Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/81 E. 2022/88 K. 28.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/81 Esas
KARAR NO: 2022/88
DAVA: Sözleşmenin İhlali Nedeniyle Cezai Şart Alacağı
DAVA TARİHİ: 29/04/2013
KARAR TARİHİ: 28/06/2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; davacı şirketin dünyaca tanınmış —- markaların yaratıcısı ve tescilli sahibi olduğunu, tüm markalarını — taraf olduğu —– ettirdiğini, davalı her iki şirketin de sahiplerinin ve idarecilerinin aynı kişiler olduğunu, davalı —— markasının benzeri olan ——— markasını izinsiz ve haksız taşıyan jant kapaklarının tespit edilmesi ve gümrük görevlilerinin bu mallara el koyup işlem yapması üzerine gelişen ihtilafla, müteaddit yazışmalardan sonra ——- bir taahhütname imzalamayı kabul ettiğini, işbu davaya konu taahhütnamenin —-şahıs tarafından imzalandığını, ancak — —– bayilerinde yapılan kontroller neticesinde —– mallarının bulunduğunun görülmesi üzerine kaynağının sorulduğunu ve bu malların —- temin edildiğinin anlaşıldığını, — olan markaların izinsiz ve lisanssız olarak —- işleme konu olan ve taahhütnamenin de konusu —- üzerine konulup satıldığını ve böylece taahhütnamenin ihlal edildiğini, —– taahhütnamenin ihlal edildiği bildirilerek cezai şartın ödenmesinin bildirildiğini, bu arada yine —– davacının marka haklarına ———mallarının bulunduğunun görüldüğünü, bu malların kaynağının yine —— olduğunun anlaşıldığını, yine aynı şirket tarafından —- yılında öğrenildiği üzere ——markalarını izinsiz ve yetkisiz taşıyan—– satmış olduğunun da tespit edildiğini, tespit edildiği üzere taahhütnamenin —— tarafından ihlal edildiğini ve bunun karşılığı olarak —- cezai şartın şimdilik ——– tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte ödeme tarihinde —– üzerinden hesaplanacak —– davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalılar vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; davanın cezai şartın tahsili istemi olması nedeniyle mahkememizin görevsiz bulunduğunu, davacının talep ettiği —– ihlallere dayalı davasının zamanaşımına uğradığını, dava edilen — dava konusu edilen taahhütnamede imzası olmadığı için husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkili —- davacı arasında imzalanan taahhütnamenin müvekkilini bağladığını, —eyleminden dolayı—- sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkili —– taahhüdünü bugüne kadar yerine getirdiğini, her iki tüzel kişiliğin farklı olduğunu, ——– üyelerinden bazılarının aynı kişi olmasının iki ayrı şirketi tek bir tüzel kişilik haline getirmeyeceğini ve bu şekilde sorumlu tutulmanın hukuken mümkün olmadığını, davacı tarafın müvekkili —— davalı tarafa ait tescilli markaları taşıyan jant kapaklarını sattığının ispatlanamadığını, taklit ürün üretip satmadıklarını, bu nedenlerle davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davalılardan—— davacı şirket arasında imzalanan taahhütnamenin bu şirketle bağlantılı olduğu iddia edilen ——- tarafından ihlal edildiği iddiasıyla açılan cezai şartın tahsili davasıdır.
Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan davada Mahkememizin ——dava dilekçesinin görev yönünden reddine, Mahkememizin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde ve istek halinde dosyanın yetkili ve görevli ———– “Dava, marka kullanımına ilişkin taahhütnamenin ihlalinin tespiti ve buna ilişkin cezai şartın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçeyle görevsizlik karar, verilmiştir. Ancak taraflar arasındaki sözleşmede davalı, davacı adına tescilli markayı izinsiz kullanmayacağını ve kullanımını kolaylaştırmayacağını taahhüt etmiş olmasına göre, uyuşmazlığın 556 sayılı KHK kapsamında değerlendirilerek çözülmesi gerekip, davada Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi görevlidir. Aksi görüşle davanın görev nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün mümeyyiz davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmuş ve dosya mahkememize gönderilmiştir.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun —– ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; Mahkememizin — sayılı kararı ile “davanın kabülüne, davalıların —- tarihli taahhütname hükümlerini ihlal ettiklerinin tespitine, —– ceza şartın dava tarihi olan—– işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, davacı tarafın —– artırım dilekçesi ile artırdığı kısım hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, kararın davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine——-Davacı, gerek dava dilekçesinde gerekse aşamalardaki beyanlarında taahhütnameyi imzalayan —- bir marka ihlalinin bulunduğunu iddia etmemiş, bu yönde bir delil ibraz etmemiştir. Ancak, diğer davalı — düzenlediği faturalara konu malların dava dışı firmalara satışının taahhütname kapsamında ihlal olduğunu ileri sürmüştür. Davalı —– kapsamında şahsen bir ihlali olmadığına ve davalıların ortaklık yapısı ve yöneticilerinin büyük oranda benzer olmasının —- sorumluluğu altındaki şirket ya da kurum sayılmasını sağlamayacağına göre davanın —– yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi yerinde olmayıp; kararın ——- yararına bozulmasını gerektirmiştir. Davalı —– temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, davacının dayandığı ve esas alarak cezai şart talep ettiği ——— tarihli taahhütname davalı tarafından imzalanmamış olup taahhütnamenin —-bağlayan bir yönü bulunmamaktadır. Bu bakımdan diğer davalı tarafından imzalanan taahhütnamenin davalı —- bağlayacağı kabul edilerek yazılı şekilde cezai şarttan sorumlu tutulması yerinde olmadığından kararın bu yönden de davalı —– yararına bozulmasını gerektirmiştir.” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş, Mahkememizce usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık;—- fuarında davalı —-tarafından imzalanan —— tarihli taahhütnamenin davalı şirketleri bağlayıp bağlamayacağı, davalı şirketler arasında organik bağ bulunup bulunmadığı ön sorunu ile —— davacıya ait markaların kullanıldığı iddia edilen taklit ürünler nedeniyle taahhütname gereğince cezai şart talep edilip edilemeyeceği, edilebilirse miktarının tespitine ilişkindir.
— tarihli taahhütname başlıklı belge incelendiğinde; ——– dağıtılmış tüm —— geri çekmeyi ve sahibi oldukları yada sorumlulukları altındaki kurumların geri çekilenler ile birlikte sahibi oldukları tüm mütecaviz materyalleri imha etmeyi kabul ve taahhüt ettiği, taahhüdün—– makul süre içerisinde yerine getirileceğini —- serbest irade ile imzalanan iş bu taahhütnamenin şirket faaliyetleri ile ilgili olarak kendilerini ve sorumlulukları altındaki şirketleri ve şahısları bağladığı, taahhütnamenin fuarda el konulan mallar ile ilgili olup, bu malların aynısının ticaret mevkiinde bulunmasının, taahhütnameye aykırılık teşkil edeceği, bu halde ——- tutarında cezai şart ödeyeceklerini kabul ettikleri, mütecaviz bir materyalin kendilerine ait yerlerden birinde ve/veya başka bir yerde tespit edilen——– kaynağının kendi şirket ya da sorumlulukları altındaki herhangi bir kurum olduğnun saptanması halinde bunların da ihlal kapsamında yorumlanacağını” kabul ve taahhüt ettiği tespit edilmiştir.
Taahhütname ekinde sunulan—- itibaren davalı ——- süre ile idari ve hukuki konularda münferiden temsil ve ilzam etmek üzere —–yetki verildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına celp ve tetkik edilen——; davalı ———– olduğu görülmüştür.
Dava dilekçesinde —- şart talep edildiği dört kez ihlal yapıldığına ilk muttali olma tarihinin —- olduğu , son olarak —- tarihinde de iki kez ihlal edildiğine muttali oldukları, toplam altı defa ihlal edildiğinin dava dilekçesinde de belirtildiği, buna rağmen şimdilik cezai şartın ——– talep edildiğinin beyan edildiği anlaşılmıştır. Her ne kadar davacı vekilinin davasını belirsiz alacak davası olarak açtığından bahisle, dava değerini arttırdığı anlaşılmışsa da, belirsiz alacak davasının düzenlendiği 6100 sayılı HMK 107/1 madde de; “davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde alacaklı hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar yada değeri belirtmek sureti ile belirsiz alacak davası açılabilir.” düzenlemesi mevcuttur.
Dava dilekçesinde davacının davalı tarafın altı kez ihlal yaptığını bildiği, ihlal tarih ve sayılarını beyan ettiği anlaşılmakla, belirsiz alacak davasının koşulları bulunmadığından, davalının açık muvaffakatına bağlı olmadan davacının sonuç talebini arttıramayacağı, davalı tarafın sonuç talebin arttırılmasına muvafakat etmediğini dilekçelerinde beyan ettiği, davacı vekilinin de ıslah işlemi yapmadığını açıkça belirttiği, tazminat talebini belirsiz alacak davası kapsamında arttırdığını beyan ettiği anlaşılmakla, dava değerinin usulüne uygun olarak arttırılmadığı kanaatine varılmış, daha önce bu gerekçeyle verilen karara karşı davacı tarafça temyiz yoluna başvurulmadığından, bu konuda davalılar lehine usuli kazanılmış hak oluşmuştur.
Toplanan deliller, davacı ile davalı —- imzalanan taahhütname ve tüm dosya kapsamı ile, davacı tarafın, gerek dava dilekçesinde gerekse aşamalardaki beyanlarında taahhütnameyi imzalayan —-marka ihlalinin bulunduğunu iddia etmediği, bu yönde bir delil de ibraz etmediği, ancak, diğer davalı—- düzenlediği faturalara konu malların dava dışı firmalara satışının taahhütname kapsamında ihlal olduğunu ileri sürdüğü, davalı —– tarihli taahhütname kapsamında şahsen bir ihlali olmadığı, davalıların ortaklık yapısı ve yöneticilerinin büyük oranda benzer olmasının —–sorumluluğu altındaki şirket ya da kurum sayılmasını sağlamayacağı, ayrı bir tüzel kişiliği olan diğer davalının eylemlerinden sorumlu tutulamayacağı anlaşılmakla, davalı —— yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı — davacının dayandığı ve içinde yer alan madde uyarınca cezai şart talep ettiği — tarihli taahhütnamenin tarafı olmadığı, taahhütnameyi imzalamadığı, bu nedenle bu davalı açısından taahhütnamenin bir bağlayıcılığının bulunmadığı, diğer davalı —- imzaladığı taahhütname nedeniyle davalı —–cezai şarttan sorumlu tutulamayacağı anlaşılmakla, bu davalı yönünden de davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın REDDİNE,
Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 6.122,47 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.041,77 TL harcın isteği halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davalılar adına bozmadan önce harç tahsil müzekkeresi olarak yazılan 9.226,15 TL harcın tahsil edilmiş olması halinde, karar kesinleştiğinde ve talep edildiğinde davalılara iadesine,
Davalılar vekiline Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’in 13/4. maddesi uyarınca takdir olunan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalılar tarafından yapılan 1.740,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalılar vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde YARGITAY yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.28/06/2022