Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/54 E. 2022/21 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/54 Esas
KARAR NO : 2022/21

DAVA : Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/04/2021
KARAR TARİHİ : 15/03/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM/ Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; davacı—- tarihli —- toplantısında alınan kararla ibra edilmeden azledildiklerini, şirkete ait bilgi ve belgeleri şirkete teslim etmediklerini, ancak yapılan incelemede şirketin içini boşalttıklarının tespit edildiğini, davacı — markasının—— numaralı devir sözleşmesi ile —tarafından davalı …— bedelle devredildiğini, şirketin aynı zamanda—-haksız, kötüniyetli ve muvazaalı bir şekilde davalıya devir edilmesinin davalının kötüniyetinin en önemli göstergelerinden olduğunu, bu devir işleminin muvazaalı olduğunu, — veren davalının şirketin içini boşaltmak amacıyla bu sözleşmeyi düzenlediklerini, şirketin zararına işlem yaptıklarını, haklarında —bulunulduğunu belirterek, muvazaa nedeniyle davacı şirkete —– tarihli marka tescil sözleşmesi ile — tarafından şirketin — davalı …– devrinin iptaline, markanın davacı adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP/ Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; —– işleminin yapılabilmesi için —-kararına ihtiyaç olmadığını, şirketi temsil ve ilzama yetkili dava dışı ——- yapmış olduğu devrin hukuken geçerli ve usulüne uygun olduğunu,—– müvekkiline devrini gerçekleştiren kişinin devir tarihinde davacı şirketi temsil ve ilzama yetkili — —-dava dışı —- tarihli —— seçildiğini ve 3 yıl süreyle şirketi münferiden temsile yetkili kılındığını, bu durumun ——– edildiğini, davacı tarafça da dava dilekçesinde ikrar edildiğini, davacı her ne kadar yönetim kurulunun ya da ortakların onayının olmadığından bu tasarrufun usulüne aykırı yapıldığını iddia etse de, hukuken temsile yetkili kişinin şirketin işletme konusuna giren bu türden iş ve işlemleri yapması için ayrıca ortakları bilgilendirmesine yahut bir ortaklık kararı almasına gerek olmadığını, —- işlemi gerçekleştirdiğinde ——– Şirketini temsile ve ilzama yetkili olduğunu,—— yetkisi kapsamında yaptığı — işletme konusunu ilgilendiren bir malvarlığına ilişkin — olduğundan bir — kararı olmadan gerçekleştirilebileceğini, ortaklık kurulunun onayını gerektirecek tasarruf ve işlemlerin ancak şirketi mali açıdan zarara uğratabilecek, yüksek miktarda malvarlığı satışında gündeme gelebileceğini, davacının — işlemini şirket adına gerçekleştiren dava dışı —- azledilmiş olduğunu, marka devir işleminin — onaylanması ile devredilmiş olduğunu, — azledildiğini, — azlinden çok önce, şirketi temsile yetkili olduğu dönemde gerçekleştiğini, genel kuruldan 4 ay gibi uzun bir süre önce yapılan bir işlemin şirketin içini boşaltan bir işlem olduğu iddiasının mesnetsiz ve tamamıyla müvekkilini karalamaya yönelik bir iddia olduğunu beyanla, davanın reddine ve yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davacı adına tescilli — —- tarihli marka devir sözleşmesi ile ——–şirketin yönetim kurulu üyesi davalı .— devrinin muvazaa nedeniyle iptali davasıdır.
Dosyaya —olup, incelendiğinde; –numaralı ve — tarihli marka— tarafından şirketi temsilen, şirketin —- üyesi davalı …— devredildiği, halen … adına tescilli olduğu tespit edilmiştir.
Davacı şirketin —- kaydı dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde ——- tescil edildiği, — yönetim — oldukları anlaşılmıştır.
—- Karar sayılı kararı incelendiğinde; davacılar —karşı açtıkları olağan — yapılmasına karar verilmesi davasının kısmen kabulüne karar verilerek, davalı şirketin—yıllarına ilişkin olarak olağan genel kurul toplantısına çağrılmasına, gündemi belirlemek ve Kanun hükümleri uyarınca —– kayyım olarak atanmasına karar verildiği tespit edilmiştir.
Davacı tarafça—- davacı– — tutanağı incelendiğinde; toplantı tutanağının ibraz edildiği, toplantıda şirket —- edilmemelerine ve yönetim kurulu üyeliğinden azledilmelerine karar verildiği görülmüştür.
—devir sözleşmesi incelendiğinde; — bedelle davalı ….– devredildiği anlaşılmıştır.
Davalı tarafça, davaya konu olan markanın yaratılması ve geliştirilmesinde davalının emeği olduğu, bu nedenle marka devir bedelinin düşük — olduğu savunularak, bu konuda tanıklarının dinlenilmesi talep edilmişse de, markanın devir den önce davacı şirkete ait olması nedeniyle, bu konuda dinlenecek tanıkların davanın çözümünde etkili olmayacakları anlaşıldığından tanın dinlenilmesi talebinin reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar — iptal davalarında — olduğu iddia edilen sözleşmenin her iki tarafına da husumet yöneltilmesi gerekliyse de, dava, davacı şirkete ait markaların şirket yetkilisi tarafından devrinin iptaline ilişkin olduğundan, husumetin markayı devralana yöneltilmesi gerekli ve yeterlidir. Böyle bir davada, şirket adına işlemde bulunan kişilere husumet yöneltilmesine gerek bulunmadığından, markayı devreden—yöneltilmemiş olmasına rağmen yargılamaya devam olunmuştur.
İrade ve beyan arasında bilerek yaratılan uyumsuzluk şeklinde tanımlanan muvazaa, dava tarihi itibariyle yürürülükte olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 19. maddesinde düzenlenmiş ve anılan maddede, “ bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın,—alınır” hükmüne yer verilmiştir.
Bu yasal düzenlemeye göre muvazaa; tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacı ile ve fakat kendi gerçek iradelerine uymayan ve aralarında hüküm ve sonuç doğurmayan bir görünüş yaratmak hususunda anlaşmalarıdır.
— gizli işlem şekle bağlıysa ve bu gizli işleme ilişkin irade açıklamaları şekle uygun yapılmamışsa, görünüşteki işlem yapılırken yasaların öngördüğü şekle uyulmuş olması, gizli işlemdeki şekle aykırılığı gidermez. Bu durumda, görünüşteki işlem tarafların gerçek iradelerini yansıtmadığından her hangi bir sonuç doğurmadığı gibi, gizli işlem dahi şekle aykırılıktan dolayı geçersizdir.
Somut olay incelendiğinde; davacı şirketin —- üyesi ve yetkilisi olan— şirketi temsile yetkiliyse de, diğer şirket ortakları ile anlaşmazlıklar yaşadığı, nitekim –ait olağan genel kurul toplantısı yapılmasının sağlanabildiği, bu toplantıda — yönetim kurulundan— edilmemelerine karar verildiği, — davanın — tarihinde — davalı arasında yapılan marka devir sözleşmesi ile — kuruluşundan bu yana davacı şirketin ticaret unvanında —ve en — bedelle şirket içinde diğer ortaklar karşısında birlikte hareket etmekte olan, yine davacı şirketin — davalı ..—- devredilmesinin davacı — zarara uğratmak amacıyla yapıldığı, tüm bu hususlar hep birlikte değerlendirildiğinde, söz konusu devir işleminin — akışına uymadığı, bu durumun TMK’nın 2. maddesine aykırı ve — olduğu, davalının bu markanın geliştirilmesinde veya oluşturulmasında emeğinin bulunup bulunmamasının davanın konusuyla ilgili olmadığı kanaatine varılmıştır. Marka devir sözleşmesinin yazılı yapılması geçerlilik şartı olduğundan ve görünüşteki devir işlemi tarafların gerçek iradelerine uygun olmadığından, gizli işlemin ise şekle aykırılıktan dolayı geçersiz olup, tüm bu nedenlerle davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın KABULÜNE,
—-” markasının– devir sözleşmesi ile — başkanı — şirketin yönetim kurulu üyesi davalı ….– devrinin İPTALİNE,
Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davalıdan tahsili ile— gelir kaydına,
Davacı vekiline –vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 59,30 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı, 186,60 TL tebligat ve müzekkere masrafları olmak üzere toplam 305,2‬0 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.