Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/124 E. 2023/26 K. 14.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/124 Esas
KARAR NO: 2023/26
DAVA: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
DAVA TARİHİ: 25/05/2022
KARAR TARİHİ: 14/02/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davasının yapılan açık yargılama sonucunda;

İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkilinin —-,——dahil çeşitli sporlar için ürettiği ürünlerini —- satışa sunduğunu,——çok bilinen markalardan biri olduğunu, özellikle —— satış rekorları kırdığını, tasarımlarını ve markalarını gerek —- tescil ettirdiğini, ——- tescil numaralı ———nezdinde tescilli olduklarını, davalının müvekkiline ait ürünlerin taklitlerini sattığı bilgisinin alınması üzerine davalının iş yerinden bir adet müvekkiline ait ——-satışa sunulan ——– satın alınarak satış fişiyle birlikte dosyaya sunulduğunu, davalının bu eyleminin müvekkilinin marka haklarına tecavüz ve haksız fiil teşkil ettiğini belirterek, davanın mahiyeti gereği davalıya tebligat gönderilmeksizin; davalıya ————- işletmede hukukçu marka vekili unvanına sahip bilirkişi eşliğinde keşif yapılmasına, yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesinde; müvekkilinin marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden taklit nitelikte ürünlerin satışa sunulup sunulmadığının tespitine, satışa sunulan ve/veya ticari amaçla elde bulundurulan taklit nitelikte ürünler mevcut ise; işbu ürünlerin adetinin, fiyatının ve keşif tarihi öncesinde kaç adet satış gerçekleştiğinin tespitine, satışa ilişkin belge, fatura ve ayrıntılı ürün görsellerinin düzenlenecek olan bilirkişi raporuna eklenmesine, vekil edenin marka haklarına tecavüz teşkil eden satışa sunulan ve/veya ticari amaçla elde bulundurulan taklit nitelikteki ürünlerin muhafaza altına alınmasına, davalının eylemlerinin 6100 sayılı HMK’nın 106. maddesi ve 6769 sayılı SMK”’nın, 29 ve 149/1-a, TTK’nun 55 vd. hükümleri uyarınca müvekkilinin marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, 6769 sayılı SMK’nın 149/1-c hükmü uyarınca müvekkilinin marka haklarına yönelik ihlalin ve haksız rekabetin durdurulmasına, 6769 sayılı SMK”’nın 149/1-d hükmü uyarınca müvekkilinin marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden taklit nitelikteki ürünlere el konulmasına, vekâlet ücreti ve tüm yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; davalının, ———-adresinde faaliyet gösteren ——- sahibi olup, iş yerinde ——-satışı yapıldığını, satışa sunulan —- —— toplu bir şekilde alınarak dükkanda satıldığını, toplu bir şekilde —– geldiği için içlerinden farklı ——ayırt etmenin de mümkün olmadığını, —–diğer —–karışarak dükkana geldiğini ve bir tanesinin davacı tarafça satın alındığını, görüldüğü üzere——– üzerinde——- olmadığını, davalının bu ayakkabıyı satış iradesinin olmadığını,——-tespit edilmesinin bu durumun kasten değil hata ile yapıldığını, davalının bu ——- haberi dahi olmadığını, personelin gerekli özeni göstermediği için sehven, hata ile bu —– da gelen ——- alındığını ve diğer —— karışmış olduğunu gösterdiğini, davalının bu durumdan açılan dava ile haberdar olduğunu,———– davacıya teslim edilmek üzere muhafaza edildiğini, davalının kötü niyetli veya kasti bir hareketinin de olmadığını, ——–satılmadığını —— tespit edilmesinin de bunun bir kanıtı olduğunu, davalının ticari defter kayıtlarına bakıldığında——- daha önce hiç bir şekilde satılmadığının tespit edileceğini belirterek, davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıdan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.

D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davacı adına tescilli———markasını taşıyan taklit ——- ürünlerinin davalı tarafça satışa sunulduğu iddiasıyla açılan marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması ve önlenmesi davasıdır.
Dosyaya ——-kayıtları getirtilmiş olup, incelendiğinde; ———–sınıfta davacı adına tescilli oldukları tespit edilmiştir.
Davalının —- dosya içine getirtilmiş, —- başlangıç tarihinin———- olduğu, vergi kaydında da iş yeri açma ve çalışma ruhsatındaki adresle aynı adrese yer verildiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafça davalının iş yerinden alındığı bildirilen bir adet, üzerinde —— bulunan ———satış kasa fişiyle birlikte dosyaya sunulmuş, incelendiğinde —– bedelle davalıdan satın alındığı anlaşılmıştır.
İhtiyati tedbir talebinin değerlendirilmesi için marka uzmanı ——– davacı vekili tarafından dosyaya sunulan ürün üzerinde ve davalıya ait iş yerinde inceleme yetkisi verilerek bilirkişi incelemesi yaptırılmış, ———- tarihli bilirkişi raporunda; dosyaya sunulan ürün de incelenmek suretiyle davalıya ait——— adresindeki iş yerinin davalı tarafa ait olduğu, işyerinde yapılan tespitte davacı tarafın sattığı ürünler içerisinde ———olduğunun görüldüğü, marka hakları davacı tarafa ait tescilli markaların davalı tarafa iş yerindeki ürünlerde kullanımının iltibas, karışıklık ve haksız kazanca sebep olacağı yönünde görüş bildirmiştir.
Bilirkişi raporu davalı tarafa tebliğ edilmesine rağmen rapora itiraz ettiklerine dair bir beyanda bulunmamış, bu ürünlerin orijinal ürünler olduklarına dair bir savunma yapmamış, buna ilişkin bir delil sunmamış, cevap dilekçesinde bu ürünlerin yanlışlıkla toptan olarak satın alındığını ve satışa sunulduğunu savunmuştur.
Her ne kadar davalı vekili müvekkilinin markaya tecavüz kastıyla hareket etmediğine ve davaya konu ayakkabıların yanlışlıkla satın alındığına dair tanık dinletmek istediklerini beyan etmiş ve tanık listesi sunmuşsa da, belli bir tanınırlığı olan ——-ürünlerin taklit olup olmadıklarının basiretli bir tacir gibi hareket etmesi gereken davalı tarafça araştırılması gerektiği, bu nedenle tanıkların dinlenmesinin davaya etkisinin olmayacağı anlaşıldığından davalı tanıkları dinlenilmemiştir.
Marka hakkına tecavüz konusu, SMK’nun 29. maddesinde düzenlenmiştir. SMK’nun 29/1-c maddesinde, markayı veya ayırt edilmeyecek derecede benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elinde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak markaya tecavüz olarak tanımlanmıştır.
Toplanan deliller, davacıya ait marka tescil kayıtları, bilirkişi raporu, davalı tarafın savunması ve tüm dosya kapsamı ile davalının—– taklit —–ürününü satışa sunduğu, davacının —– markalarının ——-tescilli oldukları, her ne kadar davalı tarafça ürünlerin yanlışlıkla toptancıdan alındığı savunulmuşsa da, basiretli bir tacir gibi hareket etmesi gerektiği, davacı vekili tarafından sunulan satış fişi ile ——— fiyatla satıldığı tespit edildiğinden, ——— çok daha yüksek bedelle satıldığı bilindiğinden, ———- yapan davalının bu ayakkabıların satış bedelinden dahi taklit ürün olduklarını anlaması gerektiği, bu nedenle savunmasına itibar edilemeyeceği, davalının bu eyleminin SMK’nun 29/1-c maddesi uyarınca davacının marka haklarına tecavüz niteliğinde olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı, davalının tescilli markalarından kaynaklanan haklarına tecavüz etmesinin aynı zamanda haksız rekabet oluşturduğunu belirterek, haksız rekabetin tespitini ve önlenmesini de talep etmiştir.——– sayılı kararında da belirtildiği gibi; 6762 sayılı mülga TTK’nın 57/5.maddesinde yazılı “Başkasının emtiası, iş mahsulleri, faaliyeti veya ticaret işletmesiyle iltibaslar meydana getirmeye çalışmak veya buna müsait bulunan tedbirlere başvurmak, hususiyle başkasının haklı olarak kullandığı ad, unvan, marka, işaret gibi tanıtma vasıtalarıyla iltibasa meydan verebilecek surette, ad, unvan, marka, işaret gibi tanıtma vasıtaları kullanmak veyahut iltibasa meydan veren malları, durumu bilerek veya bilmeyerek, satışa arz etmek veya şahsi ihtiyaçtan başka her ne sebeple olursa olsun elinde bulundurmak” şeklindeki düzenlemeden yola çıkılarak, sınai mülkiyet hakkına tecavüz eylemleri, hem özel yasa niteliğindeki 556 sayılı Marka KHK’nın 61 ve 9.maddeleri uyarınca, hem de az önce zikrolunan hüküm nedeniyle mülga 6762 sayılı TTK’nın 57/5.maddesi hükümleri doğrultusunda kümülatif olarak korunmakta idi.
6102 sayılı TTK’nın 55/1-a-4 bendinde yer alan “Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak,” şeklinde düzenlenmiş olup, Kanun’un gerekçesinde de ifade olunduğu üzere, Kanun Koyucu bilinçli bir şekilde, “ad, unvan ve marka” kavramlarına yeni düzenlemede yer vermemiş ve buna gerekçe olarak da, bu kavramların kendi özel yasası niteliğindeki 556 sayılı Marka KHK, 554 sayılı End. Tasarım KHK ve 555 sayılı Coğrafi İş. KHK ve TTK’nın unvan ile ilgili düzenlemeleriyle korunması gösterilmiş ve bunların bir kez de TTK’nın haksız rekabet hükümleriyle korunmasının gereksiz olduğu ve yorum güçlüklerine yol açacağına vurgu yapılmıştır.
Gerçekten de, sınai mülkiyet haklarının kendi özel yasası niteliğindeki 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu hükümleriyle korunması ve 6102 sayılı TTK’nın 55/1-a-4 maddesindeki düzenleme karşısında, davalının davacı adına tescilli markaları taşıyan taklit ———ürünlerini satışa sunması eyleminin TTK’nın 55/1-a-4.maddesi uyarınca aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti ve önelnemsine ilişkin talebinin yerinde olmadığı kanaatine varılarak, tüm bu gerekçelerle, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
Davalının iş yerinde ———- taşıyan taklit ——— ürünlerini satışa sunmak suretiyle davacının marka haklarına TECAVÜZ ETTİĞİNİN TESPİTİNE,
Tecavüzün ÖNLENMESİNE VE YASAKLANMASINA,
Davaya konu taklit ürünlerin muhafaza altına alınarak, karar kesinleştiğinde masrafı davalıdan alınmak suretiyle İMHALARINA,
Davacının fazlaya ilişkin taleplerinin REDDİNE,
Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,2‬0 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı vekiline kabul edilen marka hakkına tecavüzün tespiti ve önlenmesi davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davalı vekiline reddedilen haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL peşin harç ve 80,70 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 161,4‬0 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 81,50 TL tebligat, 2.000,00 TL müzekkere ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.081,50 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre, (%50) 1.040,75‬ TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye (%50) 1.040,75‬ TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.14/02/2023