Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/125 E. 2023/80 K. 27.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/125 Esas
KARAR NO: 2023/80
DAVA: Markaya Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti ve Önlenmesi
DAVA TARİHİ: 25/05/2022
KARAR TARİHİ: 27/04/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; davacı müvekkilinin —- olmak üzere, —– yaklaşan tek marka satış noktalarıyla—– alanında ülkemizin önde gelen şirketlerinden ——- yılından bu yana faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin bir lisanslama şirketi olmasının yanı sıra,—— çeşitli sektörlerde faaliyet gösterdiğini, ——— nezdinde tescilli olduklarını, davalının iş yerinde müvekkilinin markasını taşıyan taklit ——–satışı yapıldığının haber alınması üzerine iki adet ürünün satın alındığını, ürünün ve fişinin dosyaya sunulduğunu, davalının bu eyleminin marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunu belirterek, davanın mahiyeti gereği davalıya tebligat gönderilmeksizin; davalıya ait ————- isimli/tabelalı işletmede hukukçu marka vekili unvanına sahip bilirkişi eşliğinde keşif yapılmasına, yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesinde; müvekkilinin marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden taklit nitelikte ürünlerin satışa sunulup sunulmadığının tespitine, satışa sunulan ve/veya ticari amaçla elde bulundurulan taklit nitelikte ürünler mevcut ise; işbu ürünlerin adetinin, fiyatının ve keşif tarihi öncesinde kaç adet satış gerçekleştiğinin tespitine, satışa ilişkin belge, fatura ve ayrıntılı ürün görsellerinin düzenlenecek olan bilirkişi raporuna eklenmesine, vekil edenin marka haklarına tecavüz teşkil eden satışa sunulan ve/veya ticari amaçla elde bulundurulan taklit nitelikteki ürünlerin muhafaza altına alınmasına, davalının eylemlerinin 6100 sayılı HMK’nın 106. maddesi ve 6769 sayılı SMK”nın, 29 ve 149/1-a, TTK 55 vd. hükümleri uyarınca müvekkilinin marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, 6769 sayılı SMK’nın 149/1-c hükmü uyarınca müvekkilinin marka haklarına yönelik ihlalin ve haksız rekabetin durdurulmasına, 6769 sayılı SMK”’nın 149/1-d hükmü uyarınca müvekkilinin marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden taklit nitelikteki ürünlere el konulmasına, vekâlet ücreti ve tüm yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesi sunmamış,———-ön inceleme duruşmasında; müvekkilinin bu sektörde yeni olduğu için davaya konu olan ürünleri taklit olduklarını bilmeden bir seyyar satıcıdan toptan olarak aldığını, Kanun maddesine göre ürünlerin taklit olduğunu bilerek satışa sunması gerektiğini, müvekkilinin tacir olmaması nedeniyle basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü de bulunmadığını, bu nedenle dava konusu ürünlerin üreticisi müvekkili olmadığından ve taklit olduklarını bilmediğinden öncelikle davanın husumet nedeniyle reddine, bu talebi kabul edilmediği takdirde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davacıya ait ——- markasının davalı tarafından taklit ürünlerde kullanılması nedeniyle meydana geldiği iddia edilen tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ve önlenmesine ilişkindir.
Dosyaya —— kayıtları getirtilmiş olup, incelendiğinde; ——- sınıflarda, ——emtiası da dahil olmak üzere tescilli oldukları tespit eidlmiştir.Mahkememizce davalıya ait vergi kayıtları getirtilmiş olup, incelendiğinde davalı——- tarihi itibariyle gerçek kişi olarak ticari kazanç türünde vergi mükellefi olduğu görülmüştür.
Mahkememizce delil tespiti talebi yönünde marka uzmanı bilirkişiye yetki verilmek suretiyle bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, marka uzmanı ——– tarihli raporunda; davalı tarafa ait iş yerinde yapılan tespitte satılan ürünler içerisinde ———– bulunduğu, davalının bu kullanımının davacının marka haklarına iltibas, karışıklık ve haksız kazanca sebep olacağı yönünde görüş bildirmiştir.
Sınai Mülkiyet Kanununun 29/1-c maddesinde markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak marka hakkına tecavüz olarak tanımlanmıştır. Yine Sınai Mülkiyet Kanununun 149. maddesinde marka hakkına tecavüz edilen marka sahibinin fiili tecavüzün olup olmadığının tespitini, muhtemel tecavüzün durdurulmasını, tecavüz fiillerinin durdurulmasını, tecavüzün kaldırılmasını, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabileceği düzenlenmiştir.
Bu yasal düzenleme ışığında somut olaya bakıldığında, davalının ——— tarihinde ticari faaliyetine başladığı, iş yerinde yapılan delil tespiti ile —— markalı——–tespit edildiği, davalı tarafça da bu hususun doğrulandığı, ancak davalının bu ürünleri taklit olduklarını bilmeden başkasından satın aldığının savunulduğu, davacıya ait——— olduğu, en az bir yıldan bu yana giyim eşyası satışı işiyle iştigal eden davalının bu markayı taşıyan ürünleri satmak amacıyla başkasından satın alsa dahi basiretli bir tacir gibi davaranarak orijinal ürünler olup olmadıklarını araştırması gerektiği, bu nedenle olayda kusurlu olduğu, davalının sattığı taklit —– davacıya ait ——— esas unsurlu markaları birebir taşıdığı, bu durumun davacının marka haklarına tecavüz teşkil ettiği anlaşılmakla, marka hakkına tecavüzün tespiti ve önlenmesi davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı davalının tescilli markalarından kaynaklanan haklarına tecavüz etmesinin aynı zamanda haksız rekabet oluşturduğunu belirterek, haksız rekabetin tespitini ve önlenmesini de talep etmiştir. ———- Karar sayılı kararında da belirtildiği gibi; 6762 sayılı mülga TTK’nın 57/5.maddesinde yazılı “Başkasının emtiası, iş mahsulleri, faaliyeti veya ticaret işletmesiyle iltibaslar meydana getirmeye çalışmak veya buna müsait bulunan tedbirlere başvurmak, hususiyle başkasının haklı olarak kullandığı ad, unvan, marka, işaret gibi tanıtma vasıtalarıyla iltibasa meydan verebilecek surette, ———- veyahut iltibasa meydan veren malları, durumu bilerek veya bilmeyerek, satışa arz etmek veya şahsi ihtiyaçtan başka her ne sebeple olursa olsun elinde bulundurmak” şeklindeki düzenlemeden yola çıkılarak, sınai mülkiyet hakkına tecavüz eylemleri, hem özel yasa niteliğindeki 556 sayılı Marka KHK’nın 61 ve 9.maddeleri uyarınca, hem de az önce zikrolunan hüküm nedeniyle mülga 6762 sayılı TTK’nın 57/5.maddesi hükümleri doğrultusunda kümülatif olarak korunmakta idi.
6102 sayılı TTK’nın 55/1-a-4 bendinde yer alan “Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak,” şeklinde düzenlenmiş olup, Kanun’un gerekçesinde de ifade olunduğu üzere, Kanun Koyucu bilinçli bir şekilde, “ad, unvan ve marka” kavramlarına yeni düzenlemede yer vermemiş ve buna gerekçe olarak da, bu kavramların kendi özel yasası niteliğindeki 556 sayılı Marka KHK, 554 sayılı End. Tasarım KHK ve 555 sayılı Coğrafi İş. KHK ve TTK’nın unvan ile ilgili düzenlemeleriyle korunması gösterilmiş ve bunların bir kez de TTK’nın haksız rekabet hükümleriyle korunmasının gereksiz olduğu ve yorum güçlüklerine yol açacağına vurgu yapılmıştır.
Gerçekten de, sınai mülkiyet haklarının kendi özel yasası niteliğindeki 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu hükümleriyle korunması ve 6102 sayılı TTK’nın 55/1-a-4 maddesindeki düzenleme karşısında, davalının davacı adına tescilli markaların yer aldığı taklit ürünleri satması eyleminin TTK’nın 55/1-a-4.maddesi uyarınca aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiğine ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE,
Davalının —— isimli işyerinde davacıya ait ——- markalı sahte ———ürünlerini satmak suretiyle davacının marka haklarına tecavüz ettiğinin TESPİTİNE,
Marka hakkına tecavüzün ÖNLENMESİNE,
Davalıya ait iş yerinde satılan taklit ürünlerin MUHAFAZA ALTINA ALINMASINA, karar kesinleştiğinde masrafı davalıdan alınmak suretiyle İMHALARINA,
Davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine,
Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı vekiline kabul edilen marka hakkına tecavüzün tespiti ve önlenmesi davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davalı vekiline reddedilen haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL peşin harç ve 80,70 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 161,40 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 95,75 TL tebligat ve müzekkere masrafları ile 2.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.095,75 TL yargılama giderinden davanın kabuk ve red oranına göre, (%50) 1.047,87 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye (%50) 1.047,87 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.27/04/2023