Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/73 E. 2023/48 K. 21.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/73 Esas
KARAR NO: 2023/48
DAVA : Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
DAVA TARİHİ: 28/04/2021
KARAR TARİHİ: 21/03/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davasının yapılan açık yargılama sonucunda;

İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; davacı şirketin —– —- biri olduğunu, davacının —- markasının sahibi olduğunu, bu davanın konusunu oluşturan markanın ise —– yılında tescil edilmiş olan —– markası olduğunu, davacının bu markalı ürünlerin üretimini ve satışını yaptığını, davalının ise görselleri sunulan ——- ürünün üretimini ve satışını yaptığını, davalı tarafından kullanılan marka ve ürün ambalajının davacıya ait marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini, davacının markasının —–ibarelerinden oluştuğunu, davalının kullandığı —– ibarelerinin markaları görsel ve fonetik olarak ayırt edilemeyecek derecede benzer hale getirdiğini, bunun yanı sıra —– oluşması, —–ibaresinin —— almasının markaları kavramsal olarak da ayırt edilemeyecek derecede benzer hale getirdiğini, —— de davacıya ait marka ve ürün ile bütünleşmiş olduğunu, davalının kullandığı —– hiçbir teknik zorunluluk olmamasına rağmen —— olduğunu, —– üzerine ——- oluşması, ambalaj üzerinde yuvarlak şekilde ve arasında—- görsellere yer verilmiş olmasının ambalajları —–olarak aynı hale getirdiğini, davalının bu ambalaj tasarımlarının tescili için yaptığı başvuruya yapılan itiraz sonucunda——tasarımların tescil talebinin reddedildiğini, davalının davacının tanınmışlığından yararlanmaya çalıştığını, davalının ürünleri ile müvekkilinin ürünlerinin davalıya ait —— marketlerde yan yana satıldığını, ortalama tüketicinin ürünleri karıştırabileceğini, davalının eyleminin aynı zamanda haksız rekabet oluşturduğunu, davalının basiretli bir tacir gibi hareket etmesi gerektiğini, davacının tanınmış ——- benzer markanın kullanılmasının davacının markasının sulandırılması dahil bir takım olumsuzluklara yol açacağını belirterek, öncelikle markaya tecavüzün ve haksız rekabetin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalının eylemlerinin SMK kapsamında marka hakkına tecavüz ve TTK kapsamında haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerin önlenmesine, durdurulmasına ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, bu bağlamda davalının ——adlı dava konusu taklit ürünleri internet ortamı dahil her türlü mecrada kullanmasının, üretmesinin, satmasının, ithal ve ihraç etmesinin yasaklanmasına, davalı yanca üretilen, satılan, ithal ve ihraç edilen ——- isimli dava konusu tüm taklit ürünlere ve ürün görsellerinin kullanıldığı her türlü belge ve tanıtım malzemesine ————– veya bölge gibi olanalar dahil bulundukları her yerde el konulmasına ve imhasına, masrafı davalıya ait olmak üzere verilecek hükmün tecavüz ve haksız rekabete ilişkin hüküm özetinin —- çapında dağıtım yapan bir gazetede yayınlanmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkili şirketin —– unvanına sahip, ancak tanınmış bilinen, —- yapılan —- ile ———bilinen/tanınan bu marka ön plana çıkartılarak, ——kurulmuş olmasına rağmen halen——- tamamında faaliyette bulunan, kendi adına tescilli yüzlerce markası ve yanında ulusal çapta bilinen 3. kişi firma ürün/ markaları ile müşterilerine, uygun fiyatlarla ve düşük maliyette kaliteli ———–olduğunu, müvekkil firmanın ——— açtığını ve bir ay içerisinde hedefi olan—— açılışını gerçekleştirdiğini, —— firmanın —— alıcılarının ve tüketicilerinin, her gelir düzeyinde tüm tüketicilerden oluştuğunu, müvekkili firmanın,——nezdinde de başarısını kanıtlamış bir firma olduğunu,—- yılında katıldığı ——– kısa zamanda hızla gelişen müvekkili firmanın, —– yılının en fazla marka tesciline sahip——– yılından bu yana aralıksız bir şekilde —— kullandığını, müvekkilinin tanınmış hale gelmiş markasıyla davacı ve dava dışı diğer benzer ürün satışı yapan markalardan farklılaştığını, davacının bu kötü niyet iddialarını delillendirmek için herhangi bir belge sunamadığını, davacıının müvekkiliyle benzer ürünlerin satışını yaptığı markalarını mesnet göstererek müvekkili aleyhine davalar açmakta olup, açılan davaların amacının sektörde ——– gelmeyi kolaylaştırdığını, davacı şirketin daha önce bu amaçla —– tasarımını mesnet göstererek müvekkili şirketin —– tasarımına karşı —- hükümsüzlüğü davası açtığını, —— numaralı dosyasında ise marka hakkına tecavüzün tespiti ve önlenmesine yönelik davası açtığını, yürütülen yargılama neticesinde her iki davanın da reddine karar verildiğini, davacının herhangi bir dayanağı olmaksızın açmış olduğu davalara örnek olarak sunulan işbu dava, davacının kötü niyetli olduğunun göstergesi olup, tüm bu nedenlerle davacı tarafından açılan hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, her türlü yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.

DE L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davalının —– ambalajının, davacı adına tescilli —— benzer olduğu iddiasıyla açılan, hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi davasıdır. Dosyaya—– kayıtları getirtilmiş olup, incelendiğinde; —– markasının —- tescil tarihli ve —-markasının —– davacı adına tescilli olduğu, —— markasının —- davacı adına tescilli olduğu tespit edilmiştir.Davalının ise; —- tescil numaralı çoklu ambalaj deseni tasarımı ve —–tescil numaralı ———tasarımının halen tescilli oldukları anlaşılmıştır.Mahkememizce ihtiyati tedbir talebinin değerlendirilmesi için dosya bilirkişi heyetine verilmiş olup, marka uzmanı —— tarihli raporunda; davalı tarafın —- kullanımının davacının ———ibareli tescilli markası ve davacının piyasada kullanılan ürünün ambalajı ile iltibas yaratıcı seviyede benzerlik taşıdığına dair görüş bildirilmişlerdir. Dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden Mahkememizce tarafların delilleri toplandıktan sonra dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, marka uzmanı —- —— uzmanı —- gıda sektörü uzmanı —- oluşan bilirkişi heyetinin — tarihli raporunda; davacı şirketin ———– numara ile tescilli —— tescil sahibi olduğu, taraflara ait ambalajlar üzerindeki ortak unsurun——— olduğu, bu ibarelerin bir —— türü olarak bir ürün grubunu ifade edecek şekilde kullanıldığı ve bunun herkesçe yararlanılabilecek hak olduğu dikkate alındığında, böyle bir kullanımını rekabet kurallarına uygun bulunmayan bir yapısının da olmadığı, davaya konu marka/lagoların —– olarak tamamının farklı şekilde seslendirildikleri, ———bütününde olduğu gibi, markaların——— gelişinden oluşan işitsel etkinin zihinde çağrışımsal bir iz bırakmadığı, tarafların, yasal olarak koruduklarını iddia ettikleri ambalajlarla biçimsel yönden farklılık taşıyacak şekilde tasarlamış bulunmasına bağlı olarak, yenilik ve ayırt edicilik veya kamuya sunulma yönünden değerlendirme dışında kalabilme nedenine bağlı olarak, eldeki ——– piyasaya az tarihlerinin tespitinde, bilişim veya bilgisayar uzmanlığına ihtiyaç bulunduğu, davacı adına ———– tarafından tanınmış marka olarak kabul edildiği ve tanınmış —– kaydedildiği, dava konusu edilen ——-hakkında ayrıca alınmış bir tanınmışlık kararı bulunmadığı, davalı tarafça kullanıma konu edilen ambalajın davalı taraf adına tescilli ——-numara ile tescilli tasarım belgesi ile uyumlu olduğu, SMK 155 anlamında davalı adına tescilli tasarımın sınai mülkiyet hakkını savunma gerekçesi olarak ileri sürülemeyeceği hükmü nazara alınarak dikkate alınmasa dahi her iki tarafa ait ürünler arasındaki ortak noktanın ——– ibaresinin ayırt edici bir ibare olmadığı, doktrinde genel olarak kabul edilen zayıf marka olarak kabul edilebileceği, bu anlamda———- davalı tarafça ihlal edildiğinin söylenemeyeceği, bu ambalajları meydana getiren tasarım ögelerinin ayrı ayrı birbirinden ayırt edilebilecek kadar farklı olmalarına rağmen bir bütün halinde elde, akılda kalan izlenime bakıldığında ürün kimliği yönünden aynı tasarım mantığını taşıyan ve aynı kuruluşun benzer ürün —— başka çeşitleme gibi algılanabildikleri, ambalajlardaki——– üzerindeki yazı ——– dışında belli farklılıklar taşımakla birlikte, bunların düzenlenişi sırasında izlenen yol, parçaların konumu, alan üzerindeki büyüklükleri ve ayrıca bu nesnelerin istiflenişi ve buna verilen yön ve hiyerarşinin de benzerliğinin ambalajları benzer duruma getirdiği, bu anlamda da TTK’nun 54 ve devamı maddeleri anlamında haksız rekabet şartlarının oluşabileceği yönünde görüş bildirmişlerdir.Mahkememizce bilişim uzmanı ——-bilirkişi heyetine dahil edilerek önceki bilirkişi heyetinden yeniden rapor istenmiş, bilirkişiler raporlarında; yapılan araştırmalarda davacıya ait olduğu anlaşılan —–tescil bilgilerinde; alan adının ——-kayıt edildiği, kayıt süresinin —- tarihinde son bulacağı bilgisinin yer aldığı, davacının davaya konu ——- bulunduğu en eski arşiv kaydı tarihinin —— olduğunun tespit edildiği, yapılan araştırmalarda davalıya ait olduğu anlaşılan —— üzerinde yapılan incelemede; ———– adına kayıt edildiği, kayıt süresinin —- tarihinde son bulacağı bilgisinin yer aldığı, işbu sitede yer alan dava konusu ürüne ait en eski tarihli arşiv kaydında —– olduğunun tespit edildiği, kök rapordaki kanaatleri mahfuz kalmak üzere; davacı şirketin —— kayıtlı markaların tescil sahibi olduğu, davalı tarafın—— numara ile tescilli tasarım tescilinin, tescil sahibi olduğu, taraflara ait ambalajlar üzerindeki ortak unsurun ——- olduğu, bu ibarelerin bir—– türü olarak bir ——- ifade edecek şekilde kullanıldığı ve bunun herkesçe yararlanılabilecek hak olduğu dikkate alındığında, böyle bir kullanımın rekabet kurallarına uygun bulunmayan bir yapısının da olmadığı, davaya konu — —– olarak tamamının farklı şekilde seslendirildikleri, —— bütününde olduğu gibi markaların —– gelişinden oluşan işitsel etkinin de zihinde çağrışımsal bir iz bırakmadığı, davacı adına ——— markalarının — tarafından tanınmış marka olarak kabul edildiği ve tanınmış markalar siciline kaydedildiği, dava konusu edilen——-markası hakkında ayrıca alınmış bir tanınmışlık kararı bulunmadığı, davalı tarafça kullanıma konu edilen ambalajın davalı taraf adına tescilli —- numara ile tescilli tasarım belgesi ile uyumlu olduğu , her iki tarafa ait ürünler arasındaki ortak noktanın —–ayırt edici bir ibare olmadığı, doktrinde genel olarak kabul edilen zayıf marka olarak kabul edilebileceği, bu anlamda ——-davalı tarafça ihlal edildiğinin söylenemeyeceği, bu ambalajları meydana getiren tasarım ögelerinin ayrı ayrı birbirinden ayırt edilebilecek kadar farklı olmalarına rağmen bir bütün halinde elde, akılda kalan izlenime bakıldığında ——– yönünden aynı tasarım mantığını taşıyan ve aynı kuruluşun benzer ——- başka çeşitleme gibi algılanabildikleri, ambalajlardaki ———- bunlar üzerindeki ——– benzerliğinin dışında belli farklılıklar taşımakla birlikte, bunların düzenlenişi sırasında izlenen yol, parçaların konumu, alan üzerindeki büyüklükleri ve ayrıca bu nesnelerin istiflenişi ve buna verilen yön ve hiyerarşinin de benzerliğinin ambalajları benzer duruma getirdiği, bu anlamda da TTK’nun 54 ve devamı maddeleri anlamında haksız rekabet şartlarının oluşabileceğine dair görüş bildirilmiştir.Mahkememizden alınan bilirkişi raporu ile sonraki kök ve ek bilirkişi raporlarında, davalının kullandığı tespit edilen ambalajın davalının tescilli tasarımı ile uyumlu olup olmadığına dair görüşler arasında çelişki bulunduğundan, ayrıca sonradan alınan kök ve ek bilirkişi raporlarında davalının kullandığı tespit edilen ambalaj tasarımı ile davacı adına tescilli —– numaralı markanın iltibasa neden olacak derecede benzer olup olmadığına dair bir değerlendirme yapılmadığından, davalı adına tescilli —– tescil numaralı tasarım ile davalı tarafın kullandığı tespit edilen —— benzer olup olmadığı, davacı adına tescilli —–tescil numaralı marka ile davalı tarafın kullandığı tespit edilen tasarımın benzer olup olmadığına dair tasarım uzmanı —– oluşan bilirkişi heyetinden yeniden rapor alınmış, —- markasının —– edilmiş olduğu, davalının —- ile tescilli ———endüstriyel tasarım tescillerinin sahibi olduğu, davalının tespit edilen—– olarak ilk kullanımlarının davacının markası ile SMK’nun 6/1. Maddesi uyarınca ——- kullanılmasının orta düzeyde tüketici nezdinde iltibasa neden olabileceği, TTK’ nun Hükümlerine göre, haksız rekabet teşkil ettiği, davalının sonraki ——— kullanımlarının ve ticari sunumlarının ise,——–davacının marka ve ambalajlarından uzaklaştığı, söz konusu kullanımın marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil etmeyeceğine dair görüş bildirmişlerdir. Sınai Mülkiyet Kanununun 29. Maddesinin yollamasıyla SMK’nun 7/2-b maddesinde tescilli bir marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması marka hakkına tecavüz olarak tanımlanmıştır. Yine Sınai Mülkiyet Kanununun 149. maddesinde marka hakkına tecavüz edilen marka sahibinin fiili tecavüzün olup olmadığının tespitini, muhtemel tecavüzün durdurulmasını, tecavüz fiillerinin durdurulmasını, tecavüzün kaldırılmasını, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabileceği düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanununun 55. maddesinde ise başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almanın haksız rekabet olduğu belirtilmiştir.
Markaların karıştırılma (iltibas) tehlikesi, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle, sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir. Diğer bir tanıma göre karıştırılma ihtimali, bir -tescilsiz- işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir.Yapılacak incelemede karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekir. Bunun için de ilk önce markalar arasında ayniyet veya benzerlik ve daha sonra mal ve/veya hizmetler arasında ayniyet veya benzerlik olup olmadığı araştırılmalıdır. Burada iltibas tehlikesinin belirlenmesinde, benzerliğin vasat düzeydeki tüketicilerin ilk bakışta ürün veya hizmetin karıştırılmasına sebep olması veya karıştırma tehlikesinin bulunması ölçütü esas alınır. Ancak özel alıcı grubu olan hedef kitle de somut olayda nazara alınabilir.Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında; davacıya ait marka tescil kayıtları, davalının tasarım tescil kayıtları, davalının ambalaj kullanımına ilişkin tespitler ve bilirkişi raporları ile; davacının davaya dayanak yaptığı markasının——– markasının ——- içerdiği, —- daha——— yazıldığı, davacının fiili kullanımında markasında yer alan ——-rağmen—– kullandığı, davalının davaya konu ambalajında da —– davacının markasındakinden daha——– ibarelerinin yazıldığı, ambalaj üzerinde —–yer aldığı, her iki tarafın —— markası olan —— ibaresinin tanımlayıcı bir ibare olduğu, ancak davalının ambalajının zemin rengi, ——- ibaresinin———–yazılması, pek çok seçenek özgürlüğü mevcut olmasına rağmen, davalının ambalajı üzerindeki unsurların ——- davacının davalıdan çok daha önce kullanmaya başladığı tespit edilen ——-markasını taşıyan ürün ambalajıyla ve tescilli markasıyla benzerliği, ortalama tüketici kitlesine hitap eden,—– genellikle yan yana satışa sunulan ve hızla satın alınan ürünler olmaları nedeniyle, davacının——–numaralı markasıyla iltibasa neden olabileceği, davacının markasında yer alan —— olmasına rağmen, davalının ambalajında —– kullanılmış olmasının, davalının ambalajını davacının markasından farklılaştırmaya yetmediği, davalının adına tescilli ——-markasının, altında——ibaresinin ve onun altında da —–yazılı olduğu, tasarımda —— ibarelerinin renklerinin de davalının kullandığı ve davaya konu ediden ambalajdan farklı olduğu, bu nedenle davalının davaya konu edilen ambalajının tescilli tasarımına uygun olmadığı ve davacının —— markasına yakınlaştırmak amacıyla kullanıldığı, davalının bu eyleminin marka hakkına tecavüz teşkil ettiği anlaşılmakla, markaya tecavüzün tespiti ve önlenmesi davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı, davalının tescilli markasından kaynaklanan haklarına tecavüz ettiği iddiasıyla bu davayı açmış, davanın dayanağının ——— markası olduğunu da açıkça dava dilekçesinde belirtmiştir. Ancak davalının bu eyleminin aynı zamanda haksız rekabet oluşturduğunu da belirterek, haksız rekabetin tespitini ve önlenmesini de talep etmiştir. ——– kararında da belirtildiği gibi; 6762 sayılı mülga TTK’nın 57/5.maddesinde yazılı “Başkasının emtiası, iş mahsulleri, faaliyeti veya ticaret işletmesiyle iltibaslar meydana getirmeye çalışmak veya buna müsait bulunan tedbirlere başvurmak, hususiyle başkasının haklı olarak kullandığı ——— surette——– meydan veren malları, durumu bilerek veya bilmeyerek, satışa arz etmek veya şahsi ihtiyaçtan başka her ne sebeple olursa olsun elinde bulundurmak” şeklindeki düzenlemeden yola çıkılarak, sınai mülkiyet hakkına tecavüz eylemleri, hem özel yasa niteliğindeki 556 sayılı Marka KHK’nın 61 ve 9.maddeleri uyarınca, hem de az önce zikrolunan hüküm nedeniyle mülga 6762 sayılı TTK’nın 57/5.maddesi hükümleri doğrultusunda kümülatif olarak korunmakta idi. 6102 sayılı TTK’nın 55/1-a-4 bendinde yer alan “Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak,” şeklinde düzenlenmiş olup, Kanun’un gerekçesinde de ifade olunduğu üzere, Kanun Koyucu bilinçli bir şekilde, “ad, unvan ve marka” kavramlarına ——–düzenlemede yer vermemiş ve buna gerekçe olarak da, bu kavramların kendi özel yasası niteliğindeki 556 sayılı Marka KHK, 554 sayılı End. Tasarım KHK ve 555 sayılı Coğrafi İş. KHK ve TTK’nın unvan ile ilgili düzenlemeleriyle korunması gösterilmiş ve bunların bir kez de TTK’nın haksız rekabet hükümleriyle korunmasının gereksiz olduğu ve yorum güçlüklerine yol açacağına vurgu yapılmıştır.
Gerçekten de, sınai mülkiyet haklarının kendi özel yasası niteliğindeki 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu hükümleriyle korunması ve 6102 sayılı TTK’nın 55/1-a-4 maddesindeki düzenleme karşısında, davalının davacı adına tescilli markayla iltibas yaratacak şekilde ambalaj tasarımı kullanması eyleminin TTK’nın 55/1-a-4.maddesi uyarınca aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiğine ilişkin talebin de reddine karar vermek gerekmiş, tüm bu gerekçelerle, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
Davalının davaya konu edilen, —–sayfasında görseline yer verilen ve ——— üzerinde—– altında —- olduğu,—- isimli ürün ambalajının davacı adına tescilli ——markasına tecavüz ettiğinin TESPİTİNE,
Marka hakkına tecavüz teşkil eden eylemlerin ÖNLENMESİNE, DURDURULMASINA ve SONUÇLARININ ORTADAN KALDIRILMASINA,
Davalının —— adlı dava konusu ambalajları taşıyan ürünleri internet ortamı dahil her türlü mecrada kullanmasının, üretmesinin, satmasının, ithal ve ihraç etmesinin yasaklanmasına, davalı tarafça üretilen, satılan, ithal ve ihraç edilen ve davaya konu ambalajı taşıyan —–dava konusu tüm ürünlere ve ürün görsellerinin kullanıldığı her türlü belge ve tanıtım malzemesine, —– sınırları içinde veya ——alanlar dahil, bulundukları her yerde el konulmasına, karar kesinleştiğinde masrafı davalıdan alınmak suretiyle İMHASINA,
Karar kesinleştiğinde masrafı davalıya ait olmak üzere hüküm özetinin –çapında yayın yapan bir gazete de bir kez ilanına,
—– tarihli bilirkişi raporunun karara eklenmesine,
Davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine,
Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,6‬0 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı vekiline kabul edilen kısım üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davalı vekiline reddedilen kısım üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL peşin harç ve 59,30 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 118,60 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 156,10 TL tebligat ve müzekkere masrafları ile 13.400,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 13.556,1‬0 TL yargılama giderinden, davanın kabul ve red oranına göre, (%75) 10.167,00‬ TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye (%25) 3.389,10 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 118,00 TL yargılama giderinden davanın red ve kabul oranına göre, (%25) 29,5‬0 TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, bakiye (%75) 88,5‬0 TL’nin davalı üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/03/2023