Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/170 E. 2023/242 K. 23.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu 1. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/170 Esas

KARAR NO:2023/242

DAVA: Fikir Ve Sanat Eseri (Manevi Tazminat İstemli.)

DAVA TARİHİ: 27/10/2014
KARAR TARİHİ:23/11/2023

Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinin yapılan açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Müvekkili şirketin, basılı, görsel ve işitsel yayınları günü gününe izleyerek yazı ve haber derleyip arşivleyen; her bir müşterinin özel ilgi sahasına ve isteklerine göre belirlediği yazıları ve haberleri söz konusu arşivden seçerek ilgili müşteriye iletmek suretiyle hizmet sunan bir —– olduğunu, davalı firmanın ise haber ajanslarına, ürettikleri haberlerin performansım takip ederek ölçmek ve ——- performans raporları hazırlamak suretiyle hizmet verdiğini, davalı firmanın, dava dışı—– yaptığı anlaşma uyarınca, bu ajansın ürettiği haberlerin performansını takip etme ve ——olarak performans raporları hazırlama işini üstlendiğini ve bu doğrultuda müvekkili şirket ile davalı arasında——- akdedildiğini, sözleşmeye göre davalıya müvekkilince iletilecek derlemelerin sözleşme uyarınca söz konusu amaç dışında kullanılamayacağını ve müvekkilince gönderilen iletileri elinde tutmama yükümü altına girdiğini, fakat davalı firmanın, sözleşmenin bu açık hükümlerine rağmen, müvekkilce iletilen haber ve köşe yazısı derlemelerini —— isimli internet sitesindeki ———- eş zamanlı olarak aktarmaya ve buradan üçüncü şahıslara pazarlamaya başladığını, müvekkiline ait derlemelerin, davalı şirket tarafından ——– sitesinde üçüncü şahısların kullanımına sunulduğunu tespit ettirmek için, —— İş sayılı dosyasıyla delil tespiti istendiğini, delil tespiti sonucunda, teknik bilirkişi incelemesi neticesinde hazırlanan—- tarihli bilirkişi raporuna göre müvekkili tarafından davalı firmaya gönderilen haber ve köşe yazısı derlemelerinin——– sitesinde aynı formatta ve içerikte yayınlanmakta olduğunun tespit edildiğini ve davalı firmanın bu derlemeleri kendi müşterilerinin kullanımına sunduğunun saptandığını, davalının müvekkili tarafından gönderilen derlemelerin sözleşmenin amacı dışında kullanılması ve ticari maksatla üçüncü şahıslara kullandırtmasının sözleşmeye aykırılık oluşturduğunu ve bu durumun eser niteliği taşıyan bu derlemeler üzerindeki mali haklara da tecavüz teşkil ettiğini; bu sebeple, huzurdaki davayı ikame ederek FSEK m. 68 uyarınca üç kat bedel tazminatı isteme zaruretinin hâsıl olduğunu, davalı firmanın müvekkilinin derlemelerini sanki kendisininmiş gibi sunması ve bu derlemeleri kendi web sitesine koyarak müvekkilinin ulusal basın takip hizmeti ile neredeyse aynı genişlikte ve tamamen aynı içerikteki arşivi eş zamanlı olarak aynı müşteri çevresine pazarlamaya kalkışmasının, müşterilerin müvekkili tarafından sunulan hizmetin (derlemenin) özgünlüğü ve niteliği konusunda şüpheye düşmelerine yol açtığını ve bu nedenle müvekkilinin ticari itibar kaybına uğradığını; bu sebeple manevi tazminat talep etme zorunluluğunun hâsıl olduğunu beyanla; davalıca gerçekleştirilen mali hak ihlali sebebiyle FSEK m.68 uyarınca, HMK m.107 ye göre belirsiz alacak niteliğinde olmak üzere asgari miktarını şimdilik 900,00 TL olarak belirleyebildikleri üç kat bedel tazminatının 06.01.2014 tarihinden itibaren işletilecek avans faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen alınarak, müvekkiline ödenmesine, 40.000,00 TL manevi tazminatın 06.01.2014 tarihinden itibaren işletilecek avans faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.27/02/2017 tarihli talep arttırım dilekçesi ile; FSEK m. 68 uyarınca 280.636,86 TL üç katı bedel tazminatının 06.01.2014’ten itibaren işletilecek avans faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini, 40.000,00 TL manevi tazminatın 06.01.2014’ten itibaren işletilecek avans faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir.

Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle;
Davacının —– dosyasından delil tespiti başvurusu yaptığını, Mahkemece davacı şirket adresinde teknik bilirkişi vasıtasıyla keşif yapıldığını, davacı tarafından hukuka aykırı teknik yöntemlerle —— elde edildiği tahmin edilen ve müvekkili şirket ile söz konusu şifrenin tahsis edildiği ——– dışında kimsenin bilmemesi gereken gizli demo şifresi kullanıldığını ve bu şekilde müvekkiline ait ———sitesi üzerinde inceleme yapıldığını ve bilirkişi raporu tanzim edildiğini, hukuka aykırı olarak sisteme giriliş nedeniyle davacı şirket yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, bilirkişi raporunun hukuka aykırı delil niteliğinde olduğunu ve bu nedenle hükme esas alınmasının mümkün olmadığını, hukuka aykırı delil savunması saklı tutarak, davacının müvekkiline göndermiş olduğu verilerin eser niteliğinde olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.

TARAFLAR ARASINDAKİ UYUŞMAZLIK:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık ; davacı tarafından davalı tarafa sözleşme kapsamında sunulan ———-tabanının FSEK 1/b maddesi ile FSEK 6/11 maddesi kapsamında derleme eser niteliğinde bulunup bulunmadığı ——- sayılı dosyasında yapılan delil tespiti sırasında elde edilen delilin hukuka uygun delil olarak değerlendirilip,değerlendirilemeyeceği hukuka uygun delil olarak kabulü halinde ve diğer delillerle birlikte değerlendirildiğinde, davalının, davacının derleme eserden kaynaklanan mali ve manevi haklarına tecavüz edilip,edilmediği, edilmişse talep edilecek maddi ve manevi tazminat miktarından kaynaklanmaktadır.

UYUŞMAZLIK HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER

Duruşmada dinlenen davacı tanıkları,—– yeminli ifadelerinde ; davalı şirketin anlaşmanın devam ettiği süreçte ,—– oluşturduğunu, ve bu ——– kendilerine ait olan dataları davalıya aitmiş gibi göstererek ,hizmet verebileceklerini beyan ettiklerini duyduklarını, basında çalışan bir çalışandan şifreyi istediklerinde ,şifrenin kendilerine verilen ———verildiğini ,beyan ettikleri ,şifreyi girerek kontrol ettiklerinde ekranda gördükleri puntolardan geliştirilen ——— kadar aynı olduğnu gördüklerini ,kendilierine ait datanın kullanıldığını tespit ettiklerini ,beyan ettikleri anlaşılmıştır.

Duruşmada dinlenen davalı tanığı ——- yeminli ifadelerinde; ——- başka müşterilere hizmet verilip verilmeyeceği ve gelir paylaşımının yapılıp yapılamayacağı gibi konularda ortaklık kapsamında çalışma yapmak üzere şifre verdiklerini—— kullanıcı adı ve şifrenin —– şifre verdiklerini , bu süreç içerisinde test sürümü olarak verilen modüllerin içerisinde sehven —— açık kaldığını ,gazete modülünün —–yanlışlıkla verildiğini beyan etmişlerdir.Davalı tanığı ——–dilekçe ibraz ederek,ifadesinin tutanağa yeterli açıklıkta geçmediğini,yanlış anlamaya yol açabileceğini beyanla dilekçe ve ekinde —-sunulan teklif ve sözleşme taslağını ibraz etmişsede,davalı tanığının,——– dair ifadesini davalı lehine değiştirme amacıyla yapıldığı kanaatine varılmıştır.

Davacı tanıkları ve davalı tanıklarının ifadelerinden , davalı tarafın ,davacının eser sahibi olduğu ————- sözleşmenin —- olacak şekilde dava dışı ——şirkete kullandırttığının tespit edildiği kanaatına varılmıştır.Davalı tarafça—–dosyasında hukuka aykırı olarak ve davalı şirketin ticari sırlarına müdahale edilmek suretiyle delil tespiti yapıldığı ,delil elde edildiği,tespit dosyasında elde edilen delilin dikkate alınamayacağına yönelik itirazı ile davalı tarafın sunduğu hukuki görüş ile davacı tarafın sunduğu doktora tezi mahkememizce incelenmiştir.Konunun incelemesi uzmanlık gerektirdiğinden bilirkişi raporu aldırılmıştır.—– tarihli Bilirkişi heyeti heyet rapor içeriğine göre;

1. Taraflar arasında imzalanmış ———-tarihli sözleşmenin ve sözleşmenin 7. Maddesinde ifade edilen aylık —- hizmet bedelin işbu davada rayiç bedel olarak kabul edilebileceği,
2. Davacının yetkisiz kullanım süresi olan 18,5 ay üzerinden yapılan hesaplamada; 3.000,00 TL x 18,5 = 55.500,00 TL + KDV’nin davalıların davacıya ödemesi gereken tazminat tutarı olduğu,” yönünde görüş bildirilmiştir. Ek raporda ise;Mali ve haksız rekabetin korunması yönünden;17/03/2023 tarihli Bilirkişi Kök raporumuzda da belirtildiği gibi mali ve haksız rekabetin korunması yönünde yapılan incelemede yapmış olduğumuz tespitlerde de belirtildiği gibi;
1- Her ne kadar taraflar arsındaki taraflar arasındaki 12/04/2012 tarihli sözleşme uyarınca
davacı tarafından davalılara sunulmuş olan hizmet —– hizmeti olarak ve davalıların yetkisiz olarak üçüncü kişilere sunduğu hizmet —- hizmeti olsa da; dosyadaki bilirkişi raporlarından davaya konu haber içeriklerinin davacı tarafından davalılara
sunulmuş aynı iş ürünleri olduğunun tespit edilmiş olduğu görülmüştür.
2- Yine tüm dosya kapsamından davaya konu haber içeriklerinin ———takip hizmeti olarak sunulmuş olmasının bahse konu haber içeriklerinin derlenmesine ilişkin gösterilen emek ve gayret yönünden bir değişikliğe neden olmadığı, her iki hizmette de sunulmuş olan iş ürünlerinin ulusal gazetelerden ibaret yazılı basın mecrasından ibaret olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
3——— ilamında belirttiği üzere davaya konu
hizmetin —— ilk defa kendisi tarafından oluşturulan bir ———-sağlanan bir hizmet türü olduğunun da ispat edilemediği, esasen bu tür bir hizmetin uzun süredir bilinen bir hizmet türü olduğu, bununla birlikte korunmayı hak eden bir emek ve yatırıma dayandığı, ancak bu haliyle bir eser korumasından değil, FSEK Ek-8. Maddesi
kapsamında haksız rekabet korumasından söz edilmesinin gerektiği görüş ve kanaatine varılmıştır.
4- Her ne kadar dosyada mübrez bilirkişi raporlarında rayiç bedelin tespiti amacıyla incelenmiş olan davacının dava dışı üçüncü kişilerle yapmış olduğu 10 farklı sözleşme örnekleri ile bunlardan dava dışı —— tarihli sözleşme örnekleri incelenip rayiç bedele ilişkin varsayımsal bir tespit yapılmış olsa da; davalılarca yetkisiz olarak kullanılmış olan haber içerikleri ile mecra ve niteliği ile iş ürünlerinin hazırlanması için gereken
emek ile mecraların özellikleri bakımından sözleşme bedellerinin mecra sayısına eşit olarak
——- Bilirkişi Heyeti Ek Raporu bölünmesi ile yapılmış olan varsayımsal rayiç bedel tespitinin denetlemeye ve sorgulamaya esas bir tespit olmadığı görüş ve kanaatine varılmıştır.
5- Her ne kadar davacı tarafından davalıya sunulmuş hizmetin taraflar arasındaki sözleşmede —- olarak, davalının davaya konu yetkisiz olarak üçüncü kişilere sunmuş olduğu hizmetin ise ——– olarak ifade edilmiş olduğu görülse de; davaya konu haber içeriklerinin, mecra türü, sayısı, sarf edilmiş emek, içerik biçimi ve formatının bire bir aynı olması dikkate alındığında aynı hizmetin farklı adlarla sunulmuş olduğundan taraflar arsındaki
12/04/2012 tarihli sözleşmenin işbu davada emsal kabul edilebileceği görüş ve kanaatine varılmıştır.
6- Bu kapsamda taraflar arasında imzalanmış —— maddesi ve sözleşmenin 7. Maddesinde ifade edilen aylık 3.000,00 TL + KDV hizmet bedelin işbu davada rayiç bedel olarak kabul edilebileceği görüş ve kanaatine varılmıştır.
7- Davacının yetkisiz kullanım süresi olan (Taraflar arasındaki 20.04.2012 tarihli sözleşme ve
tarafların karşılıklı mutabakatıyla sonlandırdığı 31.12.2014 tarihine kadar) 18,5 ay süreli
haksız fiil üzerinden yapılan hesaplamada; 3.000,00 TL x 18,5 = 55.500,00 TL + KDV’nin davalıların davacıya haksız rekabetin korunması ve sözleşmeye aykırı hareket edilmesi nedeniyle ödemesi gereken tazminat tutarı olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır. 17.03.2023 tarihli kök raporumuzun sonuç kısmındaki görüşün korunduğu,” yönünde görüş bildirilmiştir.

GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında düzenlenen sözleşme gereği davacı şirket tarafından davalı şirkete verilen hizmet kapsamında teslim edilen derlemelerin sözleşmeye aykırı olarak 3. kişilere açıldığı iddiasına dayalı FSEK’in 68. maddesi uyarınca tazminat ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda özetle; “..
.Delil tespiti sırasında hakim huzurunda, davalı tarafça üçüncü kişiye verilen şifre kullanılmak suretiyle, ancak delil tespitinin amacıyla sınırlı olarak sisteme girildiği,davalının ve üçüncü şahıs şirketin ticari sırlarının elde edilmediği ve ifşa edilmediği, davalıdan bu şifrenin istenmesi halinde gizlenmesi yada kullanımın/kullandırtmanın kaldırılarak delilin gizlenmesinin kuvvetle muhtemel olduğu,tarafların korunan hukuki yararları ve taraf tanıklarının beyanları gözönüne alınarak, bilirkişi tarafından yapılan tespitin hukuka aykırı olmadığı,delinin hukuka aykırı olarak yaratılmadığı ve elde edilen delilin mahkememizce değerlendirilebileceği kanatına varılmıştır … FSEK 68 . Maddeye göre varsayımsal sözleşme bedelinin 3 katı tazminat talep edildiği, davacı tarafça emsal olarak sunulan sözleşmelerden kapsamı en yakın olan sözleşmenin emsal olarak alınması ve sözleşmede kararlaştırılan aylık hizmet bedelinin güncellenerek hesaplama yapılmasının dosya kapsamına uygun olduğu ihlal süresi de gözönüne alınarak, muhasip bilirkişi tarafından hesaplanan varsayımsal sözleşme bedelinin 3 katı olan 280.636,86 TL maddi tazminatın 06/01/2014 tespit tarihinden itibaren davalıdan yasal faizi ile tahsil edilerek davacıya ödenmesine, izinsiz olarak davalı tarafından üçüncü kişilerin kullanımına sunulan ———-kullandırılması ile manevi haklardan davacı tarafın adım belirtilmesi manevi hakkının ihlal edildiği” gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, 280.636,86 TL maddi tazminatın 06/01/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, 30.000 TL manevi tazminatın 06/01/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.Mahkememiz hükmü davalılar vekilince istinaf edilmiştir.——- karar sayılı ilamında; “Davalı vekili, hükmün dayanağı olan delil tespitine ilişkin bilirkişi raporunun hukuka aykırı delil niteliğinde olduğunu savunmuş ise de; ilk derece mahkemesinin gerekçesinde de yer verilen —— sayılı ilamında belirtildiği üzere “Usulsüz olarak yaratılan delilin hiçbir şeklide delil olarak kabulü olanaklı değilse de  usulsüz elde edilen bir delil somut olayın özelliğine göre değerlendirilebileceği”, dosyadaki tanık ifadeleri, tarafların korunan hukuki yararları, davalının yahut üçüncü kişinin ticari sırlarının elde edilmediği yahut ifşa edilmediği dikkate alınarak delil tespitindeki bilirkişi raporunun hukuka aykırı delil niteliğinde olmadığı ve delilin hukuka aykırı yaratılmadığı gerekçesi ile delil olarak kabulü yerinde olup bu husustaki istinaf isteminin reddi gerekmiştir. Bununla birlikte; sözleşmenin ——— davacının davalıya gönderdiği —— seçilmiş ve derlenmiş olduğu ve bu seçme işleminin belirli bir maksada göre hususi bir plan dahilinde yapıldığı dikkate alındığında davacının eserinin FSEK’in 1/b-d ve 6. maddelerine göre ——-niteliğinde olduğu, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal olarak sunulan sözleşmelerden kapsamı en yakın sözleşmenin esas alınarak güncelleme yapılması ve sözleşme süresi olan 18,5 aylık süreye göre FSEK 68.maddesi gereğince yapılan hesaplamaya göre karar verilmesi yerindedir.
Davalılar vekili istinaf isteminde davalı —– yönünden husumet itirazında bulunmuş ise de; ———— kaydına göre davalı —— adına kayıtlı olmakla kabul edilen tazminat tutarlarından davalıların müteselsilen sorumlu tutulması da yerindedir.Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararından usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığından davalılar vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir. ” şeklinde karar verilmiştir.
Davalılar vekilinin istinaf kararını temyiz talebi üzerine, —-Tarihli ilamında özetle; “Dava, davacı şirket tarafından davalı şirkete verilen hizmet kapsamında teslim edilen derlemelerin sözleşmeye aykırı olarak 3. kişilere açıldığı iddiasına dayalı FSEK’in 68. maddesi uyarınca tazminat ve manevi tazminat istemine ilişkindir. ——- mekanik veya herhangi bir vasıta ile erişilmesi mümkün eserlerden, verilerden veya diğer materyallerden oluşan derlemeler ve koleksiyonlar için kullanılan bir kavramdır. ——- niteliğinde olmayan ——-tabanları bağımsız ve ——– korunurken, ülkemizde bu koruma sadece 5846 sayılı FSEK çerçevesinde sağlanmaktadır. FSEK 6/11. Maddesinde yer alan “Belli bir maksada göre ve hususi bir plan dahilinde verilerin ve materyallerin seçilip derlenmesi sonucu ortaya çıkan ve bir araç ile okunabilir veya diğer biçimdeki ————– düzenlemesi uyarınca, bu niteliği haiz ——— FSEK anlamında aynen bir —–gibi korunması gerekmektedir.Bu tür eserlerde temel amaç emeğin ve yatırımların korunması olup, FSEK 1/B maddesi anlamında “sahibinin hususiyetini taşıma” şartı aranmamaktadır. Bununla birlikte FSEK Ek-8. Maddesinde yer alan düzenleme uyarınca da, eser niteliğini haiz olmayan diğer ———- aleniyetten itibaren 15 yıl süreyle korunmaktadır. Yatırımcı veri tabanı yapımcısı bu hakkına dayanarak, —— içeriğinin önemli bir kısmının veya tamamının her hangi bir araçla herhangi bir şekilde sürekli veya geçici olarak başka ortama aktarılması ve ——–herhangi bir yolla dağıtılması, satılması, kiralanması veya umuma iletilmesini önleme hakkına sahiptir. Eser koruması niteliğinde olmayan —— haksız rekabet kuralları çerçevesinde korunması gerekir. Bir ——– hangi hallerde FSEK anlamında eser koruması, hangi hallerde haksız rekabet korumasını gerektirdiği hususunda oluşacak tereddütleri gidermek için belirli kıstasların kabulü gerekir. Buna göre bir ——– eser olarak korunabilmesi için,——- anlamında bir özelliğe sahip olması gerekmese bile, önceki veri tabanlarına göre belirli bir ölçüde orijinallik ——içermesi, belirli konularda oluşan bilgi ihtiyacını karşılama konusunda, ihtiyaç duyulan verilerin; ——– yerleştirilmesi, aranıldığında kolaylıkla bu bilgilere ulaşabilmesini sağlayacak nitelikte olması gerekir. Somut olayda davacı tarafa ait veri tabanının temel işlevinin, medyada kendisiyle ilgili olarak yapılan haberleri öğrenmek ve takip etmek isteyen kişilerin bu ihtiyaçlarını gidermek için yazılı ve görsel basında veri toplamak olduğu, bu haliyle belirli zaman aralıklarıyla müşteriye ulaştırılan haberlerin bilgi yığını verilerden oluştuğu ve belirli bir amaç ve hususi bir maksat dahilinde bir araya getirilen ve ihtiyaç halinde sürekli bir kullanım imkanı sağlayan,
kronolojik veya alfabetik her hangi bir öge içermediği gibi, davacı tarafça; bu hizmetin——– ilk defa kendisi tarafından oluşturulan bir veri tabanıyla sağlanan bir hizmet türü olduğunun da ispat edilemediği, esasen bu tür bir hizmetin uzun süredir bilinen bir hizmet türü olduğu, bununla birlikte korunmayı hak eden bir emek ve yatırıma dayandığı, ancak bu haliyle bir eser korumasından değil, FSEK Ek-8. Maddesi kapsamında haksız rekabetkorumasından söz edilmesinin gerektiği anlaşılmakla, Mahkemece, bu yönde her hangi bir inceleme veya niteleme yapılmaksızın hatalı gerekçeyle davacı tarafça davalıya gönderilen verilerin FSEK 6/11 maddesi anlamında ——- niteliğinde olduğunun ve buradan hareketle FSEK 68. Maddesi uyarınca üç katı tazminat korumasının verilmesi doğru olmamıştır. Öte yandan kabule göre de; ihlal konusu veri tabanının rayiç bedeli konusunda emsal alındığı ileri sürülen davacı ile dava dışı —— arasındaki sözleşmeye konu takip edilen mecra sayısı itibariyle oransızlık bulunduğu ve bu nedenle anılan sözleşmenin rayiç olarak alınamayacağına yönelik davalı tarafın ciddi itirazları karşılanmaksızın tazminat bedeli belirlenmesi de doğru olmamış ve bu nedenle de hükmün temyiz eden davalı taraf yararına bozulması gerekmiştir.” şeklinde hüküm kurulmuş ve davalılar vekilinin bu bentler dışındaki temyiz itirazlarının reddedilmiştir.
Mahkememizce yeniden yargılama yapılmıştır.
Taraflar arasında düzenlenen sözleşme incelendiğinde; davacı ile davalı arasında —— imzalandığı, bu sözleşmeye göre davacı tarafın davalı tarafa sözleşmenin ——- yayınlanan tüm haber ve köşe yazılarını günlük olarak iletecektir. Söz konusu haber ve köşe yazıları gazete ve ekleri tarayıcılar marifetiyle dijital ortama aktarıldıktan sonra bağımsız her bir haber ve köşe yazısı tespit edilerek, her biri ayrı ayrı ——–tarafına ————-ortamında eşgüdümlü olarak aktarılacaktır. Aktarılacak—— gösteren bir imaj dosyasıdır.” şeklinde hizmet sunumuna ilişkin anlaşma sağlandığı, sözleşmenin———— tarafından kendisine temin edilen hiç bir datayı bu sözleşmede belirtilen kapsam dışında kullanamaz , 3.şahıslara hiç bir pay ve şart altında kullandıramaz, kendisi dahi bu amaç dışında kullanamaz ” kuralı taraflarca kabul edilmiştir.Bu tespitlerden sonra davacı iddiasının davalı tarafın sözleşmenin 4. Maddesinde düzenlenen eserin kullanımına ilişkin getirilen düzenlemeye aykırı hareketi dolaysıyla FSEK 68. Madde ve Haksız rekabet hükümlerine göre tazminat talep ettiği, davacı ile davalı arasında düzenlenen sözleşme gereği iletilen içerikler incelendiğinde ve uyulması yönünde karar verilen ——— doğrultusunda, bir veri tabanının eser olarak korunabilmesi için, ——— anlamında bir özelliğe sahip olması gerekmese bile, önceki veri tabanlarına göre belirli bir ölçüde orijinallik (özgünlük) içermesi, belirli konularda oluşan bilgi ihtiyacını——– nitelikte olması gerekir. Somut olayda davacı tarafa ait veri tabanının temel işlevinin, medyada kendisiyle ilgili olarak yapılan haberleri öğrenmek ve takip etmek isteyen kişilerin bu ihtiyaçlarını gidermek için yazılı ve görsel basında veri toplamak olduğu, bu haliyle belirli zaman aralıklarıyla müşteriye ulaştırılan haberlerin bilgi yığını verilerden oluştuğu ve belirli bir amaç ve hususi bir maksat dahilinde bir araya getirilen ve ihtiyaç halinde sürekli bir kullanım imkanı sağlayan, kronolojik veya alfabetik her hangi bir öge içermediği gibi, davacı tarafça; bu hizmetin —– ilk defa kendisi tarafından oluşturulan bir veri tabanıyla sağlanan bir hizmet türü olduğunun da ispat edilemediği, esasen bu tür bir hizmetin uzun süredir bilinen bir hizmet türü olduğu, bununla birlikte korunmayı hak eden bir emek ve yatırıma dayandığı, ancak bu haliyle bir eser korumasından değil, FSEK Ek-8. Maddesi kapsamında haksız rekabet korumasından yararlanacağı kabul edilerek haksız rekabet kasamında değerlendirme yapılmıştır.İhlalin varlığı yönünden yapılan değerlendirmede, bozma ilamı öncesi yapılan yargılama sırasında duruşmada dinlenen davacı tanıkları,—- yeminli ifadelerinde ; davalı şirketin anlaşmanın devam ettiği süreçte ——oluşturduğunu, ve bu ——kendilerine ait olan dataları davalıya aitmiş gibi göstererek ,hizmet verebileceklerini beyan ettiklerini duyduklarını, basında çalışan bir çalışandan şifreyi istediklerinde ,şifrenin kendilerine verilen —–şifresine benzer şekilde başına ilgili şirket / kurumun adı getirilerek—– verildiğini ,beyan ettikleri ,şifreyi girerek kontrol ettiklerinde ekranda gördükleri puntolardan geliştirilen ——– kadar aynı olduğnu gördüklerini ,kendilierine ait datanın kullanıldığını tespit ettiklerini ,beyan ettikleri, dinlenen davalı tanığı —-yeminli ifadelerinde; —— ——- başka müşterilere hizmet verilip verilmeyeceği ve gelir paylaşımının yapılıp yapılamayacağı gibi konularda ortaklık kapsamında çalışma yapmak üzere şifre verdiklerini——üzere şifre verdiklerini , bu süreç içerisinde test sürümü olarak verilen modüllerin içerisinde sehven —– açık kaldığını ,——– yanlışlıkla verildiğini beyan etmişlerdir.Davalı tanığı —– dilekçe ibraz ederek,ifadesinin tutanağa yeterli açıklıkta geçmediğini,yanlış anlamaya yol açabileceğini beyanla dilekçe ve ekinde——– ——– dair ifadesini davalı lehine değiştirme amacıyla yapıldığı kanaatine varılmıştır.Davacı tanıkları ve davalı tanıklarının ifadelerinden , davalı tarafın ,davacının eser sahibi olduğu veri tabanını/data yı sözleşmenin ——— aykırı olacak şekilde dava dışı —- kullandırttığının tespit edildiği kanaatına varılmıştır.Davalı tarafça———- hukuka aykırı olarak ve davalı şirketin ticari sırlarına müdahale edilmek suretiyle delil tespiti yapıldığı ,delil elde edildiği,tespit dosyasında elde edilen delilindikkatealınamayacağına yönelik itirazı ile davalı tarafın sunduğu hukuki görüş ile davacı tarafın sunduğu doktora tezi mahkememizce incelenmiştir.Delil tespitinin hakim huzurunda, davalı tarafça üçüncü kişiye verilen şifre kullanılmak suretiyle, ancak delil tespitinin amacıyla sınırlı olarak sisteme girildiği,davalının ve üçüncü şahıs şirketin ticari sırlarının elde edilmediği ve ifşa edilmediği, davalıdan bu şifrenin istenmesi halinde gizlenmesi yada kullanımın/kullandırtmanın kaldırılarak delilin gizlenmesinin kuvvetle muhtemel olduğu,tarafların korunan hukuki yararları ve taraf tanıklarının beyanları gözönüne alınarak, bilirkişi tarafından yapılan tespitin hukuka aykırı olmadığı,delinin hukuka aykırı olarak yaratılmadığı ve elde edilen delilin mahkememizce değerlendirilebileceği kanatına varılmıştır.Davalılar vekili istinaf isteminde davalı ——yönünden husumet itirazında bulunmuş ise de; ———– kaydına göre davalı ——adına kayıtlı olduğundan ihlalin bu davalı tarafında da yapıldığı kabul edilerek bu davalının da tazminatlardan sorumlu olacağı kabul edilmiştir.
Bu tespitlerden sonra davacı tarafın davalılardan maddi ve manevi tazminat talep ettiği, az yukarıda ifade edildiği üzere davacı tarafın davalı tarafa sunmuş olduğu hizmete konu ürünün davalılarca haksız rekabet oluşturacak şekilde sabit olduğu, bu ispat karşısında davacı tarafın TTK’nın 56. Maddesinde düzenlenen d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini, e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini, isteyebilir, hükümleri çerçevesinde maddi ve manevi tazminat talep hakkının bulunduğu, davacı tarafından davalıya sunulmuş hizmetin taraflar arasındaki sözleşmede ———olarak, davalının davaya konu yetkisiz olarak üçüncü kişilere sunmuş olduğu hizmetin ise ——–olarak ifade edilmiş olduğu görülse de; davaya konu haber içeriklerinin, mecra türü, sayısı, sarf edilmiş emek, içerik biçimi ve formatının bire bir aynı olması dikkate alındığında aynı hizmetin farklı adlarla sunulmuş olduğundan taraflar arsındaki 12/04/2012 tarihli sözleşmenin davada yapılacak hesaplamada emsal kabul edilebileceğine ilişkin bilirkişi görüşünün yerinde olduğu, bu görüş çerçevesinde hesaplanan tarafların karşılıklı mutabakatıyla sonlandırdığı 31.12.2014 tarihine kadar 18,5 ay süreli haksız fiil üzerinden yapılan hesaplamada; 3.000,00 TL den 18,5 aylık toplam 55.500,00 TL bedelin davalıların davacıya haksız rekabetin korunması ve sözleşmeye aykırı hareket edilmesi nedeniyle ödemesi gereken tazminat tutarı olduğu kabul edilerek 55.000,00-TL maddi tazminat alacağının davalılardan alınarak davacı tarafa ödenmesine karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafın manevi tazminat talebi de değerlendirilmiş, TTK’nın 56. Maddesi ve TBK’nın 58. Maddesi kapsamında haksız fiil hükümleri çerçevesinde fiilin ağırlığı, davalıların kusur durumları ve günün ekonomik koşulları birlikte değerlendirildiğinde 30.000,00-TL manevi tazminatın davacının manevi zararını giderir mahiyette olduğu kabul edilerek davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesise edilmiştir.

HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın KISMEN KABULÜNE
KISMEN REDDİ ile,
1—— maddi tazminatın—— tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-30.000 TL manevi tazminatın 06/01/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Alınması gereken 5.840,51 TL harçtan peşin alınan 2.200,10 TL ve tamamlama harcı olarak yatırılan 3.260,00 TL olmak üzere toplam 5.460,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 380,41 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan toplam 5.460,10 TL harç giderinin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 29,00 TL ilk dava masrafı, 639,10 tebligat-müzekkere gideri, 6.000,00 TL bilirkişi olmak üzere toplam 6.668,10 ücretinden oluşan yargılama giderinin kabul-red oranına göre(%27 kabul)1.778,09 TL’sinin davalılardan tahsili ile davacı tarafa tarafa ödenmesine, kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalılardan ———–tarafından yapılan 80,00 TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre(%27 kabul) 58,67 TL’sinin davacıdan tahsili ile anılan davalı tarafa tarafa ödenmesine, kalan yargılama giderinin davalı bırakılmasına,
7-Davacı maddi tazminat davasında kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca 25.500,00 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
8-Davacı manevi tazminat davası yönünden kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca 25.500,00 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacı tarafa tarafa ödenmesine,
9-Davalılar reddedilen manevi tazminat davası yönünden kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan reddedilen kısım yönünden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca 10.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine,
10-Davalılar reddedilen maddi tazminat davası yönünden kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan reddedilen kısım yönünden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca 35.770,53 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine,
11-Karar kesinleştiğinde sarf edilmeyen gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekili ile davalılar vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/11/2023