Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/99 E. 2023/187 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/99
KARAR NO : 2023/187

DAVA : Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/04/2022
KARAR TARİHİ : 28/09/2023

Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinin yapılan açık yargılamasında

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili .. — Kanunlarına göre kurulmuş ve özellikle otomotiv sektöründe ürünleri ile tüm dünyada tanınmış “—–” ve — markalarının yaratıcısı ve sahibi olduğunu, “—–” ve —– markaları dünya genelinde tescilli olup müvekkili şirket tarafından üretilmekte olan otomotiv ve oto aksesuarları da yine bu marka altında tüm dünyaya tanıtıldığını, tüm dünyada tanınmış bir marka haline geldiğini, “TürkPatent” nezdinde —–sayılı——tescil no.lu—– markaları ve —–türevi pek çok markasının olduğunu, Müvekkilinin Türkiye’de ve tüm dünyada çeşitli sınıflarda tescilli markaları 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (“SMK”) yanı sıra Paris Sözleşmesi’nin 1. mükerrer 6.maddesi hükmü gereğince dünya çapında tanınmış marka olarak koruma kapsamında olduğunu, Müvekkili … — Kanunlarına göre kurulmuş ve özellikle otomotiv sektöründe ürünleri ile tüm dünyada tanınmış “—–” ve türevi markalarının yaratıcısı ve sahibi olduğunu, “——” ve —– markaları dünya genelinde tescilli olup müvekkil şirket tarafından üretilmekte olan otomotiv ve oto aksesuarları da yine bu marka altında tüm dünyaya tanıtıldığını, tüm dünyada tanınmış bir marka olduğunu, TÜRKPATENT nezdinde—– tescil no.lu—— tescil no.lu —–tescil no.lu, ——, ve bunlarla sınırlı olmaksızın Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescilli türev markalarının olduğunu, Türkiye’de ve tüm dünyada çeşitli sınıflarda tescilli markaları SMK’nın yanı sıra Paris Sözleşmesi’nin 1. mükerrer 6.maddesi hükmü gereğince dünya çapında tanınmış marka olarak koruma kapsamında olduğunu—– Gümrük Müdürlüğü’nün 09.03.2022 tarihli ve —–no.lu kararı kapsamında … adına işlem gören 02.03.2022 tarihli—– sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi ile yurda giriş yapan müvekkili şirketlere ait “——,ŞEKİL, ve türevi markaları taşıyan muhtelif oto yedek parçası ürünlerinin Gümrük Kanunu’nun 57. maddesi ve devamı hükümleri kapsamında durdurulduğundan haberdar olunduğunu, bildirimin akabinde —–Gümrük Müdürlüğü’ne gidilerek, durdurulan eşyalar incelenmiş ve söz konusu eşyaların müvekkillerinin rızası dışında üretildiği, piyasaya arz edildiği, satışa sunulduğu, satıldığı, gümrük işlemlerine konu edilmek istendiği ve müvekkillerinin haklarını ihlal ettiğinin tespit edildiğini,—– Markalarını taşıyan 2.624 adet, —– Markalarını taşıyan 3.259 adet hava yastığı kapağı cinsi eşyalar bakımından müvekkillerinin markalarına karşı marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet fiilleri oluştuğunu, ilgili ürünlerin gümrük nezdinde muhafazasının sağlanması amacıyla; Müvekkili —-(Eski Unvan;—–) Açısından; Gümrükte tespit edilen 2.624 ürün hakkında —- Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde —–Sor. Sayılı dosya kapsamında yapılan şikâyet (Birleşme sonrası yeni soruşturma no: —–ile birlikte el koy ma kararı talep edilmiş ve —–Sulh Ceza Mahkemesi’nin —– sayılı kararı ile ürünlere el konulmuş olduğunu, ayrıca ilgili ürünler açısından —— Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin ——- İş esas sayılı dosyası kapsamında ürünlerin bulundukları —— Gümrük Müdürlüğü nezdinde muhafazasının devamına ilişkin ihtiyati tedbir kararı verildiğini, Müvekkili —— Açısından; Gümrükte tespit edilen 3.259 ürün hakkında —– Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde ——Sayılı dosya kapsamında yapılan şikâyet ile birlikte el koyma kararı talep edilmiş ve—– Sulh Ceza Mahkemesi’nin —– sayılı kararı ile ürünlere el konulduğunu, Davalının müvekkiller marka haklarına tecavüz teşkil eden ürünlere ilişkin ilk eylemi olmadığını, davalı tarafça gümrük işlemlerine konu edilmiş önceki tarihli tecavüz teşkil eden ürünlerine ilişkin—– Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde yürütülen bir soruşturma mevcut olup, soruşturma kapsamında yapılan bilirkişi incelemeleri neticesinde de ürünlerin müvekkillerin haklarını ihlal ettiğinin tespit edildiğini, Davalının fiilleri, müvekkillerinin —– markalarından, ve —— markalarından doğan haklarını ihlal etmekte olup, müvekkilleri aleyhine marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini, hava yastıkları, emniyet kemerleri gibi belirli bir şiddetteki çarpışmalarda ağır baş ve üst gövde yaralanma risklerini azaltmak için kullanıldığını, hava yastıklarının bağlı olduğu kontrol ünitesi bir çarpışmayı algılar ve kazanın türüne ve şiddetine uygun şekilde ilgili tüm güvenlik sistemlerini etkinleştirdiğini, bu sistem, çarpışmanın ve çarpışma şiddetinin oluşturduğu güçlü sarsıntının bir taş darbesi ya da derin çukurdan kaynaklanıp kaynaklanmadığını ayırabildiğini, gerçek bir çarpışma ihtimalinde ise, müvekkillerinin yüksek güvenlikli güncel araçlarında çarpışma öncesi araç sürücü ve yolcuları korumak adına bir takım ön güvenlik sistemlerini aktive etmesi akabinde çarpışma sensörleri tarafından tetikleme değerine denk bir çarpışma kaydedildiğinde ise, hava yastığının kontrol ünitesi bir gaz jeneratörünü ateşlediğini, devreye giren hava yastıklarının hem başı hem üst gövdeyi yakalayarak sarar ve binen yükleri mümkün olduğunca büyük bir alana dağıttığını, çarpışma sonunda sadece 120 mili saniye gibi kısa bir süre içerisinde gaz tümüyle boşaltılı p ve hava yastığının söndüğünü, araçlardaki bu güvenlik sistemleri bir bütün olarak iletişim halinde olup, bu sistemin bir parçası olan hava yastıkları da yolcuların güvenliğini sağlayan en önemli bileşenlerin başında geldiğini, çok sayıdaki otomotiv firması gibi müvekkillerinin de özellikle hava yastıkları gibi olası bir kaza durumunda büyük önem taşıyan ürünleri söz konusu olduğunda azami özen ve dikkati gösterdiğini, HER ZAMAN ve İSTİSNA OLMAKSIZIN hava yastığı ürünlerini BİR SET, YANİ BİR BÜTÜN OLARAK piyasaya sürdüğünü, bu setin içerisinde, hava yastığı kapakları, yastık, kaza anında yastığın açılmasını sağlayan kimyasal maddeler, ateşleyici ünite, montajı sağlayan kablolar, dijital parçalar (yani olası bir risk durumunda hava yastığının düzgün şekilde faaliyet göstermesi amacıyla diğer parçalar ile iletişimi kuran elektronik düzenek) dahil olmak üzere çeşitli parçalar bulunduğunu, her zaman, hava yastığı sisteminin tümden değiştirilmesini ve asla müdahale edilmemesi, parça bazında tamirat yapılmamasını ön gördüklerini—— tamir talimatlarında da her zaman, hava yastığı sisteminin tümden değiştirilerek tamirinin gerçekleşebileceği hususunun yer aldığını, aynı şekilde müvekkil —– güvenlik standartları uyarınca da hava yastığı sistemlerinde parça özelinde tamirat yapılmayacağı, tüm sistemin, servislere sağlandığı şekli ile bir set olarak değiştirilmesi ön görüldüğünü, Nitekim müvekkili şirketin … marka koruma birimi yetkililerinden ——- tarafından düzenlenen beyanda da davaya da konu hava yastığı cinsi ürünlerin nasıl ve hangi şekillerde satışa sunulduğu ve hangi kullanımların …kullanımları olmadığını tevsik edildiğini, … izni ve yetkisi dışında satışa sunulan farklı tip hava yastığı ürünleri söz konusu olup, bu tip kullanımlar — Kanunları uyarınca marka hakkına tecavüz teşkil eden kullanımlar olarak kabul edildiğini, yetkisiz satışa sunulan orijinal hava yastığı cinsi ürünler (resmi olmayan üretimler, çalıntı ürünler vs. gibi) Marka ile iltibas ve iktibas yaratacak şekilde markaların kullanılarak üretildiği taklit niteliğine haiz hava yastıkları ve bunların parçaları, kullanılmış hava yastığı ürünleri, değiştirilmiş, modifiye edilmiş veya kötüleştirilmiş hava yastıkları, Hava yastıkları içerisinde yer alan parçalar (bu parçaların tek tek satışı kesinlikle yasaktır.) Kullanılmış orijinal hava yastığı kapaklarından spesifik parçaların çıkarılması, üzerinden markaların sökülmüş olması dahil, … izin ve yetkisi dışında tamir edilmesi dahil müvekkili şirketin izni ve yetkisi dışında olduğundan marka ihlali olarak kabul görülmesinin gerektiğini, Hava yastığı parçalarının tek tek sökülmesi ve tekrar monte edilmesi için … ve yetkili yedek parça üreticilerinin izni bulunmadığını, —- taklit nitelikli ürünlere ilişkin hava yastığı kapağı üzerinde—– markalarının anlaşılabilir olması dahi marka hakkı ihlali için yeterli kabul edildiğini, aynı şekilde—– yetkili üreticinin ve —– izni dışında ticari hayata konu edilen hava yastığı ürünlerinin de marka hakkının ihlali olarak değerlendirildiğini, … yedek parça tamirine ilişkin düzenlediği tüm direktiflerde hava yastıklarının sadece bir bütün halinde değiştirilebileceği belirtildiğini, hava yastığı bünyesinde yer alan parçaların hiçbiri piyasada yasal olarak satışa sunulmadığını, Yasal mevzuatın da özellikle hava yastıkları söz konusu olduğunda, özel düzenlemeler içerdiğini, örneğin,—- Piroteknik Maddelerin Belgelendirilmesi, Piyasaya Arzı ve Denetlenmesi Hakkında Yönetmelik’in 7/4 maddesine göre, araçlar için olan P1 sınıfındaki diğer piroteknik maddeler hava yastığı ve kemer ön germe tertibat sistemleri de dâhil olmak üzere bir araca veya aracın sökülebilir bir parçasına takılmadan piyasada bulundurulamaz. Yani, hava yastığı sistemi içerisinde yer alan tetikleyici ve patlayıcı maddenin ayrıca piyasada bulundurulması açıkça yasaklandığını, aynı yönde, Ömrünü Tamamlamış Araçların Kontrolüne İlişkin Yönetmelik m. 13/5’e göre, geçici depolama ve işleme tesisleri tarafından yeniden kullanım amacıyla satışa sunulacak ön ve arka kapılar, bagaj kapağı, motor kaputu, torpido ve iç göstergelerin bulunduğu konsül, motor bloğu, diferansiyel, tavan sacı, patlamamış hava yastıkları, vites kutusu, ön ve arka tamponlar Bakanlığın veri sistemi doğrultusunda barkotlandığını, Keza, —– Motorlu Araçların Yeniden Kullanılabilirliği, Geri Dönüştürülebilirliği ve Geri Kazanılabilirliği Hakkında Tip Onayı Yönetmeliği’nin 7. maddesine göre, EK-5’te yer alan ürünlerin geri dönüştürülebilirlik ve geri kazanılabilirlik oranlarının hesaplanması amacıyla yeniden kullanılamaz olarak kabul edildiği ve bu ürünlerin yeni araçlarda kullanılamayacağının açıkça altının çizildiğini, bu ürünler arasında ise, yastıklar, piroteknik harekete geçirici, elektronik kumanda üniteleri ve sensörler dahil olmak üzere, bütün hava yastıkları (hava yastığı içinde yer aldığında direksiyon simitleri de dahil olmak üzere) yer aldığını, yani bu ürünlerin ömrünü tamamlanmış bir araçtan çıkarılarak yeni bir araçta yeniden kullanılması mümkün olmadığını, Yani yalnızca kullanılmamış, patlamamış hava yastıkları gerekli kayıtlar yapılıp barkodlamalar tamamlandıktan sonra bir bütün halde araçlarda yeniden kullanılıp satılabildiğini, dava konusu ürünlerin müvekkillerinin rızası dışında piyasaya sürülmüş, gümrük işlemlerine konu edilmiş ve satışa sunulmak istendiğini, marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini, SMK’nın 152. maddesi, sınai mülkiyet hakkı korumasına konu ürünlerin, hak sahibi veya onun izni ile üçüncü kişiler tarafından piyasaya sunulmasından sonra bu ürünlerle ilgili fiillerin hakkın kapsamı dışında kalacağını belirterek “hakkın tüketilmesi ilkesinin” kapsamını belirlediğini, ancak somut olay bakımından hakkın tükenmesinden bahsedilemeyeceğini, dava konusu ürünlerin müvekkilinin rızası ile piyasaya sürülmemiş veya davalı tarafa tedarik edilmemiş olduğunu, Dava konusu ürünler incelendiğinde görülebileceği üzere sevkiyat kapsamındaki bir kısım ürün hasarlı ve yıpranmış durumda olduğunu, bu doğrultuda huzurdaki davanın aynı zamanda “markanın değiştirilerek kötüleştirilerek kullanılması” kavramları açısından da değerlendirilmesinin gerektiğini, “Değiştirme” kavramından maksat malın orijinal niteliğine başkaları tarafından müdahale edilmesi olduğunu, “Kötüleştirme” ise, malın orijinal niteliklerinin, özelliklerinin bozulması, daha kullanışsız, daha dayanıksız, daha kalitesiz hale getirilmesi olduğunu, her iki ihtimalde de tüketici artık talep ettiği orijinal malı alamamakta, zira değiştirme veya kötüleştirme kapsamında kalan müdahaleler ile orijinal nitelik bozulmuş olduğunu, —– Gümrük Müdürlüğü tarafından gümrük işlemlerinin durdurulmasına karar verilen malların, müvekkilleri tarafından bu hali ile piyasaya arz edilen veya satışa sunulan bir ürün olmadığını, söz konusu ürünlerin hava yastığının çalışması için gerekli diğer tertibatları sökülmüş olup, müvekkillerinin ürününe, hem de direkt güvenlik ile ilgili bir sisteme, müdahale edilerek değiştirilmiş ve kötüleşmesine sebebiyet verildiğini, ürünlerin ambalajsız, karışık şekilde ve hiçbir koruma olmadan sevk edilmesinden de açıkça anlaşıldığını, her iki müvekkilinin de orijinal yedek parçalarını ürüne özel kutular içerisinde ve her zaman diğer parçaları ile bir bütün olarak sevk edildiğini, bu ürünlerin ise müvekkillerin satışa sunduğu ürünlerden farklı ve fonksiyon bakımındansa aynı işlevleri yerine getiremeyeceğini, davalı tarafından gümrük işlemlerine konu edilen ürünlerin; Müvekkillerin hava yastığı sistemlerini, hava yastığı kapakları da dahil olmak üzere, kesinlikle parça şeklinde satışa sunmadığı, yalnızca bir bütün yani set olarak piyasaya sürdüğü, Sevkiyata ilişkin fotoğraflardan da açık olduğu üzere ürünlerin orijinal kutularından çıkartılmış olduğu, karışık ve alelade hiçbir koruyu ürün olmadan kutulara yığıldığı, zarar gördükleri, Ne göndericisinin ne de alıcısının müvekkiller ile ilişkili taraflar olmadığı hususları bir arada dikkate alındığında söz konusu ürünlerin hukuki yollardan ve müvekkillerin rızaları dahilinde piyasaya arz edilmediğinin açık olduğunu, müvekkilleri ile üreticiler arasında yapılan lisans sözleşmeleri de dosyaya sunulacağını, davalı eylemleri ve dava konusu ürünler her ihtimalde müvekkiller açısından hak ihlali oluşturduğunu, Orijinal olduğu ve orijinal ürünle aynı fonksiyonu göstereceğine inançla aracını tamir ettiren ancak bir kaza ihtimalinde açılmayan bir hava yastığı sistemi ile karşı karşıya kalan tüketici bakımından bu durumun vahim sonuçları olabileceğini, yalnızca müvekkili bakımından değil, kamu sağlığı bakımından da bir tehdit ve risk oluşturacağını, müvekkillere ait markaların reklam, yatırım ve iletişim fonksiyonu (yani tanıtımları sonucu tüketiciler ile kurduğu bağ) ile senelere sari yatırımları, özeni ve emekleri ile yarattığı garanti ve kalite fonksiyonunu yok edeceğini, davalının davacıların tanınmışlığından haksız kazanç sağlayacaklarını, Davalıların eylemlerinin aynı zamanda TTK hükümlerine göre haksız rekabet teşkil ettiğini, tüm bu eylemlerinde son derece bilinçli olarak hareket eden davalının kötü niyetli olduğunu, TTK m.18/2 gereği “her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gi bi hareket etmesi lazımdır”. Bu hükümle tacirlerden herhangi bir kimseden beklenenden daha üstün bir özenle hareket etmesi beklendiğini, Davalının otomobil sektöründe faaliyet gösteren basiretli bir tacir olduğu gözetildiğinde, davalının da ilgili mevzuattan, bizzat kullanılmış hava yastıklarının yeniden kullanılmasının doğurduğu risklerden, müvekkillerince bu ürünlerin her zaman bir bütün olarak satılmasının sebeplerinden ve müvekkillerinin bu yöndeki tamir talimatlarından haberdar olduğu veya bu hususları rahatlıkla bilebilecek durumda olduğunu, buna rağmen, bunlara aykırı faaliyetlerde bulunması ise, davalının kötü niyetli hareket ettiğini ortaya koyduğunu, Bu nedenlerle; Davalının —–Gümrük Müdürlüğü tarafından durdurulan 02.03.2022 tarihli—— sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı 2.624 adet “/’, “/’ “—–” ve türevi markaları taşıyan “hava yastığı kapağı” cinsi ürünlerin —— Gümrük Müdürlüğü’nde bulundukları yerde muhafaza altına alınmasına yönelik —–Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 06.04.2022 tarih, ——ve ——karar sayılı kararı ile tahsis edilen ihtiyati tedbir kararının işbu dava kesinleşene kadar devamına, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 397. maddesine uygun olarak iki haftalık süre içerisinde esas davanın açıldığının —– Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin ——esas sayılı dosyası kapsamında verilen ihtiyati tedbir kararını uygulayan —– Gümrük Müdürlüğüne bildirilmesine, Davalının —— Gümrük Müdürlüğü tarafından durdurulan 02.03.2022 tarihli—— sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı “hava yastığı kapağı” cinsi ürünlerin müvekkillerin —– tescil no.lu “Şekil”, —– tescil no.lu “Şekil”, —–tescil no.lu, “Şekil”, —- tescil no.lu “Şekil” —– tescil no.lu “Şekil” —– tescil no.lu “Şekil”, —– tescil no.lu —-ve —– tescil no.lu—–tescil no.lu “—— tescil no.lu , ve bunlarla sınırlı olmaksızın Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescilli türev markalarından doğan haklarına, davalı tarafından vaki marka tecavüzü fiilinin ve haksız rekabetin tespiti, men’i, ref’i ve marka tecavüzü ve haksız rekabet sebebiyle doğan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, bu kapsamda, Marka hakkına tecavüz ve ihlal ve haksız rekabet yaratan ürünlerin satışının, pazarlanmasının, dağıtımının, ithalinin ve ihracının, gümrük bölgesine girmesinin, gümrük işlemlerine tabi tutulmasının,sergilenmesinin, herhangi bir şekilde tanıtımının yapılması da dahil olmak üzere herhangi bir şekilde ticarete konu edilmesinin durdurulmasına ve yasaklanmasına, Marka tecavüzü ve haksız rekabetin sonuçlarının ortadan kaldırılması kapsamında, tecavüz ve haksız rekabet teşkil ederek üretilmiş, stoklanmış, depolanmış, dağıtılmış, satışa sunulmuş, ticari amaçla elde bulundurulan bu ürünler ile bunların tanıtımı için hazırlanmış basılı materyallerin ve sair tanıtım malzemelerinin bulundukları yerlerden toplanmasına ve el konarak SMK’nin 149 maddesi uyarınca imha edilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Daval vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkilinin son 15 yıldır otomotiv yedek parça toptan ve perakende satışını gerçekleştirip, uzun zamandır —– faaliyet gösterdiğini, sektörde davaya konu ürünlere benzer nitelikte birçok ürünü yıllardır ithal ve ihraç etmiş olup, en iyi kalitede ürün ve hizmeti müşterilerine sunmakta olup geniş ürün yelpazesi ile bilinçli ve basiretli bir tacir gibi davrandığını, ürünlerin orijinal olup, zaten —‘dan ve — menşeli ithalatçı bir firmadan alındığını, davalının satışını yaptığı dava konusu ürünlerin — ‘da faaliyet gösteren—— firmasından ithal edildiğini, faturalardan ürünlerin üretici ve ithalatçı etiketinin yer aldığı açıklama kısmında bu durumun açıkça yer aldığını, Otomotiv yedek parça temin edip satışını yapan müvekkilinin bu ürünü İTHALAT yolu ile satın alıp piyasada satmasının başka bir yolu bulunmadığını, Sınai Mülkiyet Kanunu MADDE 152- (1) Sınai mülkiyet hakkı korumasına konu ürünlerin, hak sahibi veya onun izni ile üçüncü kişiler tarafından piyasaya sunulmasından sonra bu ürünlerle ilgili fiiller hakkın kapsamı dışında kalır.” Hükmü amir olup , bu bağlamda müvekkilince satışa sunulan ürünler bizzat Marka Hakkı sahibi şirkettenkaynaklanmadığını, SMK nun 152. Maddesi ULUSLARARASI TÜKENME ilkesini kabul ettiğinden gerek marka sahibinin gerekse marka sahibinin tek satıcısı olduğunu iddia eden davacı şirketlerin bu ürünler ile ilgili bir dava açma hakkı bulunmadığını, —- merkezli bir şirketin üçüncü kişilerle ile aralarında bir anlaşma varsa ve bu anlaşma — şirketi tarafından ihlal edilmekte ise muhatap şirket bu ihlali ÜÇÜNCÜ KİŞİLER ile çözmek zorunda olduklarını, davalıya atfedilecek hiçbir kusur veya hak ihlalinin olmadığını, ürünlerin bilirkişi incelemesi sonucunda orjinal olduğunun tespit ve teyit edilmesiyle karşı yanın bu iddiaları da asılsız kalacağını, Otomotiv yedek parça sektöründe hava yastığı kapağı diye tabir edilen davaya konu ürünlerin orjinal yedek parça satan işletmelerde tek başına satıldığı ve internet ortamında yapılacak kısa bir araştırma sonucunda bu durum ortaya çıkacağını, örneklemek gerekirse ; motor kapağı zamanla iklimsel ve fiziksel sebeplerle yıpranmaya maruz kaldığında sadece motorun bütünleyici parçası diye motorun tamamının değişmesinin beklenemeyeceğini, benzer şekilde araç fren sisteminde balata diye tabir edilen ekipmanın arızalanması ve fonksiyonunu yerine getirmemesi halinde tüm fren sistemini değiştirilmesinin de beklenemeyeceğini, Davaya konu ürünlerin orjinal, kullanılmamış, sıfır ürünler olduğunu, —– Sanayi Odası’nın 16/03/2022 tarihli —–sayı nolu Ekspertiz Raporunda KULLANILMAMIŞ OLDUKLARInın tespit edildiğini, davacıların üzerinde değinmiş olduğu orjinal olmadığı iddilarına karşılık bu sefer de kullanılmış, orjinal hava yastıklarından çıkarıldığı, söküldüğü iddiaları vb. Gibi birçok asılsız isnatın bertaraf edilmiş olacağını, Davacılar 24. madde de özel düzenlemelere değinerek yalnızca kullanılmamış, patlamamış, gerekli kayıtlar yapılıp barkodlamalar tamamlandıktan sonra bir bütün halinde satılabileceğini belirtse de, adı geçen yönetmelikte yer alan ürünlerle ; tetikleyici madde , patlayıcı madde, patlamamış hava yastıkları ile müvekkilinin ithalatı yaptığı ürünlerle benzer hiçbir özelliğinin bulunmadığını, bahsi geçen ürünlerin dava konusu ürünlerle uzaktan yakından ilgisi bulunmadığını, davaya konu ürünlerin hava yastığı sisteminin kritik teknik iç yapı parçalarıyla kıyaslamak tamamen mahkeme nezdinde algı yaratmak maksatlı olup, ayrıca geri dönüştürülebilir bir materyalden üretimi yapılmış ürünler olmadığını, ürünlerin yurt dışında paralel ithalat yoluyla ülkeye getirilen davacılara ait orijinal ürünler olduğunu, paralel ithalat kapsamında piyasaya sunulmasının yasal olduğu, davacı yanın birbirinden bağımsız haksız , mesnetsiz ve kötüniyetli ifadelerle dolu ikame edilen davanın reddi gerektiğini, — mevcut yasalarına göre orjinal olmayan bir ürünün Türkiye’ ye ithalatının mümkün olmadığını, bu durumdan müvekkilim en başından haberdar ve iyiniyetli ve basiretli bir tacirin üzerine düşen yükümlülüklere uygun davrandığını,—- Başkonsolosluğu tarafından davaya konu ürünlerin faturası —-ve Ticaret Odası’na ait olduğunun tasdik edildiğini, Davacıların haklarını kötüye kullanarak dünyadaki satışların tekelini elinde tutmak, distiribütör ve satıcıları fişlemek için kullandığı, bunun da paralel ithalat hukukuna aykırı olması, dava konusu ürünlerin paralel ithalat yoluyla temin edilmesi sebebiyle davanın reddi gerektiğini, SMK 7. , 152. ve sair mevzuat uyarınca ürünlerin orijinal ve marka sahibi menşeli olması hasebiyle, haksız, yasal dayanaktan yoksun, yersiz açılan davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, davalının davacıların marka haklarına tecavüz ve haksız rekabette bulunup bulunmadığının tespitine ilişkin marka davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalı tarafından yurt dışından ithal edilen —- ve—– markalı hava yastığı kapaklarının taklit ürün olup olmadıkları, kullanılmış ürün olup olmadıkları, —‘da bulunan bir şirketten satın alınan orjinal ürünler olup olmadıkları, davalının davacıların marka haklarına tecavüz ve haksız rekabette bulunup bulunmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile, uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi heyeti heyet rapor içeriğine göre;
1-Davacılardan —- adına—— ve—– tescil nolu markaların Türk Patent nezdinde tescilli marka hakkı sahibi olduğu,
2-Davacılardan … adına—–ve —– no nolu markaların Türk Patent nezdinde tescilli marka hakkı sahibi olduğu,
3-Davaya konu ürünlerin ——‘da mukim——- firmasından ithal edilmiş olduğu, Davacı tarafça sunulan orijinal ürünler ile davaya konu ürünler incelendiğinde ürünlerin orijinal ürün olup olmadıkları, parçalar demonte vaziyete getirilmediğinden tespit edilemediği,
Dava konusu ürünlerin kullanılmış veya çıkma tabir edilen ürün olmadıkları,
Hava yastığı kapaklarının tek başına satışa sunulmasının teknik olarak; kullanım kaynaklı sadece kapak parçasına bir zarar gelmesi durumunda değişiminin tehlike yaratmayacağı, ancak hasar neticesinde hava yastığı olmaksızın sadece kapak montajının yapılması durumunda tehlike yaratacağı,
Parçaların bu şekilde; yetkili bayilerce satışının yapılmadığı, ancak internet sitelerinde satışının yapıldığı,
Bu nedenlerle davaya konu ürünlerin paralel ithalata konu ürünler olup olmadıklarının kesin olarak tespit edilemediği,
4-Yukarıdaki huşular net olarak tespit edilmediğinden davalının eylemlerinin davacıların tescilli marka hakkına tecavüz teşkil edip etmediğinin kesin olarak tespit edilememiş olduğu,
Dava tarihinde yürürlükte olan 6769 sayılı SMK’nın 29. Maddesinde “a-Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek. c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak. ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.” marka hakkına tecavüz olarak tanımlanmıştır.
Yine SMK’nın 152. Maddesinde (1) Sınai mülkiyet hakkı korumasına konu ürünlerin, hak sahibi veya onun izni ile üçüncü kişiler tarafından piyasaya sunulmasından sonra bu ürünlerle ilgili fiiller hakkın kapsamı dışında kalır. (2) Marka sahibi, birinci fıkra hükmü kapsamına giren ürünlerin üçüncü kişiler tarafından değiştirilerek veya kötüleştirilerek ticari amaçlı kullanılmasını önleme hakkına sahiptir.
Dava konusu somut olayda davacılardan —–adına—— tescil nolu markaların Türk Patent nezdinde tescilli marka hakkı sahibi olduğu, Davacılardan … adına—–ve —— no nolu markaların Türk Patent nezdinde tescilli marka hakkı sahibi olduğu, —–Gümrük Müdürlüğü kayıtlarına göre ve keşif sırasında tespit edildiği üzere davalı tarafın davacılara ait ürünlerden olan hava yastığı kapağını orjinal halinden farklı olarak sadece kapak şeklinde ve davacıların logo ve amblemlerini kullanmak suretiyle üretilen ürünleri ithal ettiği, bu ürünlerin orjinalinden farklı olarak sadece kapak şeklinde ithal ettiği ve davacıların kendilerinden satın almaksızın ya da davacıların yetkili üreticilerinden almaksızın bu ürünleri ithal ettiği anlaşıldığından davalının davacıların marka haklarına tecavüz ettiği kabul edilmiş, yine davalı tarafça davacılara ait direksiyon kapağı ürünlerinin hava yastığı ve direksiyon kapağının birleşimin oluşan bütünlük içinde satış ve pazarlamasının yapıldığı, davaya konu şekliyle satışa sunulmadığı, set olarak piyasaya sürülmemesi halinde oluşacak kazalarda kişilerin güvenliğini tehlikeye düşüreceği, bu durum dikkate alındığında davalı tarafın davacılara ait ürünleri SMK’nın 152/2 maddesi gereği değiştirme sayılacağından ve bu durumun SMK’nın 29. Maddesine göre marka hakkına tecavüz teşkil edeceği kabul edilerek davacıların marka hakkına tecavüz talepleri yönünden yönünden davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı, davalının tescilli markasından kaynaklanan haklarına tecavüz etmesinin aynı zamanda haksız rekabet oluşturduğunu belirterek, haksız rekabetin tespitini ve önlenmesini de talep etmiştir. Yargıtay—–. Hukuk Dairesi’nin 14/03/2022 tarihli, —–Esas—– Karar sayılı kararında da belirtildiği gibi; 6762 sayılı mülga TTK’nın 57/5.maddesinde yazılı “Başkasının emtiası, iş mahsulleri, faaliyeti veya ticaret işletmesiyle iltibaslar meydana getirmeye çalışmak veya buna müsait bulunan tedbirlere başvurmak, hususiyle başkasının haklı olarak kullandığı ad, unvan, marka, işaret gibi tanıtma vasıtalarıyla iltibasa meydan verebilecek surette, ad, unvan, marka, işaret gibi tanıtma vasıtaları kullanmak veyahut iltibasa meydan veren malları, durumu bilerek veya bilmeyerek, satışa arz etmek veya şahsi ihtiyaçtan başka her ne sebeple olursa olsun elinde bulundurmak” şeklindeki düzenlemeden yola çıkılarak, sınai mülkiyet hakkına tecavüz eylemleri, hem özel yasa niteliğindeki 556 sayılı Marka KHK’nın 61 ve 9.maddeleri uyarınca, hem de az önce zikrolunan hüküm nedeniyle mülga 6762 sayılı TTK’nın 57/5.maddesi hükümleri doğrultusunda kümülatif olarak korunmakta idi.
6102 sayılı TTK’nın 55/1-a-4 bendinde yer alan “Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak,” şeklinde düzenlenmiş olup, Kanun’un gerekçesinde de ifade olunduğu üzere, Kanun Koyucu bilinçli bir şekilde, “ad, unvan ve marka” kavramlarına yeni düzenlemede yer vermemiş ve buna gerekçe olarak da, bu kavramların kendi özel yasası niteliğindeki 556 sayılı Marka KHK, 554 sayılı End. Tasarım KHK ve 555 sayılı Coğrafi İş. KHK ve TTK’nın unvan ile ilgili düzenlemeleriyle korunması gösterilmiş ve bunların bir kez de TTK’nın haksız rekabet hükümleriyle korunmasının gereksiz olduğu ve yorum güçlüklerine yol açacağına vurgu yapılmıştır.
Gerçekten de, sınai mülkiyet haklarının kendi özel yasası niteliğindeki 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu hükümleriyle korunması ve 6102 sayılı TTK’nın 55/1-a-4 maddesindeki düzenleme karşısında, davalının davacının davacı adına tescilli markaları taşıyan taklit ürünleri satması eyleminin TTK’nın 55/1-a-4.maddesi uyarınca aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiğine ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiş, tüm bu gerekçelerle, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davacı—– davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile,
Davalının davacı adına tescilli “—-” ve “—–” esas unsurlu markaları taşıyan hava yastığı kapağı ürünlerini tek başına ithal edip piyasaya sürmesi şeklindeki eyleminin, davacıların bu markalardan doğan haklarına tecavüz teşkil ettiğinin tespiti ile, durdurulmasına, tecavüzün giderilmesine, davacılara ait bu markalar ile aynı veya ayırt edilemeyecek derecede benzeyen markaların davalı tarafından mal veya ambalaj üzerine konulmasının yasaklanmasına , bu markaları taşıyan ürünlerin piyasaya sürülmesinin, stoklanmasının, gümrük bölgesine girmesinin yasaklanmasına, gümrükçe onaylanmış herhangi bir işleme tabi tutulmasının yasaklanmasına, tecavüz ve haksız rekabet sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, Marka tecavüzü ve haksız rekabetin sonuçlarının ortadan kaldırılması kapsamında, tecavüz ve haksız rekabet teşkil ederek üretilmiş, stoklanmış, depolanmış, dağıtılmış, satışa sunulmuş, ticari amaçla elde bulundurulan bu ürünler ile bunların tanıtımı için hazırlanmış varsa basılı materyallerin ve sair tanıtım malzemelerinin bulundukları yerlerden toplanmasına ve el konarak SMK’nin 149 maddesi uyarınca imha edilmesine, bu kapsamda dava konusu edilen —-. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin —- Değişik iş sayılı dosyasında verilen ihtiyati tedbir gereği —–Gümrük Müdürlüğü nezdinde 02.03.2022 tarihli —— sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhtevasına konu ürünlere karar kesinleştiğinde el konularak İMHASINA
Karar kesinleştiğinde masrafı davalıya ait olmak üzere hüküm özetinin Türkiye Genelinde yayın yapan tirajı yüksek bir gazete ile ilanına,
Davacıların haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti yönündeki taleplerinin REDDİNE,
2-Davacı …davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile, ile,
Davalının davacı adına tescilli “—–” ve “—–” esas unsurlu markaları taşıyan hava yastığı kapağı ürünlerini tek başına ithal edip piyasaya sürmesi şeklindeki eyleminin, davacıların bu markalardan doğan haklarına tecavüz teşkil ettiğinin tespiti ile, durdurulmasına, tecavüzün giderilmesine, davacılara ait bu markalar ile aynı veya ayırt edilemeyecek derecede benzeyen markaların davalı tarafından mal veya ambalaj üzerine konulmasının yasaklanmasına , bu markaları taşıyan ürünlerin piyasaya sürülmesinin, stoklanmasının, gümrük bölgesine girmesinin yasaklanmasına, gümrükçe onaylanmış herhangi bir işleme tabi tutulmasının yasaklanmasına, tecavüz ve haksız rekabet sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, Marka tecavüzü ve haksız rekabetin sonuçlarının ortadan kaldırılması kapsamında, tecavüz ve haksız rekabet teşkil ederek üretilmiş, stoklanmış, depolanmış, dağıtılmış, satışa sunulmuş, ticari amaçla elde bulundurulan bu ürünler ile bunların tanıtımı için hazırlanmış varsa basılı materyallerin ve sair tanıtım malzemelerinin bulundukları yerlerden toplanmasına ve el konarak SMK’nin 149 maddesi uyarınca imha edilmesine, bu kapsamda dava konusu edilen —–. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin—— Değişik iş sayılı dosyasında verilen ihtiyati tedbir gereği —– Gümrük Müdürlüğü nezdinde 02.03.2022 tarihli—— sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhtevasına konu ürünlere karar kesinleştiğinde el konularak İMHASINA
Karar kesinleştiğinde masrafı davalıya ait olmak üzere hüküm özetinin Türkiye Genelinde yayın yapan tirajı yüksek bir gazete ile ilanına,
Davacıların haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti yönündeki taleplerinin REDDİNE,
3-Alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 80,70 TL peşin harç ve 80,70 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 141,40 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davacılardan … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden markaya tecavüzün tespiti ve önlenmesi davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 25.500,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı … ödenmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden … yönünden reddedilen haksız rekabet davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 25.500,00 TL vekalet ücretinin davacı … tahsili ile davalıya ödenmesine,
7- Davacılardan … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden markaya tecavüzün tespiti ve önlenmesi davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 25.500,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacılardan … ödenmesine,
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden … yönünden reddedilen haksız rekabet davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 25.500,00 TL vekalet ücretinin davacılardan …tahsili ile davalıya ödenmesine,
9-Davacı tarafından yapılan 1.008,00 TL tebligat ve müzekkere masrafları, 1.274,90 TL keşif harcı, 8.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 10.282,90 TL yargılama giderinden, davanın kabul ve red oranına göre, (%50) 5.141,45 TL’nin davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine, kalanın davacılar üzerinde bırakılmasına,
10-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
11-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekilinin, davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde —–Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.