Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/55 E. 2023/24 K. 14.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/55 Esas
KARAR NO: 2023/24
DAVA: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 06/04/2021
KARAR TARİHİ: 14/02/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davasının yapılan açık yargılama sonucunda;

İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; davacı şirketin ——— sektörüne girdiğini, ürün kalitesi ve çeşitleri açısından bölgesel sayılı tesisler arasında yerini aldığını, davacının——- markasının —- bu yana tescilli olduğunu, ancak markasını —— bu yana kullandığını, markasına ayırt edicilik kazandırdığını, davalı tarafın davacı tarafından uzun süredir tescilli, nizasız, fasılasız surette kullandığı markanın aynısını ve/veya ayırt edilemeyecek kadar benzeri olan ——tarihinde tescil ettirdiğini, bu durumun 6769 sayılı SMK’nun amir hükümlerine açıkça aykırı olduğunu, davalının marka tescilinin kötü niyetli olduğunu, davacının markasının bilinirliğinden haksız olarak yararlanma amacının bulunduğunu, davalının TTK’nun 18/2. maddesi gereğince basiretli bir tacir gibi davranmadığını, yine ——–uyarınca dürüstlük kuralına uygun davranmadığını, davacının —— çok sayıda seri markasının bulunduğunu, davacının marka üzerinde öncelik hakkına sahip olduğunu, davalının markasının esas unsuru ile davacının markasının esas unsurunun ——— olduğunu, davalının markasını davacının markası ile aynı sınıflarda tescil ettirdiğini, bu nedenle davalının markasının davacının markalarıyla iltibas oluşturduğunu, SMK’nun 6/1. maddesi uyarınca davalının markasının hükümsüz kılınması gerektiğini, davalının markasının tescil edildiği ——– sınıftaki mal ve hizmetlerin davacının markalarının kapsamında da mevcut olduğunu, bu grupta tescilli markaların ortalama tüketiciye hitap ettiklerini, bu nedenle markaların karıştırılma ihtimali bulunduğunu, davacının markasının sektörde tanınmış bir marka olduğunu, bu nedenle benzer olmayan mal ve hizmetler için de korunması gerektiğini, benzer markaların tescil başvurusuna yaptıkları itirazların kabul edildiğini belirterek, davalı adına tescilli —– markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; —— kurulmuş ve bir asırdır —— hemen hemen her alanında faaliyet gösteren —– çatısı altında toplamış ana şirket sıfatını haiz olduğunu, —–ortaklık paylı şekilde kurulmuş olan —– olup, yaklaşık——–, hem de ——- gibi yerel markaları başarıyla tanıtıp aktif biçimde kesintisiz kullandığını, —— üretimini gerçekleştiren —— —– köklü ve bilinir markalarından olduğunu, —— markasının, —— yaptığını, —– üretimine başladığını—– bünyesine kattığını,——– piyasaya sürdüğünü,—— yönelik——sürdüğünü, uzun yıllardır ——desteği ve işbirliği ile pek çok sosyal sorumluluk projesi de yürüttüklerini, dava dilekçesinde davacı tarafça hükümsüzlük iddiasına mesnet olan markalar ——- markalarının tescilli olmadığını, davaya dayanak olamayacağını, dosyada iddialarına dayanak olarak gösterdikleri markalardan —— nolu markanın başvurusunun da davalının dava konusu—– tescilli markasının başvuru tarihi olan —–sonra yapıldığını, bu nedenle dayanak olamayacağını, davacının kalan —–tescil nolu markaların da davalının markasından farklı sınıflarda tescilli olduğunu, davaya konu—– önceki tarihli, hala geçerli/tescilli olan ve müvekkil markası kapsamındaki —- tek tescili markasının —— markası olduğunu, tescile konu markanın kullanılmadığı ve dolayısıyla anılan tescile dayalı SMK 6/1 hükmüne dayalı taleplerin incelenmeksizin reddi gerektiğinin ———- ile sabit olduğunu, davacının —–tescile dayalı hükümsüzlük taleplerinin incelenmeksizin reddedilmesi gerektiğini, davalının —– numaralı tescilinin başvuru tarihinin—– olup, anılan başvuru tarihi itibari ile —– yıllık kullanım süresinin dolduğunu, işbu davanın açıldığı —– tarihi itibari ile de—– süresinin sona erdiğini, davacının; —- tarihinden geriye dönük —– tarihinden geriye dönük—— numaralı markasının kullanıldığını ispatlaması gerektiğini, her ne kadar farklı sınıfta olsa ve huzurdaki davada dikkate alınması mümkün olmasa da -kabul anlamına gelmemekle birlikte- bir an için dikkate alınacağı düşülürse dahi müvekkilinin ———sınıftaki ürünleri kapsadığını,—— maddesinde; ——– herhangi bir karışıklığa meydan vermemek ve tüketicinin yanılmasını veya aldatılmasını önlemek için, ayrı işletmelerden elde edilen ———– aynı isim altında satış izni verilmemesi esastır. Ancak aynı işletmeci tarafından ayrı yerlerde üretilen ———– tek bir ticari isim ile satış izni talep edilirse etiket üzerinde —— ismine, üretildiği yerin veya ——-ismini yansıtan bir ticari tanımlama eklenmesi veya ———— uyarınca ———isminin veya çıkartıldığı yerin isminin, ——-ticari tanımlamasının en az bir buçuk kat büyüklüğünde yazılması şartı ile izin verilebilir.” şeklinde düzenlemenin mevcut olduğunu, bahsi geçen —— ilgili bendinde ———- suya uygulanan işlemler ve ——sahip olduğu parametreler yer alır. İmal ve son kullanma tarihi ile parti ve seri numarası etiket üzerine yazılabileceği gibi kap veya kapak üzerine görünür bir şekilde yazılır. —— ticari tanımlaması, ——–ismini veya ———bulunduğu yerin ismini yansıtmıyorsa, ——-ismi veya ——–bulunduğu yerin ismi, bu ticari tanımlama için kullanılan puntonun bir buçuk kat büyüklüğünde puntoyla yazılır. ——- cinsi, adının hemen altında okunabilecek şekilde yazılır ve bu yazı sembollerle kapatılamaz. Etiket üzerinde yer alması gerekli görülen bilgiler, fırınlanmış veya kabartma veya baskı şeklinde olabileceği gibi —— şeklinde de olabilir. Ayrıca, —— ait bilgileri baskılamayacak şekilde ——–izni ile resim ve figürlere yer verilebilir. İsim karışıklığının önlenmesi için ——-adıyla ilgili olarak marka tescil belgesi, marka tescil belgesi yok ise ——– müracaatına dair belgenin noter onaylı suretinin işletme izni aşamasında ibrazı gerekir” şeklindeki düzenleme nedeniyle, ——- etiket üzerinde——- kullanılmasının yasal zorunluluk olduğunu, davalının dava konusu markasında yer alan,—–ibaresinin de—- ilçesinde yer alan,——- kurulu olan ———- adını veren——- yer alan —- işaret ettiğini, müvekkilinin tanınmış —–olduğu yer ismini de içerdiğini, yaklaşık——- yoğun biçimde kullanılan ve tescillerle koruma altında olan faaliyet gösteren müvekkilinin—— en köklü ve bilinir markalarından olduğunu, davalının ticaret ——- olup, davalının ticaret unvanının ve alan adlarının kılavuz unsurunu da oluşturan ——nezdinde tanınmış marka olarak tescilli olduğunu, davacının,——- sınıftaki tekel hak iddiasının mesnetsiz olduğunu, —– markasının başkaları tarafından ——– pek çok kez tescil ettirilerek kullanıldığını, davacının markasının tanınmış marka olmadığını, davacı markaları ile davalının markası arasında bütünsel olarak karşılaştırma yapıldığında iltibasa neden olabilecek benzerlik olmadığını, markalar————– görünüm olmak üzere her açıdan tamamen farklı olduklarını, ortak olan tek bir ibarenin ——–unsurlar bakımından son derece farklı olduğunu, iltibasın meydana gelmeyeceğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davalı adına tescilli — tescil numaralı —– markasının, davalı adına tescilli ——— markaları ile benzer olduğu iddiasıyla açılan marka hükümsüzlüğü davasıdır.
Dosyaya —– kayıtları getirtilmiş olup, incelendiğinde; davacının —- markasının —- tescil tarihli, —– markasının —- salamura edilmesi hizmetleri,—— için, ——————-, ———Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için ——– markasının ——— için tescilli oldukları, davalının ———– markasının da —-sınıfta ———-tescilli olduğu tespit edilmiştir.
Davalı kullanmama definde bulunduğundan Mahkememizce davalının ticari kayıtları da incelenerek dava tarihinden geriye doğru —- süre içerisinde davacının ——– tescil numaralı markalarını tescilli oldukları mal ve hizmetler için ciddi ve etkin bir şekilde kullanıp kullanmadıklarına dair bilirkişi incelemesi yaptırılması için —-talimat yazılmış, —– sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporunda; davacı firmanın üzerine kayıtlı ———- marka ile davalı firma üzerine kayıtlı —– numaralı markanın tüketicinin dahi ayırt edemeyeceği şekilde, iltibas oluşturacak nitelikte benzer ya da aynı olmadığı, davacı firma tarafından ——– yer alan ——- ibaresinin aktif ve faal bir şekilde kullanıldığı,——–markasının ciddi ve etkin olarak kullanılmadığı yönünde görüş bildirmişlerdir. Dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden Mahkememizce davalı adına tescilli —– numaralı markanın davacı adına tescilli —– unsurlu markalar ile iltibasa neden olacak derecede benzer olup olmadığı, aynı mal ve hizmetlerde tescilli olup olmadığı, davalının marka tescilinin kötü niyetli olup olmadığı, davacının markasının tanınmış marka olup olmadığı, davalının markasında yer alan —– ——-kaynağını gösteren bir ibare olup olmadığı ve ——– uyarınca zorunlu olarak bulunması gerekip gerekmediğine dair bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş, iki marka uzmanı ———– seçilen bilirkişiden oluşan üç kişilik bilirkişi heyeti dosyaya sundukları ——tarihli bilirkişi raporunda; davacının —— numarası ile tescilli markaların —– tescilli hak sahibi olduğu, davacının talebine dayanak göstermiş olduğu —- numaralı markaların tescilli olmadıkları, davalının—– numarası ile tescilli —– tescilli hak sahibi olduğu, davacının ——— unsurlu markalarının davalının marka başvurusunu yaptığı tarihte tanınmış marka olmadığı kanaatinin oluştuğu, tarafların markaları bütünsel olarak karşılaştırıldığında davacının markaları ile davalının markası arasında görsel, fonetik ve kavramsal olarak benzerlik olmadığı, davalının —-yer alan emtialarda—– numarası ile tescilli markasını kullanması halinde, orta düzeyde tüketici nezdinde karıştırılma ihtimalinin olmadığı, davalının davaya konu ——— ile tescilli marka başvurusunu yaparken kötü niyetli olmadığı, aynı işletmeci tarafından ayrı yerlerde üretilen ———— ile satış izni talep edilirse etiket üzerinde ——–ismine, üretildiği yerin veya ———ismini yansıtan bir ticari tanımlama eklenmesi veya —— uyarınca ———-isminin veya çıkartıldığı yerin isminin, ——-ticari tanımlamasının en az bir buçuk kat büyüklüğünde yazılması şartı ile izin verilebileceği hükmü uyarınca davalı tarafın ——-markası altında farklı yerlerde üretilen ——- ürettiği, ——— ilgili yönetmelik gereği ————çıkarıldığı yeri ifade etmek üzere- etiket üzerine marka ile yönetmeliğe uygun olarak kullanıldığına dair görüş bildirmişlerdir.
——- kararı dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde; davacının —— ve .——-davalının —– ibareli markalarının sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki ——-ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere —-başvuru numarası ile —- başvuruda bulunduğunu, müvekkili tarafından—— itirazda bulunulduğunu, itirazın kısmen kabul edilerek başvuru kapsamından bir kısım emtianın çıkarılmasına, kalan mal ve hizmetler yönünden ise tescil istemlerinin devamına karar verilerek itirazlarının kısmen reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak —– tarafından reddedildiğini, müvekkilinin —– yılından itibaren ———- olduğunu, alanında bölgesel sayılı tesisler arasına girdiğini, müvekkilinin markasını —- itibaren kullandığını, —— bu yana ise tescilli olarak kullandığını, müvekkilinin markasını uzun yıllardan beri yoğun kullanımla ayırt edicilik kazandırdığını, müvekkilinin ——-esas unsurlu seri markaların maliki oduğunu, davalının müvekkilinin iyi bilinen ve tanınmış markasından haksız biçimde yararlanmaya çalıştığını, davalı markasının kötü niyet nedeniyle hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğini, davalının —— markasının müvekkilinin markalarının devamı niteliğinde olduğunu düşündürdüğünü, markalar arasında iltibas olduğunu, haksız kazanç sağlandığını, sınıflarının aynı olduğunu, tüketici nezdinde karıştırılma ihtimalinin olduğunu, davalının kötü niyetli olduğunu belirterek, ——kararın iptali ile dava konusu —— ibareli markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava ettiği, yapılan yargılama sonucunda; davalının markasında yer alan—— bir yer ismi olarak algılanacağı, markalar arasında karıştırılma ihtimali olmadığı, dosya içeriği itibari ile 6769 sayılı SMK’nın 6/5. maddesinde yer alan koşulların oluşmadığı gibi, taraf markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında karıştırılma tehlikesi olmadığı ve dolayısıyla tanınmışlığın bu duruma bir etkisinin olmayacağı, taraf markalarının benzer olmaması ve 6769 sayılı SMK’nın 6/1 bendi anlamında iltibas tehlikesinin mevcut olmaması nedeniyle hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı, davalı şirketin kötü niyetli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır.
Sınai Mülkiyet Kanununun 25/1. maddesinde marka hükümsüzlüğü halleri sayılmış olup, SMK’nun 5. ve 6. maddelerinde sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde Mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verileceği belirtilmiştir.
SMK’nun 25/7. maddesinde, SMK’nun 19/2. maddesinin defi olarak kullanılabileceği düzenlenenmiş olup, davalı tarafça davacının markalarının 5 yıldan bu yana kullanılmadığı definde bulunulmuştur. Davacının ticari kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan bilirkişi raporunda, davacının—– markasını tescilli olduğu şekilde kullanmadığı, —- ibaresini tek başına marka olarak kullandığının tespit edildiğine dair görüş bildirilmişse de, rapora ekli davacıya ait faturalar üzerinde —— markasının kullanıldığı görüldüğünden, bu nedenle mevcut tespite aykırı görüş bildiren bilirkişilerin görüşlerine itibar edilmemiştir.
Davacı, davalıya ait markanın kendisine ait tescilli markalar ile benzer olduğu, kendi markasının tanınmış marka olması nedeniyle davalının markasının tanınmışlığından haksız olarak yararlanmak amacıyla ve kötü niyetli olarak markasını tescil ettirdiği iddiasıyla hükümsüzlük davası açmış olduğundan, bu hükümsüzlük iddialarının ayrı ayrı incelenmesi gerekir.
SMK’nun 6/1. maddesi uyarınca, tescil başvurusu daha önce yapılan bir markanın tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal ve hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali bulunması hükümsüzlük sebebi olarak sayılmıştır.
SMK’nun 6/5. maddesinde tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın——- ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hallerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusunun, haklı bir sebebe dayanma hali saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedileceği düzenlenmiştir.
SMK’nun 6/9. maddesinde ise kötüniyetle yapılan marka başvurularının itiraz üzerine reddedileceği düzenlenmiştir.
Karıştırılma (iltibas) tehlikesi, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle, sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir. Diğer bir tanıma göre karıştırılma ihtimali, bir -tescilsiz- işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir
Yapılacak incelemede karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekir. Bunun için de ilk önce markalar arasında ayniyet veya benzerlik ve daha sonra mal ve/veya hizmetler arasında ayniyet veya benzerlik olup olmadığı araştırılmalıdır. Burada iltibas tehlikesinin belirlenmesinde, benzerliğin vasat düzeydeki tüketicilerin ilk bakışta ürün veya hizmetin karıştırılmasına sebep olması veya karıştırma tehlikesinin bulunması ölçütü esas alınır. Ancak özel alıcı grubu olan hedef kitle de somut olayda nazara alınabilir.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında, taraflara ait marka tescil kayıtları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı ile; davacının markasının tescilli olduğu —— emtiası ile davalı adına tescilli —– markasının —— Sınıfta tescilli olduğu ——– markasının—— sınıfta tescilli olduğu——— hizmetlerinin bağlantılı ve benzer oldukları, davacının diğer markalarının davacının hükümsüzlüğü talep edilen markaları ile farklı mal ve hizmetler için tescil edildikleri, davacının bu markalarının ——- unsuru ile birlikte şekil unsurunu da içerdiği, davacının markasının ise —– olduğu, ayrıca şekil unsuru içerdiği, tarafların markalarında yer alan şekil unsurlarının birbirlerinden tamamen farklı oldukları, davacının markasında yer alan —– ibaresinin —- çıkacak şekilde,—— ibaresinin ise oldukça —– yazıldığı, markaya ilk bakıldığında—— ön plana çıktığı, davacının markasında ise ——–unsurunun ön plana çıktığı,———- adı olduğu, davalının markasında da bu ibareye —— alındığı yeri göstermek amacıyla yer verildiği, davalının —— tarafından tanınmış marka olarak tescilli olduğu, tarafların markalarının hitap ettikleri ortalama tüketiciler tarafından her iki markanın karıştırılma veya ilişkilendirilme ihtimali bulunmadığı, davalının markasının——- hatırlanacağı, zira bu markanın tanınan ve bilinen bir marka olduğu, markalar arasında karıştırılmalarına neden olacak derecede görsel, işitsel ve anlamsal bir benzerliğinin bulunmadığı, davacının kullanımının —— maddesine uygun bir kullanım olduğu kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar davacı tarafça ——— tanınmış marka olduğu iddia edilmişse de, markanın tanınmış olduğunun davacı tarafça ispatlanması gerektiği, davacının markasının yazılı ve görsel tanıtım araçları ile gerçekleştirilen kuvvetli reklâm, uzun süreli kullanım, kaliteli ve yaygın dağıtım ile ilgili sektör dışına taşacak biçimde tescilli oldukları mal ve hizmetler bakımından tanınmış bir marka olduğuna dair dosyaya hiç bir delil sunmadığı, davacının markasının tescil tarihinin eski olmasının tek başına tanınmış marka olduğunu ispatlamaya yeterli olmadığı, sektör bilirkişisinin de yer aldığı bilirkişi heyetince hazırlanan bilirkişi raporu ile de davacının markasının tanınmış bir marka olmadığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafça davalının markasının kötü niyetle tescil edildiği iddia edilmişse de, kötü niyet iddiasının da davacı tarafça kanıtlanması gerektiği, bir marka başvurusunun hangi hallerde kötüniyetle tescil ettirildiğinin her bir somut olayda ayrı ayrı değerlendirileceği, güvenin kötüye kullanılması, kullanmak yerine başkalarının ticaretine engel olmak, sözleşmeye aykırılık vb. suretiyle marka tescillerinin kötüniyetli marka tescili halleri olarak kabul edilmesi ve kötü niyetli tescilin varlığı için kötü niyetin tescil başvurusu anında mevcut olması gerektiği, yalnızca markalar arasında benzerlik bulunmasının marka tescilinin kötü niyetli olarak yapıldığını ispata yeterli olmayacağı, ayrıca tarafların markaları arasında benzerlik de bulunmadığı, bu nedenlerle davalının marka tescilinin kötü niyetli olmadığı kanaatine varılmakla, davanın reddine karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın REDDİNE,
Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,6‬0 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davalı vekili için Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 20,10 TL gider avansının karar kesinleştiğinde istek halinde iadesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı 14/02/2023