Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/6 E. 2022/171 K. 06.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/6 Esas
KARAR NO : 2022/171

DAVA : Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/01/2022
KARAR TARİHİ : 06/12/2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkili ——kurulduğunu, —–ve dünyada tanınan bir şirket olarak birçok alanda hizmet verdiğini, müvekkili —– çatısı altında faaliyet gösterdiğini, —–tarihinde usulüne uygun olarak ticaret sicile kaydedildiğini, her iki şirket arasında organik bağ bulunduğunu ve—– ibaresini marka, ticaret unvanı ve alan adı olarak birlikte kullandıklarını, davacı —– alan adını 30/10/1997 tarihinde kendi adına tahsis ettirildiğini, müvekkillerinin —–esas unsurlu—— esas unsurlu markaların sahibi olduklarını, —— tescil başvuru numaralı marka başvurularının tescil işleminin de devam ettiğini, davalı şirketin 09/02/2021 tarihinde—— tescil edildiğini, ticaret unvanında —– ibaresine yer verdiğini, iştigal alanlarının davacı şirketlerin iştigal alanları ile aynı olduğunu, davalıya —— Noterliği’nin 26/11/2021 tarihli, —— yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ticaret unvanından ——” ibaresinin terkin edilmesi ve “——-” markasının kullanılmamasının ihtar edilmesine rağmen kullanımın devam ettiğini, davacıların ——” ibaresini ticaret unvanlarında davalıdan daha önce kullanmaya başladıklarını,——” markasını davacıların ihdas ettiğini ve öncelik hakkına sahip olduklarını belirterek; —– sicil numarası ile kayıtlı “—– unsurlarından oluşan ticaret unvanının, davacı müvekkili şirketlere ait ticaret unvanı, markaları ve internet alan adı ile benzer olduğunun ve iltibas yarattığının tespiti ile davalı ticaret unvanından, ——” ibaresinin terkinine, ihtilaf yaratan marka kullanımının yer aldığı her türlü tabela, ambalaj, etiket, levha, broşür ve sair belgenin toplanmasına ve imhasına, davalı şirkete ait, taraflarınca tespit edilemeyen, bilirkişiler tarafından tespit edilen/edilecek markasal kullanım var ise, bu kullanımların da engellenmesi için karar tesis edilmesine, Mahkemeniz kararının, kesinleşmesini müteakip —— genelinde yayınlanan —— birinde ilanına, her türlü yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin dahi davalıya yükletilmesine; şimdilik sair her türlü dava ve tazminat talep hakları mahfuz kalmak kaydı ile karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen, davaya cevap dilekçesi sunmamış ve duruşmalara katılmamıştır.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davacıların ticaret unvanında ve alan adında yer alan, aynı zamanda tescilli markaları olan “——” ibaresinin davalı tarafça ticaret unvanında ve marka olarak kullanıldığı iddiasıyla açılan marka hakkına tecavüzün tespiti, önlenmesi ve——- ibaresinin ticaret unvanından terkini davasıdır.
Dosyaya—– kayıtları getirtilmiş olup, incelendiğinde; —– nuamralı “——- markasının tüm sınıflarda,
—- numaralı “———-markasının tüm sınıflarda tescilli olduğu tespit edilmiştir.
Dosyaya celp edilen ticaret sicil kayıtları incelendiğinde; davacı —– Şirketi’nin 20/08/1990 tarihinde, davacı —– 18/05/2007 tarihinde, davalı şirketin ise 09/02/2021 tarihinde tescil edildiği, her üç şirketin de ticari faaliyetleri arasında benzerliklerin mevcut olduğu anlaşılmıştır. —— alan adının kime ait olduğu ——– sorulmuş, alan adının davacı ——- adına 30/10/1997 tarihinde tahsis edildiği anlaşılmıştır.Dosya incelendiğinde davalı şirketin —— ibaresini marka olarak kullandığına veya ticaret unvanını markasal olarak kullandığına dair bir delil ve belge sunulmadığı anlaşılmakla, bu konuda bilirkişi incelemesi yaptırılmamıştır.Sınai Mülkiyet Kanununun 29/1-a maddesinin yollamasıyla SMK’nun 7/2-b maddesinde tescilli bir marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması, 7/3-e maddesinde ise ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması marka hakkına tecavüz olarak tanımlanmıştır. Yine Sınai Mülkiyet Kanununun 149. maddesinde marka hakkına tecavüz edilen marka sahibinin fiili tecavüzün olup olmadığının tespitini, muhtemel tecavüzün durdurulmasını, tecavüz fiillerinin durdurulmasını, tecavüzün kaldırılmasını, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabileceği düzenlenmiştir.Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında, davalı şirketin “——” ibaresini markasal olarak kullandığına dair dosyaya bir delil sunulmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle davalının “——” markasını ticari faaliyetlerinde SMK’nun 7/1-b maddesi kspamsında kullandığı ispatlanamamıştır. SMK’nun 7/1-e maddesi uyarınca yapılan incelemede ise; davalı şirketin tescilli ticaret unvanının esas unsurunun davacıların ticaret unvanlarında olduğu gibi “——” ibaresi olduğu, diğer kelimelerin tanımlayıcı ve tali unsurlar oldukları, ancak tarafların iştigal konuları arasında benzer hizmetler mevcutsa da, SMK’nın 29/1-a maddesi ile yapılan yollama gereği 7/3-e maddesinde yer alan “işaretin ticaret unvanı ve işletme adı olarak kullanılması” hükmünün işaretin markasal kullanılması durumunda uygulanabileceği, zira 7/3. maddede işaretin ticaret alanında kullanılması halinde yasaklanabileceğinin hükme bağlandığı, marka hukuku kapsamında işaretin ticaret alanında kullanılması ifadesi ile kastedilenin işaretin markasal olarak kullanılması olduğu, —-sayılı—– Yönergesi’nin 3. maddesinde yer alan hükme ve Yönerge’nin genel gerekçesinin 19. bendindeki açıklamalara göre, ticaret unvanının ancak tescilli bir markanın tescili kapsamındaki mal ve hizmetler yönünden ayırt ediciliği sağlayıcı bir işaret olarak kullanılması halinde, marka hakkına tecavüz oluşturacağı açıklaması karşısında, Kanun Koyucunun amacının ticaret unvanının tescilli marka ile karıştırılmaya yol açacak şekilde kullanılması halinin marka hakkına tecavüz olarak kabul edilmesi gerektiği, davalının ticaret unvanının davacıların markalarının kapsamındaki mal ve hizmetler için kullanıldığının ispatlanamadığı, ayrıca davalı şirketin tescilli ticaret unvanının, ticari yaşamda firmasının ayırt edilmesini sağlayacak şekilde “ticaret unvanı” olarak kullanabileceği, davalının bu kullanımının TTK’nun 52. maddesi uyarınca hukuka uygun bir kullanım olduğu, haksız rekabet teşkil etmeyeceği, davalının kullanımının markasal bir kullanım olduğu iddia edilmekle birlikte böylesi bir kullanımın davacı tarafça ispatlanamadığı, bu nedenle davalının davacıların marka haklarına tecavüz ettiği iddiasının ispatlanamadığı kanaatine varılmış, marka hakkına tecavüzün tespiti ve önlenmesi davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacılar aynı zamanda davalının ticaret unvanından—— ibaresinin terkinini de talep etmişlerdir. TTK’nun 52. maddesi uyarınca ticaret unvanının dürüstlüğe aykırı bir biçimde bir başkası tarafından kullanılması halinde, bu unvanının silinmesi talep edilebilir. Davacıların ticaret unvanları ile davalının ticaret unvanlarının esas unsurları——ibaresi olup, diğer kelimeler tanımlayıcı ve tali unsurlardır. Davalı şirketin ticaret sicile tescil tarihi davalı şirketlerden çok sonradır. Hem davacı, hem de davalı şirketlerin ortak ve benzer konularda faaliyette bulunmak üzere tescil edildikleri tespit edilmiştir. Tarafların aynı esas unsurlu ticaret unvanlarını kullanmalarının karışıklıklara veya şirketlerin bağlantılı oldukları zannına neden olabileceği tartışmasızıdr. Tüm bu nedenlerle davacıların davalının ticaret unvanından——- ibaresinin terkinini talep etmekte haklı oldukları anlaşılmakla, ticaret unvanının terkini davasının kabulüne, davalının ticaret unvanından “—–” ibaresinin terkinine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
Davalı—- unvanından——- ibaresinin TERKİNİNE,
Kararın kesinleşmesinden sonra TTK’nun 52/2 maddesi uyarınca—-yayın yapan—— birinde masrafı davalıdan alınmak suretiyle hüküm özetinin bir kez ilanına,
Davacıların fazlaya ilişkin taleplerinin REDDİNE,
Harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
Davacılar vekiline kabul edilen dava için——-vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine, Davalı vekiline reddedilen dava üzerinden—— davacılardan tahsili ile davalıya ödenmesine,Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL peşin harç ve 80,70 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 161,4‬0 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine,
Davacılar tarafından yapılan 114,2‬0 TL tebligat ve müzekkere masraflarının kabul ve ret oranına göre (%50) 57,10 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazla kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,Dair; davacılar vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karari açıkça okunup, usulen anlatıldı.