Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/251 E. 2023/223 K. 07.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/251
KARAR NO : 2023/223

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/10/2021
KARAR TARİHİ : 07/11/2023

—–.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 27.09.2022 tarih, —– Esas ve——Karar sayılı yetkisizlik kararı üzerine Mahkememize tevzi edilen dava dosyası içeriği incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin 2013 yılından bu yana büyük bir ağır vasıta filosuyla özellikle içecek ve gıda taşımacılığı sektöründe şehirlerarası lojistik hizmeti veren bir firma olduğunu, müvekkilinin özellikle uluslararası içecek şirketlerinin fabrikalar arası taşımacılığını yaptığını, tamamen kurumsal şirketlere ihale ve teklif usulüyle hizmet verdiğini, çalıştığı tüm kurumlara resmi belgelerini ibraz etme zorunluluğu bulunan ve 8 seneyi aşkın süredir aynı sektörde faaliyet gösteren müvekkilinin, faaliyeti içinde yer alan tüm işlerin ticaret unvanında bulunduğunu ve ticaret siciline kaydedildiğini, müvekkilinin işbu davayı açmakta hukuki menfaatinin bulunduğunu, davalı şirketin otomotiv sektöründe faaliyet gösterdiğini, markaların yetkili bayisi olarak araç satışı yaptığını, ancak davalı şirketin otomotiv alanındaki markasını tescil ettirirken pek çok alanda olduğu gibi, kendi faaliyet alanının ve markasal kullanımının dışında olmasına rağmen, müvekkilinin faaliyet alanı olan 39. sınıftaki mal ve hizmetler bakımından da markasını tescil ettirdiğini, davalının bu alanda ciddi bir markasal kullanımı olmamasına rağmen bu alanda markasını tescil ettirdiğini, bu durumun müvekkilinin markasal koruma kazanmasına engel olduğunu, davalı tarafın ”—–‘ ibareli markasını tescil ettirmiş olduğu 39. sınıftaki mal ve hizmetler bakımından markasal kullanım içinde olmadığını, bu bakımdan markayı ciddi şekilde markasal olarak kullanmama süresinin beş yılı aştığını, marka sahibine, markasını tescil ettirmesi nedeni ile tanınan koruma ve mutlak inhisarı hakkın, markanın işlevini yerine getirecek şekilde kullanılması koşuluna bağlandığını, müvekkilinin faaliyet alanı olan 39-1. sınıftaki mal ve hizmetler bakımından özellikle de asli faaliyet alanı olan kara, deniz ve hava taşımacılığı hizmetleri alt sınıfında markalaşmak istediğini, ancak davalı tarafın müvekkilinin kullanımına engel olduğunu beyan ederek davalı adına tescilli ”—- ibareli markanın 39. sınıftaki mal ve hizmetler bakımından ciddi şekilde markasal kullanımına 5 yıl kesintisiz ara verilmesi sebebi ile Sınai Mülkiyet Kanunu’nun ilgili maddeleri gereğince 39. sınıftaki mal ve hizmetler bakımından tümüyle iptaline, SMK. 26/7 gereğince 39. sınıfta bulunan kara, hava ve deniz taşımacılığı hizmetleri alt sınıfı bakımından markanın iptaline, davanın kabulüne, yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

DAVAYA CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, müvekkil şirketin merkez adresinin—–”, şube adreslerinden birisinin ise —– olduğunu, bu nedenle işbu davaya bakmakla yetkili mahkemelerin—– Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davacının taleplerinin net olmadığını, hangi markanın iptalinin istendiğinin açık ve net bir şekilde belirtilmediğini, “—–” ibaresinin asıl ve gerçek hak sahibinin müvekkil şirket olduğunu, ibarenin ilk olarak müvekkil şirket tarafından tescil edildiğini, davacı şirketin müvekkil şirketten 7 sene sonra kurulduğunu, söz konusu ibarenin ilk olarak müvekkili tarafından kullanıldığını, davacının bu isim üzerinde hakkı olmadığı gibi işbu davayı açmakta da hukuki yararı bulunmadığını, davacı adına TPMK’da yapılan araştırmada davacı adına marka tescili ve marka başvurusunun bulunmadığını, müvekkilinin markasını aktif olarak kullandığını, davacının her ne kadar müvekkilinin 39. sınıfta yer alan hizmetleri kullanmadığı iddia etse de söz konusu hususların kabulünün mümkün olmadığını, müvekkilinin markasının ayırt edici özelliğinin asıl olduğunu, davacının müvekkili şirket ile iltibas oluşturan bir marka hakkına sahip olmasının taraflar arasında iltibas oluşmasına neden olacağını ve müvekkil şirketin markasının tanınmışlığına zarar vereceğini, davacının işbu davayı açmakta kötüniyetli olduğunu, müvekkilinin davacının varlığından yeni haberdar olduğunu, kendisine benzer ve iltibas oluşturan bir ticari unvan ile faaliyet göstermiş olması nedeniyle davacı aleyhine, 19.04.2021 tarihinde “Ticari Unvanın Korunması ve Sicilden Terkin Davası” davası açtığını ve açılan davanın—–. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin —– Esasına kayden derdest olduğunu, işbu esas davanın davacı tarafından 08.10.2021 tarihinde açıldığını, davacının kendisi aleyhine açılan “Ticari Unvanın Korunması ve Sicilden Terkin Davası”na karşı işbu davayı açtığı konusunda kanaat oluştuğunu, müvekkil şirket tarafından davacıya karşı —– Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin —– esasına kayden açılan davanın daha eski tarihli olup, anılan davanın işbu davada bekletici mesele yapılması gerektiğini beyan ederek davanın usulden reddine, dosyanın dosyaya bakmakta yetkili olan —–Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, taleplerinin reddi halinde davanın hukuki yarar yokluğundan reddine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

TARAFLAR ARASINDAKİ UYUŞMAZLIK:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalının—- tescil numaralı “—–” markasına dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık süre içerisinde tescilli olduğu 39. Sınfta yer alan ” KARA, HAVA VE DENİZ TAŞIMACILIĞI” hizmetleri için ciddi ve etkin bir şekilde kullanıp kullanmadığı, bu nedenle markanın kısmen iptaline, karar verilip verilemeyeceği, davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.

UYUŞMAZLIK HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER:
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile, uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmıştır.Dosyaya Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtları getirtilmiş olup, incelendiğinde; —- tescil numaralı —– markasının 12, 35, 36, 37 ve 39. Sınıflarda davalı şirket adına 25.06.2007 tarihinde tescil edildiği anlaşılmıştır. Dava konusu —— tescil numaralı markayı tescilli olduğu 39. Sınfta yer alan “KARA, HAVA VE DENİZ TAŞIMACILIĞI” hizmetleri için ciddi ve etkin bir şekilde kullanıp kullanmadığı hususunda marka uzmanı —-, taşımacılık sektöründe —- ve muhasip bilirkişi ——oluşan 23.06.2023 tarihli heyet raporunda; Davalı firmanın Kara, Hava ve Deniz Taşımacılığı hizmetleri ile ilgili satış faturalarının incelenmesinde fatura içeriklerinin ağırlıklı olarak nakliye hizmeti olduğu, Davalı şirketin ibraz etmiş olduğu mizan dökümlerinde Ana faaliyeti ile ilgili satışların —–Yurt İçi satışlar Hesabında izlendiği bu hesabın alt hesaplarında aşağıda yazılı olan faaliyet gelirlerinin kaydedildiği görülmüştür. Yeni Araç Satışları hesabı, II.el araç satışları hesabı, Yedek Parça Satışları hesabı, Kiralık araç satışları hesabı, Parça Satışları hesabı, Servis İşçilik Gelirleri Hesabı, Araç Kiralama Gelirleri Hesabı olduğu, Davalının Nakliye Bedeli olarak düzenlemiş olduğu satış faturalarını —-Diğer Olağan Gelir ve Karlar hesabında muhasebeleştirdiği tespit edilmiştir. İnceleme sırasında Nakliye Hizmeti olarak verilen hizmetin neler olduğu Davalı firma yetkilisi —– sorulmuş olup firma yetkilisinin vermiş olduğu cevapta “Nakliye hizmeti olarak satışını yapmış olduğumuz araçların şubelerimiz arasında nakliyesi ile şehirlerarası kiralanan araçların transfer hizmetlerini sağlamak olduğunu”beyan etmiştir. Davalı firmanın nakliye hizmeti kendi iç işleyişine yönelik bir hizmet faaliyeti olduğu, bunun dışında ticari amaçlı olarak yapmış olduğu bir nakliye hizmeti olmadığı, Davalı tarafın dava konusu —– tescil numaralı markayı tescilli olduğu 39. Sınfta yer alan “KARA, HAVA VE DENİZ TAŞIMACILIĞI” hizmetleri için ciddi ve etkin bir şekilde kullanmadığına dair görüş bildirmişlerdir.

UYUŞMAZLIK HAKKINDAKİ YASAL DÜZENLEME:
6769 sayılı yasanın 9. Maddesi ile Tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir.
Aşağıda belirtilen durumlar da birinci fıkra anlamında markayı kullanma kabul edilir:
a) Markanın ayırt edici karakteri değiştirilmeden farklı unsurlarla kullanılması.
b)Markanın sadece ihracat amacıyla mal veya ambalajlarında kullanılması.
Markanın, marka sahibinin izni ile kullanılması da marka sahibi tarafından kullanım olarak kabul edilir.” hükmü düzenlenmiştir.

GEREKÇE:
Dava davalı taraf adına tescilli —– tescil numaralı “—–” markasının tescilli olduğu 39. Sınıftaki mal ve hizmetler yönünden kullanılması dolaysıyla iptali davasıdır.Sınai – Mülkiyet Kanunu(SMK) m. 9 anlamında markanın kullanıldığının kabulü için markanın esasında temel fonksiyonu olan ayırt edicilik fonksiyonuna uygun biçimde kullanılması gerekmektedir. Başka bir anlatım ile iptal yaptırımına maruz kalınmaması için markasal kullanım niteliğinde bir kullanım söz konusu olmalıdır. Markasal olmayan kullanımlar yani ticaret ünvanı biçimindeki kullanılmalar tek başına markasal kullanım olarak kabul edilmemektedir.Kullanılmayan bir markanın tescilinin yenilenmesi veya devredilmesi de Yargıtay’a birer kullanılma hali değildir zira tescilin yenilenmesi işlemi esasında idari bir işlem olup markasal kullanım niteliği taşımamaktadır. Kısacası markanın fii olduğu mal veya hizmetler de kullanılması gerekmektedir.Beş yıllık sürenin marka tescil başvurusunun yapıldığı tarihten itibaren değil dava konusu marka tescil belgesinin Türk Patent tarafından düzenlenerek davalıya verildiği tarihten itibaren işlemeye başlayacağı Yargıtay —– Hukuk Dairesi tarafından benimsenmiştir.Bu tespitlerden sonra davalı adına tescilli —– tescil numaralı —– markasının12,35,36,37 ve 39. Sınıflarda tescilli olduğu, markanın 09.08.2006 tarihinde tescil edildiği, bu tarih ve dava tarihi dikkate alındığında 5 yıllık iyi niyet süresinin dolmuş olduğu, bu haliyle davacı tarafça iptali istenilen 39. Sınıftaki “kara, hava ve deniz taşımacılığı” alt sınıf yönünden kullanma halinin ispat yükünün davalı tarafta olduğu, davalı tarafın ticaret sicil müdürlüğü kayıtlarına göre şirketin amaç ve konusunun yurtiçi ve yurtdışında, sıfır ve ikinci el araç alım, satım, ithalat ve ihracatı ve bu işlerin alt davalı firmanın Kara, Hava ve Deniz Taşımacılığı hizmetleri ile ilgili satış faturalarının incelenmesinde fatura içeriklerinin ağırlıklı olarak nakliye hizmeti olduğu, davalının mali kayıtları üzerinden yapılan bilirkişi incelemesinde, mizan dökümlerinde Ana faali, ilgili satışların Yurt İçi satışlar Hesabında izlendiği bu hesabın alt hesaplarında aşağıda yazılı olan faaliyet gelirlerinin kaydedildiği, Yeni Araç Satışları hesabı, 2. el araç satışları hesabı, Yedek Parça Satışları hesabı, Kiralık araç satışları hesabı, Parça Satışları hesabı, Servis İşçilik Gelirleri Hesabı, Araç Kiralama Gelirleri Hesabı olduğu, Davalının Nakliye Bedeli olarak düzenlemiş olduğu satış faturalarını——Diğer Olağan Gelir ve Karlar hesabında muhasebeleştirdiği tespit e İnceleme sırasında Nakliye Hizmeti olarak verilen hizmetin davalı firmanın nakliye hizmeti kendi iç işleyişine yönelik bir hizmet faaliyeti olduğu, bunun dışında ticari amaçlı olarak yapmış olduğu bir nakliye hizmeti olmadığı, yönündeki tespitler birlikte değerlendirildiğinde davalı tarafın markasının tescilli olduğu 39. Sınıftaki “kara, hava ve deniz taşımacılığı” alt sınıf yönünden etki kullanımın ispat edilemediği kabul edilmiş, kısa kararda sehven 36. Sınıf olarak iptal yönünde maddi hata yapılmış ise de gerekçeli kararda bu durum düzeltilerek davalı adına tescilli tescilli bulunan—— tescil numaralı “—–” markasının tescilli bulunduğu— numaralı sınıftaki “kara, hava ve deniz taşımacılığı” alt sınıf yönünden kullanılmama dolayısıyla kısmen iptaline dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davacı tarafın terditli taleplerinden kısmen iptal yönünden davanın KABULÜ İLE ,
1-Davalı adına tescilli bulunan—– tescil numaralı “—–” markasının tescilli bulunduğu 39 numaralı sınıftaki “kara, hava ve deniz taşımacılığı” alt sınıf yönünden kullanılmama dolayısıyla KISMEN İPTALİNE,
2-Alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55‬ TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı vekiline Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 25.500,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 50,00 TL tebligat ve müzekkere ile 6.000,0‬0 TL bilirkişi ücreti ile toplam 6.109,3‬0 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderleri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine, Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı