Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/52 E. 2023/149 K. 18.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO:2021/52 Esas
KARAR NO: 2023/149
DAVA: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan), Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 02/04/2021
KARAR TARİHİ: 18/07/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davasının yapılan açık yargılama sonucunda;

İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; davacı şirketin —— yılında kurulduğunu, —– markası altında üyelerine dünya genelinde yaklaşık —- noktada gerek doğrudan, gerekse verilen lisanslarla hizmet verildiğini, bunların —- tanesinin —- olduğunu, markanın tanınmış bir marka olduğunu, buna dair mahkeme kararları bulunduğunu, davacının ilk —- numarası ile —– nezdinde yaptırdığını, halen —– tescil numaralı —– unsurlu markalarının tescilli olduğunu, —- ibaresinin aynı zamanda ticaret unvanı olarak ve alan adlarında kullanıldığını, —–tarihinde alındığını, markanın —- belirli bir düzeyde bilinir olduğunu, davalıların —- isimli——- işlettiklerini, davalı —– — katılan bir ——– olması nedeniyle davacının markasından haberdar olduğunu, davalı ——markasını tescil ettirdiğini, —- yılında ise davacının markaları ile iltibas yaratacak olan —–markasını —— sınıf için tescil ettirdiğini, davacının markasının —- tane lisans alan tarafından kullanıldığını, davalının ——— olarak yaptırdığı ürünler üzerinde de —– markasını kullandığını, bu hususun —– sayılı dosyası ile tespit edildiğini, davalıların —– markalarını internet sitelerinde kullandıklarının tespit edildiğini, davacının ——-markalarının gerçek hak sahibi olduğunu, SMK’nun 6/3. maddesinin uygulanması gerektiğini, ayrıca Paris Sözleşmesi ile ——- anlaşmasının ticaret unvanlarının korunmasına dair hükümler içerdiklerini, SMK’nun 6/6. maddesi uyarınca davalının bu markayı tescil ettiremeyeceğini, davalının markasının davacının markası ile benzer olması nedeniyle SMK’nun 6/1. maddesi uyarınca da hükümsüz kılınması gerektiğini, davacının markasının tanınmış marka olması nedeniyle SMK’nun 6/4 ve 6/5. maddeleri uyarınca da davalının markasının hükümsüz kılınması gerektiğini, pek çok marka başvurusunun davacının yaptığı itirazlar sonucunda reddedildiğini, davalının davacının markasının tanınmışlığından haksız yarar elde edeceğini, davalının kötü niyetli olarak markasını tescil ettirmesi nedeniyle SMK’nun 6/9. maddesindeki hükümsüzlük koşulunun da mevcut olduğunu, davalıların kötü niyetli ve haksız kullanımlarının davacının marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet niteliğinde olduğunu, tescil edilen markanın kullanımının yanı sıra tescilsiz olarak da —– markasını kullandıklarını, SMK’nun 155. maddesi uyarınca davalı —- tescilli olan——–tescil numaralı markanın davalıların haksız marka kullanımına dayanak teşkil etmeyeceğini, davalıların kötü niyetli olarak davacının markalarını ve ticaret unvanını taklit ettiklerini belirterek, davacının maddi ve manevi tazminat ve yoksun kalınan kazancı talep etme gibi fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; davalıların———–markalarını tek başına yahut tali unsurları ile birlikte kullanmalarının, bu markaları taşıyan hizmetler sunmasının, satmasının, ithalatını/ihracatını yapmasının, herhangi bir şekilde ticari hayata çıkarmasının, internet üzerinde yahut sair mecralarda tanıtmasının ve bu amaçlarla her türlü mecrada ve her türlü şekilde kullanmasının durdurulmasına ve önlenmesine, davalıların ——- adresindeki iş yerinde bu markaları taşıyan her türlü ürünlerin, ———ticari ve tanıtım materyallerinin toplatılmasına ve muhafaza altına alınmasına, —– ve davalıların——– erişimin engellenmesine, davalının —– davacının marka hakkını ihlal eden ve haksız rekabet oluşturan içeriklere erişimin engellenmesine, davalının ——- tescil numaralı —–markasının dava sonuçlanıncaya kadar üçüncü kişilere devrinin önlenmesi ve kararın —- siciline kaydı için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalıların davacının markasından sonra tescil edilmiş olan ——–markalarını hukuka aykırı şekilde kullanmasının davacı aleyhine marka hakkına tecavüz ve haksız rekabete yol açtığının tespitine, tespit edilen söz konusu hukuka aykırılıkların durdurulmasına, önlenmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına karar verilmesini, bu cümleden olmak üzere; davalıların bu markaları her türlü kullanımlarının men edilmesine, işbu kapsamdaki fiillerin durdurulmasına ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, davalıların bu markaları kullanımlarına konu ürünler, ambalajlar, ilan, ——————- türlü ticari evrak ve malzemeye esasa ilişkin hükmün kesinleşmesini müteakip el konulmasına, imha edilmesine esastan da karar verilmesini, davalının —– markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, davalıların ——-işletilen ————- ve davalıların —— erişimin engellenmesine, davalının ———- davacının marka hakkını ihlal eden ve haksız rekabet oluşturan içeriklerin kaldırılmasına ve/veya içeriklere erişimin engellenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

DAVAYA CEVAP / Davalılar vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkili ——, —– yılında başladığını, bu ve benzeri——- ——– yaşadığını, sonra —- tanışarak —–karma ———— olduğunu, —- yapılan ——— tanınan —— gibi —- temsil ettiğini ve ——-sayısız başarı getirdiğini, —–adlı ———- ile —– imzaladığını ve ——— temsil ettiğini, kardeşi olan diğer davalı ——-adı altında kendi —– kurarak ——–adına——— başarılı ———– yetiştirdiğini, ——-benzeri bir ———yayım yapan ——-olduğunu, ayrıca —— —— konuk olarak yer aldığını, —— olduğu —– ilgili kendi———- yaptığını, —— onlarca tanınmış ——— imzaladığını, —— markasının davalı adına tescilli olduğunu, kullanmasının meşru olduğunu, —— markasının bu hali ile tescil edilmesinin amacının ——- isimlendirmelerinin birleştirilerek diğer —- ——- eğitimi veren ——–ayrılarak daha farklı bir isim ile hizmet vermek istemesnden kaynaklandığını, —— markası ve buna bağlı ——– etme gibi bir amacının olmadığını, davalılara ait ——– verilen —– ilişkin iken, —– tam anlamı ile vücut gelişimi ve kas düzeni için uğraş veren —— şeklindeki bir ——– türü olduğunu, bu nedenle davalıların —— markası ile iltibas yaratarak kendine fayda sağlamasının mümkün olmadığını, birbirlerinden bağımsız ——- içerisinde olması veya müvekkilinin bunu amaçlamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacı markası ile davalı markası arasında görsel ve işitsel olarak büyük farklar bulunduğunu, somut olayda ———-yapmak isteyen bir müşteri kitlesinin, bu konuyu araştırmış ve bu——– özelliklerini, ne şekilde yapıldığını ve benzeri konuları öğrenmiş bir müşteri kitlesi olduğunu ve diğer ———– arasındaki farkı kolayca anlayabilecek bir müşteri kitlesi olduğundan, bu markalar arasında iltibas oluşmasının mümkün olmadığını, davalıya ait —— ürünlerin bulunduğunun bilirkişi raporunda tespit edildiğini, tespit edilen ürünlerin ——şirketine ait olduğunu, davacının iddia etmiş olduğu ——— sitenin davalıya ait olmadığını, kanaatlerine göre müvekkilinin hayran kitlesinden bir kişinin müvekkiline destek olmak amacıyla onu tanıtan bir site kurma gayreti gösterdiğini, bahsi geçen ——-olup, herhangi bir ücret ödemesi olmadan, tasarım gerektirmeden, herkes tarafından kolayca hazırlanabilen —– olduğunu, davalının ——– olarak kullandığı iddia edilmiş ise de —— daha fazla kitleye ulaşma amacı taşıyan konu etiketi olup, bu ve bunun gibi markaların etiket olarak kullanılarak daha fazla ülkeye ve insana ulaştığını, davalıların kötüniyeti olmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.

D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davalıların kullandıkları ——-markalarının davacı adına tescilli ——markasından kaynaklanan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği, davalı —- markasının davacının ——markası ile iltibasa neden olduğu iddiasıyla açılan marka haklarına tecavüzüb ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ile marka hükümsüzlüğü davasıdır.Dosyaya —-getirtilmiş olup, incelendiğinde; —-tescil numaralı —– tescil numaralı ———- markasının halen başvuru aşamasında olduğu tespit edilmiştir.——- markasının ise ——– tescilli olduğu anlaşılmıştır.—– adının kime ait olduğunun ve tahsis tarihi ——sorulmuş olup, yazı cevabı incelendiğinde, alan adının ———Adına yapılan başvuru sonrası tahsis edildiği, herhangi bir yinelemenin yapılmaması halinde —– tarihine kadar mevcut sahibi adına kayıtlı olacağı anlaşılmıştır. —— sayılı ve —- tarihli ilamında; davacı tarafından, —- adına —- marka başvurusunun yayınına itiraz edilmesi üzerine başvurunun reddine dair verilen —- kararının iptali için —-tarafından açılan davanın reddine karar verildiği, verilen kararın davacı tarafından istinaf edilmemesi üzerine kesinleştiği görülmüştür.—– sayılı tespit dosyasında alınan bilirkişi raporunda, davalıların —– güncel olarak kullanımda ve aktif olduğu, ——— markalarının kullanıldığı, ———- ait sayfaların kullanımda ve aktif olduğu ve genel profil sayfası ve paylaşımlar kontrol edildiğinde, tespite konu ilgili ——- markalarının ———- olarak ve/veya görseller ya da yorumlar içerisinde kullanıldığı, davalılara ait ———- güncel olarak kullanımda ve aktif olmadığı, ilgili —— açık ve faaliyette olmaması sonucunda ilgili alan adının ne zamandan itibaren aktif olarak kullanılmaya başlanılıp başlanılmadığını ve içeriğinin ne olduğunu tespit edebilmek adına —- ——-üzerinden yapılan inceleme sonucunda ilgili ———– tarihler arasında —- arşivleme yapıldığı ve alınan arşivlerde sadece ilk arşiv yedek kaydının —- tarihli kayıt içeriğinde tespite konu ilgili —- ibaresinin kullanıldığı, davalılara ait ——– kullanımda ve aktif olmadığı, ilgili ——— açık ve faaliyette olmaması sonucunda ilgili alan adının ne zamandan itibaren aktif olarak kullanılmaya başlanılıp başlanılmadığını ve içeriğinin ne olduğunu tespit edebilmek adına ——- üzerinden yapılan inceleme sonucunda ilgili internet sitesinin —– adet ——– yapıldığı ve alınan ——– kayıt içeriğinde tespite konu ilgili —–ibaresinin kullanıldığı, yine aynı tespit davasında gerçekleştirilen yerinde inceleme neticesinde de; —–incelemede; adresteki yerin ——— olarak —- faaliyet gösterdiği, tabelada, dış mekan tanıtımlarında,——– üzerinde —- ibaresinin kullanıldığı,—–markalı, ancak talep eden taraf —–markasını da içeren, etiketi üzerinde ——– bulunduğu tespit edilmiştir.Dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden tarafların delilleri toplandıktan sonra Mahkememizce dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, marka uzmanı —- spor sektöründen — ve bilişim uzmanı —–oluşan —- tarihli heyet raporunda;—- markasının —nezdinde davacı adına —- – numarası ile tescil edilmiş olduğu,—- markasının davalılardan—- —- sınıfta tescil edilmiş olduğu, —–tanınmış marka kabul edilebileceği, davacının —- edilmiş olan — numaralı —– markalarının esas unsurları olan — ibaresi ile davalının —- ibarelerinin ——- şeklinde fonetik olarak benzer olduğu, görsel olarak markalar arasında farklar olsa da davacı şirketin —- içinde ve —- farklı eklerle lisans alarak açılmış şubelerinin mevcut olduğu, davacının —- unsurlu seri markalarının da olduğu, SMK’nun 6/1. maddesi uyarınca davalının —- markasının —– kullanılmasının orta düzeyde tüketici nezdinde iltibasa neden olabileceği, davacının —- olduğu, davalının markasında yer alan —– markasında yer alan —–ibaresi ile benzer olduğu, bu nedenle davalı markasının tescil kapsamında ———kullanması halinde davalının haksız bir yarar sağlayabileceği veya davacıların markalarının itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceğinin somut olarak ispatlanamadığı, —– ticaret ünvanının klavuz unsurunun —-olduğu, —– tarihinde aldığı, davacının faaliyet alanının—-sınıfta yer alan —– olduğu, davalının hükümsüzlüğü talep edilen markasının benzer olduğu, bu nedenlerle davalı markasının SMK’nun 6/6. maddesi uyarınca hükümsüzlük koşullarının mevcut olduğu, davalının ——- markası için tescil başvurusunu yaparken nihai takdir ve değerlendirme Mahkemeye ait olmak üzere kötüniyetli olduğu, davalıların eylemlerinin davacının tescilli marka haklarına tecavüz teşkil ettiği, davalıların eylemlerinin TTK.nun 54 /2 ve 55/(1)-a.- 1., 2., 4. ve 5. maddeleri uyarınca iltibasa neden olabileceği, haksız rekabet teşkil ettiğine dair görüş bildirmişlerdir. Davanın çözümü için öncelikle davalı ———- tescilli ——- markasının hükmsüz kılınıp kılınamayacağının incelenmesi gereklidir.
Sınai Mülkiyet Kanununun 25/1. maddesinde marka hükümsüzlüğü halleri sayılmış olup, SMK’nun 5. ve 6. maddelerinde sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde Mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verileceği belirtilmiştir.
Davacının SMK’nun 6/1, 6/3, 6/4, 6/5, 6/6 ve 6/9. maddeleri uyarınca davalının markasının hükümsüzlüğünü talep ettiğinden, bu iddiaları ayrı ayrı incelenmiştir.SMK’nun 6/1. maddesi uyarınca, tescil başvurusu daha önce yapılan bir markanın tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal ve hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali bulunması hükümsüzlük sebebi olarak sayılmıştır.
Taraflara ait marka tescil kayıtları, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı ile, davalı ——-tescilli —- —- markasının esas unsurunda yer alan —ibaresi davacının markalarında yer alan — ibaresi ile oldukça benzer olup, aynı şekilde telaffuz edildikleri,—-ibaresi isim niteliğinde bir kelime olup, günümüz —- anlamı bilinmediğinden, markada akılda kalan kısmın —–ibaresi olduğu, bu nedenle markaların hitap ettiği ortalama tüketici kitlesi tarafından karıştırılma ihtimali bulunduğu, davacıya ait ve —– isimli işletmelerden birisi olduğu zannedilerek en azından davacı ile ilişkilendirilebileceği, davalının —- numaralı markasının ——– için tescilli oldukları, tarafların markaların aynı mal ve hizmetler için tescil edildikleri, davacının markalarının davalının markasından daha önce tescil eidlmiş olmaları nedeniyle SMK’nun 6/1. maddesi uyarınca davalı ——ait markanın hükümsüz kılınması gerektiği anlaşılmıştır.SMK’nun 25/1 ve 6/3. maddeleri uyarınca, başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin marka hükümsüzlüğü talebinde bulunabileceği düzenlenmiştir.
Davacının markaları —— sınıfta davalının markasından daha önce tescil edilmiş olduklarından, davacının markalar üzerinde tescilsiz kullanım nedeniyle hak elde edip etmediğine dair dğerlendirme yapılmamıştır. SMK’nun 6/4. maddesi uyarınca; Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvurularının, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedileceği düzenlenmiştir.Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı ile davacının markalarının Paris Sözleşmesi 1. mükerrer, 6. maddesi kapsamında tanınmış marka olduğunun davacı tarafça kanıtlanamadığı kanaatine varılmıştır.SMK’nun 6/5. maddesinde tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın——— ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hallerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusunun, haklı bir sebebe dayanma hali saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedileceği düzenlenmiştir.Kural olarak daha önce tescil edilmiş bir markanın aynısı veya benzerinin, farklı mal ve hizmetler yönünden başka kişiler adına tescil edilmesine bir engel yoktur. Ancak önceden tescilli olan marka tanınmış bir marka ise ve bu markanın aynısı veya tanınmış marka ile çağrışım yapabilecek ölçüde benzerinin, gerek aynı tür, gerekse farklı sınıftaki mal ve hizmetlerde başkaları adına tescil edilmesi, tanınmışlık düzeyi itibariyle markanın tanınmışlığından haksız yarar sağlanması, tanınmış markanın itibarına veya ayırt edicilik özelliğine zarar verme ihtimallerinden en az birinin varlığı halinde, tanınmış marka sahibinin itirazı ve talebi üzerine bu marka başvurusunun reddine, bir şekilde tescil olunması halinde ise mahkemece hükümsüzlüğüne karar verilecektir.Tanınmış marka, gerek tüketici kitlesi, gerekse dağıtım kanalları itibariyle toplumun zihnine yerleşmiş olan, o markaya konu ibare veya işaret zikredildiğinde veya görüldüğünde her hangi bir zihinsel faaliyet gerektirmeden derhal çağrışım yaparak akla gelen yüksek ayırt edicilik düzeyi olan işaretlerdir. Her markanın belirli düzeyde ayırt edicilik ve reklam işlevi bulunmakla birlikte bu düzey tanınmış markalarda daha yüksektir.Bir markanın tanınmış olup olmadığı ve tanınmışlık düzeyi, sonraki tarihli markanın başvuru tarihi esas alınarak, her bir dosyada bunu ileri süren tarafça ve dosyaya sunulacak delillerle ispat edilmelidir.Bir veya birkaç ülkede tanınmış olan markanın, diğer tüm ülkeler yönünden de tanınmış olduğu kabul edilemez. Bu anlamda, markanın bir çok başka ülkede tescil edilmiş olması da tek başına yeterli değildir. Markaların ülkeselliği ilkesi itibariyle, hangi ülkede markanın tanınmışlığına dayanılmış ise o ülkedeki ilgili çevre yönünden tanınmışlık ispat edilmelidir. Davacı tarafça markalarının tanınmış marka olduğuna dair dosyaya sunulan deliller, —— ve dünyada tescilli marka sayısı, tescil tarihleri, verdiği lisans sayıları, Mahkeme kararları ve alınan bilirkişi raporu ile davacının —— markalarının—— için —- tanınmış olduğu, davalı ——— bu mal ve hizmetler için tescilli markası nedeniyle haksız bir yarar sağlayabileceği, bu nedenle SMK’nun 6/5. maddesindeki hükümsüzlük koşulunun da mevcut olduğu tespit edilmiştir.SMK’nun 6/6. maddesinde ise tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi halinde hak sahibinin itirazı üzerine tescil başvurusunun reddedileceği düzenlenmiştir. Davacının ticaret unvanında davalının markasında yer alan —- ibaresi ile benzer olan—– ibaresinin aynen mevcut olduğu, davacının ticaret unvanının davalının markasının başvuru tarihinden çok önce —- tescil edilerek kullanılmaya başlandığı tespit edilmişse de, davacı şirketin —– tescilli bir ticaret unvanının mevcut olmadığı, bu nedenle SMK’nun 6/6. maddesinin uygulanamayacağı anlaşılmıştır.
SMK’nun 6/9. maddesinde ise kötüniyetle yapılan marka başvurularının itiraz üzerine reddedileceği düzenlenmiştir.Bir marka başvurusunun hangi hallerde kötüniyetle tescil ettirildiği her bir somut olayda ayrı ayrı değerlendirilecek olmakla birlikte,—–daha çok güvenin kötüye kullanılması, kullanmak yerine başkalarının ticaretine engel olmak, sözleşmeye aykırılık vb. suretiyle marka tescilleri kötüniyetli marka tescili halleri olarak kabul edilmektedir. Kötüniyetli tescilin varlığı için kötüniyet tescil başvurusu anında varolmalıdır. Dosya kapsamı incelendiğinde; davalı —– davaya konu markasını kullanmak yerine başkalarının ticaretine engel olmak amacıyla tescil ettirmediği, markasını kullandığı, güvenin kötüye kullanılması veya sözleşmeye aykırılığın da söz konusu olmadığı, yalnızca davacının markaları ile benzer olan bir markayı tescil ettirmesinin tescilin kötüniyetli olarak yapıldığını kanıtlamaya yeterli olmadığı, markanın kötüniyetle tescil edildiğinin ispatlanamadığı anlaşılmıştır.Tüm bu nedenlerle davalı —— SMK’nun 6/1 ve 6/5. maddeleri uyarınca hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar vermek gerekmiştir.Sınai Mülkiyet Kanununun 29. Maddesinin yollamasıyla SMK’nun 7/2-b maddesinde tescilli bir marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması marka hakkına tecavüz olarak tanımlanmıştır.Yine Sınai Mülkiyet Kanununun 149. maddesinde marka hakkına tecavüz edilen marka sahibinin fiili tecavüzün olup olmadığının tespitini, muhtemel tecavüzün durdurulmasını, tecavüz fiillerinin durdurulmasını, tecavüzün kaldırılmasını, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabileceği düzenlenmiştir.Markaların karıştırılma (iltibas) tehlikesi, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle, sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir. Diğer bir tanıma göre karıştırılma ihtimali, bir -tescilsiz- işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir.Alınan bilirkişi raporları ile davalıların —– markalarının kullanıldığı, davalıların birlikte işlettikleri iş yerinde —— kullanıldığının tespit edildiği, davacıya ait ——-tarihinde tahsis edildiği, davalılara ait —— üzerinde yapılan incelemede alan adlarının daha önce alındığına ve kullanıldığına dair bir tespit yapılamadığı, bu kullanımların davacının aynı hizmetler için tescilli olan —- esas unsurlu markaları ile iltibasa neden olabileceği, davalı ——- markasının tescilli olmasının SMK’nun 155. maddesi uyarınca savunma gerekçesi olarak ileri sürülemeyeceği, bu durumun davacının marka haklarına tecavüz teşkil ettiği kanaatine varılmakla, davacının marka haklarına tecavüzün tespiti ve önlenmesi ile davalılara ——-erişimin engellenmesine karar vermek gerekmiştir.Davacı, davalıların tescilli markasından kaynaklanan haklarına tecavüz etmesinin aynı zamanda haksız rekabet oluşturduğunu belirterek, haksız rekabetin tespitini ve önlenmesini de talep etmiştir.———Karar sayılı kararında da belirtildiği gibi; 6762 sayılı mülga TTK’nın 57/5.maddesinde yazılı “Başkasının emtiası, iş mahsulleri, faaliyeti veya ticaret işletmesiyle iltibaslar meydana getirmeye çalışmak veya buna müsait bulunan tedbirlere başvurmak, hususiyle başkasının haklı olarak kullandığı ad, unvan, marka, işaret gibi tanıtma vasıtalarıyla iltibasa meydan verebilecek surette, ad, unvan, marka, işaret gibi tanıtma vasıtaları kullanmak veyahut iltibasa meydan veren malları, durumu bilerek veya bilmeyerek, satışa arz etmek veya şahsi ihtiyaçtan başka her ne sebeple olursa olsun elinde bulundurmak” şeklindeki düzenlemeden yola çıkılarak, sınai mülkiyet hakkına tecavüz eylemleri, hem özel yasa niteliğindeki 556 sayılı Marka KHK’nın 61 ve 9. maddeleri uyarınca, hem de az önce zikrolunan hüküm nedeniyle mülga 6762 sayılı TTK’nın 57/5.maddesi hükümleri doğrultusunda kümülatif olarak korunmakta idi. 6102 sayılı TTK’nın 55/1-a-4 bendinde yer alan “Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak,” şeklinde düzenlenmiş olup, Kanun’un gerekçesinde de ifade olunduğu üzere, Kanun Koyucu bilinçli bir şekilde, “ad, unvan ve marka” kavramlarına yeni düzenlemede yer vermemiş ve buna gerekçe olarak da, bu kavramların kendi özel yasası niteliğindeki 556 sayılı Marka KHK, 554 sayılı End. Tasarım KHK ve 555 sayılı Coğrafi İş. KHK ve TTK’nın unvan ile ilgili düzenlemeleriyle korunması gösterilmiş ve bunların bir kez de TTK’nın haksız rekabet hükümleriyle korunmasının gereksiz olduğu ve yorum güçlüklerine yol açacağına vurgu yapılmıştır.
Gerçekten de, sınai mülkiyet haklarının kendi özel yasası niteliğindeki 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu hükümleriyle korunması ve 6102 sayılı TTK’nın 55/1-a-4 maddesindeki düzenleme karşısında, davalıların davacı adına tescilli markalarına benzer markaları kullanmak eyleminin TTK’nın 55/1-a-4.maddesi uyarınca aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiğine ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiş, tüm bu gerekçelerle, davanın kısmen kabulüne reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M/Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
Davalı ——- markasının HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE VE SİCİLDEN TERKİNİNE,
Davalıların iş yerlerinde, internet alan adlarında ve —- içeriklerinde —— markalarını ——– hizmetlerinde kullanmalarının davacının —- esas unsurlu markalarından kaynaklanan haklarına TECAVÜZ ETTİĞİNİN TESPİTİNE,
Davalıların bu markaları ———-için iş yerlerinde ve internet ortamında ticari etki yaratacak şekilde kullanmalarının YASAKLANMASINA, ÖNLENMESİNE ve SONUÇLARININ ORTADAN KALDIRILMASINA,
Davalıların bu markaları kullandıkları ürünlerin, ambalajların, ilan, reklam, broşür, afiş ve tabela ve sair her türlü malzeme ve tanıtım malzemesinin, basılı evrak, faturaların ve benzeri her türlü ticari evrak ve malzemenin TOPLATILMASINA,
Hükmün kesinleşmesinden sonra masrafı davalılardan alınmak suretiyle İMHA EDİLMELERİNE,
Davalıların —– internet sitelerine —– ERİŞİMİN ENGELLENMESİNE,
Davalının ——adlı——- sitesindeki davacının marka hakkını ihlal eden içeriklerin KALDIRILMASINA,
Davacının fazlaya ilişkin taleplerinin REDDİNE,
Alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55‬ TL harcın davalılardan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı vekiline kabul edilen markaya tecavüz davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacılara ödenmesine,
Davacı vekiline hükümsüzlük davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacılara ödenmesine,
Davacı vekiline erişimin engellenmesi davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacılara ödenmesine,
Davalılar vekiline reddedilen haksız rekabet davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine,
Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL peşin harç ve 35,90 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 118,60 TL harç giderinin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından Mahkememizin ——–D.İş sayılı dosyasında yatırılan 59,10 TL peşin harç ve 35,90 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 95,00 TL harç giderinin davalılardan tahsili ile davacılara ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 186,55 TL tebligat ve müzekkere masrafları ile 6.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 6.186,55 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre, (%75) 4.639,91 TL’nin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye (%25) 1.546,64‬ TL’nin davacının üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafından —– sayılı dosyasında yapılan 1.443,5‬0 TL tespit giderinden davanın kabul ve red oranına göre, (%75) 1.082,62 TL’nin davalılardan tahsili ile davacılara ödenmesine, bakiye (%25) 360,88‬ TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalılar vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.18/07/2023