Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/26 E. 2021/236 K. 27.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/26 Esas
KARAR NO: 2021/236
DAVA: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/02/2021
KARAR TARİHİ: 27/12/2021
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini tekrarla; davacı şirketin —-yaptığını, —- malzeme satışı yaparak reklam sektöründe faaliyet gösterdiğini, —- markaları ile makine satışını gerçekleştirdiğini, davacının —- markasını tescil ettirmek için başvuru yaptığında davalının itiraz ettiğini, davacının —- davacıya ait olduğunu, itiraz üzerine taraflar arasında marka hakkına ilişkin uyuşmazlığının başladığını, davacı tarafından —— yıllık kullanım süresi şartı oluşmadığından davalının itirazının işleme alındığı ve davacının tescil başvurusundan — —-kısmının çıkartıldığını, davalının itirazını genişleterek tüm tescil edilen mal ve hizmetler için marka tescilinin reddedilmesini talep ettiği, davacıya ait —– sınıflarda marka tescili için davacının yeniden başvurduğunu, davacının —- bu yana kullandığı markasının davalı tarafın hakkını kötüye kullanması nedeniyle tehdit altında olduğunu, davalının —– oldukları, davalının bu markalarına dayanarak —-markasının hükümsüzlüğü için —- sayılı davayı açtığını, usul ekonomisi açısından bu davanın —- numaralı markalarını kullanmadığını, bu nedenle —– uyarınca iptallerine karar verilebileceğini, davalının markalarını kullandığını ispat etmesi gerektiğini, davalının markasının tanınmış marka olarak tescil edilmiş olmasının durumu etkilemeyeceğini belirterek, davalının—– nezdinde tescil ettirdiği markalarının tescil kapsamındaki birçok sınıfında faaliyet göstermemesi, bu mal ve/veya hizmet alanlarında markasını kanunda öngörülen şekilde kullanmamasına rağmen, bu tescilleri dayanak göstererek——şirket marka kullanımına engel olmaya çalıştığı, ayrıca, markasının tanınmış markalar siciline kayıtlı olmasına dayanarak, mal ve/veya hizmet sınıfı gözetilmeksizin ve yine faaliyet göstermediği, markasını hiçbir şekilde kullanmadığı mal ve hizmetlerde—–sebebiyle hak ileri sürerek, müvekkili şirketin tescilli markasını hükümsüz kılmaya çalıştığı, davalının fiillerinin her şeyden önce Medeni Kanunun dürüstlük ilkesini düzenleyen 2. maddesindeki —- hükmüne ve Türk Ticaret Kanununda dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması amacına aykırılık teşkil ettiği, bunların yanında davalının markalarını “ciddi biçimde kullanmama” fiillerinin de marka haklarını özel koruma altına alan 6769 sayılı SMK ile yaptırımlara tabi kılındığını, marka sahibinin, esas markasını, benzer markaların türetilmesi tehlikesine karşı koruma ——– olarak isimlendirilen onlarca markayı tescil ettirebileceği, hatta markalarını mal ve hizmet sınıflarının tamamında da tescil ettirebileceği, sonuçta marka tescil başvurusunda fiili kullanımın ispatının şart olarak ileri sürülmesinin düşünülemeyeceği, fakat, — hukukunda olduğu gibi —- hukukunda da markanın kullanımının esas tutulduğu, kullanım dışında farklı amaçlarla yapılabilecek tescillerin, belli bir süre sonunda koruma kapsamından çıkartıldığını, bu anlamda —- tescilden itibaren beş yıllık bir süre öngördüğü, tescilden itibaren beş yıllık sürede ciddi biçimde kullanılmayan markanın, talep üzerine iptaline karar verileceğinin hüküm altına alındığı, davalı markalarının bu anlamda, belirtilen mal ve hizmetler açısından, tescillerinden itibaren beş yıldan fazla bir süredir ciddi biçimde kullanılmadığı, bu durumun, davalının kamuya açık paylaşımlarından açık şekilde anlaşıldığı gerekçeleriyle; öncelikle huzurda ki iş bu davanın usul ekonomisi açısından davalı şirketin , müvekkili firmaya karşı açmış olduğu —- tescil numaralı markasının; —– tescil numaralı markaların — başlığı kapsamında —- sınıfların tamamında ve ayrıca —- sınıfın son başlığı kapsamında——— hizmetlerinde kısmen iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini tekrarla; müvekkilinin yaklaşık —- yılından bu yana kullanılmakta olup, — müvekkili şirket adına tescillendiğini ve hukuken koruma altına alındığını, davacı her ne kadar —–ibaresini ticaret unvanında bulundurması itibariyle markasal olarak da kullandığı iddiasındaysa da, ticaret unvanı ile markanın birbirinden ayrı kavramlar olduğunu, ibarenin davacının —– yer almasının, doğrudan doğruya ibarenin markasal kullanımını ispatlar nitelikte olmadığını, marka ile ticaret unvanı birbirinden bağımsız unsurlardan oluşmakta olup, birbirlerinin yerine ikame olabilecek kavramlar olmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davalı adına tescilli —- ibareli bazı markaların tescilli oldukları bazı mal ve hizmetlerde kullanılmamaları nedeniyle kısmen iptali davasıdır.
Davacı vekili dosyaya sunduğu —- tarihli dilekçesi ile davalı tarafla sulh olmaları nedeniyle davadan feragat ettiklerini bildirmiş, davalı vekili de aynı tarihli dilekçesi ile sulh sözleşmesi gereği davacı taraftan vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin olmadığını bildirmiştir.
Davalı vekilinin —- yevmiye numaralı vekaletnamesinde sulh ve feragat yetkisinin yetkisinin bulunduğu, davacı vekilinin de—– numaralı vekaletnamesinde sulh ve feragat yetkisinin mevcut olduğu tespit edilmiştir.
HMK’nun 311. maddesi uyarınca feragat kesin hüküm gibi sonuç doğuracağından davanın feragat nedeniyle reddine, davalı vekilinin yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinde bulunmaması nedeniyle davalı lehine yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
Harçlar Kanununun gereğince alınması gereken 59,30 TL harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafı yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinde bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.27/12/2021