Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/88 E. 2022/62 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/88 Esas
KARAR NO : 2022/62

DAVA : Marka (Maddi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 24/05/2021
KARAR TARİHİ : 07/06/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla;—-tescil numaralı “—-sınıfta —- için davacı adına tescilli olduklarını— markasını ——hizmetlerinde kullandıklarını, bu kullanımın davacının markasına ayniyet derecesinde benzer olduğunu, markanın ticari etki yaratacak şekilde— kullanıldığını, müvekkilinin bu kullanımları SMK’nun 7/2. ve 7/3. maddeleri uyarınca önleme hakkı bulunduğunu, davalı … tarafından — tarihinde –davalı — davacıya ait “—- adının da davacının markaları ile karıştırılma ve ilişkilendirilme ihtimali yarattığını, bu tescil ve kullanımların kötü niyetli ve hukuka aykırı olduğunu, davalı ….—–” esas unsurlu marka başvurularının — tarafından reddedilmesine rağmen tekrar tekrar benzer başvurularda bulunduğunu,— sınıf için tescil edilen— hükümsüzlüğü için— sayılı davasını açtıklarını, davalıların eylemlerinin aynı zamanda haksız rekabet olduğunu belirterek; SMK’nun 149-1(ç), 150. ve 151. maddeleri ile sair ilgili yasal mevzuat uyarınca, davalı … ile Davalı ..—tescil edildiği tarihten itibaren ticari defter ve kayıtlarında inceleme yapılarak —” markasını haksız ve hukuka aykırı şekilde kullanmış olmaları nedeniyle, öncelikle, tüm cirosunun tespitine, tespit edilecek cironun davalılar tarafından müvekkil Şirkete ödenmesine, ilaveten müvekkilinin uğradığı fiili kaybın hesaplanarak müvekkili Şirkete ödenmesine, söz konusu cironun ve müvekkili Şirket’in uğradığı toplam zararın müvekkil Şirket tarafından bilinmesi mümkün olmadığından harç zarureti nedeniyle şimdilik 10.000,00 TL bedelin faiziyle birlikte tahsiline, manevi tazminat olarak 100.000,00 TL’nin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, dava ile ilgili her türlü masraf ve yargılama giderleri ile ürünlerin imhası ile ilgili masraflar ve imha sürecine kadar olacak süreçte ortaya çıkacak her türlü masrafların faiziyle birlikte davalılardan tahsiline, hükmün ilanı, masraf ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalılar vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; haksız rekabete ilişkin talep ve tazminat için TTK’nun 60. maddesindeki zamanaşımı süresinin dolduğu, SMK kapsamındaki talepleriyle ilgili de TBK’nun 72. maddesindeki zamanaşımı süresinin dolduğu, davacının SMK’nun 25/6. maddesi uyarınca sessiz kalma nedeniyle hak kaybına uğradığı, davalı —- taraf ehliyetinin bulunmadığını, davacının marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti için müvekkillerine karşı — açtığını, bu nedenle derdestliğin söz konusu olduğunu, müvekkili ..—- uzun yıllar —– yaptıktan sonra — — başladığını, akabinde de “—” gibi kurumları ——-sektöründeki faaliyetlerini arttırarak devam ettirdiğini, müvekkili şahsın son olarak—- öncesinde——- ——-alanında söz sahibi bir kurum haline geldiğini, bu haliyle müvekkili şahsın sahibi olduğu “—— istikrarlı ve nitelikli şekilde ——- sektöründe öncü kurumlardan biri olarak faaliyet gösterdiğini, davalı müvekkili …— hem ….— hem de—-unvanlı firmanın yönetim kurulu başkanı olup her iki kurumun aynı —— altında faaliyet gösterdiğini, davacı yanın, dava dilekçesinde “—markalarının —nezdinde kendisi adına tescilli olduğunu belirterek bazı görseller sunduğunu ve — markalar altında kaliteli ve —-kurum olduğunu ileri sürdüğünü, davacı yanın bu yöndeki iddialarının asılsız olduğunu, nitekim davacı yanın, uzun yıllardır bahse konu markası altında —- hizmeti vermediğini ve tescile konusu sınıflar bakımından markalarını kullanmadığını, davacının, müvekkilinin “— markalarının davacıya ait “—markalar ile iltibasa yol açtığı iddiası ile huzurdaki davada ileri sürmüş olduğu iddialarının aynısını daha evvel — aracılığı ile ileri sürdüğünü, mahkemenin— tarihli ara kararları ile müvekkili şahsın ve kurumun sahibi olduğu — unsurlu markaların kullanımlarının önlenmesi, kullanılmasına yönelik — toplatılması, tabelaların indirilmesi, yine — markalara yönelik gerek —–, gerekse de —- erişimin engellenmesi dahil sair hususlara yönelik bir kısım ihtiyati tedbir kararları verildiğini, müvekkili şahsın ve kurumun salt — adı altında herhangi bir kullanımı ya da faaliyeti bulunmadğını, bu sebeplerle söz konusu ihtiyati tedbir kararına taraflarınca itiraz edilmesi üzerine 04/05/2021 tarihinde ihtiyati tedbire itiraz duruşması yapıldığını ve ilgili yerel mahkemenin 10/03/2021 tarihli ihtiyati tedbir kararlarının tümden kaldırılmasına karar verdiğini, davacı yanın dava dilekçesinde adına tescilli — esas unsurlu markalardan bahsederken bu markaların kendisi taralından nasıl ve ne şekilde kullanıldığına ise ayrıntılı şekilde değinmediğini ve kullanımını ispatlar bir delil de sunmadığını, davacının yıllardır markalarını kullanmadığı gibi eğitim-öğretim alanında faaliyet de göstermediğini, dolayısıyla müvekkilleri ile davacı arasında herhangi bir rekabetin zaten mevcut olmadığını belirterek, öncelikle davacının iş bu davaya gerekçe gösterdiği –” esas unsurlu markalarının iptali ve hükümsüzlüğü için — sayılı dosyası ile açılan karşı davanın bekletici mesele yapılmasına, 6769 sayılı SMK’nun 29/2. maddesi uyarınca sunulan kullanım ispatı defi taleplerinin kabulüne, davacı yanın haksız davasının tümden reddine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davalıların “—— için — markasını kullanmalarının davacının — markalarından kaynaklanan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği iddiasıyla açılan maddi ve manevi tazminat davasıdır.
— Esas sayılı dosyası incelendiğinde; — —-. tarafından, davalılar; …, …, …— aleyhine dava açıldığı, dava konusunun; davalıların davacı — markalarına benzer marka kullanmalarının haksız rekabet ve markaya tecavüz olduğunun tespiti olduğu, her iki davanın tarafların aynı olduğu, aynı marka kullanımlarıyla ilgili markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti için dava açıldığı, davanın deredest olduğu tespit edilmiştir.
HMK’nun 166/1. maddesinde, aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davaların, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden birleştirilebileceği, 166/4. maddesinde ise davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda bağlantının var sayılacağı belirtilmiştir.
Bu hükümler doğrultusunda yapılan incelemede her iki davanın taraflarının aynı olduğu,— davada verilecek hükmün bu davanın sonucunu etkileyeceği, bu nedenle her iki dava arasında hukuki bağlantı bulunduğu, ayrıca usul ekonomisi açısından da delillerin birlikte toplanması ve değerlendirilmesi , yani her iki davanın birlikte görülmesi gerektiği anlaşılmakla, her iki davanın birleştirilmesine ve yargılamaya– dosyası üzerinden devam olunmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
— Esas sayılı davası ile bu dava arasında fiili ve hukuki irtibat bulunduğundan, her iki davanın BİRLEŞTİRİLMESİNE,
Yargılamaya ——Esas sayılı dava dosyası üzerinden devam olunmasına,
Kararın derhal—– bildirilmesine,
Harç, masraf ve vekalet ücretinin birleşen dava üzerinden değerlendirilmesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı esas hükümle birlikte istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.