Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1003 E. 2020/229 K. 10.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1003 Esas
KARAR NO: 2020/229
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 28/12/2018
KARAR TARİHİ: 10/03/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Müvekkili tarafından davalı aleyhine muhtelif fautara alacaklarına istinaden ——– İcra Müdürlüğü’nün———- E. Sayılı icra dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, davalı ile müvekkili arasında ticari ilişki söz konusu olduğunu, fatura gereği satılan malzemeler davalıya teslim edilmesine rağmen söz konusu fatura bedelinin bugüne kadar müvekkiline ödenmediğini, davalı borçlunun itirazlarının herhangi hukuki bir dayanağı bulunmadığını, bu nedenle itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya duruşma gün ve saatini bildiren dava dilekçesi ekli davetiye tebliğ edilmiş davalı davaya cevap vermemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
Davacı, davalıdan olan alacağının tahsili için———— İcra Müdürlüğü’nün ———– Esas sayılı dosyasında davalı aleyhinde icra takibi başlatmış olup, davalının itirazı ile icra takibi durmuştur. Davacı taraf süresinde açmış olduğu bu dava ile itirazın iptalini ve takibin devamını talep etmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak ———— Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.
Somut olayda davacı, icra takibine konu alacağını davalıya sunduğu mal/hizmet teslimine dayandırmış, davalı ise akdi ilişkiyi ve borcu inkâr etmiştir. Bu durumda, taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığını ispat yükü davacı taraftadır.
Öte yandan ticari defterlerle ispat ise 6100 sayılı HMK.nun 222. maddesinde düzenlenmiştir. Bir tarafın ticari defterlerinin ibrazının istenebilmesi ve talep edilmesine rağmen ticari defterlerin ibraz edilmemesinin defter sahibinin aleyhine sonuç doğurması, anılan kanun hükmünün 5. Fıkrası uyarınca, ancak karşı tarafın münhasır delil olarak bunlara dayanmasına bağlıdır. Aynı husus — ————————– kararında da vurgulanmış olup, HMK.nun “Tarafların belgeyi ibraz etmesi” başlıklı 220. Maddesinin ticari defter ve belgelerin ibrazında da uygulanması görüşü benimsenmemiştir.
Davacı, davalının ticari defterlerine münhasır delil olarak dayanmış değildir; defterler dışında da deliller bildirmiş ve bunları mahkeme huzuruna getirmiştir. Davacı dava açarken davalının defterlerine münhasıran dayanmadığından, davalının ticari defterlerini hazır etmemesinin aleyhine sonuç doğurması yukarıda bahsedilen içtihat uyarınca mümkün değildir.
Davacı tarafın defterlerinin incelenmesinde, davacının alacağının ——tarihli—— bedelli, ——tarihli —— bedelli, ——– tarihli —— bedelli faturalara dayandığı, davalı tarafından davacıya yapılan toplam———- ödemenin kayıtlı olduğu tespit edilmiştir.
Davalı şirketin bağlı bulunduğu vergi dairesinden getirtilen BA formlarının incelenmesinde; davacı tarafından düzenlenen——- tarihli — bedelli, ——- tarihli ——— bedelli faturaların davalı tarafında BA beyanına konu edildiği, bu beyanın davalı açısından bağlayıcı nitelikte olduğu, bu durumda davacının, davalı şirkete toplamda ——–tutarında hizmet verdiğini kabul etmek gerektiği,———- bedelli fatura bakımından fatura içeriği mal ya da hizmetin davalıya teslim edildiğine dair sevk irsaliyesi ya da yazılı belge ibraz edilmediği, dolayısıyla davacının bu fatura içeriği mal ya da hizmetin teslim edildiğini ispatlayamadığı, davacının ticari defterlerinin incelenmesinde ise, davalı tarafından yapılan ——- davalı ödemesinin kayıtlı olduğu, bu ödeme kaydının ise davacı bakımından bağlayıcı nitelikte olduğu, bu durumda davacının davalıdan ———– alacaklı olduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne dair karar vermek gerekmiş, şartları oluştuğu için davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davanın KISMEN KABULÜ ile;
Davalı borçlunun —————- İcra Müdürlüğü’nün ——Sayılı icra dosyasında icra takibine yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin ———– asıl alacak bakımından kaldığı yerden devamına,
Asıl alacak miktarının %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Asıl alacak miktarına takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına,
2.Fazla istemin reddine,
3.Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 954,63 TL harçtan, dava açılırken peşin olarak alınan 186,42 TL harcın mahsubu ile bakiye 768,21 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı ve 186,42 TL peşin harç olmak üzere toplamda 222,32 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 952,90 TL (800,00 TL bilirkişi ücreti, 1,00 TL Dosya ücreti, 136,40 TL tebligat gideri, 15,50 TL e-Tebligat gideri) yargılama giderinden davanın kabul 0,90 ve red 0,10 oranına göre hesaplanan 857,61 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından dava konusu dosyaya yatırılan herhangi bir gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığını,
7-Davacı tarafça dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
8-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 3.400,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde————— Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/03/2020