Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/91 E. 2022/28 K. 29.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/91 Esas
KARAR NO: 2022/28
DAVA: Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli)
DAVA TARİHİ : 25/05/2021
KARAR TARİHİ: 29/03/2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM /Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının —- olduğunu,—olduğunu, — firmalarından biri olduğunu,—adında kullandığını, davalının –tarihinde—-markasını tescil ettirmek istediğini, ancak ücreti yatırılmadığından tescilin yapılamadığını, bu marka başvurusunun da —- kanaatinde olduklarını, davalının bu kullanımının SMK’nun 7 ve 29. maddelerine aykırılık ve davacının marka haklarına tecavüz teşkil ettiğini, bu ——– tescil başvurusunda bulunan davalıya ait olduğunu düşündüklerini, bu hususun — istediklerini belirterek, ihlale konu eylemler nedeniyle tüm hukuki ve cezai başvuru hakları saklı kalmak kaydıyla, yargılama sonuçlanıncaya ——- erişimin tedbiren engellenmesine, müvekkilinin marka hakkına gerçekleştirilen tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve durdurulmasına,—- — davalıya tahsisinin iptali ile ——adının bedelsiz olarak marka hakkı sahibi müvekkili şirkete devredilmesine/tahsisine, kararın yerine getirilmesi için yetkili kurum olan — müzekkere yazılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; — davalı — yılından beri — yaşadığını, — olduğunu, —- —-yılında oluşturup, — tarihinde, —- kendi adına marka tescil başvurusunda bulunduğunu,—- tarihinde tescil kararı verildiğini, ancak tescil harcının ödenmemesi sebebi ile müddete girerek tescilin işlemden kaldırıldığını, söz konusu —–adının halen hukuken davalıya ait olduğunu, marka tescilinin —– ciddi bir konu olduğunu ve sıkı şekil şartlarına bağlı olduğunu, bir markayı tescil ettirmek isteyen kişinin yerine getirmiş olması gereken birçok hukuki koşul olduğunu, ancak —–adı tescilinin ise — —— serbestliği kapsamında bir —-ilk kimin aklına gelmişse o kişinin ——adını aldığını, davaya konu ——adının da ilk olarak davalı tarafından alınmış olup, ——adı üzerinde meşru hakkı bulunduğunu, ayrıca ——adında kullanılan ——– markanın tanımında belirtilen ayırt edici bir özelliği bulunmadığı gibi, her hangi bir ticari teşebbüsle özdeşleşmeyen, bir şeye veya bir kimseye özgü olmayıp onun bütün benzerlerini içine ——– kelime olduğunu, — bilinen ——- aramasında görüleceği üzere —sonucu olduğunu, davaya konu ——– marka tesciline dayanarak davalının sahipliğini ve kullanımını engelleyemeyeceğini,
davalının —–adı üzerinde gerçek hak sahibi olup, marka tescilinden doğan hakların kendisine karşı ileri sürülemeyeceğini, davaya konu ——adının—-alındığı ve marka tescilinde bulunduğunun dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, dava dilekçesinde de belirtildiği üzere davacı tarafından bu durumun bilindiğini, bilinmese dahi internette basit bir sorgulama ile söz konusu ——adının davalıya ait olup, davalı tarafından alındığının görülebileceğini, ayrıca davalının söz konusu —- adını aynı zamanda — olarak kullandığını, bu sebeple davaya konu—– davacıya transferi halinde davalının e-posta adresine de erişiminin engelleneceğini ve bu durumun davalının haberleşme hürriyetini
engelleyeceği gibi davalı nezdinde ileride telafisi güç imkansız zararlar doğuracağını belirtmiş, davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun dava ve taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/Dava, davacıya ait —– kullanılmak suretiyle meydana geldiği iddia edilen markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve durdurulması ve ——adının davacıya tahsisi davasıdır.
Dosyaya ——- başvuru yapıldığı, markanın tesciline karar verildiği, ancak noksan evrakların süresinde tamamlanmaması nedeniyle hükümden düştüğü tespit edilmiştir.
———— tahsis edildiği bildirilmiştir.
İhtiyati tedbir değerlendirilmesi yönünden, — üzerinde inceleme yapılarak kime ait olduğu, davacıya ait markaya iltibas yaratacak marka kullanımının bulunup bulunmadığına dair —- ———- davalı –taraf – tarihinde tescil kararı çıktığı, tescil harcının ödenmemesi sebebi ile müddete girerek işlemden
kalktığı, ———-tarihinde marka tescil başvurusunda bulunulduğu, —- tarihinde tescil edildiği, markanın işler durumda olduğu, marka haklarının davacı—–olduğu,
davalı tarafından dava konusu yapılan—– incelenmesinde; —- kullanım hakkının ilk başvuruda marka tescil başvurusuna istinaden verildiği, fakat tescil harcı ödenmediğinden markanın tescillenememesi sebebi ile tescil edilemediği, davalı kullanımının tescilli markaya dayanmadığı, bu şekilde kullanımın
davacı taraf marka haklarına iltibas ve karışıklığa sebep olacağı yönünde görüş bildirilmiştir.
Dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden tarafların delilleri toplandıktan sonra Mahkememizce davalıya ait —– kayıtları üzerinde inceleme yapılarak davacı adına tescilli —– tescilli olduğu mal ve hizmetler için kullanılıp kullanılmadığı, bu ——adının kullanımının davacının marka haklarına tecavüz teşkil edip etmediğine dair bilirkişi incelemesi yaptırılmış, —- tarihli bilirkişi raporunda; —–İncelenen ——— herhangi bir içeriğin olmadığı —– İncelemesinde; ——- —-sitesinin içeriğinde sadece —– tutulmamış olduğu,——— herhangi bir içeriğin
olmadığı —-uyarısı verdiği, —- herhangi bir içeriğin yayınlanmadığının tespit edildiği, davacı adına————– başvurusunun yapıldığı, tescil ücreti ödenmediği için müddet olduğu, marka tescil başvurusu yapıldığı tarih olan —- tarihinde —- adı başvurusunun da yapıldığı, davalı adına başvurusu yapılan ve — konu edilen markanın tescil belgesine bağlanmadığı halde —–adı tahsisinin geri alınmadığı ve davalı adına tescilli ——adının halen davalı taraf üzerinde kaldığı,
davacının marka tescilinin, davalının ——adı tescilinden çok daha sonraya tarihlendiği davalı taraf adına —–adının tahsis edildiği tarihte davacı tarafa ait tescilli veya tescilsiz — ibareli bir marka bulunmadığı, davalı tarafa ait ——adının davacı tarafın marka tescil sınıfları kapsamında kullanıldığına dair hiçbir veri bulunmadığı, davacı tarafın markasına vaki devam eden bir ihlalin söz konusu olmadığı, davacı tarafın tescilli markası ile davalı taraf adına tahsisli ——-adının aynı olduğu tartışmasız olmakla birlikte, sonradan yapılan marka tescilinin, daha önce ticaret alanına çıkarılmış bulunan bir ——adını ortadan kaldırma hakkı vermeyeceği, bu anlamda marka hakkı ihlalinden söz edilemeyeceği, doktrinde ve Yargı kararlarında ittifakla; tescilli marka sahibinin tescilli markası ile aynı
veya benzer ——-adına müdahale edebileceği, tescilsiz marka sahibinin haksız rekabet hükümlerine göre ——adı kullanımına müdahale edebileceği kabul edilmekle birlikte, ön şartın, ——-adı tescilinin haksız olması ve marka sahibinin tescilli veya tescilsiz markasından daha sonra markanın tescil kapsamıyla aynı alanda kullanılması olduğu, davacının, davalı tarafa ait ——-adının tahsis tarihinden daha önceye ait fiili kullanım veya tescil iddiasında bulunmadığı, davalı tarafın —– sahiplenme hakkı bulunmadığı, marka başvurusuna dayalı olarak yapılan başvuruya esas olan —-müddet olduğu, davalı tarafa ait ——adı tahsisinin idari işlemle ortadan kaldırılması gerekirken ortadan kaldırılmadığı, davalı adına tahsisli ——adının hiç kullanılmadığı, bu anlamda davalı tarafın ——adına
bağlı —– içeriğinin tespit edilemeyeceği, davacı marka tescil sınıfları ile örtüşme bulunup bulunmadığının, sitenin davalı tarafça kullanılmıyor olması nedeniyle tespit edilemeyeceği, davalı adına başvurusu yapılan —— müddet olmakla, davalının —- hakkını kaybettiği yönünde görüş bildirmişlerdir.
SMK’nun 29/1 ve 7/3-d maddesinde işareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bir bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin ——ortamında ticari etki yaratacak biçimde ——adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzer biçimde kullanılması marka hakkına tecavüz olarak tanımlanmıştır. Yine Sınai Mülkiyet Kanununun 149. maddesinde marka hakkına tecavüz edilen marka sahibinin fiili tecavüzün olup olmadığının tespitini, muhtemel tecavüzün durdurulmasını, tecavüz fiillerinin durdurulmasını talep edebileceği düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanununun 55. maddesinde ise başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almanın haksız rekabet olduğu belirtilmiştir.
Bu yasal düzenlemeler ışığında dava konusu somut olaya bakıldığında; alınan bilirkişi raporları, davacının marka tescil kaydı, davalının marka tescil başvuru kaydı, ve tüm dosya kapsamı ile; davalının—— içeriğinin boş olduğu, arşiv kayıtlarında da bir içeriğe ulaşılamadığı, bu nedenle davacı adına tescilli—- markasının tescilli olduğu mal ve hizmetlerde marka kullanımının bulunmadığı, davalının ——adında yer alan ——— ibaresinin de davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil etmediği, zira davaya konu taraflar arasında çekişmeli —- tarihinde davalı tarafından başvuruda bulunulduğu, başvuru sırasında, ———– numaralı marka tescil başvuru belgesinin verilmiş olduğu, ancak daha sonra marka tescil işleminin tamamlanmaması nedeniyle markanın tescil edilmediği, başvurunun— edildiği, ilan süresi içinde — bir itirazın yapılmadığı, bu nedenle ——adının davalı adına tahsis edildiği,—– şeklinde özetlenen ilke gereği, ilk başvuranın ——-adını aldığı, ilan veya öğrenme üzerine ——adının ayırt edici kısmı üzerinde daha önce bir hakkı bulunan kimsenin, başvuru sahibinin kötü niyetli olduğunu veya işareti kullanmakta bir hukuki yararı bulunmadığını kanıtlaması koşuluyla —–adının iptali veya adına devrini talep edebileceği, dolayısıyla somut olayda davalının çekişmeli ——adını almakta kötü niyetli olduğu ya da işareti içeren ——adını almakta hukuki ve meşru bir gerekçesi veya bağlantısı olmadığı yönünde bir kanıt sunulmadıkça, davalının ——adının davacıya devri veya terkini için yasal bir gerekçe bulunduğundan söz edilemeyeceği, davacının — markasının başvuru tarihinin —olduğu, davacının, davalının ———–adı başvurusunun yapılmış olduğu tarihte veya bu tarihten önce —- markasını kullandığına, markasının fiili kullanımla ayırt edici nitelik kazanmış olduğuna veya —— markasıyla ilgili başkaca herhangi bir hakkının bulunduğuna dair bir iddiada bulunmadığı gibi, bu durumu kanıtlayan bir belge de sunamadığı, bu nedenle davalının ——adını kullanmasının davacının marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil etmediği gibi davalının —–adının kendi adına tahsisini talep edemeyeceği, davalının ——adının dayanağı olan marka tescilinin gerçekleşmemiş olması nedeniyle ——adının iptal edilip edilmeyeceği hususunun tescili yapan idari makam tarafından değerlendirilmesi gereken idari bir işlem olduğu anlaşılmakla, davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın REDDİNE,
Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,4‬0 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davalı vekiline markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, men’i ve ref’i davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davalı vekiline ———-adının iptali davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.29/03/2022