Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/267 E. 2023/234 K. 21.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/267 Esas
KARAR NO:2023/234
DAVA: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 30/11/2022
KARAR TARİHİ: 21/11/2023

Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinin yapılan açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle,
Müvekkili adına tescilli —— markasının olduğunu, davalının——– markasının davacı markaları ile SMK 5/1-ç ve SMK 6/1 maddesi uyarınca taraf markalarının esas unsur yönüyle ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, — markalarının her ikisinde de —– ibaresinin yer aldığı, davalı markasında da aynı ibarenin kullanıldığını, — dava tarafları aydınlatma sektöründe iştigal etmekte olup —— anlamına geldiğini, söz konusu kelime sektör yönünden genel-tanımlayıcı bir ifade olup markaların ayırt ediciliğini sağlayan asıl/esas unsur—- kelimesi olduğunu,Müvekkili adına tescilli —— markasının olduğunu, davalının ——- nolu —— markasının davacı markaları ile SMK 5/1-ç ve SMK 6/1 maddesi uyarınca taraf markalarının esas unsur yönüyle ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, —- markalarının her ikisinde —– ibaresinin yer aldığı, davalı markasında da aynı ibarenin kullanıldığını, —– dava tarafları aydınlatma sektöründe iştigal etmekte olup —- kelimesi ——- anlamına geldiğini, söz konusu kelime sektör yönünden genel-tanımlayıcı bir ifade olup markaların ayırt ediciliğini sağlayan asıl/esas unsur —- kelimesi olduğunu, Davacının ve davalının—— ibaresini ortak kullanmasının yanı sıra davalı markası müvekkili markalarıyla aynı emtia sınıfında tescillidir, aynı sektörde-aynı tüketici kitlesine hitap ettiğini, markalar arasında görsel, işitsel ve anlamsal benzerlikler mevcut olup, markaların bir bütün olarak bıraktıkları genel izlenime bakıldığında tüketici nezdinde karışıklığa sebep olacağı, bu yönüyle önceki tarihte tescil yaptıran müvekkilin gerçek ve mutlak hak sahibi olduğunu, Seçenek özgürlüğüne rağmen müvekkili markasıyla aynı asli unsuru taşıyan markayı kullanan davalının aynı sektörde faaliyet göstermesi nedeniyle müvekkil markalarından haberdar olması gerektiği, taraf markalarının aynı ürünler üzerinde kullanıldığı, davalı tarafın; davaya konu markaları uzun yıllardır tescilli olan müvekkilin tanınırlık ve tüketici nezdindeki-sektördeki olumlu itibarından haksız surette faydalanmak kastı taşıdığı, bu nedenlerle davalı marka tescilinin kötü niyetli olduğu ve kötü niyetli tescil halinde tüm sınıflar yönünden hükümsüzlük koşullarının oluşacağını, Davalının kullanımında olan sitenin ——– kullanımının tedbiren durdurulmasını da talep ettiklerini, Bu nedenlerle; Davalı adına tescilli ve—– sayılı markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini, Davalı ticaret unvanındaki—– sicilden terkini ve her türlü kullanımına son verilmesi, Davalının kullanımında olan sitenin —–kullanımının tedbiren durdurulmasının talep edildiği görülmüştür.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle,
Davalı şirket adına tescilli ——-numaralı markasına ait görseller ile davacı şirket adına tescilli markalara ait görseller arasında, yazı karakterleri ve şekiller arasında hiçbir benzerlik bulunmadığını, davalı adına tescil edilen markada aynı zamanda şekil unsurunun da tescil edildiğini, davacı markasının karakterleri ile davalı şirketin tescilli markalarının yazı karakterleri benzer olmadığını, müvekkili şirketin markasında ——kelimesi kullanılmış ise davacı şirketin markasında kullanılan kelimeler ———- kelimeleri olduğunu, ortalama seviyedeki tüketicinin bu ifadeleri, her halükarda karıştırma tehlikesinin olmadığını, Davacı şirketin faaliyet konuları ile müvekkili şirketin faaliyet konuları dahi birbirinden tamamen farklı olduğunu ve davacının markalarını kullanmadığını, her alanda hem faaliyetleri bakımından hem de hitap ettikleri tüketici kitlesi bakımından farklı olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.

TARAFLAR ARASINDAKİ UYUŞMAZLIK:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalı adına tescilli —– markasının ve ticaret unvanında yer alan —— ibaresinin davacıya ait ——- markaları ve ticaret unvanı ile iltibasa neden olacak derecede benzer olup olmadıkları, bu nedenle davalının markasının hükümsüzlüğüne ve ticaret unvanının terkinine karar verilip verilemeyeceği, davalının bu markayı ve ticaret unvanını kullanmasının önlenmesine karar verilip verilemeyeceği noktasında toplandığı anlaşılmıştır.

UYUŞMAZLIK HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER:
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile, uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmıştır. Davacının—– sicil numarasıyla davacı adına kayıtlı görüldüğü, —-sermayeye sahip olduğu,—- tarihinde tescil edildiği anlaşılmıştır.Davalının —– numarasıyla davalı adına kayıtlı görüldüğü, —–sermayeye sahip olduğu, — tarihinde tescil edildiği anlaşılmıştır. Dosyaya —– getirtilmiş olup, incelendiğinde; —tescil numaralı markasının— davalı adına tescili —- tarihinde sicile tescil edildiği anlaşılmıştır.Dosyaya —- kayıtları getirtilmiş olup, incelendiğinde; —- tescil numaralı markasının—– davacı adına tescili — tarihinde sicile tescil edildiği anlaşılmıştır.
Konunun incelemesi uzmanlık gerektirdiğinden bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi heyeti heyet rapor içeriğine göre;
1-Davacının —— nezdinde tescilli hak sahibi olduğu,
2-Davalının —- no ile tescilli ——- tescilli hak sahibi olduğu,
3- Davalının — no ile —- markasının;—- varsa
a)Davalının markasının —- kelime unsuru ile davacının —— markası ile karşılaştırılması sonucunda;
Davalı adına —- tescilli markanın tescil kapsamı içinde yer alan ————- hizmetler açısından kısmen SMK 6/1 maddesi uyarınca iltibas koşullarının mevcut olduğu kanaatimiz oluşmuştur.
b)Davalının markasının—-kelime unsuru ile davacının —- no ile tescilli markasındaki —- markası ile karşılaştırılması sonucunda;
Davalı adına —- no ile tescilli markanın tescil kapsamı içinde yer alan ——Sınıftaki mal ve hizmetlerin tamamı için emtiaların tamamı ile ile —– Sınıfta yer alan mal ve hizmetlerin tamamı açısından SMK 6/1 maddesi uyarınca iltibas koşullarının mevcut olduğu,
4-Davacının ünvanının çekirdek unsurunda yer alan —– Davalının markasının ve ticaret ünvanının esas unsuru —- unsurunun ——– anlamına geldiği, bu nedenlerle —– ibaresinin ile davacının tescilli ticaret ünvanı ile de fonetik ve kavramsal olarak benzer olduğu ve davacının ticari faaliyetleri kapsamında tescil edilmiş olduğu, , bu nedenlerle davalı markasının tescil kapsamında yer alan ——- hizmetleri açısından SMK 6/6 mad uyarınca hükümsüzlük koşullarının mevcut olduğu,
5-Davalı adına—— ile tescilli markanın başvurusunun kötüniyetle yapılıp yapılmadığına ilişkin nihai takdir ve değerlendirmenin Sayın Mahkemeye ait olduğu,
6-Davalının ——- şeklindeki ticaret ünvanının çekirdek unsurundaki klavuz unsurunda yer alan —– alan adı altında yayınlanan —— markasal olarak kullanıldığı, davalı şirketin ticari faaliyet alanı gözönüne alındığında davalının kullanımlarının davacının tescilli markalarından doğan haklara tecavüz teşkil ettiği,
7-Davalınrn—- yer alan —–ibaresinin mevcudiyetinin haksız rekabet teşkil edeceği,” yönünde görüş bildirilmiştir.

UYUŞMAZLIK HAKKINDAKİ YASAL DÜZENLEME:
Sınai Mülkiyet Kanununun 25/1. maddesinde marka hükümsüzlüğü halleri sayılmış olup, SMK’nun 5. ve 6. maddelerinde sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde Mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verileceği belirtilmiştir.
TTk’nın 52. Maddesinde; Ticaret unvanının, ticari dürüstlüğe aykırı biçimde bir başkası tarafından kullanılması hâlinde hak sahibi, bunun tespitini, yasaklanmasını; haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini, tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, gereğinde araçların ve ilgili —–, bu fıkrada yer alan ——şeklinde değiştirilmiştir. malların imhasını ve zarar varsa, kusurun ağırlığına göre maddi ve manevi tazminat isteyebilir.

GEREKÇE: Dava, davalı adına tescilli markanın ve davalı ticaret unvanında bulunan —– ibaresinin terkininden ibaret marka hükümsüzlüğü davasıdır.
SMK md.5/1-ç’de marka tescilinde mutlak ret nedenlerinden olan —— bulunması halinde sonraki tarihli marka tescilinin gerçekleşmemesi gerekmektedir. Ayrıca nispi red nedeni olarak SMK md.6/1 uyarınca ———–hükümleri düzenlenmiştir.
Bu düzenlemeler ve davacı tarafın talepleri değerlendirildiğinde davacının her iki hüküm yönünden de ayrı ayrı değerlendirilmiştir.SMK’nın 5/1-ç maddesindeki düzenleme gereği davalı ve davacı markaları değerlendirilmiş; davacı taraf adına tescilli ——-markasının —-başvuru tarihli olduğu, markanın —- tarihinde yenileme tescili ile 10 yıl koruma altında bulunduğu, markanın —-Sınıftaki mal ve hizmetler yönünden tescilli bulunduğu,——-markasının —– başvuru tarihli olduğu ve 10 yıl süre ile koruma altında bulunduğu, markanın —— Sınıftaki mal ve hizmetler yönünden tescilli bulunduğu, davalı tarafa adına tescilli—– tescil numaralı ——- tarihinden itibaren 10 yıl süre ile koruma altında bulunduğu, markanın ——— mal ve hizmetler yönünden tescilli bulunduğu, davacı tarafın markalarının—– İbarelerinden, davalının markasının da ——– ibaresinden oluştuğu, ——- ibareler olduğu ve aynı şekilde telaffuz edildikleri, davalı—- bulunan——- görsel olarak farklılık katsa da davalı markasını davacı markasından uzaklaştırmaya yetmediği, bu haliyle SMK’nın 6/6 maddesi gereği hükümsüzlük şartlarının oluştuğu, her ne kadar kötü niyetli tescil dolaysıyla da hükümsüzlük talebinde bulunulmuş ise de tarafların aynı sektörde faaliyet göstermesinin tek başına kötü niyeti ispata yeterli olmadığı ve davalının kötü niyetli tescil talebinde bulunduğu hususunu ispat eder bir delil de sunulmadığı dikkate alınarak kötü niyetli tescil sebebinin yerinde olmadığı kabul edilmiştir. Davacı tarafın davalı tarafın ticaret ünvanında bulunan——-ibaresinin terkini talebi de değerlendirilmiş, davalı tarafın ticaret unvanının başında —– ibaresinin bulunduğu, ——— olmadığı, ticaret unvanı kullanımlarının markasal bir kullanım haline gelebileceği, bu nedenle unvan sahibinin tescilli 3. Kişilerin marka hakkına tecavüz etmesi durumunun söz konusu olabileceği, dava konusu somut olayda hükümsüzlüğün de dayanağı olan ticaret unvanı kullanımın aynı zamanda markasal kullanım halinde olduğu dikkate alındığında TTK’nın 52. Maddesindeki şartların gerçekleştiği kabul edilmiş ve ticaret unvanından terkine ilişkin talebin de kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM
Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın KABULÜ ile,
1-Davalının —- tescil numaralı ——– markasının tescilli olduğu tüm mal ve hizmetler için markanın HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE VE SİCİLDEN TERKİNİNE,
2-Davalı tarafa ait ——ticaret unvanında bulunan ———- ibaresinin TERKİNİNE,
3-Alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15‬ TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
4-Hükümsüzlük davası yönünden davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 25.500,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Terkin talebi yönünden davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 25.500,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 161,40 TL harç, 6.142,00 TL tebligat ve müzekkere masrafları ile bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 6.303,40 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/11/2023