Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/52 E. 2023/237 K. 21.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/52 Esas

KARAR NO:2023/237

DAVA:Marka (Manevi Tazminat İstemli)

DAVA TARİHİ:03/03/2022

KARAR TARİHİ:21/11/2023

Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinin yapılan açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle,
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkillerinin —– tescil no’lu—-markalarının birlikte sahibi olduğunu; müvekkilleri adına ayrıca —- markalarının da —– sınıfta tescilli olduğunu; bahsi geçen markaların müvekkillerince uzun yıllardır yoğun bir şekilde kullanılmakta olduğunu ve bu suretle tanınırlık kazandığını; müvekkillerinin —– yılında davalılardan —- sahibi olan —– üzerinde tescilli seri markalarının esas unsurunu oluşturan ——ibaresine yer verdiği ürünleri ürettirerek satışa sunduğunu öğrendiğini, bunun üzerine ——– şikayette bulunduklarını; yapılan soruşturma neticesinde davalı şirket yetkilisi ——hakkında kamu davası açıldığını, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda sanığın kullanımının müvekkilinin marka hakkına tecavüz oluşturduğunun tespit edildiğini, Mahkemece de rapor doğrultusunda sanığın mahkumiyetine karar verildiğini; davalılar ——- ve sahibinin en azından bilirkişi raporunun verildiği tarihte ve Ceza Mahkemesince verilen karar ile eylemlerinin markaya tecavüz suçu oluşturduğunu bilmelerine rağmen hukuka aykırı kullanımlarına son vermediklerini; müvekkillerinin, bir süre önce kendi ürünlerinin ——– imalatını yapan diğer davalı———– —— dolaplarında, depolarında, kimyager, muhasebeci ve şirket müdürünün odasında üzerinde ——— ibareli ürünlerini gördüğünü; davalıların hiçbir hak ve yetkileri bulunmamasına rağmen müvekkillerinin markasını ürünler üzerinde kullanmaya, bu ürünleri üretip, pazarlamaya devam ettiğini, bu suretle de müvekkilinin marka hakkına tecavüz ettiklerini; müvekkillerinin markalarının —– sınıfta tescilli olduğunu, —- ——–markasının aynı zamanda —–sınıfta da tescilli olduğunu; müvekkillerinin bu markalar ile —– ———- ürünlerini üretip pazarladığını; davalılardan——- şirketi ve sahibinin, marka üzerinde hiçbir hakkı bulunmadığı halde, müvekkillerinin uzun yıllardır harcadığı çaba ve yaptığı masraf neticesinde tanınırlık kazandırdığı ———- markasından haksız olarak yarar sağlamak istediğini, Ceza Mahkemesince verilen mahkumiyet kararına rağmen markayı kullanmaya devam ettiğini; diğer davalı ——–da ürünlerde kullanılan markanın bir başkasına ait olduğunu bilmesine rağmen faaliyetlerine devam ettiğini belirterek marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerin tespitine, men’i ve ref’i ile maddi ve manevi tazminat talep etmiştir.

Davalı——vekili davaya cevaplarında özetle,
Müvekkilinin yabancı uyruklu olduğunu, ——- Başsavcılığı’nda alınan ifadesinde kendi söylediklerinin net olarak yazılmadığını; müvekkilinin davaya konu ürünü ürettiğini ve pazarladığını kabul etmediğini; —— ——– anlamı olarak canlılık anlamına geldiğini ve —— tanınmış bir marka olmaması nedeni ile yabancı uyruklu olan müvekkilinin bilmesinin mümkün olmadığını; kelime olarak canlılık anlamı taşıması nedeni ile kelime anlamına uyarlanacak şekilde vitamin şeklinde üretebildiğini; müvekkilinin ilaçlarını ürettiği, satışa arz ettiği, pazarladığı ———– davacı tarafın elinde delil bulunmamasına rağmen müvekkilini zan altında bırakarak şikayet ettiğini; müvekkil açısından illiyet bağı bulunmadığını ve sadece kendisinin sahip olduğu şirketin davaya taraf olarak gösterilmesi gerekirken müvekkilinin taraf gösterildiğini; davacıların ek olarak göstermiş oldukları ürünlerin —- yılında söz konusu ———sunulan görsel olduğunu ve bu görselin müvekkili ile ilgisi bulunmadığını; kaldı ki ——– kendi —- bulundurduğunu beyan etmiş olsa da burada müvekkilinin kimin ne ürettiğinden veya ——— neyi sergilediğini bilebilecek durumda olmadığını; müvekkilinin kendisinde ve şirketinde davacılara ait herhangi bir markaya ait bir ürün bulunmadığını; müvekkiline ait olan internet sitesinde davacıya ait marka ihlali oluşturacak bir ürün bulunmadığını; —— ürünün kendisine ait olduğunu, istediği gibi ürünü satabileceğini, kimsenin kendisine karışamayacağını beyan etmiş olsa da bu durumu müvekkilinin bilme durumu bulunmadığını; müvekkili ve şirketinin yapmış olduğu bir işbulunmadığını ve bu işten kazancının da bulunmadığını; davalı —– ile davacı arasında geçmişe dayalı bir ticaret olmasına rağmen müvekkilinin davacı tarafı tanımadığını; müvekkiline bu davanın açılmasının sebebi her ne kadar ceza yargılaması olmuş olsa da müvekkilinin ceza yemesinin tek sebebinin doğru bir çeviri yapılmadan ifadesinin alınması olduğunu; —- tescil numaralı marka tescil kaydının—— istenilmesi üzerine gelen cevapta, müvekkilinin hukuka aykırı bir üretim yapmadığını belirtmekle birlikte ———— isimli markanın müvekkiline ait olduğu tespit edildiğini; tespit edilen kutularda da müvekkilinin markası yazdığını; söz konusu durumun bir ihlal oluşturmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.Davalı ———- davaya cevaplarında özetle, davacı şirket ile müvekkili arasında —– ve dolum adına bir çok ticari faaliyet gerçekleşmiş olduğunu; müvekkil şirketin ——– alanında faaliyet gösterdiğini; müvekkili şirketin de tescilli markaları bulunup yalnızca kendilerine ait ürünlerin satış ve pazarlamasını gerçekleştirdiğini; müvekkili şirketin diğer davalıların ürünlerinin satışını veyahut pazarlamasını yapmadığını; işbu davada müvekkilinin de taraf olarak gösterilmesinin tek sebebinin davacı ile müvekkilinin arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı para uyuşmazlığının bulunması olduğunu; müvekkil şirketin ——— iştigal ettiğini, bu kapsamda müvekkil şirketin müşterilerine talep doğrultusunda üretim, ——— getirdiğini; müvekkil şirketin diğer davalılar olan ——- tarihleri arasında ticari faaliyeti olduğunu; anılan davalıların müvekkili şirkete üretim ve paketleme işlemi yaptırdığını; davalı —- müvekkili şirketin—— tarihinde —— çerçevesinde işlem gerçekleştirmiş olup davacı—- yaptıkları ——sözleşmesinin yeni ve yakın tarihe dayandığını; müvekkilinin herhangi bir marka tecavüzü olup olmadığı, davalı tarafın mı davacının markasına tecavüz ettiğini veyahut davacının mı davalının marka hakkına tecavüz ettiğini bilebilecek durumda olmadığını; müvekkili şirketin davalı taraf ile üretim yaptığı yıl ——- olup hali hazırda belirtilen ürünlerin müvekkili şirket tarafından üretimi yapılmadığını; müvekkil şirkete konu ile ilgili icra memuru ve marka vekili eşliğinde gidildiğini, müvekkil şirketin anılan ihlal durumu ile ilgili ihtilaftan bu şekilde haberi olduğunu; müvekkil şirketin taraf sıfatı bulunmadığını; müvekkili şirketin her iki şirketle üretim faaliyeti yapmış olduğu tarihler nazara alındığında müvekkili şirket açısından ürünler arasındaki benzerlik fark edilseydi dahi bu hususta davacının değil davalının marka hakkına ihlal olduğu zannına kapılması sonucunu doğuracağını belirterek davanın taraf sıfatı yokluğu nedeni ile usulden reddini, aksi halde esastan reddini talep etmiştir. o Davalı———- tarihli dilekçesi ile cevap dilekçesinin süresi içerisinde birtakım nedenlerle sunulamamış olduğunu belirterek eski hale getirme talep etmiş, ancak Mahkemece —— tarihli ara karar ile talep reddedilmiştir. Karara itiraz edilmiş olup, itiraz Mahkemece 30.05.2022 tarihli ara karar ile reddedilmiştir.Diğer davalı usulune uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.

TARAFLAR ARASINDAKİ UYUŞMAZLIK:

Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalılardan ——- davacılar adına tescilli ———- esas unsurlu markalar ile iltibasa nedene olacak derecede benzer markaları taşıyan ürünleri davalı ——- şirketine ————- olarak ürettirip satışa sunup sunmadığı, bu şekilde davacıların marka haklarına tecavüz edip etmediklerinin, haksız rekabette bulunup bulunmadıkları, şirket yetkilisi —–bu olaydan sorumlu olup olmadığı, davalı —- şirketinin kusurlu olup olmadığı, davacının bu nedenle maddi ve manevi tazminat talep edip edemeyeceği, davacının markalarında yer alan, —— ibaresinin tanımlayıcı bir ibare olup olmadığı, davacının markalarının zayıf marka olup olmadıkları, tazminat tutarlarının ne kadar olacağı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.

UYUŞMAZLIK HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER:

Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile, uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmıştır.Davacı—– numarasıyla adına kayıtlı görüldüğü, —sermayeye sahip olduğu,—— tarihinde tescil edildiği anlaşılmıştır.Davalı —- — numarasıyla adına kayıtlı görüldüğü, —- sermayeye sahip olduğu, —- tarihinde tescil edildiği, — ortak ve yetkilisi olduğu anlaşılmıştır.Davalı ———-numarasıyla adına kayıtlı görüldüğü, —- sermayeye sahip olduğu, —- tarihinde tescil edildiği, anlaşılmıştır. Dosyaya —– kayıtları getirtilmiş olup, incelendiğinde; —– tescil numaralı markasının—- davalı—– adına tescili——- tarihinde sicile tescil edildiği anlaşılmıştır.Dosyaya —— kayıtları getirtilmiş olup, incelendiğinde; —-adına tescili —- tarihinde sicile tescil edildiği anlaşılmıştır.Dosyaya —– getirtilmiş olup, incelendiğinde; —tescil numaralı markasının—– tarihinde sicile tescil edildiği anlaşılmıştır.Dosyaya —— kayıtları getirtilmiş olup, incelendiğinde; — tescil numaralı markasının—– tarihinde sicile tescil edildiği anlaşılmıştır.Dosyaya —– kayıtları getirtilmiş olup, incelendiğinde; —— tarihinde sicile tescil edildiği anlaşılmıştır.—— tarihli bilirkişi heyet rapor içeriğine göre;Konunun incelemesi uzmanlık gerektirdiğinden bilirkişi raporu aldırılmıştır.——— üzerinde yapılan incelemede;Hesap bilgilerinde;Firma adının ———– olduğu,Firma —– olduğu, Firma iletişim numarasının —- olduğu, Firma email adresinin —- olduğu, Hesabın takipçi sayısının —– olduğu, Hesabın —– tarihinde oluşturulduğu,Hesaptan yapılan ———ibaresinin kullanıldığı,Hesap açıklamasında ——– ibaresinin kullanıldığına,
B. Davacı tarafa ait —- tescil numaralı —– tescil numaralı—- ibareli markalarının, dava konusu nice sınıflandırması ————- emtialarında tescilli olduğuna,
C. Davalı tarafın—– üzerinden reklam ve satışını yaptığı—- ibareli ürünlerin, davacıya ait ve yukarıda verilen markalarının tescili kapsamında olduğuna,——————
D.Yapılan incelemeler sonucunda davacı ve davalı marka kullanımlarının benzer olduğu, aynı/benzer sektörde faaliyet gösterdikleri, davalı ürünlerinin davacının tescilli markaları kapsamında olduğu bu sebeple karıştırılma ihtimali olduğu, nihai tüketiciler nezdinde gerek malların gerekse de müteşebbisinin kaynağı açısından yanlış kanaatler uyandırabileceği ve bunların aynı yerden piyasaya sürüldükleri yönünde çağrışım yapabileceği, sadece alıcıların belirli bir mal yerinde başka bir malı almak istediklerinde değil, alıcıların malların birbirinden farklı olduklarını anlamalarına rağmen bunların kaynağının aynı işletme olduğunu veya malları sunanlar arasında idari veya ekonomik bağlılık olduğuna inanabilecekleri bunun da iltibas ihtimali yaratacağı nedenleriyle davalı yan tarafından gerçekleştirilen kullanımların davacı yan markaları ile karıştırma ihtimali yarattığından iltibas oluşturacağı” yönünde görüş bildirilmiştir.——tarihli Bilirkişi heyeti heyet rapor içeriğine göre;
1.Davaya konu kullanımın markasal kullanım olup davacıların tescilli markalarının ayniyete yakın kullanımı şeklinde olduğu;
2.Davaya konu —— ibaresinin davaya konu ürünler bakımından tanımlayıcı olmadığı;
3.Söz konusu ibarenin zayıf marka olduğunun kabulü halinde de, —- ibaresinin müstakil bir şekilde davacı adına tescili olması ve diğer markalarının da esas unsuru olması karşısında, davalıların aynı ibareyi kullanması sonucunda iltibasın söz konusu olacağı,
4.Nitekim, davaya konu —— ibaresinin davacıların tescilli markaları ile ayniyete varan seviyede benzer olması ve aynı/benzer ürünlerde kullanılması sonucunda, söz konusu ürünlerin davacı firmaya ait ürünler olduğu düşünüleceği;
5.Bu bakımdan, işaretlerin yüksek seviyede benzer olması, aynı mallarda kullanılması sonucunda aynı mallar üzerinde her iki markayı taşıyan malları gören tüketici kitlesinin her iki ürünü üreten işletmeler arasında idari-ekonomik veya işletmesi bağlantı bulunduğunu düşünmeleri ihtimalinin yüksek olduğu, dolayısı ile iltibas tehlikesinin söz konusu olduğu;
6.Davalı ——- numarası ile tescil edilerek faaliyetine başlamış olduğu; şirketin — tarihli ———-olduğu;
7.Davaya konu —- konulu ürünler bakımından davalı —— tarafından ibraz edilen faturaların tamamının davacı—- adına düzenledikleri, başkaca herhangi kişi ve kurumlar —- konulu ürünler bakımından bir satış faturası tespit edilmediğinden, 6769 sayılı SMK m. 152/2-b çerçevesinde ———- dönemler için davacı lehine maddi tazminat hesabının yapılamamış olduğu; yönünde görüş bildirilmiştir.

UYUŞMAZLIK HAKKINDAKİ YASAL DÜZENLEME:

5769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 29. Maddesinin (a) bendine göre, marka sahibinin izni olmaksızın markayı 7/2 maddede belirtilen biçimlerde kullanmak marka hakkına tecavüz olarak nitelendirilmiştir. İlgili Kanunun 7 inci maddesi uyarınca; Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır: Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması. Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerdeolmasınabakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve ——-ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması. Görüldüğü üzere bu madde uyarınca mutlak hak niteliğini taşıyan markanın, marka sahibinin izni olmaksızın bir başkası tarafından kullanılması yasaklanmış bulunmaktadır. Markanın sahibinden başkası tarafından aynen veya taklit, tağyir, iltibas suretiyle kullanılıp kullanılmadığının saptanmasında her şeyden önce markanın şekil ve anlam itibariyle taşıdığı baskın unsur göz önünde tutulmalıdır. Bu baskın unsurun aynen veya değiştirilerek başkası tarafından kullanılması, haksız olarak kullanımın tespitinde büyük önem taşır. Bir marka ana özellikleri itibariyle başkası tarafından bir hakka dayanmadan kullanıldığında tecavüz unsuru gerçekleşmiş olur ———Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 29 uncu maddesi uyarınca; Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır. Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak. Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek. Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği
hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal
işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
Sınai Mülkiyet Kanununun 149. maddesinde marka hakkına tecavüz edilen marka sahibinin fiili tecavüzün olup olmadığının tespitini, muhtemel tecavüzün durdurulmasını, tecavüz fiillerinin durdurulmasını, tecavüzün kaldırılmasını, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabileceği düzenlenmiştir.

GEREKÇE:
Dava, Marka hakkına tecavüzden kaynaklı tecavüzün önlenmesi ve meni ile maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Dava konusu somut uyuşmazlıkta davacı tarafça davacı adına tescilli ——ana unsurlu seri markalara davalıların kullanımları dolayısıyla tecavüzde bulunulduğunun iddia edildiği sabittir.Davacı tarafın marka tescil kayıtları incelendiğinde; —– ana unsurlu markaların davacılar adına tescilli olduğu, —–ibareli markanın da davalı —— adına tescili olduğu ve koruma altında bulunduğu sabittir. Her iki tarafa ait markalar incelendiğinde markaların — Sınıftaki mal ve hizmetler yönünden ortak sınıfta tescilli oldukları sabittir.Bu tespitlerden sonra taraflar arasındaki ürünlerde kullanılan ———– ibaresi dolaysıyla davacı taraf adına kayıtlı ———- asli unsuru yönünden davalıların davacıların marka haklarına tecavüz oluşturup oluşturmadıkları değerlendirilmiştir.——- da zayıf marka olarak nitelendirilen kavram, aslında koruma alanının normal markalardan daha dar olduğu markaları ifade etmek için kullanılır. Bu markaların ayırt etme gücü ve koruma alanı sınırlıdır. Benzerlerinin kullanımına da bu tür işaretlerin sahipleri katlanmak zorundadır. Bir yönüyle işaretin sağladığı tekel alanına, tabii bir sınır getirilmiştir. ——-Dolayısıyla tamamı zayıf ibarelerden oluşan bir markanın dahi tescili mümkün olup, bu tescilin marka sahibi açısından tek olumsuz sonucu, aslında herkesin kullanabileceği bir ibareyi marka olarak seçtiği için bu ibareleri küçük değişikliklerle marka olarak kullanan kimselerin bu kullanımına katlanmak zorunda kalmasında görülür.Uygulamada bilindiği üzere; tekel altına alınmasına izin verilmeyen tasviri ve vasıf bildirici sözcüklerden esinlenilerek oluşturulan markalar baştan itibaren zayıf marka konumundadırlar. Bu tür markalar arasındaki iltibas tehlikesi, yapılacak küçük bir değişiklik ile bertaraf edilebilir. Bu tür işaretleri marka olarak seçenlerin, önceden alınmış olan markalardan küçük bir takım değişiklikler yapmak suretiyle aynı vasıf bildirici sözcüklerden türetilen başkalarına ait yeni isimlere/markalara engel olabilme olanağı daha baştan itibaren ortadan kalkmakta veya zayıflamaktadır.Ayırt edici gücü zayıf işaretler kimi durumda tescil edilebilirlik eşiğini geçebilse de, bunlar için sağlanacak koruma kapsamı ayırt edici gücü yüksek işaretlere sağlanan koruma kadar yüksek olamaz. Her ikisi de tescilli markalar olsa da, ayırt edici gücü zayıf bir markanın yararlanacağı koruma düzeyi, hiçbir şekilde ayırt edici gücü yüksek bir markanın yararlanacağı koruma düzeyiyle eşit olmayacaktır.Dava konusu somut olayda davacı tarafa davalı tarafların kendisine ait seri markalardaki——- ibaresini kullanmaları dolaysıyla marka hakkına tecavüzde bulunulduğunu beyan ve dava etmiştir. Davacı adına tescilli —- asli unsurlu markaların seri marka olarak ———- ibaresinin önüne, arkasına ek almak suretiyle seri markalar oluşturulduğu, bu markaların —–Sınıftaki mal ve hizmetler yönünden tescilli oldukları, davalı—- tescil numaralı ——- sınıflarda tescilli markasının bulunduğu, davacı ve davalı tarafa ait markaların insan ve hayvan sağlığına ilişkin reçeteye tabi olmayan takviye ürünlerin imal edilip pazarlanması faaliyetinde bulundukları—— anlamını taşıdığı, bu iki kelimenin birleşimi ile davacı markasının ana unsurunun oluşturulduğu, —- kayıtlarında göre yine tarafların marka tescilleri ve kullanımları dışında farklı sınıflarda ——– tarihli tescilli marklar olduğu dikkate alındığında temiz hayat şeklindeki kullanımın ayırt ediciliği zayıf olduğu ve zayıf marka olarak nitelendirilmesinin mümkün olduğu, bu zayıf ibarenin davalı taraf adına tescilli —— markasının ———- şeklinde ekleme yapılmak suretiyle kullanıldığı, bu haliyle marka hakkına tecavüzün oluşmayacağı kabul edilmiş ve davalı ——Yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiştir.Diğer davalılar yönünden marka hakkına tecavüz talepleri incelenmiş, davacı ile davalı ———- arasında ——– üretim sözleşmesi bulunduğu, davalı şirketin ticari kayıtlarında yapılan incelemede, davacı şirket dışında herhangi kişi ya da şirkete üretim yapıldığı ya da dava konusu ürünün satış ve pazarlamasına aracılık edildiği yönünde bir delil dosyaya sunulmadığından bu davalı yönünden de davanın reddine karar vermek gerekmiştir.Davalı ———- aleyhine dava ikame edilmiş ise de, marka hakkına tecavüz oluştuğu iddia edilen ürünün davalı ——– hükmi şahsiyeti altında ürünün üretildiği sorumluluğun bulunması halinde şirkete ait olacağı dikkate alındığında ve yine şirket ortağı ve temsilcisi olan —– marka hakkına tecavüz oluşturacak şekilde bir imalat ya da satışının olduğu ispat edilemediğinden bu davalı yönünden de davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85 TL harcın peşin alınan 1.041,73 TL harcın mahsubu ile bakiye 771,88 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davalılar ——— kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet davası nedeniyle takdir olunan 25.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile anılan davalılara ödenmesine,
4-Davalılar —— kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince maddi tazminat davası nedeniyle takdir olunan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile anılan davalılara ödenmesine,
5-Davalılar ——–kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince manevi tazminat davası nedeniyle takdir olunan 25.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile anılan davalılara ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı taraflarca sarf edilen yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair, davacı ve davalılar ————— yüzüne karşı, diğer davlaının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/11/2023