tamir edildiği, bu nedenle davacının alacaklı olmadığı hususundaki davalı savunmasına iştirak edilemediği, zira söz konusu makine ile ilgili davacıya herhangi bir ayıp ihbarında bulunulmadan makinanın iade edildiği, dava dışı firmalardan alındığı iddia edilen tamir bakım faturalarının davacıya yansıtılmadan tek taraflı olarak davalı ticari defterlerinde yer aldığı, davacıya söz konusu tamir bedelleri ile ilgili ihbarda bulunulmadığı, davacıya iade edilen makine bedeli dahil —– borçlu olduğu, aynı tarih itibariyle davalı nezdinde davacının 24.999,97 TL alacaklı olduğu, işbu raporda yer verilen tüm tespit ve değerlendirmeler neticesinde davacının alacak iddiasının genel ispat kuralları çerçevesinde ispat ettiği ve —- olacağı, icra takibi ile birikmiş faiz talebinde bulunulmadığı,” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
EK RAPOR: Bilirkişinin ek raporunda özetle;”Yapılan incelemede huzurdaki davaya konu ——— davalıya teslim edildiği, buna karşın davalı adına düzenlenen—- görülmüştür. Bu husus tarafların kök rapora itirazları ile teyit edilmektedir. Kök raporda “davalının —– tutarlı iade faturası düzenleyerek kayıtlarına aldığı görülmüştür. İlgili iade faturası davacı nezdinde—–olarak kayıtlı bulunmaktadır” tespitine yer verilmiş olmakla birlikte, dosyaya sunulan talimat bilirkişi raporunda davalı tarafından —– tutarlı iade faturası incelenmediği için, davacı nezdinde tarafımdan yapılan incelemede ilgili faturanın iade faturası olduğu kanaatine varılmıştır. Buna karşın, işbu ek raporla yapılan incelemede 77.336,24 TL tutarlı faturasının ——- ile ilgili olmadığı, davacının davalıya daha önceden satışını gerçekleştirdiği ——— iadesi ile ilgili olduğu anlaşılmıştır. Davalı tarafından düzenlenen iade faturasına —– beyanında, davacıdan alınan—– olduğunun bilinerek alındığı, tamir işlemlerinin ticari amaçla yapılmadığını, davacının talebi —– makinanın iade edildiğini, ancak iadenin—- yapılmadığını, bu nedenle—— iadesi sırasında— ayıpla ilgili davacıya herhangi bir bilgilendirme yapılmadığını beyan etmiştir. Davacı———sıra numaralı —- işbu —– inceleme sırasında beyan etmiştir. Yukarıda yer verilen tespitler dışında, davacının davalı adına herhangi—-nedeniyle —– davalıya satışı ile ilgili olarak herhangi——- —— maliyet bedeli tespiti gerçekleştirilememiştir. Yukarıda yer verilen tespitler neticesinde, Sayın Mahkemenin tarafımdan istediği davacı nezdinde davalıya satışı ———bir hesaplama yapılamamıştır. Bu durumda —– davacı nezdinde——, aynı tutarın aynı tarihte davalı nezdinde de kayıtlı bulunduğu, davalının savunduğu ve talimat bilirkişi raporunda yer veilen —– belirtilen faturalı harcamaların taraflar arasındaki cari hesap bakiyesinden—yönündeki nihai değerlendirme Sayın Mahkemenin takdirindedir.” şeklinde sonuç ve kanatine varıldığını beyan etmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, açık hesap ilişkisine dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak——alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren —— alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm,—- kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf ,bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın —– olduğu, süresinde itiraz edilmemekle—–hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura ——- yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin — ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.
Taraf şirketlerin ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifeti ile incelenmesi neticesinde davacı şirketin—– borçlu durumda olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Her ne kadar 05/07/2017 tarihli takip tarihinde cari hesap ilişkisinde davacı taraf 24.999,97 TL alacaklı olduğu tespit edilmiş ise de davalı şirket vekilinin davaya cevap dilekçesi ile birlikte ileri sürdüğü savunmalar nazara alındığında davacı şirket tarafından davalı———- açıklamalı — sattığı, arızalı makineyi davalının tamir için harcamalarda bulunduğu, ancak davacı firma tarafından geri istenin ve dava dışı başka bir firmaya satıldığı anlaşılan—–teslim edildiği davacı ———- teslim ettiği — firmaya —— fatura düzenlendiği, davalı şirketin—– masrafların faturasını talimat mahkemesince atanan bilirkişiye tevdii ederek bu miktar üzerinden masrafını ispatladığı, davacı şirket tarafından davalı —- —- ———– bu defa davacı şirkete teslim edilen———– olarak davacının davalı adına herhangi bir fatura düzenlenmemesi nedeniyle —– bilirkişi tarafından her hangi bir bedel tespiti ———- edilememiş ise de ——makinanın davalıya satıldığı, davalı şirketin —— davacı şirkete teslim ettiği, davalı şirketin mülkiyeti kendisinde iken yapmış olduğu harcamaların tek taraflı olarak davalı ticari defterlerinde yer aldığı, söz konusu harcalamaların davalı ticari defter ve kayıtlarından 19.202,98 TL olduğunun anlaşıldığı, hal böyle olunca ihtilafa—– tamir işinden kaynaklı masrafın cari hesap alacağından —davacıya yansıtılması gerektiği değerlendirmeleri ile davacının cari hesap—– davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Alacağın likit olması konusunu —- Numaralı kararında; ”Her uyuşmazlığın kendine—değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.” şeklinde açıklamıştır. Bir alacağın likit olup olmadığı hususu değerlendirilirken her uyuşmazlık kendi koşullarında değerlendirilecek, alacağın miktarının belli ve sabit ya da borçlu tarafından bilinebilir olduğu durumlarda söz konusu alacağın likit olduğu kabul edilecektir.
Yargıtayın yerleşik kararlarına göre fatura alacakları likit niteliktedir. —–kararına göre; “Uyuşmazlık, davacının davalıya faturayla sattığı mal bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, borcun miktarı belirlenebilir ——-, dava dilekçesinde icra inkar tazminatı isteyen davacı yararına İİK.nun 67/2 nci maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu istemin reddi doğru görülmemiştir.” denilerek fatura —– Alacağın faturaya bağlı alacak olması nedeniyle kabul edilen asıl alacağın yüzde 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davacının——- düşürdüğünü ispatlayamaması karşısında faiz alacağına yönelik talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1——- sayılı takip dosyasına yapılan itirazın 5.796,99 TL üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Kabul edilen miktar 5.796,99 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Hüküm——–, dava açılırken peşin olarak alınan —— mahsubu ile bakiye——- davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından———— Tebligat Gideri, Müzekkere Gideri ve Diğer Dosya Masrafları) olmak üzere toplam———– davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan bir gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Taraflarca dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
7-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan——- uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden — davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —–uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.