Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/50 E. 2023/205 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/50
KARAR NO : 2023/205

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/02/2022
KARAR TARİHİ : 19/10/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davasının yapılan açık yargılama sonucunda;

Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla;
Davacının —–Şekil markalarının 3. sınıfta yer alan “kozmetik ürünleri ,saç spreyi, besleyici saç yağı temizlik müstahzarları, diş macunları ve benzeri ürünlerinde” kullanılmakta ve pek çok ülkede söz konusu markaların tescilli olduğunu, —- web sitelerini kullandığını, söz konusu markaların ilk ve gerçek hak sahibi olduğunu, davacıya —-Birliği tarafından 23.08.2006 tarihli serbest satış sertifikası verildiğini, davalının —- no ile —–Şekil markasını 3. sınıfta yer alan emtialar için davacının Türkiye Distribütörü olduğu halde davacıdan izin almaksızın tescil ettirdiğini, aynı zamanda —– alan adını da tescil ettirdiğini, tarafların 12-15 Haziran 2008 tarihinde —–fuar merkezindeki fuarda tanıştıklarını, davacı şirketin ürünlerinin ithalatı için yerel makamlardan izin alınması gerektiğini bildirdiklerini ve yerel makamlardan izin aldıklarına ilişkin bir kısım belgeyi davacıya gönderdiklerini, sonrasında e-posta yazışmaları ve ticari görüşmeler nihayetinde 29 Aralık 2009 tarihinde Münhasır Distribütörlük Sözleşmesinin imzalanmış olduğunu, sözleşmenin A maddesinde davalı şirket işbu sözleşme ekinde bulunan belge (A) da listelenen ticari markaları taşıyan—– saç bakım serisi ürünleri üretip satmaktadır şeklinde olup, söz konusu markanın davacı şirkete ait olduğu açıkça ifade edilmiş olduğunu, bu maddelerden anlaşıldığı üzere davalı tarafından söz konusu markaların davacıya ait olduğu ve hiçbir surette söz konusu markalar üzerinde herhangi bir hak iddia etmeyeceğinin açıkça düzenlendiğini, sözleşmede görüldüğü üzere davalı şirket davacı şirketin SMK madde 10 gereğince “Ticari vekil veya temsilcisi olup davacı şirketten izin almadan markayı haksız surette adına tescil ettirmiş olup davaya konu markanın gerçek hak sahibi davacı şirketi devir edilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, SMK 6/2 maddesi gereğince “Ticari vekil veya temsilcinin marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvurunun marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir” amir hükmüne haiz olduğunu, davacıya ait markanın tanınmış marka olup SMK 6/4 maddesi gereğince markanın hükümsüz kılınması gerektiğini, söz konusu markanın—– tescil edilmiş olduğunu —-arama motorunda —- şeklinde arama yapıldığında davacı şirketin —– markası ile ilgili yaklaşık 0.49 saniyede 170.000 sonuç çıktığını, davacı şirketin 2007 tarihinden itibaren markasını uluslararası baz da tanıttığını, SMK 6/6 maddesi gereğince’de söz konusu markanın hükümsüz kılınmasının gerektiğini, markanın kötü niyetle davalı tarafından Tescil edilmesi nedeniyle SMK 6/9’maddesi uyarınca da markanın hükümsüz kılınması gerektiğini, sonuç olarak davalı adına —-no ile tescilli —-şekil markasının gerçek hak sahibinin Davacı şirketin Türkiye Distribütörü olan davalı şirket tarafından, davacı şirketten izin alınmaksızın tescil ettirilmiş olması nedeniyle SMK 10 maddesi gereğince davacı şirkete devrine, bu talebin kabul edilmemesi halinde hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, bu taleplerin kabul edilmemesi halinde söz konusu markanın SMK 9 maddesi gereğince kullanmama nedeniyle iptaline ve sicilden terkinine, —– alan adının tahsis işleminin iptali ile terkin edilmesine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.

DAVALI VEKİLİ CEVAP DİLEKÇESİNDE.
Davalının 12-15 Haziran 2008 tarihinde—–fuar merkezindeki fuarda tanışmış olduğunu ve Türkiye satışı için karşılıklı anlaşma yaptıklarını, daha sonrasında kendileri ile muhatap olan —– isimli kişiler ile yazışmaları sonrasında ürünleri Türkiye’ye getirerek Sağlık Bakanlığına kayıtlarını yaptırdıklarını, daha sonra Davacı şirket yetkilisi ile alan adı alabilmek için yazışmaların olduğunu ve davacının rızası ile —–alan adı aldıklarını, daha sonra Türk Patent ve marka kurumuna müracaat ederek markayı tescil ettirdiklerini Türkiye’de dağıtım ve pazarlama yapmak için çok çaba sarf ettiklerini, Türkiye’deki Kozmetik fuara katılacaklarını bildirerek 9 metrekarelik yer tuttuklarını fuar katılımı için stant hostes ve benzeri masrafları 5000 euro civarında ödediklerini, davacının kendilerine destek olmadığını ve bu suretle taahhütlerini yerine getirmediklerini 2500 dolara kadar yardım edeceklerini söylediklerini, ancak sözlerinde durmadıklarını sonrasında çalışamadıklarını markayı kötü niyetle tescil ettirmediklerini talep halinde kendilerine markayı devredebileceklerini beyan ettiği görülmüştür.

TARAFLAR ARASINDAKİ UYUŞMAZLIK :
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalının davacı şirketin Türkiye distribütörü olmasına rağmen davacıdan izin almaksızın davacının yurt dışında tescilli markasını kötü niyetli olarak tescil ettirip ettirmediği, davacının markasının Paris Sözleşmesi’nin 1.mükerrer 6.maddesi uyarınca tanınmış marka olup olmadığı, davalının markasının davacının ticaret unvanı ile benzer olup olmadığı, davalının markasının SMK’nun 6/2, 6/4, 6/6 ve 6/9 maddeleri uyarınca hükümsüzlüğüne veya SMK’nun 10.maddesi uyarınca markanın davacıya devrine karar verilip verilemeyeceği, hükümsüzlük davası için hak düşürücü sürenin gerçekleşip gerçekleşmediği, davalının markasının tescil edildiği tarihten bu yana tescilli olduğu mal ve hizmetlerde ciddi ve etkin bir şekilde kullanılıp kullanılmadığı, bu nedenle iptaline karar verilip verilemeyeceği noktasında toplandığı anlaşılmıştır.

UYUŞMAZLIK HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER:
1—-Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün cevabi yazısı ile; davalı … 5/11/1996 tarihinde —- no ile sicile tescil edildiği görülmüştür.
2-Dosyaya Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtları getirtilmiş olup, incelendiğinde; —– tescil numaralı ŞEKİL markasının 03. Sınıfta 30/09/2009 tarihinde davalı adına tescil edildiği anlaşılmıştır.
3—-müzekkere yazılarak —– alan adının kime ait olduğu ve tahsis tarihinin sorulmuş olup incelendiğinde;—–alan adının 02 Eylül 2021 tarihinde davalı adına yapılan başvuru sonrasında tahsis edildiği, herhangi bir yinelemenin yapılmaması halinde 01 Eylül 2022 tarihine kadar mevcut sahip adına kayıtlı olacağı bildirilmiştir.
4-Dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış, marka uzmanı —- kozmetik sektörü uzmanı —- ve muhasip —–15/03/2023 tarihli heyet raporunda, Davacının —-ŞEKİL markalarını 03. Sınıftaki “Kozmetik ürünleri, şampuan, renk giderici (kıyafet yıkama), vücut yıkama ürünleri, saç jölesi, kuaför jöeleleri, güzellik maskesi, saç boyaları, saç perma preparatları, parfüm. ….”emtiları için ilk olarak ihdas ve istimal ettiği, —— ŞEKİL markalarını 03. Sınıftaki “Kozmetik ürünleri, şampuan, renk giderici (kıyafet yıkama), vücut yıkama ürünleri, saç jölesi, kuaför jöeleleri, güzellik maskesi, saç boyaları, saç perma preparatları, parfüm. …. Emtiaları için TANINMIŞ MARKA olarak kabul edilemeyeceği, ŞEKİL markasının—–no ile Türk Patent nezdinde davalı adına tescil edilmiş ve tescilin geçerli olduğu, ŞEKİL markasının, davacının davaya dayanak markalarının tescil kapsamında yer alan 03. Sınıfta yer alan Kozmetik ürünleri, şampuan, renk giderici (kıyafet yıkama), vücut yıkama ürünleri, saç jölesi, kuaför jöeleleri, güzellik maskesi, saç boyaları, saç perma preparatları, parfüm. ….” “ emtiaları için kullanılması durumunda orta düzeyde tüketici nezdinde SMK 6/1 maddesi uyarınca iltibasa neden olabileceği, davalı markasının SMK 6/2 maddesi uyarınca hükümsüzlük koşullarının mevcut olduğu, Davalı markasının SMK 6/6 maddesi uyarınca hükümsüzlük koşullarının mevcut olduğu, davalı tarafça marka başvurusunun kötüniyetli olarak yapılmış olduğu kanaatimiz oluşmuş olduğundan, davacının sözkonusu markanın hükümsüzlük talebinde bulunması için hak kaybına uğramayacağı, SMK.10 maddesi uyarınca davalı adına Türkpatent nezdinde —–no ile tescilli markanın davacı adına devrinin talep edilmesi koşullarının mevcut olduğu, davalı adına—— no ile tescil edilmiş olan ŞEKİL markası 30/09/2009 tarihinde tescil edilmiş olup, dava tarihi itibariyle tescil tarihinden itibaren 5 yıl süre geçmiş olup, davalının markasını kullanma ve bunu ispat mükellefiyeti olduğu, Yapılan incelemeler neticesinde . davalı adına tescilli —– no ile tescilli markanın davalı tarafından tescil kapsamının tamamındaki mallar açısından ciddi biçimde kullanılmadığı ve tescil kapsamındaki tüm mallar açısından iptal koşullarının mevcut olduğuna dair görüş bildirmişlerdir.

UYUŞMAZLIK HAKKINDAKİ YASAL DÜZENLEME:
SMK’nın 10. Maddesine göre “Marka sahibinin izni olmadan markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin ticari vekil ya da temsilci adına tescilinin yapılması hâlinde, ticari vekil veya temsilcinin haklı bir sebebi yoksa marka sahibi mahkemeden, markasının kullanımının yasaklanmasını talep edebileceği gibi söz konusu tescilin kendisine devredilmesini de talep edebilir.”
Hükümsüzlük hâlleri ve hükümsüzlük talebi SMK’nın 25. maddesinde düzenlenmiş, bu maddeye göre; “5 inci veya 6 ncı maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. ” SMK’nın 6/1. Maddesine göre “Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.” ve “Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir” düzenlemeleri mevcuttur.

G E R E K Ç E /
Dava, SMK’nın 10. Maddesinden kaynaklı marka hakkının devri ve marka tescilinin iptali davasıdır.
Dosyamıza celp edilen TPMK kayıtlarına göre —– tescil numaralı ŞEKİL markasının 03. Sınıfta 30/09/2009 tarihinde davalı adına tescil edildiği, halen korumasının devam ettiği, davacı tarafın—-şekil markalarının 3. sınıfta yer alan kozmetik ürünleri ,saç spreyi, besleyici saç yağı temizlik müstahzarları, diş macunları ve benzeri ürünlerinde” kullanılmakta ve pek çok ülkede söz konusu markaların tescilli olduğu, —-web sitelerini kullandığı, söz konusu markaların ilk ve gerçek hak sahibi olduğunu, davacıya —–Birliği tarafından 23.08.2006 tarihli serbest satış sertifikası verildiğini, davalının —- no ile —–Şekil markasını 3. sınıfta yer alan emtialar için davacının ilk olarak ihdas etmesi, sebebiyle hak sahibi olduğu, yine davacı tarafa ait markanın tanınmış marka olarak kabulünün mümkün olduğu yönündeki bilirkişi raporundaki tespitlerden de anlaşılacağı üzere davacının markasının 2009 yılından beri hem ülkemizde hem de dünyanın pek çok ülkesinde 03. Sınıftaki emtialar yönünden tanınmış marka haline geldiği, davalı adına tescilli marka olan—– tescil numaralı ŞEKİL markasının 03. Sınıfta ve tanınmış marka ile aynı emtialar için kullanıldığı dikkate alındığında davacı markası ile iltibas oluşturduğu, bu haliyle hükümsüzlük şartlarının oluştuğu, davalı şirket olan —- davacı şirket olan—- Türkiye distribütörü olduğu bu durumun tarafların kabulünde olduğu ve 2008 yılından bu tarafa bu iş birliğinin devam ettirildiği, dava konusu markanın Türkiye Distribütörü olduğu halde davacıdan izin almaksızın davacı markası ile aynı olan markayı aynı sınıflar için tescil ettirdiği ve aynı zamanda—–alan adını da tescil ettirdiği, bu haliyle SMK’nın 10. Maddesine göre “Marka sahibinin izni olmadan markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin ticari vekil ya da temsilci adına tescilinin yapılması hâlinde, ticari vekil veya temsilcinin haklı bir sebebi yoksa marka sahibi mahkemeden, markasının kullanımının yasaklanmasını talep edebileceği gibi söz konusu tescilin kendisine devredilmesini de talep edebilir.” hükmü gereği davacı tarafın anılan markanın kendi adına tescilini talep hakkı bulunduğu kabul edilerek davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KABULÜ ile,
1-Davalı adına TPE nezdinde tescilli olan—–+şekil” ibareli —– tescil nolu marka yönünden davacı tarafın marka hakkına davalı tarafça tecavüz edildiğinin tespitine, davalı adına marka tescilinin İPTALİ ile 6769 sayılı Kanun’un 10. Maddesi uyarınca MARKANIN DAVACI ADINA DEVRİNE,
2—– internet sitesinin davalı adına olan tahsisinin iptali ve terkin edilmesine, karar kesinleştiğinde —– Mahkememizce müzekkere yazılmasına,
2-Alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15‬ TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı vekiline Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 25.500,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvurma harcı, 197,00 TL tebligat ve müzekkere ile 6.000‬,00 TL bilirkişi ücreti ile toplam 6.277,7‬0 yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderleri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine, Dair; davacı vekili vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.