Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1002 E. 2021/261 K. 17.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1002 Esas
KARAR NO: 2021/261
BİRLEŞEN DAVA : —– DAVASI YÖNÜNDEN
DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA: Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ: 17/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasında —— üzere toplamda —– maddenin alımı İçin anlaşma yapıldığını; kararlaştırma kapsamında müvekkili şirket tarafından ————– fatura üzerinden kullanılan kredi ile peşin olarak davalı şirkete ödendiğini; ancak söz konusu ham maddenin müvekkili şirkete —– ayında teslim edilmesi gerekirken zamanında teslimat yapılmadığını; bu yüzden de müvekkilinin müşterilerine verdiği taahhütleri yerine getiremediğinden, müşteri kaybına uğradığını ve daha fazla zarara uğramamak adına, başka şirketlerden söz konusu maddenin muadilini temin etmek zorunda kaldı-ğını; bu kapsamda muadillere———- daha fazla para ödemek zorunda kaldığını; daha sonra davalı şirket tarafından———–teslimatı yapıldığını; müvekkilinin bankadan kredi kullanılarak,—-faiz ödemek zorunda kaldığını; halen teslim edilmeyen ——bulunduğunu; aynı zamanda davalının bedeli peşin olarak almasına rağmen, teslim tarihindeki kur üzerinden faturalandırma yaparak, haksız olarak fazla tutarda fatura kestiğini; açıklanan nedenlerle davalı şirkette—- yevmiye ile keşide edilen ihtarname ile fazladan ödenen——farkı, müşteri kaybından kaynaklanan zarar için de ——- ödenmesinin bildirildiğini; herhangi bir ödeme yapılmadığın»; müvekkilinin müspet zarara ve kâr kaybına uğradığını; bütün bu zararlardan ayrı olarak davalı şirketin —– fazla fatura kestiğini; bu miktar için iade faturası dü¬zenlendiğinden bahisle, kur farkı nedeniyle kesilen iade faturası tutarı olan—-muadili mal temini için fazladan ödenen —yine müşteri kaybı nedeniyle uğranılan ——- tarihinden İtibaren ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi özetle; Davacının kestiği iade faturasının haksız olduğunu; dava dilekçesinde bahsi geçen ürünlerin tedariki konusunda müvekkili şirket tarafından davacıya —-tarihinde gönderilen e-mail eki fiyat teklifi ve davacının —- tarihli imzalı belgesinde tedarik edecek ürünlerin kendisine fatura edileceği tarihteki yani sevk tarihindeki——–üzerinden belirleneceğinin açıkça kabul edildiğini; düzenlenen proforma faturada, ürünlerin sevk edildiği gündeki kur üzerinden davacıya fatura edileceğinin açıkça belirtildiğini; proforma faturanın, ürünün hangi şartlar ile satılabileceğini gösteren teklif olduğunu; davacı bankadan kredi kullanmak için müvekkili şirketten proforma fatura talep ettiğini; müvekkili şirketinde asıl teklifteki iradesi kapsamında ürünlerin sevk edildiği gündeki kur üzerinden davacıya fatura edileceğini; proforma fatura üzerinde de açıkça belirttiğini; satılan ürünlere ilişkin faturalar kesildiğini, herhangi bir itiraz gelmediğini; ürünlerin stokta olduğu teslim edilmeye hazır olduğunun şirket yetkilisine belirtilmesine rağmen, davacı şirket yetkilisinin ürünlere ilişkin analiz sertifikalarını talep ettiğini ve müvekkili şirkete ürünlerin teslim alınması için sevkiyat programı verileceğinin belirtildiğini; nitekim, dava konusu ürünlerin davacının talebi üzerine—- ayından itibaren parsiyel olarak davacıya teslimine başlandığını; sevkiyat üzerine faturaların anlaşmaya uygun olarak kesildiğini; davacının hiçbir itirazda bulunmadığını; daha sonra haksız ve dayanaksız olarak —– tarihli kayıtlara alınmadığını; davacının satın almayı taahhüt ettiği ürünlerden ——-halen teslim almadığını; bu ürünlere ilişkin sevkiyat programı da göndermediğini; müvekkili şirketin ürün tedarikinde herhangi bir teslim taahhüdü vermeksizin özellikle yurtdışından tedarik edilen ürünlerin davacının bildireceği sevkiyat programı dahilinde sevk edileceğini bildiği ve kabul ettiğini; dava dilekçesindeki yer alan aksine iddiaların mesnetsiz olduğunu; davacıya ürünlerin sevkiyat programına uygun olarak teslim edildiğini; iddia edildiği şekilde dava dışı üçüncü kişilerden söz konusu ürünlerin muadilini temin etmiş ise de, bu hususun tacir olarak kendisinin verdiği bir ticari karar olduğunu; müvekkili şirketin sorumluluğu bulunmadığını; varsayım olarak bir zarar kalemi olduğu kabul edilse bile müvekkili şirketten talep edebilmesi için gerçek anlamda bir zarar doğması ve bu zarar ile müvekkili şirketin eylemleri arasında illiyet bağı bulunması gerektiğini; oysa dava konusu ürünlerin davacının talebi doğrultusunda ———ayından itibaren sevk edildiğini; bu nedenle müvekkili şirketin bir kusuru olmadığı gibi, zarar ile arasında bir illiyet bağı bulunmadığını; davacının iddiaların aksine yaşanan süreç içinde müvekkili şirketin zarara uğradığını; bu bağlamda temerrüde düşen davacı aleyhine ——- adet takip başlatıldığını; davalının bunlara da haksız olarak itiraz ettiğinden bahisle yerinde olmayan davasının reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı ——asıl davada davacının zamanında teslim etmesi gereken ürünü teslim edememesi nedeni ile söz konusu maddenin muadilini başka şirketlerden tedarik etmek zorunda kaldıklarını bu kapsamda muadillere — fazla para ödediklerini, davalı —— kur farkı nedeni ile —– fazla fatura kestiğini, müşteri kaybı nedeni ile de zarara uğradığını belirterek asıl davada söz konusu bu—— kalem alacağın tahsilini talep etmiş, davalı yan ise birleşen davada taraflar arasındaki sözleşmeye göre ürünlerin sevk edileceği tarihteki kur üzerinden fatura edileceğinin kararlaştırıldığını belirterek cari hesaptan kaynaklı fatura alacaklarının tahsili amacı ile başlatılan — takibe vaki ———– itirazının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış dosya bilirkişi heyetine tevdii edilmiştir. Bilirkişi heyeti kök raporunda Taraflar arasındaki ticari ilişkinin —- tarihine kadar devam ettiğini davacı şirket —-nezdindeki davalı —- cari hesabının —–numaralı hesap altında izlendiğini, — tarihi itibariyle davalı —— yevmiye numaralı kapanış maddesinde ve —-yevmiye numaralı açılış maddesinde de cari hesap bakiyesinin aynı olduğu,Davalı——– kayıtlarının incelenmesinde — tarihi itibariyle davacının —- borçlu gözüktüğünü, — itibariyle tarafların cari hesapları arasında —- olduğunu, bu farkın önemsenmediğini, Uyuşmazlık konusunun, davacının ——– cari hesaptan mahsubunda hangi yöntemin izleneceği noktasında toplandığını,bu uyuşmazlık konusunun çözümünün asıl ve birlesen davaya ve sonuçlarına etki edeceği görülmekle, öncelikle bu yön üzerinde durulması cihetine gidildiğini,Taraflar arasında davalının verdiği fiyat teklifi ve bilahare fiyatın revize edildiği; ——- faturada ödeme şeklinin —- olarak gösterildiği;proforma faturada ödeme şeklinin — olarak gösterildiği; kurun—- olarak yer aldığı —- notuna yer verildiği;——- hesap numaralarına yer verildiğinin görüldüğü;Vaki kararlaştırmanın “efektif bir başka anlatımla “aynen” ödeme kaydı içermediği; bilakis ödeme şeklini—- olduğu;Hal böyle olunca, davalı satıcının — dahil yabancı para cinsinden belirlediği peşin satım bedeli olan — davacı tarafından —-günü —-ödeme ile ortadan kalkıp kalkmadığının, üzerinde durulması gerektiği;—- faturada gösterilen —– dikkate alındığında, vaki ödemenin ———olduğunun görüldüğü:Yukarıda tanıtılan TBK.m.99/2 hükmü uyarınca, borçlu temerrütte olmadığından, seçimlik hakkının kendisine ait olduğu; yabancı paranın kararlaştırmadaki kur karşılığı-Zira satım bedelinin tamamının muaccel olmadan önce ödendiği;artık davacının kestiği faturalarda nprofarma faturada yer alan birim fiyatlara sevk tarihindeki kurun uygulanmak suretiyle fatura edilemeyeceğini, zira satım bedelinin tamamının muaccel olmadan önce ödendiğini, davalı satıcının hesabına gelen bu tutarı —-dönüştürüp dönüştürmemesinin kendi takdiri olduğunu, peşin ödeme ile satım yolunu seçen satıcının kararlaştırılan —- satım bedelini —– —-karşılığı aldıktan sonra artık kur artışından yararlanarak fatura edemeyeceğini, taraf ticari defterlerinde kuruş farkı hariç cari hesap bakiyelerinin aynı olduğunu, gerek davacı gerek davalı ticari defterlerinde davacının—– borçlu gözüktüğünü, ancak borun bu şekilde gözükme nedeninin yukarıda kararlaştırılan satım dışında başkaca mal alım-satımlarının bulunması nedeni ile cari hesaba intikal eden faturalardan kaynaklandığını, cari hesaba intikal eden —adet faturanın davacının peşin ödeme yaptığı tarihteki — —- üzerinden hesaplanması gerektiğini, cari hesabın düzeltilmiş hali ile davalının davacıdan olan alacağının ——– olduğunu belirtmiştir.
Türk Borçlar Kanunun 99. Maddesi ” Konusu para olan borç Ülke parasıyla ödenir. Ülke parası dışında başka bir para birimiyle ödeme yapılması kararlaştırılmışsa, sözleşmede aynen ödeme veya bu anlama gelen bir ifade bulunmadıkça borç, ödeme günündeki rayiç üzerinden Ülke parasıyla da ödenebilir. Ülke parası dışında başka bir para birimiyle belirlenmiş ve sözleşmede aynen ödeme ya da bu anlama gelen bir ifade de bulunmadıkça, borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine alacaklı, bu alacağının aynen veya vade ya da fiilî ödeme günündeki rayiç üzerinden Ülke parası ile ödenmesini isteyebilir.” hükmünü getirmiştir.
Yabancı para borçları, yabancı paranın mutlaka yabancı para birimiyle ödenmesinin gerekli olup olmadığına göre gerçek – gerçek olmayan yabancı para borçları olarak ikiye ayrılmaktadır.Mutlaka yabancı para birimiyle ifası gereken, borçlunun ifa yeri milli para birimiyle ödeme yapma yetkisinin bulunmadığı yabancı para borçları, gerçek, efektif yabancı para borçları olarak anılmaktadır. Yabancı para borçlusunun, para borcunu, döviz olarak aynen ödemek yanında, —– ile ödenme imkânına sahip olup olmadığı, tarafların iradesine göre belirlenir. Gerçek Olmayan Yabancı Para Borçlusunun Seçimlik Yetkiye Sahip Olmasının Koşulları;
a-Yabancı para borcunun ifa yerinin —— olması,
b- Seçimlik yetkinin tarafların anlaşmasıyla kaldırılmamış olması (gerçek olmayan yabancı para borcunun söz konusu olması)
c-Yabancı para borçlusunun temerrüde düşmemiş olmasıdır.
Borçlunun muacceliyetten önce ifada bulunmak istemesi halinde, çeviri (muacceliyetten önceki) fiili ödeme tarihi kuruna göre yapılacağından, ifa edilebilirliğin bulunması kaydıyla alacaklı bunu kabul külfeti altındadır. Ayrıca, fiili ödeme tarihi ile muacceliyet tarihi arasında kur artmışsa, alacaklı aradaki farkı da talep edememelidir. Zira fiili ödeme tarihinde alacaklı, o tarihte kararlaştırılan miktarda yabancı parayı satın alabilecek ekonomik seviyeye ulaştırılmıştır. Alacaklı o tarihte yabancı para satın almadıysa, bunun sonuçlarına borçlu değil, alacaklı katlanmalıdır.
Somut olayda taraflar arasında davalının verdiği fiyat teklifi ve bilahare fiyatın revize edildiği proforma faturada ödeme şeklinin —- olarak gösterildiği ve kurun —- olarak belirlendiği, davacı tarafından — günü yapılan ——- tekabül ettiği anlaşılmıştır. Gerçek olmayan yabancı para borcunun söz konusu somut olayda ödeme şekli de ——- ve peşin olarak belirlenmiştir. Alıcı olan davacı yan temerrüt halinde değildir. Bilakis peşin ödeme yapmıştır. Davacı temerrüt halinde de olmadığından ifa edilebilirliğin olması kaydı ile davalı yan ödemeyi kabulle yükümlüdür.Davacı yan peşin ödeme yapmış davalı da ödemeyi ihtirazi kayıtsız almıştır. Sonradan kur artışından faydalanması mümkün değildir. Bu nedenle davacının yaptığı peşin ödeme ile söz konusu ticari satımdan kaynaklı borç sona ermiştir. Birleşen davada davacı univar cari hesap alacağından kaynaklı alacakları için — takip başlatmıştır. Bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere tarafların ticari defter ve kayıtlarında kuruş farkı hariç davalı ————alacaklı görülmektedir. Fakat borcun bu şekilde gözükme nedeninin yukarıda bahsedilen satım kapsamında davalı —— düzenlediği —– adet faturanın teslim tarihindeki kur üzerinden hesaplanmasıdır. Döviz borcunu peşin olarak ödeyen davacının ödeme yaptığı —— faturadaki kurun esas alınması gerekmekte olup bilirkişi heyeti cari hesabı da düzeltmiş ve davalı —— buna göre davacıdan ——- alacaklı olduğunu tespit etmiştir. Davacı yanın asıl dosya kapsamındaki talepleri yönünden yapılan incelemede; davacı her ne kadar kur farkı nedeni ile iade faturasından kaynaklı alacak talep etmişse de bilirkişi tarafından zaten cari hesap bakiyesi düzeltilmiş olup bunun talep edilmesi mümkün değildir.Aksi durum yani tespit edilen alacaktan —- farkının düşülmesi talebi mükerrer tenzilata neden olacaktır. Davacı —— her ne kadar davalı yanca zamanında teslimatı yapılmayan ürünler nedeni ile piyasadan muadillerini ——farkla aldığını belirtmişse de kök raporda bu —-faturadan — tanesinin kararlaştırmaya konu ürünle eşleşmediği, diğer —-fatura yönünden de davacı zararının oluşmadığı tespit edilmiştir. Davacı bir kısım yabancı dilde fatura belgeler ibraz etmiş kararlaştırmaya konu ürünle aynı olup olmadıkları için davacıdan tercümeleri istenmiş bilirkişiden 2. Ek rapor alınmış ürünlerin bileşenlerinin mühendislik önlemleri,kişisel koruyucu ekipman olarak tanımlandığı dava konusu uyuşmazlıkla uzaktan yakında bir alakası olmadığı tespit edilmiştir. Davacının bu talebi de bu nedenle red edilmiştir. Davacı asıl davada son olarak müşteri kaybından kaynaklı —– talep etmişse de müşteri kaybına uğradığına dair somut bir delil ibraz edememiş olup bu talebini de ispat edememiştir. Davacının asıl davası bu nedenle red edilmiştir. Birleşen davada ise yukarıda belirtildiği üzere tarafların cari hesap kayıtları kuruş farkı ile aynı olup, davalının peşin ödeme yaptığı tarihteki proforma faturada belirlenen kur üzerinden cari hesaba intikal eden — adet fatura revize edilmiş, davalı-birleşen davacı —- alacağının —— olduğu belirlenmiştir. Birleşen dosya bu nedenle kısmen kabul edilmiştir. Birleşen dosyadaki alacak likittir. Nitekim tarafların ticari defterleri ve cari hesap kayıtları kuruş farkı hariç aynıdır. Davacı borçlu yan cari hesaba intikal eden yukarıda bahsedilen peşin satım kapsamındaki —– faturayı da peşin satım kapsamında kararlaştırılan kura göre revize etme imkanına haizdir. Alacak likit olduğundan ve davacı- birleşen dosya davalı yan itirazında haksız olduğundan birleşen dosyada %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmiştir. Tüm dosya kapsamı, denetime el verişli bulunan kök ve ek raporlar birlikte değerlendirilmiş asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Mahkememizin ——–sayılı dosyası yönünden;
DAVANIN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanununa göre alınması gereken 59,30 TL maktu harcın, peşin alınan 5.029,08 TL’den mahsubu ile fazla yatırılan 4.969,78 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3- Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Av. Asg. Üc. Tarifesi gereği red edilen miktar üzerinden hesaplanan 29.063,97 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
6- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince bakiye gider avansının talep halinde taraflara iadesine,
Birleşen —– dosyası yönünden;
Davanın kısmen kabulü ile ,
A-) Davalı yanın—— sayılı dosyasına vaki itirazının iptali ile takibin aynen devamına,
Likit alacağa vaki haksız itiraz nedeni ile asıl alacak —- üzerinden %20 oranında hesaplanan —- icra-inkar tazminatının davalıdan alınarak iş bu dosya davacısına ödenmesine,
B-) Davalı yanın—- sayılı dosyasına vaki itirazının kısmen iptali ile takibin —–asıl alacak üzerinden devamına,
Likit alacağa vaki haksız itiraz nedeni ile asıl alacak—- üzerinden %20 oranında hesaplanan —— icra-inkar tazminatının davalıdan alınarak iş bu dosya davacısına ödenmesine,
2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 12.294,74 TL nispi harçtan peşin alınan 5.354,49 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 6.940,24TL harcın davalıdan ——– tahsiliyle hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı, 5.354,49TL nispi harç olmak üzere toplam 5.398,89TL harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.500,00 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 861,05 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
6- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Av. Asg. Üc. Tarifesi gereği 21.048,53 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Av. Asg. Üc. Tarifesi gereği red edilen miktar üzerinden hesaplanan 16.637,83 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
8-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının taraflara iadesine,
9-Adalet bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 757,73 TL sinin davalıdan, bakiye 562,27 TL sinin davacıdan alınarak hazineye gelir olarak kaydına,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, ——– Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, taraf vekillerinin yüzene karşı verilen karar oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı.17/03/2021