Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/39 E. 2023/203 K. 17.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/39
KARAR NO : 2023/203

DAVA : Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/02/2022
KARAR TARİHİ : 17/10/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davasının yapılan açık yargılama sonucunda;

Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla;
Müvekkilinin şirketin bilgisayar programlama, sistem, veri tabanı, network, web sayfası vb. yazılımları ile müşteriye özel yazılımların kodlanması gibi hizmetler vermekte olduğunu; müvekkilinin 35 ve 42. sınıflarda —-markasını 07.03.2019 tarihinde tescil ettirdiğini ve hukuka uygun bir şekilde kullandığını; dava dışı —- müvekkili şirketin “—– markasını sadece bir ürün için kullanma hakkı bulunmaktayken ve internet üzerinde satış hakkı yok iken —- internet sitesindeki ve davalı şirkete ait internet sitesindeki tüm ürünlerde —-etiketiyle hukuka aykırı olarak kullandığını, bu hususta dava dışı şirkete karşı dava açılacak olup bu durumun bilahare mahkemeye bildirileceğini; yapılan araştırmalar neticesinde—- adını kullanarak davalı şirketin internet alışveriş sitesi olan —-alışveriş sitesinin —-sayfasını kullandığının görüldüğünü; bu durumla alakalı ihtarnamenin davalı şirkete tebliğ edildiğini; ancak davalı vekilince verilen cevap sebebiyle marka hakkına tecavüzün tespiti ve durdurma davasının hasıl olduğunu; SMK kapsamında ihtiyati tedbir kararı verebilmek için yaklaşık ispatın, yani ihlalin oluşmasına gerek olmayıp tehlikenin varlığının yeterli olduğunu; ancak olayımızda tehlikenin gerçekleşmiş olup müvekkilinin halen zarar görmekte olduğunu; SMK 159/2-a uyarınca tecavüzün önlenmesi ve durdurulmasının ve davalı şirket bünyesindeki sitenin erişiminin engellenmesinin, müvekkiline ait —– markasının kullanılmasının yasaklanmasının, SMK m.159/2-c uyarınca — BAM—-HD’nin 08.02.2019 tarih—–. ilamı gereğince ters teminatlı ihtiyati tedbir kararı verilmesinin gerektiğini belirterek marka hakkına tecavüzün tespiti ile davalı şirkete ait —- sayfasının durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla;
Müvekkili şirketin —– alan adlı internet sitesinin sahibi olduğunu ve bu sitenin pazaryeri olarak işletildiğini; müvekkilinin 6563 sayılı Kanun uyarınca aracı hizmet sağlayıcı, 5651 sayılı Kanun uyarınca yer sağlayıcı durumunda olduğunu, dolayısı ile mağaza adları veya satılan ürünlerin müvekkili tarafından belirlenmediğini; müvekkilinin aracı hizmet ve yer sağlayıcı olarak hizmet sunduğu elektronik ortamı kullanan gerçek ve tüzel kişilerin sağladığı içeriği kontrol etmek gibi bir yükümlülüğü olmadığını, 5651 sayılı Kanun m.5/1 uyarınca yer sağladığı hukuka aykırı bir içeriği ancak aynı kanunun 8 veya 9. maddesine göre kendisine bildirilmesi üzerine yayından çıkarmakla mükellef hale geldiğini; 6563 sayılı Kanuna paralel biçimde bu kanun kapsamında da müvekkili şirketin hukuka aykırı içeriği kaldırma sorumluluğunun ancak kanun uyarınca bu içerikten haberdar edilmesi üzerine doğduğunu; müvekkili şirketin hukuki konumu gereği platform üzerindeki mağaza adını belirleyen taraf olmadığını, somut olayda da mağaza isminin —- tarafından belirlendiğinin ihtilafsız olduğunu; —- ibaresi üzerinde hem davacının hem de —- marka hakları bulunması ve bu markaların farklı sınıfları içermesi nedeniyle, —-. tarafından müvekkili şirketin platformunda açılan mağazanın kullanımlarının hangi marka kapsamına girdiğinin müvekkili şirket tarafından tespit edilmesinin mümkün olmadığını, bu durumun mahkemece tespit edilmesi gereken bir husus olduğunu; bu bakımdan —- ait mağaza adının davacı tarafa ait marka yönünden ihlal oluşturup oluşturmadığının ancak davacı tarafla —-arasında görülen bir davada davanın taraflarının delillerinin toplanmasını takiben değerlendirilebilir bir husus olduğunu, müvekkili şirketi ilgilendiren bir yönü olmadığını; bu bakımdan davanın husumet yokluğu sebebiyle reddinin gerektiğini; müvekkili şirketin hukuka aykırılıktan haberdar olduğunun kabul edilebilmesi için davacı tarafça dava dışı —-ait mağaza adının hukuka aykırılık arz ettiğine yönelik iddianın somut delilleriyle birlikte müvekkili şirkete açık bir şekilde bildirilmesi gerektiğini; davacı tarafça gönderilen ihtarnamede hukuka aykırılık atfedilen mağaza adının ihlal yarattığına yönelik iddianın yeterince somutlaştırılmaması dolayısı ile ihtarnameye cevapta müvekkili şirketçe bilirkişi raporu veya mahkeme kararının sağlanması gerektiğinin ifade edildiğini; hukuka aykırı içerikten açık bir şekilde ve usulüne uygun olarak haberdar edilmeyen müvekkili şirketin platform üzerinden davacı adına tescilli markayı ihlal eder şekilde mağaza adı kullanıldığına dair aktif bir bilgisinin olduğunun ve dolayısı ile bu mağaza adı bakımından kusurlu hareket ettiğinin kabul edilebilmesinin mümkün olmadığını; yargılama sırasında toplanacak deliller ve verilecek kararın davacı tarafça müvekkili şirkete karşı hukuka aykırılık bildiriminin yerine getirildiğini ispat niteliği taşımayacağını belirterek davanın reddini talep etmiştir.

TARAFLAR ARASINDAKİ UYUŞMAZLIK :
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalıya ait —- isimli e-ticaret sitesinde—- isimli mağazada davacı adına tescilli —-tescil numaralı—–Şekil markası ile iltibas yaratacak şekilde marka kullanımı olup olmadığı, davalıya ihtarname gönderilmesine rağmen bu kullanımların kaldırılmaması nedeniyle davalının sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, ihtarnamenin yeterli açıklıkta olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.

UYUŞMAZLIK HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER:
1-Dosyaya Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtları getirtilmiş olup, incelendiğinde; —– tescil numaralı markasının 35. Ve 42. Sınıflarda davacı adına, —- tescil numaralı ŞEKİL markasının 09. Sınıfta ihbar —– 20/04/2009 tarihinde tescilli olduğu anlaşılmıştır.
2-Ticaret sicil kaydı dosya içerisine getirtilmiş olup, incelendiğinde; davacı şirketin 29/08/2003 tarihinde, davalı şirketin ise ise 20/06/2012 tarihinde, ihbar olunan —– ise 13/10/2016 tarihinde tescil edildiği görülmüştür.
3—–. FSHHM’nin —–. Sayılı dosyası celp edilip incelenmiş, davanın davacısının yargılamaya konu davamız ile aynı olduğu, davalısının dava dışı—- olduğu, dava konusunun davacı tarafa ait —– tescil numaralı markasına tecavüzün bulunup bulunmadığı noktasında olduğu görülmüştür.
4-Mahkememizce —– Bölge Adliye Mahkemesi —-.Hukuk Dairesinin kararı doğrultusunda marka uzmanı —- ve bilişim uzmanı —- oluşan bilirkişi heyetinden —- isimli internet sitesi incelenerek davacıya ait —- tescil numaralı “—–” markasının tescilli olduğu mal ve hizmetlerde bu markanın kullanılıp kullanılmadığına dair rapor istenilmiş, 03/07/2022 tarihli heyet raporu ile;—-URL adresinde yapılan incelemede; açılan sayfada “—–” isimli bir mağazanın ana sayfasının açıldığı, profil fotoğrafında —- isim ve logosu bulunduğu, duvar fotoğrafında da yine “—- yazısı ile birkaç markanın adının yazılı olduğu, bunun yanında “—-” isimli mağazanın—-gösterildiği, bu bilgilerin hemen altında —-bağlantı linklerinin bulunduğu, tüm bu bilgilerin altında; —-” başlığı altında 4 adet ürün bulunduğu, sol taraftaki kategorilere bakıldığında “Bilgisayar” kategorisinde “159” adet ve “Yapı Market & Bahçe” kategorisinde “1” adet ürün bulunduğuna, bu bilgilerin altında 6 sayfada sıralanmış toplam 160 adet ürün bulunduğu, tek tek bakılan iş bu ürünlerin tamamının —-isimli satıcıya ait olduğuna, —–URL adresinde satışa sunulan ürünlerin mağaza sahibi dava dışı —–olduğuna, davacı tarafa ait —-tescil numaralı —– ibareli markanın 6769 Sayılı SMK “Marka tescilinde mutlak ret nedenleri” başlıklı 5. maddesi kapsamında incelenerek kısmi yayın kararı verildiğine ve kısmi tescil edildiğine, davacı markasının kapsamında, dava konusu ürünlerin üretimini kapsayan 09. Sınıfın bulunmadığına, yine ilgili ürünlerin satışını kapsayan 35. sınıf alt kategorisindeki “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için ……… mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir).” şeklindeki satış hizmetleri bulunmadığına, sonuç olarak —– URL adresinde satışa sunulan ürünlerin davalı tarafla ilgisinin bulunmadığı, davalı tarafın online satış platformu olduğu, platforma üye satıcıların, platform üzerinde kendi veya üçüncü kişilere ait malların satışını gerçekleştirdiği, dava konusu URL adresinde de satışa sunulan ürünlerin mağaza sahibinin dava dışı—–olduğu, bu yönüyle davalı eylemlerinin 6769 Sayılı SMK’nun 7 ve 29. maddeleri kapsamında sayılamayacağı, bununla beraber satışa sunulan ürünlerin davacının tescilli markasının kapsamında bulunmaması sebebi ile marka hakkına tecavüzden söz edilemeyeceğine dair görüş bildirilmişlerdir.

5-Dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış, marka uzmanı —- raporunda; davacının tecavüz edildiğini ileri sürdüğü markası—– tescil numaralı ŞEKİL markası ile davaya konu internet sitesinde kullanımı tespit edilen ŞEKİL işareti karşılaştırıldığında, işaretlerin esas unsurları olan —–kelime unsurunun ayniyet arz ettiği; bu bakımdan işaretler arasında SMK m.7/2-b anlamında ayniyet/benzerlik şartının gerçekleşmiş olduğu; ancak, karıştırma ihtimali/iltibasın varlığı için işaretsel ayniyet/benzerliğin yanı sıra mal/hizmetler arasında da ayniyet veya benzerliğin söz konusu olması gerektiği; davaya konu —- adlı sanal mağazada yer alan ürünlerin bilgisayar kasası,—- ürünleri ve diğer ürünler gibi bilgisayar bileşenleri,— & tablet aksesuarları, monitör kolu ve standları gibi aksesuar ve yedek parça ürünleri ile barkod ürünleri gibi ofis elektroniği ürünleri olduğu; anılan bu ürünlerin davacı markasının tescili kapsamında kalmadığı ve/veya davacı markasının tescil kapsamında kalan hizmetler ile ilişkili mallar olmadığı; bununla birlikte, anılan sanal mağazada yer alan ürünler arasında —- gibi) farklı markalı ürünler olduğu, bu ürünlerden 5 tanesinin — kart ürünlerinin)—- markalı olduğu,—-markalı ürünlerin de davacı markasının tescil kapsamında olmadığı; diğer taraftan,—–ibaresinin davaya konu sanal mağaza adında, dolayısı ile mağazacılık hizmetlerinde kullanılması bakımından, davacı markasının tescil kapsamında 35. sınıf bulunmakta ise de mağazacılık hizmetleri olarak adlandırılan “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri” nin tescil kapsamında bulunmadığı; bu bakımdan, söz konusu kullanımın da davacının tescilli markasının kapsamında kalmadığı; davacı markasının tescili kapsamında “alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri” bulunmakta ise de bu hizmetler ile “müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri” birbirinden farklı hizmetler olduğu; keza, “alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri” temel anlamda özel nitelikteki bir yer sağlama hizmeti olup internet hizmet sağlayıcılar tarafından gerçekleştirilen bir yer sağlama, bir sanal mağaza kiralama hizmetini ifade etmekteyken, 35. sınıfın son alt grubu olan “müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri” malın doğrudan satıcısı olan tarafın tüketiciye verdiği satış hizmetini ifade ettiği; bu bakımdan somut olayda, mal/hizmetler arasında ayniyet veya benzerlik şartı karşılanmadığından SMK m.29/1-a’nın atfıyla m.7/2-b anlamında bir iltibasın söz konusu olmadığı; dolayısı ile, davaya konu internet sitesindeki kullanımların davacının marka hakkını ihlal etmediği; davaya konu kullanımların dava dışı —– adına tescilli—–tescil numaralı markanın 9. sınıf tescili kapsamında kalıp kalmadığı hususunda, o Davaya konu internet sitesinde/mağazasında satışa sunulan ürünlerden 5 adet olduğu tespit edilen —- kart ürünlerinin —– markalı olduğunun görüldüğü; bu malların 9. sınıfın 3. alt sınıfında yer aldığı; söz konusu markanın 9. sınıf tescil kapsamında bu alt sınıfın bulunmadığı; o Dava dışı şirketin davaya konu —– markasını farklı markalı malların satışı için mağazacılık hizmetlerinde kullanıyor olması bakımından, dava dışı şirketin 35. sınıfın son alt grubu olan “müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri”nde tescilinin olmadığı; dolayısı ile bu şekilde farklı markalı malların bir araya getirilmesi suretiyle gerçekleştirilen 35. sınıfın son alt grubunda gerçekleştirilen kullanımın tescilli marka kullanımı kapsamında olmadığı; bununla birlikte dosya içerisinde dava dışı şirketin —– markası altında farklı markalı ürün satışını yaptığını gösterir aralık 2016 tarihinden itibaren faturalar bulunmakta olup bu şekilde dava dışı şirketin tescilsiz kullanımının söz konusu olduğuna dair görüş bildirmiştir. Davacı —- tarafından —-aleyhine —- Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin —-sayılı dosyası ile —–ait inceleme yapılmış ve Mahkemece alınan 22.03.2022 tarihli bilirkişi raporunda, anılan internet sitesindeki davalı kullanımları tespit edilmiş ve davalının markasal olarak kullandığı —- ibaresi ile tespit talep eden yanın tescilli —- markasının aynı olduğu; davalının —-ibaresini online alışveriş platformu olarak kullanmasının markasal olarak 35. sınıfa dahil olan “alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri” kapsamında olduğu; davalının kullanımının tespit talep eden yanın markasının tescilli olduğu sınıf ile benzerlik teşkil ettiği; davalının —- ibaresini markasal olarak tespit talep eden yanın tescilli markası ile benzer sınıfta kullanmasının tüketiciler nezdinde karışıklığa neden olabileceği, marka hakkına tecavüz oluşturduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır şeklinde rapor düzenlenmiştir.

UYUŞMAZLIK HAKKINDAKİ YASAL DÜZENLEME:
Marka hakkına tecavüz konusu, dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 6769 sayılı Kanun’nun 29. Maddesinde düzenlenmiştir. Bu hüküm gereği: “Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır: a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak. b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek. c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak. ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.” marka hakkına tecavüz olarak tanımlanmıştır.5651 sayılı kanunun 5. Maddesinde yer sağlayıcının yükümlülükleri sayılmış, bu maddeye göre Yer sağlayıcı, yer sağladığı içeriği kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü değildir. (Değişik: 6/2/2014-6518/88 md.) Yer sağlayıcı, yer sağladığı hukuka aykırı içeriği bu Kanunun 8 inci ve 9 uncu maddelerine göre haberdar edilmesi hâlinde yayından çıkarmakla yükümlüdür. (3) (Ek: 6/2/2014-6518/88 md.) Yer sağlayıcı, yer sağladığı hizmetlere ilişkin trafik bilgilerini bir yıldan az ve iki yıldan fazla olmamak üzere yönetmelikte belirlenecek süre kadar saklamakla ve bu bilgilerin doğruluğunu, bütünlüğünü ve gizliliğini sağlamakla yükümlüdür. Hükmü düzenlenmiştir.

G E R E K Ç E
Dava, marka hakkına tecavüzün önlenmesi davasıdır.Dava konusu uyuşmazlıkta, davalı — ait—- adlı e-ticaret sitesinde/platformunda yer alan—- isimli mağazada gerçekleştirilen kullanımların davacı—– tescil numaralı markasına tecavüz edip etmediği hususunda olduğu,—–tescil numaralı markasının 35. Ve 42. Sınıflarda davacı adına, —– tescil numaralı ŞEKİL markasının 09. Sınıfta ihbar—– 20/04/2009 tarihinde tescilli olduğu, davacı tarafa ait —– tescil numaralı markasının başvuru 19.12.2017 tarihinde yapılmış olup Türk Patent ve Marka Kurumu’nun mutlak ret nedenleri kapsamındaki re’sen incelemesi sonucunda SMK m.5/I-b ve m.5/I-c gereğince kısmı yayınlanmasına karar verilmiş ve söz konusu markanın kapsamından “Bilimsel ve sınai inceleme, araştırma hizmetleri; mühendislik hizmetleri, mühendislik ve mimari tasarı hizmetleri, kalite ve standart belgelendirme amaçlı mal/hizmetlerin test edilmesi. Bilgisayıar hizmetleri: bilgisayar programlama, bilgisayarı virüse karşı koruma, bilgisayar sistemi, tasarımı, başkaları adına web sitelerinin tasarlanması, bakımı ve güncelleştirilmesi, yazılı tasarımı, kiralanması ve güncelleştirilmesi, internet arama motoru sağlama, hostin bilgisayar donanımları alanında danışmanlık, bilgisayar – donanımlarının – kiralanma hizmetleri” çıkarılarak 35 ve 42. Sınıflarda tescil edildiği, dava dışı —– adına tescilli bulunan——tescil numaralı markaya dayanılarak SMK m.6/1, 6/5 ve 6/9 kapsamında itiraz edilmiş olduğu, itirazın Kurum tarafından reddedilmiş olduğu, dava dışı —– adına tescilli bulunan—- tescil numaralı markanın 25.08.2008 tarihinde 9. Sınıftaki mal ve hizmetler yönünden tescil edildiği, davaya konu mağaza adının —– olduğu, ilgili sayfanın alan adında —- şekil olduğu, —–şeklinde ve mağaza içerisinde kullanımın söz konusu olduğu, bu haliyle davacı ve dava dışı şirketin markaların kelime olarak birbirinin aynısı oldukları, bu haliyle SMK’nın 7/2-b maddesi anlamında benzerlik şartının gerçekleştiği bilişim uzmanı tarafından yapılan tespitte mağaza içinde bilgisayar kategorisinin bulunduğu ve bu kategorinin alt kategorileri olarak Bilgisayar bileşenleri, aksesuar, yedek parça ve ofis elektroniği olmak üzere toplamda 184 adet ürünün yer aldığı, anılan bu ürünlerin davacı markasının tescili kapsamında kalmadığı ve/veya davacı markasının tescil kapsamında kalan hizmetler ile ilişkili mallar olmadığı; bununla birlikte, anılan sanal mağazada yer alan ürünler arasında —-gibi) farklı markalı ürünler olduğu, bu ürünlerden 5 tanesi —- kart ürünlerinin) —– markalı olduğu,—– markalı ürünlerin de davacı markasının tescil kapsamında olmadığı, davalı şirketin sanal mağazalarda hizmet sağlayıcı konumunda olduğu, faaliyetlerinin bu kapsamda 35. Sınıftaki “müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için” mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri” malın doğrudan satıcısı olan tarafın tüketiciye verdiği satış hizmetini ifade ettiği, bu haliyle mal/hizmetler arasında ayniyet veya benzerlik şartı karşılanmadığından SMK m.29/1-a’nın atfıyla m.7/2-b anlamında bir iltibasın söz konusu olmayacağı, 5651 sayılı kanunun 5. Maddesinde yer sağlayıcının yükümlülüklerinin belirlendiği şekliyle Yer sağlayıcı, yer sağladığı içeriği kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü bulunmadığı dikkate alındığında davalı tarafça sağlanan alanda dava dışı şirketin marka hakkının ihlali sebebiyle davalı tarafın sorumluluğunun bulunmayacağı, yine anılan yasal düzenlemeye göre davalı yer sağlayıcı tarafa marka hakkının ihlalinin bulunması halinde yer sağlayıcının durumdan haberdar edilmesi ve içeriği çıkarması için kendisine süre verilmesi gerektiği yönündeki düzenleme ve dava konusu somut uyuşmazlıkta davacı tarafça davalı tarafa süre verildiğinde dair bir delilin bulunmadığı dikkate alındığında davacı tarafın davalı tarafın marka hakkını ihlal ettiğinden bahisle dava açma hakkı bulunmadığı dikkate alınarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın REDDİNE,
Alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 172,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 96,95‬ TL harcın davacılardan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davalı vekiline Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 25.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.