Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/77 E. 2021/231 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/77 Esas
KARAR NO: 2021/231
DAVA: Markaya Tecavüzün Önlenmesi, Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ: 17/12/2012
KARAR TARİHİ: 23/12/2021
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; — başvuru numarası ile —tescil edildiğini, —- yılından —– kullanmakta olduğunu, — da yenileme işlemlerini yaptırdığını, —- hizmet vermekte olunduğunu, davalı—- sayılı başvuru numarası ve —-markasının tescil edilmesi talebiyle —- başvuruda bulunmuş olup, —-tarafından —-yayınlanmasına karar verildiğini , bu karar üzerine müvekkili şirketin — tarihinde itirazda bulunulduğunu, — müvekkili şirket’in itirazı üzerine yapmış olduğu incelemede —– markasının müvekkili şirket adına kayıtlı markaların tümü ile aynı ya da ayırt edilemeycek kadar benzer olduğunu , davalı şirketin —markasının tescilli amacıyla yapmış olduğu başvurunun reddine karar verdiğini, davalı şirketin buna rağmen —— ibaresini şirket unvanı ve marka olarak alenen kullandığını, bu ibraenin davacının tescilli markası ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğundan tüketiciler nezdinde iltibas yarattığını belirterek, bu nedenlerle davacıya ait markaya yapılan tecavüzün giderilmesine, markaya tecavüzün men’ine ve ref’ine, —– davacının markasına tecavüz teşkil eden davalı şirket unvanı ile — ibareli markanın alenen yazılı olduğu tabelanın kaldırılmasına, bahsi geçen tabelanın kaldırılması için HMK’nın 389 ve 390. maddesi hükümlerine dayanarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile — maddi ve — manevi tazminat olmak üzere toplam —- tazminatın ihtarname tarihinden itibaren davalı taraftan tahsiline, davalı şirket aleyhine mahkeme kararının kamuya duyurulmasına, maddi tazminatın 556 sayılı KHK’nin 66/2-b maddesi uyarınca davalının markayı kullanmak suretiyle elde ettiği kazanç üzerinden hesaplanmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; 6100 sayılı HMK’ da husumet bir dava şartı olarak kabul edildiğini bu kapsamda davacı yanın huzurdaki davaya dayanak yaptığı —-ibareli marka kullanımının gerçekleştiği adresin müvekkiline ait olmadığını, davacının marka kullanımıyla ilgili —- yevmiye numaralı ihtarnameyi markayı kullanan şirkete gönderdiğini, bu kapsamda davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, esasa girilmesi halinde ise —- markalarının benzer olmadıklarını beyan ederek,—- örnek kararları doğrultusunda haksız ve mesnetsiz olan davanın reddi ile dava sırasında oluşacak yargılama giderleri ile karşı yan vekillik ücretlerinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davalının kullandığı —— iltibas oluşturacak derecede benzer olduğu ve davacının marka hakkına tecavüz teşkil ettiği iddiasıyla açılan marka hakkına tecavüzün önlenmesi ile maddi ve manevi zararların tazminine ilişkindir.
Davacı tarafından davalı aleyhine —– ile marka hakkına tecavüzün önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat alacağı yönünde açılan davanın yapılan yargılaması sonucunda, —— edenin dava dilekçesinde ve eklerinde dava dışı —- olduğunun belirtildiği ve ileri sürüldüğü, ancak davanın —– aleyhine açıldığı, esas itibariyle bu hususun cevaba cevap dilekçesi ile davacı tarafça da kabul edildiği, ancak her iki şirketin ortaklarının ve yetkili müdürlerin aynı şahıslar olduğunu belirtildiği görülmüştür. Bu durumda pasif husumet ehliyetinin gerçekleşmediği, bu hususun——- belirtilen maddi bir hatadan kaynaklanmadığı zira dava tarihinden önceki bir tarihte noter ihtarnamesi ile ihtarname keşide edildiği, bu durumda davanın husumet nedeni ile reddine karar vermek gerektiği” yönünde hüküm kurularak, davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş, kararın davacı tarafça temyiz edilmesi üzerine—— sayılı ilamı ile “Dava, marka hakkına tecavüzün men’i, ref’i, giderilmesi, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup mahkemece, davanın markayı kullanan şirkete karşı açılmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Ancak, marka hakkına tecavüz oluşturan başka bir markanın lisans sözleşmesi kapsamında kullandırılması halinde, bir bedel karşılığı bu markayı kullandıran kişiye karşı da husumet yöneltilmesi mümkün olup, mahkemece, esasa girilerek bir hüküm kurmak gerekirken, davanın yazılı gerekçeyle reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun —ilamına uyulmak suretiyle— numarası alınarak yargılamaya devam edilmiş,—-davacının davaya konu markasını yargılamanın devamı sırasında devrettiği anlaşılmakla, tecavüzün önlenmesi davasının ve ilan talebinin konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, — maddi tazminatın — tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,— manevi tazminatın — tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine” karar verilmiş, iş bu karara karşı davalı tarafça temyiz yoluna başvurulması üzerine—-“Dava, marka hakkına vaki tecavüzün men’i, ref’i, giderilmesi, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup mahkemece, davalı aleyhine marka hakkına tecavüz nedeniyle maddi ve manevi tazminata hükmedilmiştir. ———–uyarınca tescilli markanın, tescilli olduğu sınıflarda kullanımı marka hakkına tecavüz teşkil etmez. ——- davalıya ait markaların kullanımı, markaların tescilli olduğu sınıflarda, —- tarihli inhisari lisans sözleşmesi kapsamında dava dışı —- bırakılmıştır. Anılan —– kapsamında dava dışı şirketin, sözleşmeyle kullanım hakkını aldığı markaları, tescilli olduğu —– dışında başka bir sınıfta kullanımının, davalının sorumluluğunu gerektireceğine dair bir gerekçeye yer verilmeksizin davanın kabulüne karar vermesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” denilerek Mahkememizce verilen karar bozulmuş, davacı vekilinin karar düzeltme talebi de yine ——ile reddedilmiştir.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun —- ilamına uyulmak suretiyle —- numarası alınarak yargılamaya devam edilmiştir.
Taraflara ait marka tescil kayıtları dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde;— marka tescil başvuru numaralı —- sınıflarda tescili için davalı şirketin tescil başvurusunda bulunduğu, ancak markanın —- markasının da aynı sınıflarda, aynı mal ve hizmetler için tescil edildikleri, — sınıfta davacı adına tescil edildiği,—- devredildiği tespit edilmiştir.
Dava teknik bilgi gerektirdiğinden tarafların delilleri toplandıktan sonra; davalının lisans vererek kullandırdığı —– markaları arasında benzerlik bulunup bulunmadığı, iltibas yaratıp yaratmadığı ve maddi tazminat yönünden ——gereğince hesaplama yapılması yönünden rapor alınmış, akademisyen, marka vekili ve mahasip bilirkişinin — tarihli raporlarında———–davacının markasındaki —ibaresinin—-olduğu, okunuş itibariyle farklı olsa da —-arasında anlam itibariyle benzerlik bulunduğu, markaların bütün itibariyle bıraktıkları izleniminin benzer olduğu, davacı markasının —- markasını tescilli olduğu —-sınıfta tescil edilen hizmet sınıfında —– vererek sınıfında kullandırıldığı, davalı tarafından kullanılan —markasının ise —-tescilli olduğu, davacı adına — tarihinde —- devredildiği, marka hakkına tecavüz edenin markayı kullanmak yoluyla elde ettiği kazancın ise —-ekinde sunulan davalı şirket ile dava dışı —- imzalanan — tescil numaralı —- ibareli markaların lisans alan —-karşılığında kullanacağı anlaşıldığından ve — tarihli fatura düzenlenerek kayıt altına alındığından söz konusu markalar için——- davalının markayı kullanmak yoluyla elde ettiği kazanç olduğu beyan edilmiştir.
Davacı vekili bilirkişi raporunda noksan hesaplama yapıldığını beyan etmiş, davalı tarafça da davalının lisans vermek dışında markaları kullanmadığını, —- bakımından verilmiş bir lisans sözleşmesi bulunmadığını, dava dışı firmanın da fiili kullanımının tescilli markanın kapsamını aşmasından dolayı davalının sorumlu tutulamayacağı itirazından bulunduğu anlaşılmakla, mahkememizce ek rapor alınmış, bilirkişi ek raporunda —— markaları arasında esaslı bir fark bulunmadığı, bu nedenle hesaplanan —-maddi tazminatın ödenmesi gerektiği, ancak mahkemece —- markalarının birbirlerinden farklı olduğu değerlendirilirse yalnızca—- markasının kullanımından elde edilen kazancın—- olarak hesaplanabileceği beyan edilmiştir.
Davalı tarafça —- dosyasının bekletici mesele yapılması talep edilmiş ise de, dosya örneğinin incelenmesi neticesinde davacı —-ibareli markanın tesciline ilişkin —- kararının iptali , karşı davada ise , davacı taraf adına kayıtlı —- markasının hükümsüzlüğü davası açıldığı davacının bu davada taraf olmadğı markayı yargılama sırasında devrettiği ve verilecek kararın bu davayı etkileyecek mahiyette olmadığı anlaşıldığından, bekletice mesele olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
Davacının yargılamanın devamı sırasında adına kayıtlı—–markasının —- devretmesi nedeniyle, markaya tecavüzün önlenmesi davasının ve hükmün ilanı talebinin konusuz kaldığı anlaşılmakla, bu taleplerle ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş, dava tarihinde———– markasının davacı adına kayıtlı olduğu anlaşılmakla markaya tecavüz nedeniyle maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkin davada yargılamaya devam edilmiştir.
— ilamı doğrultusunda, davalı marka sahibi şirket ile markayı lisans sözleşmesi ile kullanan şirket arasında bağlantı bulunup bulunmadığının tespiti için her iki şirketin kuruluşlarından bu yana tüm ortaklarını gösteren ticaret sicil kayıtları dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde; davalı —- tarihinde tescil edildiğ, en son ortaklarının—- olduğu, dava dışı —- olduğu, halen ortaklarının;——olduğu tespit edilmiştir.
Dava dışı —– hisselerinin tamamını—– devrettikleri, buna göre dava tarihinde dava dışı —— kurulduğu, ortaklarının ——- devrettiği, yani davanın açıldığı — tarihinde davalı şirket ile ——kullanan dava dışı —— ortaklarının bağlantılı oldukları tespit edilmiştir. Bu nedenle ve ayrıca markasını lisans sözleşmesi ile kullandıran davalı şirketin markasının ne şekilde kullanıldığını da basiretli bir tacir gibi denetlemesi gerektiğinden davacının markasına tecavüz edilmesi eyleminden sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Marka hakkına tecavüz konusu, dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 556 sayılı KHK’nin 9. ve 61. maddelerinde düzenlenmiştir. 556 sayılı KHK’nin 9/1-b. maddesinde, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal ve/veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal ve /veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından, işaret ile tescilli marka arasında ilişkilendirme ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılmasının marka sahibi tarafından önlenmesinin talep edilebileceği düzenlenmiştir.
Markaların karıştırılma ———tehlikesi, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle, sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir. Diğer bir tanıma göre karıştırılma ihtimali, bir -tescilsiz- işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir
Yapılacak incelemede karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekir. Bunun için de ilk önce markalar arasında ayniyet veya benzerlik ve daha sonra mal ve/veya hizmetler arasında ayniyet veya benzerlik olup olmadığı araştırılmalıdır. Burada iltibas tehlikesinin belirlenmesinde, benzerliğin vasat düzeydeki tüketicilerin ilk bakışta ürün veya hizmetin karıştırılmasına sebep olması veya karıştırma tehlikesinin bulunması ölçütü esas alınır. Ancak özel alıcı grubu olan hedef kitle de somut olayda nazara alınabilir.
Toplanan deliller, marka tescil kayıtları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı ile; davalı adına tescilliyken yargılama sırasında dava dışı —-devredilen ve halen onun adına tescilli olan —- markasının lisans sözleşmesiyle dava dışı şirket tarafından kullanıldığı davalı tarafça savunulmuşsa da, ————anlamının mağaza/dükkan anlamında benzer olduğu, markaların görsel ve anlamsal olarak benzer oldukları, markaların bütün olarak değerlendirilmesinde markaların hitap ettiği ortalama halk kitlesi yönünden iltibas yaratacağı ve davalı tarafın markasının tescilli olmadığı, davacıya ait markanın tescilli olduğu —- kullanımın da markayı tecavüz teşcil edeceği kanaatine varılarak, davalı şirketin dava dışı şirketle yapmış olduğu —-tarihli ihsari lisans sözleşmesinde kabul edilen ve davalı defterlerinde fatura düzenlenerek kayıtlı olan —-marka için ödendiği, markalar yönünden yapılan—-masraflara ilişkin fatura bedellerinin de iki adet marka yönünden yapılmış olduğu göz önüne alınarak, lisans bedelleri ve fatura bedellerinin — oranında mahsubundan sonra —- maddi tazminatın davacıya ödenmesi gerektiği, davacı tarafça davalıya —- markanın kullanılmamasının ihtar edildiği, ihtarnamenin —-tarihinde tebliğ edildiği göz önüne alınarak ihtarın tebliğ tarihi olan ——– tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine, davalının kusur derecesi, eylemin devam ettiği süre, tarafların ticaret hacimlerine göre —— manevi tazminatın yine ihtar tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar vermek gerekmiştir. Davacının marka hakkına tecavüzün önlenmesi davası konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmişse de, davacının dava tarihinde bu davayı açmakta haklı olduğu anlaşılmıştır. Ancak daha önce verilen kararda bu davayla ilgili vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin HMK’nun 331/1. maddesi uyarınca davalı tarafa yüklenilmesine karar verilmediğinden ve karar yalnızca davalı tarafından temyiz edildiğinden, davalının kazanılmış hakkı gözetilerek marka hakkına tecavüzün önlenmesi davasıyla ilgili vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalıdan alınmasına karar verilmemiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davacının davaya konu markasının Yargılamanın devamı sırasında devir ettiği anlaşılmakla, tecavüzün önlenmesi davası ve hükmün ilanı talebi konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
— maddi tazminatın —- tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
— manevi tazminatın —– tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Alınması gereken 671,00 TL harçtan peşin alınan 1.485,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 814,00 TL harcın isteği halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davacı vekiline maddi tazminat davasının kabul edilen kısmı yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 4.822,50 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı vekiline manevi tazminat davasının kabul edilen kısmı yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davalı vekiline maddi tazminat davasının reddedilen kısmı yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/3 maddesi gereğince takdir olunan 4.822,50 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davalı vekiline manevi tazminat davasının reddedilen kısmı yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/2 maddesi gereğince takdir olunan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yatırılan ve iadesine karar verilen tutar dışında kalan 671,00 TL peşin harç ve 21,15 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 692,15 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 3.488,00 TL yargılama giderinden, davanın kabul ve red oranına göre, (%10) 348,80 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye (%90) 3.139,20 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 56,00 TL yargılama giderinden, davanın red ve kabul oranına göre, (%90) 50,40 TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, bakiye (%10) 5,60 TL’nin davalı üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.23/12/2021