Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/80 Esas
KARAR NO : 2023/78
DAVA : Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/04/2023
KARAR TARİHİ : 19/04/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini tekrarla; davacı ile davalı —- arasında, —–İlçesinde kain —— parsel numaralı taşınmaz üzerinde inşa edilecek yapıların renkli mimari görsel çalışmalarının yapılması, ruhsat alınması, avan projelerin hazırlanması işlerinin yerine getirilmesi hususlarında anlaşıldığını, taraflar arasındaki anlaşma gereği müvekkili tarafından —– parsel için mimari projeler, statik projeler, mekanik projeler, elektrik projeleri ve tadilat projelerinin hazırlandığını ve parsel üzerine inşa edilecek yapılardan —- bloklar için 13.12.2012 tarihli,—-numaralı yapı ruhsatı, —- ve— bloklar için de otopark ve havuz ruhsatlarının —— alındığını, ruhsatlar için ödenmesi gereken harçların tamamının da müvekkili tarafından ödendiğini, müvekkilinin tüm projeleri hazırlayıp,—— ruhsatları almasına rağmen iş sahibi/davalı —–. tarafından müvekkiline ödeme yapılmadığını, müvekkiline hak ettiği ödemeleri yapmayan davalı —— firmasının daha sonradan diğer davalı mimar —– ile anlaştığı ve müvekkilinin projesi izinsiz kullanılarak mimar —- imzasıyla —– sunulduğunu, bu proje doğrultusunda aynı taşınmaz için Yapı Ruhsatı alındığının anlaşıldığını, davalıların beraber hareket ederek müvekkilinin emek sarf ederek çizimlerini yaptığı ve tamamlayarak —-ibraz ettiği projesini müvekkilden habersiz ve izinsiz şekilde kopyalayarak mimar —– imzasıyla —– sunduklarını, ” —– adı ile —– sunulan projenin müvekkili tarafından hazırlanan ve daha önce onaylanan projenin kopyası olduğunu, proje mimar —- iş sahibi—yetkilisi —– tarafından imzalandığını ve —–Belediyesi tarafından onaylanmış olduğunu, davalıların bu projenin daha önce —– tarafından hazırlandığını bildiklerini, bu tadilat projesinin onaylanmasına müteakip; —- parsel üzerinde inşa edilecek —– taşınmazlar için 14.07.2016 tarihli, —–ruhsat numaralı Yapı Ruhsatları düzenlendiğini ve onaylanmış olduğunu, davalı—– müvekkiline ait mimari projeyi kopyalayarak aynı taşınmaz için “—adıyla —– ne sunması ve bu tadilat projesinin Belediye tarafından onaylanarak Yapı Ruhsatlarının tanzim edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, eser sahibi mimarın yazılı izni olmadan, mimari projenin tamamı veya bir kısmı üzerinde ya da eser sahibi mimarın adında değişiklik, ekleme veya kısaltma yapılamayacağını, bu hakkın manevi haklar arasında yer aldığından, mali hakların devrine dair yazılı sözleşme yapılsa dahi, değişiklik yapılmasını yasaklama yetkisinin devri anlamına gelemeyeceğini, zira bu hakkın eser sahibi mimara sıkı sıkıya bağlı kişisel bir hak olup, devredilemeyeceğini ve mimari plan ve proje bakımından değişiklik yapılması, ekleme yapılması halinin tamamen mimarın iznine bağlandığını, davalıların birlikte hareket ederek müvekkiline ait mimari projeyi müvekkilinden izin almadan kopyalayıp, kullanması ile müvekkile maddi ve manevi zarar verildiğini, davalıların eylemlerinin haksız fiil teşkil etmekte olup, müvekkilini zarara uğrattığını, müvekkili tarafından emek sarf edilerek çizimi yapılan mimari projenin FSEK kapsamında korunan eser olduğunu, davacı ile davalılardan —— arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığını, fakat FSEK m.65/1 hükmü gereğince maddi tazminatın hesaplanması için yazılı sözleşme bulunması şartı aranmamakta olup, işin rayiç değeri tespit edilerek bu tutarın üç katı fazlasının hesaplanması ve müvekkiline maddi tazminat olarak ödenmesi gerektiğini belirterek, tüm bu nedenlerle mimari proje çizimi ve alınan yapı ruhsatları ile bu iş için davacı tarafından yapılan tüm masraflar dikkate alınarak hesaplanacak bedelin FSEK m. 68 hükmü gereği üç katı fazlası olarak alacak davasında 50.000,00 TL maddi tazminat ile 50.000,00 TL manevi tazminat bedelinin faiziyle birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiliyle davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraflara yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davalıların davacıya ait mimari projeyi izinsiz kullanmaları, değişiklik yapmak suretiyle, FSEK 68. ve 70. maddeleri uyarınca mali ve manevi haklarına tecavüz edildiği iddiasıyla açılan, maddi ve manevi tazminat davasıdır.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5/A maddesinde “Bu kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” düzenlemesinin yer aldığı, dava konusu uyuşmazlığın tarafların ticari faaliyetleriyle ilgili maddi ve manevi tazminat davası olması nedeniyle arabuluculuğa tabi olduğu anlaşılmıştır.6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinde “davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmü bulunmaktadır. Mahkememizce davacı vekiline ihtarlı tebligat yapılarak dava açılmadan önce arabuluculuk yoluna başvurulmuşsa arabuluculuk tutanağının sunulması için ihtar edilmesine rağmen, verilen kesin süre içerisinde arabuluculuk tutanağı dosyaya sunulmamıştır.HMK’nun 115/2.maddesinde “Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” hükmü yer almaktadır.Tüm dosya kapsamı ile, dava açılmadan önce arabuluculuk dava şartı yerine getirilmeden davanın açıldığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının FSEK’ten kaynaklanan mali ve manevi haklarının ihlalinden kaynaklı maddi ve manevi tazminata ilişkin olduğundan ticari dava niteliğinde olduğu anlaşıldığından, TTK’nun 5/A, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A ve HMK’nun 115/2.maddeleri uyarınca dava dilekçesinin usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’ nun 18/A ve HMK’ nun 115/2. maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
Harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,Dair; tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.