Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/282 E. 2023/169 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/282 Esas
KARAR NO:2023/169
DAVA: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
DAVA TARİHİ: 19/12/2022
KARAR TARİHİ: 14/09/2023

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin ——nezdinde tescilli —— markalarının tescilli hak sahibi olduğunu, markaların tanınmış marka niteliğinde olduğunu, davalıya ait işyerinde ——markalı ürünlerin satıldığını, buna dair işyerinden fiş ile birlikte taklit ürün satın aldıklarını ve dosyaya sunduklarını, işyerinde müvekkilinin markasının kullanıldığı orijinal olmayan emtiaların ticari amaçla bulundurulduğunu, davalı tarafın işyerinde delil tespiti yapılmasını, müvekkilinin tescilli markasının aynısının veya benzerinin kullanıldığı ürünlerin, ambalaj, tanıtım malzemesi ve sair emtiaların sayıları ile tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı taraf usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.

İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava; davacı adına tescili bulunan —-markasına ait ——- davalı tarafça marka hakkına tecavüz oluşturacak şekilde kullanılıp kulanılmadığının tespitine ilişkin markanın hükümsüzlüğü davasıdır.Taraflar arasındaki uyuşmazlığın kaynağını; davacı adına tescili bulunan——-markasına ait giyim eşyalarının davalı tarafça marka hakkına tecavüaz oluşturacak şekilde kullanılıp kulanılmadığına noktasında toplandığı anlaşılmıştır.Bilirkişi tarafından alınan rapor içeriğine göre; 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 29. Maddesinin (a) bendine göre, marka sahibinin izni olmaksızın markayı 7/2 maddede belirtilen biçimlerde kullanmak marka hakkına tecavüz olarak nitelendirilmiştir.İlgili Kanunun 7 inci maddesi uyarınca;
(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a)Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b)Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c)Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve ——- ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
Görüldüğü üzere bu madde uyarınca mutlak hak niteliğini taşıyan markanın, marka sahibinin izni olmaksızın bir başkası tarafından kullanılması yasaklanmış bulunmaktadır. Markanın sahibinden başkası tarafından aynen veya taklit, tağyir, iltibas suretiyle kullanılıp kullanılmadığının saptanmasında her şeyden önce markanın şekil ve anlam itibariyle taşıdığı baskın unsur göz önünde tutulmalıdır. Bu baskın unsurun aynen veya değiştirilerek başkası tarafından kullanılması, haksız olarak kullanımın tespitinde büyük önem taşır. Bir marka ana özellikleri itibariyle başkası tarafından bir hakka dayanmadan kullanıldığında tecavüz unsuru gerçekleşmiş olur ——–
Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 29 uncu maddesi uyarınca; (1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a)Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b)Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c)Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.Somut olayımızda davacı karşı tarafın işyerinde haksız olarak——- ve —- markasının kullanıldığını ve bu kullanımların müvekkilinin marka haklarını ihlal ettiğini iddia etmektedir. Tarafımızca adı geçen iddiaların tespiti amacıyla mahkemenin vermiş olduğu görev kapsamında davalı tarafın işyerinde gerekli incelemeler yapılmıştır.Somut olayımızda işyerinde yapılan inceleme esnasında toplam —- markalı——bulunmuştur. —–üzerinde etiketler olduğu ve etiketlerin üzerinde ——–ibaresinin yer aldığı tespit edilmiştir.Davacı adına tescilli marka görseli ile davalı işyerinde bulunan ——— üzerinde yer alan marka görselleri incelediğinde aralarında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğu ve tüketicilerin davacıya ait orijinal ürünü aldıklarını düşünme ihtimallerinin yüksek olduğu kanaatine ulaşılmıştır. Bu durumda ——– ile karşılaşan tüketicilerin ürünlerin davacı firmaya ait orijinal ürünler olduklarını düşünmeleri ihtimali kuvvetle muhtemeldir.Sonuç olarak;26.12.2022 tarihinde davalı tarafın —— adresinde yapılan incelemelerde toplam ——– ticari amaçla satışa çıkartılmış halde bulunduğu,
-Ürünleri satın alan tüketicilerin ürünlerin davacı firmaya ait orijinal ürünler olduklarını düşünme ihtimallerinin yüksek olduğu” görüş bildirilmiştir.
Bu tespitlerden sonra davacı tarafın —- esas unsurlu seri markalarının olduğu ve —– sayılı tescili ile tanınmış marka olarak kabul edildiği, davalının fiili markasal kullanımlarında —— kelimesinin—– giyiminde kullanıldığının alınan ——– tarihli rapor ile sabit olduğu, söz konusu kullanımlar yönünden sınıfsal benzerliğin mevcut olduğu ve bu emtialar bakımından özel bir bilgi ve dikkat seviyesi olmayan ortalama tüketici nezdinde de tanınmış olan davacı markası ile karıştırma riskinin gerçekleştiği, marka tecavüzünün yasal koşullarının oluştuğu kanaatine varılmıştır.
Davacı, davalının tescilli markasından kaynaklanan haklarına tecavüz etmesinin aynı zamanda haksız rekabet oluşturduğunu belirterek, haksız rekabetin tespitini ve önlenmesini de talep etmiştir.——–kararında da belirtildiği gibi; 6762 sayılı mülga TTK’nın 57/5.maddesinde yazılı “Başkasının emtiası, iş mahsulleri, faaliyeti veya ticaret işletmesiyle iltibaslar meydana getirmeye çalışmak veya buna müsait bulunan tedbirlere başvurmak, hususiyle başkasının haklı olarak kullandığı ad, unvan, marka, işaret gibi tanıtma vasıtalarıyla iltibasa meydan verebilecek surette, ad, unvan, marka, işaret gibi tanıtma vasıtaları kullanmak veyahut iltibasa meydan veren malları, durumu bilerek veya bilmeyerek, satışa arz etmek veya şahsi ihtiyaçtan başka her ne sebeple olursa olsun elinde bulundurmak” şeklindeki düzenlemeden yola çıkılarak, sınai mülkiyet hakkına tecavüz eylemleri, hem özel yasa niteliğindeki 556 sayılı Marka KHK’nın 61 ve 9.maddeleri uyarınca, hem de az önce zikrolunan hüküm nedeniyle mülga 6762 sayılı TTK’nın 57/5.maddesi hükümleri doğrultusunda kümülatif olarak korunmakta idi.
6102 sayılı TTK’nın 55/1-a-4 bendinde yer alan “Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak,” şeklinde düzenlenmiş olup, Kanun’un gerekçesinde de ifade olunduğu üzere, Kanun Koyucu bilinçli bir şekilde, ——–, bu kavramların kendi özel yasası niteliğindeki 556 sayılı Marka KHK, 554 sayılı End. Tasarım KHK ve 555 sayılı Coğrafi İş. KHK ve TTK’nın unvan ile ilgili düzenlemeleriyle korunması gösterilmiş ve bunların bir kez de TTK’nın haksız rekabet hükümleriyle korunmasının gereksiz olduğu ve yorum güçlüklerine yol açacağına vurgu yapılmıştır.Gerçekten de, sınai mülkiyet haklarının kendi özel yasası niteliğindeki 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu hükümleriyle korunması ve 6102 sayılı TTK’nın 55/1-a-4 maddesindeki düzenleme karşısında, davalının davacının davacı adına tescilli markaları taşıyan taklit ürünleri satması eyleminin TTK’nın 55/1-a-4.maddesi uyarınca aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiğine ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiş, tüm bu gerekçelerle, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Gerekçe ve Nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
1-Davalının iş yerinde davacı adına tescilli———-marka ve logolarını taşıyan ürünlerin satışını yapmasının davacının marka haklarına TECAVÜZ TEŞKİL ETTİĞİNİN TESPİTİNE,
2-Davalının davacının marka haklarına tecavüz teşkil eden eylemlerinin DURDURULMASINA,
3-Davacının marka haklarına tecavüz teşkil eden davalıya ait ürünlerin MUHAFAZA ALTINA ALINMALARINA, karar kesinleştiğinde masrafı davalıdan alınmak suretiyle İMHALARINA,
4-Davacının haksız rekabetin tespiti ve durdurulması davasının REDDİNE,
5-Alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 149,25 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irad kaydına,
6-Davacı vekiline markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL peşin harç ve 80,70 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 141,40 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 196,00 TL tebligat ve müzekkere masrafları ile 2.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.196,00 TL yargılama giderinden, davanın kabul ve red oranına göre, (%50) 1.098,00 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
10-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/09/2023