Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/34 E. 2023/156 K. 07.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/34
KARAR NO : 2023/156

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 03/03/2021
KARAR TARİHİ : 07/09/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davasının yapılan açık yargılama sonucunda;

İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkilinin ulusal ve uluslararası çapta lojistik ve taşımacılık işinde faaliyet gösteren nitelikli, tanınmış, saygın, itibarlı ve yüksek iş hacmi olan ticari bir kurum ve kuruluş olduğunu, müvekkili şirketin kullanmakta olduğu markalaşmış —- unvanı ile ulusal ve uluslararası piyasada tanındığını ve bilindiğini, müvekkilinin 11/01/2013 tarihli ve—- sayılı—-Gazetesi’nde —- unvanı ile yayımlanarak fiilen ve hukuken ticaret hayatına atıldığını, davalı—-ise aynı iş kolunda faaliyet gösteren yani, uluslararası lojistik ve taşımacılık işi yapan, 20/01/2020 tarihli ve —sayılı—- Gazetesi’nde yayımlanarak 2020 yılında kurulmuş bir şirket olduğunu, müvekkili şirketin işinde deneyimli, muteber bir kuruluş olduğunu, bu camiada —-” unvanı ile tanındığını ve bilindiğini, yakın zamanda kurulan davalı şirketin müvekkilinin fiilen yıllardır kullandığı, tanıttığı “—-” unvanını kullanarak piyasada bir karışıklığa, kargaşaya ve iltibasa sebebiyet verdiğini, durumun davalı şirkete nezaketen ikaz edildiğini ve davalı şirketten “—–” unvanının iltibasa ve kargaşaya mahal olması hasebiyle, “—–” isminin, markanın logo ve web adresinden çıkartılarak, karışıklığın bertarafı rica olunduğunu, davalı şirketin olumsuz cevabı üzerine mahkemeye başvurma zorunluluğunun hasıl olduğunu, tüm bu nedenlerle, yenilik vasfı taşımadığı halde, davalı şirketin tescilini yaptırdığı “—–” markasının hükümsüzlüğüne, tescilinin iptaline karar verilmesini, bu uğurda yapılacak yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalıya tahmiline ve ileride daha büyük kargaşalara sebep olunmaması bakımından davalının “—-” markasının, unvanının kullanmasının engellenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiğini beyan etmiştir.

DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; Müvekkili şirketin ——markasını TPMK nezdinde —– no ile tescil ettirdiğini, 28.02.2020 tarihinden bu yana 6769 sayılı SMK’nun sağladığı tescil korumasından faydalandığını, davacı firmanın ise “—–” ibaresini markasal anlamda kullanmadığını, bu ibareyi piyasada ilk kullananın müvekkili şirket olduğunu, davacı şirketin ticaret unvanında yer alan ibaresinin —– olduğunu, bu ibareyi de —- ve —–tonlarında oluşturduğu bir logo ile kullandığını, markaların okunuşlarının da farklı olduğunu, markalar arasında tüketiciler nezdinde karışıklığa sebep olacak bir benzerlik bulunmadığını, benzerliğin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği, tüketicinin bilgili tüketici olduğundan karıştırma olmayacağını, lojistik sektöründen bir kişinin bilirkişi olarak inceleme yapmasının önemli olduğu, müvekkili şirketin markasına bugüne kadar 418.000,00 TL yatırım yaptığını, yatırımların her geçen gün arttığını, verilen ihtiyati tedbir kararı nedeniyle müvekkilinin zarara uğrayacağını, hatta kapanmanın eşiğine geleceğini, bu nedenlerle ihtiyati tedbirin kaldırılmasını, icrasının durdurulmasını, mahkeme aksi kanaatte ise, teminat karşılığı tedbirin kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiğini beyan etmiştir.

D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davalı tarafından—– ibareli tescilli markasının hükümsüzlüğü ile markanın tescilinin iptali davasıdır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalı adına 39. Sınıfta lojistik hizmetlerini de kapsar şekilde tescilli—- tescil numaralı ” —-” markasının davacının ticaret unvanı ile benzer olup olmadığı, davacının bu marka üzerinde öncelik hakkının bulunup bulunmadığı, bu nedenlerle hükümsüzlüğüne karar verilip verilemeyeceği noktasında toplandığı anlaşılmıştır.Dosyaya Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtları getirtilmiş olup, incelendiğinde;davalı tarafın tescil ettirmiş olduğu —–nolu “—-şekil” markasının 39. Sınıfta 19/08/2020 tarihinde tescil edildiği, davacı tarafa ait anlaşılmıştır.

Ticaret sicil kayıtları dosya içerisine getirtilmiş olup, incelendiğinde; davacı “—–” Ünvanı ile 07.01.2013 tarihinde —- Ticaret Odasına tescil edilerek Ticari faaliyete başladığı, Davacı “—-ŞİRKETİ” firması Ticaret Odasında kayıtlı ticari ünvanının “—–” kısmını şirketin kurulduğu 2013 yılından itibaren kullandığı görülmüştür.Mahkememizce ihtiyati tedbir talebinin değerlendirilmesi için dosya bilirkişiye verilmiş olup, marka uzmanı —- 12/04/2021 tarihli raporunda; davalı tarafın tescil ettirmiş olduğu —-nolu “—– şekil” markasının tescilli olduğu “Kara, deniz ve hava taşımacılığı hizmetleri ve kara, deniz ve hava taşıtlarının kiralanması hizmetleri, kurye hizmetleri, Malların depolanması, paketlenmesi ve sandıklanması hizmetleri” ile davacı şirketin iştigal konularının benzer olduğu, davalı tarafın —–markasını özellikle davacı tarafın aktif olarak hizmet verdiği “Kara, deniz ve hava taşımacılığı hizmetleri ve kara, deniz ve hava taşıtlarının kiralanması hizmetleri” nde kullanmasının taraflar arasında karışıklığa yol açabileceğine dair görüş bildirmiştir.Dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış, davalının markasının tescil tarihinden önce “—–” markası üzerinde davacının tescilsiz kullanım nedeniyle hak elde edip etmediği, davalının markasının hükümsüzlük koşullarının bulunup bulunmadığına dair marka uzmanı—- lojistik sektörü uzmanı —-ve muhasip —– oluşan 25/07/2022 tarihli heyet raporunda; Davacı ve Davalı firmanın; Karayolu Taşıma Yönetmeliğince verilen — türünde aynı faaliyet yetki belgesine sahip olduğu; Davacı firmanın kuruluş ve faaliyet geçmişinin davalı firmadan daha eski olduğu için taşımacılık sektöründe davacı firmanın —– olarak bilinilirliğinin daha önce olduğu; Davacı firma yetkilisi —- ile inceleme esnasında yapılan görüşmede; 2013 yılında ticari faaliyete başladıklarını ,faaliyet konularının yurt içi ve uluslararası taşımacılık ve lojistik alanında faaliyet gösterdiklerini beyan etmiştir. Davacının dava dosyasına sunduğu belgeler üzerinde ve tarafımızca Ticaret Odası kayıtları üzerinde yapmış olduğumuz incelemede; Şirketin “—- ŞİRKETİ” Ünvanı ile 07.01.2013 tarihinde —- Ticaret Odasına tescil edilerek Ticari faaliyete başladığı, Davacı “—– ŞİRKETİ” firması Ticaret Odasında kayıtlı ticari ünvanının “—-” kısmını şirketin kurulduğu 2013 yılından itibaren düzenlediği faturalar üzerinde Web sitesi görselinde, antetli kağıtları üzerinde, yurt dışına düzenlenen belgeler üzerinde ŞEKİL olarak kullandığı görülmüştür. Yerinde inceleme sırasında alınan satış fatura örnekleri, yazışmalar, Web sitesinde, antetli kağıtlarında, taşımacılıkta kullanılan uluslararası belgeler dava dosyasına ibraz edilmiştir. Ayrıca üyesi olduğu —– bülteni dergisinin Kasım —- Sayı:38, 23.sayfasında üyelerimiz kısmında şekilsel olarak yer aldığı, davacı Taraf markasal kullanımının Davalı’dan daha önce olduğu, davalının markasının tescil tarihinden önce “—- markası üzerinde davacının tescilsiz kullanım nedeniyle hak elde ettiğine dair görüş bildirmişlerdir.Davalı tarafça dosyaya sunulan uzman görüşü de incelenerek ve davalının rapora itirazları da değerlendirilerek, ayrıca davacı ve davalının hitap ettiği tüketici kitlesinin bilinçli olup olmadıkları ile davalının markasının tescilli olduğu mal ve hizmetlerin tek tek incelenerek özellikle “tekne barındırma hizmetleri. Boru hattı ile taşıma hizmetleri. Elektrik dağıtım hizmetleri. Su temin hizmetleri. Taşıt ve malları kurtarma hizmetleri. Malların depolanması, paketlenmesi ve sandıklanması hizmetleri. Çöplerin depolanması ve taşınması hizmetleri, atıkların toplanması ve taşınması hizmetleri” için davacının marka kullanımının bulunup bulunmadığı, bu hizmetlerin davacının ticari faaliyeti ile bağlantılı olup olmadığına dair aynı bilirkişi heyetinin 08/02/2023 tarihli heyetinin ek raporunda; davacı —– firması Ticaret Odasında kayıtlı ticari unvanının “—-” kısmını şirketin kurulduğu 2013 yılından itibaren düzenlediği faturalar üzerinde Web sitesi görselinde, antetli kağıtları üzerinde, yurt dışına düzenlenen belgeler üzerinde ŞEKİL olarak kullandığı görülmüştür. Dava Konusu markanın dosya kapsamında ve Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde araştırması yapılarak aşağıda rapora eklenmiştir: Davalı ise “—– markasını 28.02.2020 tarihinde TPMK nezdinde —- no ile tescil ettirdiğini, ŞEKİL olduğu , davacı ve Davalı tarafa tüketicilerinin bilinçli tüketici olduğu yaptıkları iş dolayısı ile hizmet aldıkları firmaları seçerek çalışma yaptıkları Davacı karayolu taşımacılığı ve Davalı taraf—-kargo hizmetinin de taşımacılıkla ilgili hizmetler olması, bu hizmetleri alan firmaların herhangi bir ürünün bir yerden bir yere taşınması hizmeti vermesi sebebi ile benzer iş kolu olduğu bu durumun tüketici nezdinde karışıklığa neden olabileceği, kanaatine varılmıştır. Davalı tarafa ait tescilli marka ve dosya kapsamında 39.sınıfta yer alan sınıfların kullanımına bakıldığında; Davacı taraf kullanımının “Kara, deniz ve hava taşımacılığı hizmetleri” alanında olduğu görülmüştür. 39.sınıfta yer alan diğer alt sınıflar “kara, deniz ve hava taşıtlarının kiralanması hizmetleri, tur düzenleme, seyahat için yer ayarlama, seyahat ile ilgili bilet sağlama, kurye hizmetleri. Araba parkları hizmetleri, garaj kiralama hizmetleri. Tekne barındırma hizmetleri. Boru hattı ile taşıma hizmetleri. Elektrik dağıtım hizmetleri. Su temin hizmetleri. Taşıt ve malları kurtarma hizmetleri. Malların depolanması, paketlenmesi ve sandıklanması hizmetleri. Çöplerin depolanması ve taşınması hizmetleri, atıkların toplanması ve taşınması hizmetleri.” alanında marka kullanımına rastlanmadığına dair görüş bildirmişlerdir. Bilirkişi heyetinden tarafların markalarının hitap ettiği tüketici kitlesinin bilinçli tüketici olduğu belirtildiği halde markaların karıştırma ihtimali bulunduğuna dair görüş bildirmeleri nedeniyle davalı vekilinin bu yöndeki itirazları da incelenerek ve bu çelişkiyi de giderecek şekilde yeniden ek rapor aldırılmış olup, Davacı —- firması Ticaret Odasında kayıtlı ticari unvanının “—–” kısmını şirketin kurulduğu 2013 yılından itibaren düzenlediği faturalar üzerinde Web sitesi görselinde, antetli kağıtları üzerinde, yurt dışına düzenlenen belgeler üzerinde ŞEKİL olarak kullandığı görülmüştür. Davalı ise —– markasını 28.02.2020 tarihinde TPMK nezdinde —- no ile tescil ettirdiğini, ŞEKİL olduğu, Davacı ve Davalı tarafa tüketicilerinin bilinçli tüketici olduğu yaptıkları iş dolayısı ile hizmet aldıkları firmaları seçerek çalışma yaptıkları Davacı karayolu taşımacılığı ve Davalı taraf —-kargo hizmetinin de taşımacılıkla ilgili hizmetler olması, bu hizmetleri alan firmaların herhangi bir ürünün bir yerden bir yere taşınması hizmeti vermesi sebebi ile benzer iş kolu olduğu her ne kadar bilinçli tüketici olsa da iş akışında evrakların yollanması, müşteri hizmeti seçilirken bilinçli yâda bilinçsiz olarak müşterilerin karıştırılabileceği, seçilmek istenen yerine diğer firmanın seçilebileceği, işin yapılma aşamasında özellikli bir iş olduğu ve tüketicinin bilinçli olmasından dolayı ile değişiklik yapılabileceği bu durumun olma ihtimalinin tüketici nezdinde karışıklığa neden olabileceğine dair görüş bildirmişlerdir.
Bu tespitlerden sonra; davacı tarafın Ticaret Odası kayıtlarına göre Şirketin “—-LİMİTED ŞİRKETİ” Ünvanı ile 07.01.2013 tarihinde —– Ticaret Odasına tescil edilerek Ticari faaliyete başladığı, Davacı — ŞİRKETİ” firması Ticaret Odasında kayıtlı ticari ünvanının “—-” kısmını şirketin kurulduğu 2013 yılından itibaren düzenlediği faturalar üzerinde Web sitesi görselinde kullandığı, Davalının ise “—–” markasını 28.02.2020 tarihinde TPMK nezdinde —–no ile tescil ettirdiği, markanın 39. Sınıfta yer alan her iki şirketin “Kara, deniz ve hava taşımacılığı hizmetleri” alanında olduğu görülmüştür. 39.sınıfta yer alan diğer alt sınıflar “kara, deniz ve hava taşıtlarının kiralanması hizmetleri, tur düzenleme, seyahat için yer ayarlama, seyahat ile ilgili bilet sağlama, kurye hizmetleri. Araba parkları hizmetleri, garaj kiralama hizmetleri. Tekne barındırma hizmetleri. Boru hattı ile taşıma hizmetleri. Elektrik dağıtım hizmetleri. Su temin hizmetleri. Taşıt ve malları kurtarma hizmetleri. Malların depolanması, paketlenmesi ve sandıklanması hizmetleri. Çöplerin depolanması ve taşınması hizmetleri, atıkların toplanması ve taşınması hizmetleri.” sınıfında yer aldığı, davacı tarafın iştigal alanının “deniz, kara, hava ve deniz yolu nakliyesi ile yükleme ve boşaltma yapma…” alanlarında olduğu ve her iki şirketin aynı iş kolunda faaliyet yürüttükleri dikkate alındığında bu durumun tüketici nezdinde karışıklığa neden olabileceği kabul edilmiş, davacı tarafın şirket tescil ve faaliyetleri dikkate alındığında davacının 2013 yılından itibaren dava konusu markayı faaliyetlerinde hem ticaret unvanı hem de marka olarak kullanması dolaysıyla tescilsiz kullanım hakkı elde ettiği, davalı tarafın marka tescilinin de 28.02.2020 tarihi olduğu dikkate alındığında bu tescil ve kullanımın davacı tarafın davalıya ait markanın tescilli bulunduğu faaliyet alanı olan “kara, deniz, hava ve demiryolu taşımacılığı hizmetleri “alanında tescilsiz kullanım dolayısıyla hak elde ettiği kabul edilerek 556 sayılı KHK m. 8/2-b anlamında davacı tarafın iptal talebinin yerinde olduğu kabul edilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın KABULÜNE,
Davalının —–tescil numaralı “—–” markasının tescilli olduğu tüm mal ve hizmetler için İPTALİNE VE SİCİLDEN TERKİNİNE,
2-Alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55‬ TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı vekiline Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 350,00 TL tebligat ve müzekkere ile 4.900,00 TL bilirkişi ücreti ile toplam 5.309,3‬0 yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine, Dair; davacı vekili vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.