Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/60 E. 2023/180 K. 26.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/60
KARAR NO : 2023/180

DAVA : Marka (Maddi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 14/04/2021
KARAR TARİHİ : 26/09/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davasının yapılan açık yargılama sonucunda;

TALEP / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; davalı —– (“Davalı”), müvekkili——tescilli markasını izinsiz ve haksız olarak —– internet sitesinde kullandığını, müvekkilinin 2006 yılından beri hizmet verdiğini,—– 23.01.2008 tarihinde —- —şekil“ markasının tıbbi hizmetler başlıklı 44. sınıfta tescili için başvuruda bulunduğunu, —- şekil” markası Türk Patent Enstitüsü (TPE) tarafından 16.01.2009 tarihinde tescil edildiğini, ilgili marka TPE nezdinde başvuru tarihi olan 23.01.2008 tarihinden itibaren korunmakta olduğunu,—–kurumsal gelişmesine verdiği öneme binaen 25.12.2012 tarihinde cerrahi, tıbbi, diş hekimliği ve veterinerlik için alet, cihaz ve mobilyalara ilişkin 10. sınıf ve diş bakım ürünlerini kapsayan 35. sınıf için —– şekil” markasının tescili için başvuruda bulunmuş, 02.12.2013 tarihinde markanın tescil edilmesine karar verildiğini, yine 21.11.2013 tarihinde “—–” markasının TPE nezdinde tescil edilmesi için başvuruda bulunulmuş, bu marka Patent Enstitüsü (TPE) 3 tarafından 09.10.2014 tarihinde tescil edildiğini, müvekkilinin, süreç içerisinde “—–” markasının değerinin artması ile birlikte “—–”, “—–”, “——”, “——”, “—–”, “—–” markalarının da TPE nezdinde tescilini yaptırdığını, davalı tarafın, markaların asıl unsuru olan “——“ ibaresinin değiştirilmeden internet sitesinin alan adında kullanıldığının tespit edildiğini, davalıya karşı sözlü uyarılara karşın herhangi bir sonuç elde edilemediğinden, ——. Noterliği’nden 18 Mart 2020 tarihli ve —–yevmiye numaralı ihtarname gönderildiğini, tüm uyarılara karşın “——-” markasının izinsiz ve haksız kullanımı sürdürüldüğünden, iş bu davanın ikame edilmesi zorunluluğunun doğduğunu, tüm açıklamaları sebebi ile: Davanın ve ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, SMK m.159 uyarınca markaya tecavüz ve haksız rekabetin neticesi olan durumun ortadan kaldırılmasına, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin men’ine ve davanın niteliği bakımından verilecek hükmün etkinliğini sağlamak üzere öncelikle davalıya tebligat e duruşma yapılmadan ihtiyati tedbir kararı verilerek, davalıya ait —– alan adlı internet sitesindeki yayınların durdurulmasına, internet sitesinin alan adı ve bütün alt linklerde kullanılmasının engellenmesine, Türkiye’den erişimin engellenmesine, alan adının silinmesine, bu mümkün değilse alan adı kullanımlarının müvekkiline teslim edilmesini mümkün kılacak şekilde karar verilmesine, davalının, ——alan adında müvekkile ait tescilli markaları kullanmak suretiyle vaki fiilin TTK m.54 vd. bakımından haksız rekabet, SMK m.7 vd. bakımından markaya tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, TTK ve SMK uyarınca davalının bu yollardan haksız rekabetinin ve markaya tecavüzünün men’ine, davalının müvekkili ile haksız rekabetinin neticelerinin ortadan kaldırılması için davalı aleyhine verilecek mahkeme kararının hüküm gerekçe ve özetinin, masrafları davalı tarafından karşılanmak suretiyle —– yayımlanan ve —-dağıtımı yapılan —— gazetelerinden ikisinde birer kez ilan edilmesine ve ilgililere tebliğine, yargılamada tespit edilen değer üzerinden harcı tamamlanmak kaydıyla markaya tecavüzün başladığı 12.06.2019 (internet sitesinin oluşturulma tarihi) tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalının müvekkil —–10.000,00 TL tutarında maddi ve 50.000 TL tutarında manevi tazminat ödemesi yönünde karar verilmesine, yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, dair karar verilmesini talep etmiştir.

DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; davacının tescilin gerçekleştirdiği markanın—– olup logo ile tescil edilen işbu marka ile davacının—— markası üzerinde hak sahipliği iddia etmesi ve marka tecavüzü iddiasıyla huzurdaki davayı ikame etmesinin hukuka aykırılık teşkil ettiğini, müvekkilinin—— ibaresini hiçbir şekilde kullanmadığını, iş bu hususun değişik iş dosyası kapsamında alınan bilirkişi raporuyla da açıkça ispatlandığını, müvekkilinin 23 yıldır ağız ve diş sağlığı sektöründe —– adresinde faaliyet sürdürdüğünü, müvekkilinin adına tescili markalarını kullandığını müvekkilinin sadece —– adlı internet sitelerini oluşturduğunu, dosya kapsamındaki bilirkişi raporunda da müvekkilinin kullanımlarının davacı markalarıyla görsel kavramsal ve fonetik özellikleri itibari ile farklı olduğunun tespit edildiğini, bununla beraber —– ibarelerinin sektörde kabul görmüş ve herkes tarafından kullanılabilen bir ibare olduğunu, yine davacının ihtarnamesine karşılık cevap verdiklerini, müvekkili şirketin söz konusu ibareyi işyerinde yahut tabelasında ticaret ünvanında kullanmadığını ve faaliyet gösterdiği sektörde bu ismi altında ön planda hizmet gösterilmediğini açıkça izah edildiğini, müvekkili şirketin internet sitesinde yer alan ibarenin Türkpatent tarafından tescil edilen—–ibaresi olduğunu yine —– ve—– ibarelerinin zayıf marka konumunda olduğunu, ayırt edicilik vasfının son derece düşük olduğunu, doktrinde ve içtihatlarda da açıkça zayıf markanın koruma alanının dar olduğunu bu sebeple marka hakkına tecavüz eyleminin oluşmayacağının hüküm altına alındığını, tüm açıklamaları sebebiyle; haksız mesnetsiz ve kötü niyetli davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana bırakılmasına karar vermesini talep etmiştir.

D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, marka ihlalinin durdurulması, alan adının devri ve maddi- manevi
tazminat davasıdır.Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalının —–alan adını kullanmasının davacı adına tescilli “—–ibaresinin yer aldığı markalar ile iltibasa neden olup olmayacağı, bu kullanımın davacının marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet niteliğinde olup olmadığı, davalının marka kullanımının lisans sözleşmesi ile kullanım hakkı sahibi olduğunu bildirdiği markalara uygun olup olmadığı, davacının markasının diş sağlığı hizmetlerinde zayıf marka olup olmadığı, davacının kötü niyetli olup olmadığı, davacının maddi ve manevi tazminat talep edip edemeyeceği ve tazminat tutarlarının ne kadar olduğu noktasında toplandığı anlaşılmıştır.Davacı tarafından davalı aleyhine—–.Asliye Hukuk Mahkemesinin —– sayılı dosyası ile açılan delil tespiti talebinde alınan 03.03.2021 tarihli bilirkişi raporunda; —– alan adında delil tespiti talep eden şirket adına tescilli——markalarındaki esas unsur olan —–ibaresinin aynen kullanıldığı, bu durumun SMK 7/3-d maddesi kapsamında olduğu ve SMK’nun 7/2 maddesi gereğince marka hakkı sahibi tarafından önlenebileceği web sitesi içeriğindeki kullanımların —–şeklinde olduğu da dikkate alındığında—— şeklinde oluşturulan alan adının kullanımının aynı zamanda TTK 55.maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olduğu, taraflara ait markaların görsel, kavramsal ve fonetik özellikleri itibariyle bir bütün olarak tüketici nezdinde bıraktıkları genel intiba dikkate alındığında farklı oldukları ve SMK’nun 6/1 maddesi anlamında halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.Dosyaya Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtları getirtilmiş olup, incelendiğinde; ——tescil numaralı ŞEKİL markasının 44. Sınıfta 15/01/2009 tarihinde, —–ŞEKİL markasının 44. sınıfta 08/10/2014 tarihinde, —– ŞEKİL markasının 03, 05, 16, 21, 36, 41 ve 42. Sınıfta 06/12/2015 tarihinde, ——- tescil numaralı ŞEKİL markasının ise 44. Sınıfta 06/04/2017 davacı adına tescil edildiği anlaşılmıştır.

Ticaret sicil kaydı dosya içerisine getirtilmiş olup, incelendiğinde; davacı şirketin 08/02/2013 tarihinde tescil edildiği bildirilmiştir.
—— alan adının kime tahsisli olduğunun ve tahsis tarihi sorulmuş olup, yazı cevabında, —– alan adının 19 Kasım 2008 tarihinde——adına yapılan başvuru sonrası tahsis edildiği herhangi bir yinelemenin yapılmaması halinde 18 Kasım 2021 tarihine kadar mevcut sahip adına kayıtlı olacağı anlaşılmıştır.
Dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış, marka uzmanı —–diş hekimi —– ve muhasip —— oluşan 21/11/2022 tarihli bilirkişiden oluşan heyet raporunda; davacının dava dosyasına sunmuş olduğu “—–DANIŞMANLIK VE MARKA LİSASN SÖZMEŞMESİ” adı ile düzenlemiş olduğu sözleşmelerde şirket adına tescilli markalarını diş sağlığı hizmeti veren şirket veya diş doktorlarına Lisans sözleşmesi ile marka kullanım hakkını devir ettiği ve aynı zamanda diş sağlığı hizmeti veren şirket veya diş doktorlarına bu konuda danışmanlık hizmeti verdiği satış faturaları üzerinden tespit edilmiştir. Davacı firma—–ŞEKİL” markasını satış faturaları üzerinde kullandığı, davalının işyerinde yapılan yerinde incelemede ve fatura açıklamalarında diş sağlığı alanında poliklinik hizmetleri verdiği, tarafıma sunulan satış faturalarının açıklamalarında bu durumun tespit edilmiştir. Satış faturalarının üzerinde “—-+ ŞEKİL” ibaresinin yer aldığı——Ticaret Odası tarafından verilen cevap yazısına istinaden “davaya konu olan firma, eğer davaya konu marka ile tüm cirosunu elde etmiş ise, toplam cironun %15’i lisans bedeli belirlenmesinde uygun olacağı” bu doğrultuda Lisans Bedelinin aşağıdaki gibi olabileceği,
12.06.2019-31.12.2019 779.096,30 TL. % 15 116.864,44 TL.
01.01.2020-31.12.2020 1.385.405,59 TL. % 15 207.810,83 TL.
01.01.2021-14.04.2021 427.561,12 TL. % 15 64.134,16 TL.
TOPLAM 2.592.063,01 TL. 388.809,43 TL. davacı adına —–ibaresinin tek başına tescilli olmadığı,——- şeklinde ve figüratif unsurlarda kullanılmak suretiyle tescil edildiği, davalı domain adresi olan —— ibaresinin, davacı markalarıyla karıştırılma dahil ilişkilendirilme ihtimali olmadığı, işbu suretle davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüzden söz edilemeyeceği, davalı tarafın sözleşmesine konu ettiği , ŞEKİL markaları ile alan adı—— incelendiğinde, asli ibaresi —–olan markaya —– ibaresinin eklendiği, dolayısıyla lisansa konu ettiği markanın ayırt edici karakterinden farklı olarak domain adresi kullandığına, —– ibaresinin —— ibaresinin kısaltmasından oluştuğu, dolayısıyla “diş sağlığı” hizmetlerinde tanımlayıcı, zayıf ve sektörde sıklıkla kullanılan bir kısaltma olduğu, bununla beraber —— ibaresinin Türkçe karşılığı —– olduğu, 6769 Sayılı SMK md. 5/1 (b) kapsamında ayırt ediciliği bulunmadığı bu sebeple —– ibaresinin “diş sağlığı” hizmetlerinde zayıf ve tanımlayıcı marka konumunda olduğu, davacı taraf markalarının —- olarak değil—–şeklinde ve figüratif unsurlarda kullanılmak suretiyle bir bütün halinde tescil edildiğine, davacı yanın dilimizde “—-” anlamına gelen—–ibaresinin kısaltması —-ibaresi ile dilimizde “—–” anlamına gelen —– ibaresinin ihtilaf konusu sınıfta bir araya getirilerek kullanılmak istenmesinin hayatın olağan akışı içerisinde mümkün olabileceği, davacı yanın dava konusu marka tescil müracaatını gerçekleştirir iken “kötü niyetli” olduğunu gösterir herhangi bir verinin dosya içerisinden anlaşılamaması nedeni ile kötü niyetin varlığı hususunda olumlu kanaat oluşmadığına dair bilirkişi heyet raporudur.—- lisans bedelinin ne kadar olabileceği sorulmuş,—– gelen cevapta cironun %15’i kadar lisans bedeli talep edilebileceği belirtilmiştir.
Davacı vekilinin rapora itirazları da doğrultusunda, ayrıca lisans bedeli hesaplanırken sadece davalının cirosu, elde ettiği kazancın değil, incelenen dönemde davacının cirosu da tespit edilerek her iki tarafın ciroları, davalı tarafın üretim ve satış kapasitesi, satabileceği ürün miktarı, kendisine ait markanın cirosu üzerindeki etkisi de nazara alınarak davalının ticari iş ve işlem hacmine uygun bir bedelin belirlenmesi için aynı heyetten ek rapor aldırılmış olup,—– Ticaret Odası tarafından verilen cevap yazısına istinaden “davaya konu olan firma, eğer davaya konu marka ile tüm cirosunu elde etmiş ise,toplam cironun %15’i lisans bedeli belirlenmesinde uygun olacağı” bu
doğrultuda Lisans Bedelinin aşağıdaki gibi olabileceği,
davacı —– ilgili dönemlerde elde etmiş olduğu satış hasılatının aşağıdaki gibi olduğu tespit edilmiştir.
12.06.2019-31.12.2019 3.066.074,47 TL.
01.01.2020-31.12.2020 10.858.763,92 TL.
01.01.2021-14.04.2021 4.578.320,26 TL.
TOPLAM 18.503.158,65 TL. davacının ilgili dönemler satış hasılatına bakıldığında toplam 18.503.158,65 TL.hasılat elde etmiş olduğu görülmektedir.Davalı ise aynı dönemde 2.592.063,01 TL.hasılat elde ettiği, Davalının elde emiş olduğu hasılat Davacının elde etmiş olduğu hasılatın : ( 2.592.063,01 TL./18.503.158,65 TL) = % 14 üne tekabül etmektedir. Bu oranın Ticaret Odası tarafından bildirilen Emsal Lisans bedeline yakın bir oran olduğu, davacı ile davalının hasılatları karşılaştırıldığında kök raporda tespit etmiş olduğumuz 388.809,43 TL.Lisans bedelinin uygun olacağı, manevi tazminatın takdirinin Yüce Mahkeme’niz de olduğu, davacı taraf vekilinin kök rapora yaptığı markasal itirazların değerlendirilmesi sonucunda; yukarıda gerekçeleriyle belirtilen açıklamalar ışığında, kök rapordaki görüş ve düşüncelerimizde herhangi bir değişiklik olmadığına dair görüş bildirmişlerdir.Bu tespitlerden sonra davacı tarafın talebinin davalının—— markasına temel teşkil eden —– ibaresinde yer alan ifadenin tamamına yer verilerek ve sanki müvekkili şirketin kliniklerinden biriymiş
izlenimini yaratarak tüketiciyi yanıltacak şekilde izinsiz ve haksız bir şekilde —– alan adının kullanılmasının, müvekkilinin —– tescilli markalarına tecavüz niteliğinde olduğu iddiasından kaynaklı olduğu, —– numaralı —– ve alt markalarının 44. Sınıfta davacı tescilli olduğu tescil korumasının devam ettiği, Marka hakkına tecavüz konusunun dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 6769 sayılı Kanun’nun 29. Maddesinde düzenlendiği, bu hüküm gereği: a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak. b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek. c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak. ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.” marka hakkına tecavüz olarak tanımlan fiiller olduğu, SMK’nın 7. Maddesine göre a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması. b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması. c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması halinin marka hakkına tecavüz oluşturacağı, davacı markasının —– ibarelerinin birleşmesinden oluştuğu, —— kelimesinin diş sağlığı alanında kullanılan Dolayısıyla “diş sağlığı” hizmetlerinde tanımlayıcı, zayıf ve sektörde sıklıkla kullanılan bir kısaltma olduğu, —– ibaresinin Türkçe karşılığı —- olup, 6769 Sayılı SMK md. 5/1 (b) kapsamında ayırt ediciliği bulunmadığı, Dolayısıyla —–ibaresi “diş sağlığı” hizmetlerinde zayıf ve tanımlayıcı marka konumunda olduğu, davalı kullanımı olan
davalı tarafın lisans sözleşmesine konu ettiği ,——-
markaları ile alan adı —— incelendiğinde, asli ibaresi —— olan markaya —— ibaresinin eklendiği, dolayısıyla lisansa konu
ettiği markanın ayırt edici karakterinden farklı olarak domain adresi aldığı dikkate alındığında iltibastan söz edilemeyeceği, yine davalı tarafın kötü niyetine ilişkin bir ispatın da sağlanamadığı dikkate alındığında ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM:/ Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın REDDİNE,
2- Alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 1.024,65 TL harcın mahsubu ile bakiye 754,8‬0 TL harcın isteği halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davalı tecavüzün tespiti ve önlenmesi davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 25.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
4-Davalı vekiline maddi tazminat talepleriyle ilgili Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 10.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Davalı vekiline manevi tazminat davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 25.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine, Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.