Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/203 E. 2023/16 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/203 Esas
KARAR NO: 2023/16
DAVA : Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 23/11/2021
KARAR TARİHİ: 26/01/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla, davacı müvekkilinin——- son teknolojiyi kullanan, üretim kapasitesi ve bilinirliği yüksek, —– ortak yatırımları ile kurulan bir şirket olduğunu, müvekkilinin ——– markalarının mevcut olduğunu, markasını uzun süredir kullanmak suretiyle ayırt edicilik kazandırdığını, davalının kötü niyetli olarak, müvekkilinin uzun süredir tescilli olarak kullandığı ve ayırt edicilik kazandırdığı markası ile aynı ve/veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olan —— markasını kendi adına aynı sınıflarda tescil ettirdiğini, davacının markalarından haberdar olmamasının imkansız olduğunu, basiretli tacir gibi davranmadığını, müvekkilinin markalarının bilinirliğinden haksız olarak yararlanmaya çalıştığını, müvekkilinin — markasında öncelik ve üstün hak sahibi olduğunu, davalının markasının da aynı mal ve hizmetler için tescil edildiğini, davacının markasının aynı zamanda ticaret unvanının kök unsuru olduğunu, davalının markasının davacının markaları ile karıştırılma ve ilişkilendirilme ihtimali bulunduğunu, müvekkilinin markalarının kendi sektöründe oldukça tanınmış, ——- olduklarını belirterek, Müvekkilinin her tülü dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla; müvekkili——- uzun yıllardan beri nizasız ve fasılasız surette kullanmakla ayırt edicilik kazandırdığı —- unsurlu. markalarının aynısı ve/veya ayırt edilemeyecek kadar benzeri olan davalı adına —— ile usul ve yasaya aykırı surette tescil edilen —- ibareli markanın—- nezdinde hükümsüzlüğüne, markalar sicilinden terkinine,———-ibareli markanın üçüncü kişilere devrinin önlenmesi hususunda dosya üzerinden takdiren teminatsız olarak, mahkeme aksi kanaatte ise uygun görülecek bir teminat mukabilinde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, verilecek kararın dava sonuçlanıncaya kadar devamına, yargılama sonucunda verilecek kararın —- çapında yayın yapan tirajı ——– ilanına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; davalı şirketin —— kurulmuş inşaat malzemeleri sektöründe beton katkılar, hazır harçlar, ——- malzemeleri alanında ürünler geliştirerek pazara giren ve —–yılında inşaat boyaları alanına giren —- en büyük markalarından biri olan boya markası —– işbirliği yaparak adım attığını ve bu sayede—— zenginliğini —–taşıdığını, —— kapasitesi ile —- ihracatta bulunduğunu, ayrıca ısı yalıtım malzemeleri üretim tesisini—– ———- soktuğunu, davalı şirket adına —–ibaresi ile pek çok seri markasının olduğunu ve—– ayırt ediciliğe ulaştığını, davalı şirketin —– yapmış olduğu başvuruya davacının ———gerekçe göstererek —— kapsamında karıştırılma ihtimali, eskiye dayalı hak, tanınmışlık ve kötü niyetle tescil iddialarında bulunarak itirazda bulunduğunu, yapılan itirazların önce —- daha sonra da ———- düzenlendiğini, markanın baskın unsurunun marka inceleme kılavuzunda —— markalarda tüketicilerin ilk bakışta işaretle dikkatini çeken ve işareti ——— eden veya işarette hakim konumda olan unsurun baskın unsur olduğu kabul edilir. İncelemeye konu işarette yer alan kelime unsurlarının tamamı ayırt edici nitelikte ——- yazılmış ise, işarette baskın unsur —— tamamı sayılır. Birden fazla unsur içeren bir marka söz konusu olduğunda, ilgili tüketici kitlesinin zihninde oluşan genel izlenim, bazı durumlarda bu markanın bileşenlerinden birisinin veya birden fazla bileşenin etkisi altında kalabilir. Bir veya daha fazla unsurdan ——oluşan karma bir markada baskın unsur tespit edilirken, özellikle her bir unsurun kendine özgü özellikleri diğer unsurların özellikleri ile karşılaştırılarak yapılmalıdır” ilkeleri gereğince ——- herkesin kullanımına açık olan, aslında polimerlerin üretimi için kullanılan bir başlangıç maddesi ve bir asit olduğu, akriliğin ikame edici özelliği olan bir asit türü olarak renksiz ve keskin kokulu olduğu, barındırdığı özellikler sebebiyle çok tercih edilen bir madde olan akrilik maddesinin bu sayede geniş kullanım alanına sahip olduğu boya sektöründe de akrilik boyanın çabuk kuruması ve kolay yapışması gibi özelliklerin kaynağı olduğunu, akrilik ibaresine yönelik —– pek çok tescilli marka bulunduğunu, —– başlayarak akrilik ibaresinin marka tescillerinde yer aldığını, bu nedenle davacının eskiye dayalı kullanım iddialarının —-nezdinde kabul görmediğini, söz konusu kelimenin tek başına ayırıcı özelliği ve marka vasfı olmadığını, yapı ve inşaat yapı malzemelerinde yaygın olarak bilinen ve kullanılan bu kelimenin tek başına ayırt edici vasfının olmayacağını,
davacıya ait markanın şekil ve kelime unsurlarından oluştuğunu, davalı markasının ise ——-ibaresi ile sadece kelime markasından ibaret olduğunu, davacının markasındaki —– kelimesi ve şekil unsurunun ön planda olduğunu, davalı markasının ise bir bütün olarak——— ibaresi olarak okunarak algılandığını, taraf markaları arasında aynı etki gösterecek herhangi bir görsel, işitsel ve kavramsal anlamda bütünsel açıdan bir benzerlik bulunmadığını, markaların bölünerek karşılaştırılmasının yapılamayacağını, davacı markasının zayıf bir marka olduğunu, akrilik ibaresinin de bakıldığında zayıf olduğunu ve koruma kapsamının dar olacağını, kötü niyet iddialarını kesinlikle kabul etmediklerini, afaki iddialarda bulunulduğunu, bunun somut delillerle ispat edilmesi gerektiğini, davalının kötü niyetli tescil talebinde bulunmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davalıya ait —— markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine ilişkindir.
Dosyaya —– getirtilmiş olup, incelendiğinde; —– Sınıflarda tescili için davacı tarafça başvuru yapıldığı,—– davacı adına tescilli oldukları, ——-sınıflarda davalı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış, —–tarihli raporda, davacının——- yer alan mallar ve hizmetler için —- tescil edilmiş olduğu, davalının —–mallar için tescilli olduğu, davacının —– markasının tescil kapsamında yer alan mal ve hizmetler için zayıf bir marka olmadığı, taraf markaları karşılaştırılığında markalar arasında görsel farklılıklar olsa da, sessel ve kavramsal benzerliğin olduğu, davalının —– kapsamında yer alan ——- maddesine göre nihai takdir Mahkemeye ait olmak üzere kısmi hükümsüzlük koşullarının mevcut olduğu, nihai değerlendirme ve takdir hakkı Mahkemeye ait olmak kaydı ile davalının davaya konu—— kötüniyetle tescil ettirmiş olduğuna dair somut verinin tespit edilemediği ve bu hususta kanaat oluşmadığı yönünde görüş bildirmiştir.
Mahkememizce bilirkişi heyetinden taraf vekillerinin itirazları da incelenerek, ayrıca davalı markasının tescilli olduğu mal ve hizmetlerden davacıya ait markalarla aynı veya bağlantılı olan mal ve hizmetlerin denetime uygun şekilde tablo halinde ayrı ayrı gösterilmesi için ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, aynı bilirkişi heyeti —— tarihli ek raporda; taraf vekillerinin itirazlarının incelenmesi neticesinde Mahkeme tarafından verilen görevlendirme gereği benzer ve ilgili sınıflardaki malların raporda tablo halinde verildiği, davalının markasının ——- sınıfta tescilli olduğu ———-mal ve hizmetlerinin davacının markalarının tescil kapsamında da yer alan mal ve hizmetler ile benzer oldukları, sonuç olarak kök rapordaki tespit ve görüşleri aynen muhafaza ettiklerini beyan etmişlerdir.
Sınai Mülkiyet Kanununun 25/1. maddesinde marka hükümsüzlüğü halleri sayılmış olup, SMK’nun 5. ve 6. maddelerinde sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde Mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verileceği belirtilmiştir.
Davacı taraf davalının markasının hükümsüzlük nedeni olarak SMK’nun 6/1, 6/5 ve 6/9. Maddelerine dayandığından, bu hükümsüzlük nedenlerinin somut olay açısından tek tek incelenmesi gerekmiştir.
SMK’nun 6/1. maddesi uyarınca, tescil başvurusu daha önce yapılan bir markanın tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal ve hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali bulunması hükümsüzlük sebebi olarak sayılmıştır.
Karşıtırılma ihtimali, bir markanın aynen veya benzerinin kullanılması suretiyle, alıcı zihninde gerek emtiaların gerekse müteşebbisin kaynağı açısından yanlış kanaatler uyandırılması ve bunların aynı yerden piyasaya sürüldüklerinin düşündürülmesi, bu yönde çağrışımlar yaptırmasıdır. Karıştırılma ihtimalinin varlığına her iki marka aynı anda göz önünde bulundurularak karar verilemez. Zira, alıcılar çoğu zaman bunları aynı anda görerek karar verme durumunda olmayacaklardır. Alıcılar bu markalan farklı an ve yerlerde görebileceklerdir. Birbirine benzer olan markaları aynı an ve yerlerde görmekle, farklı an ve yerlerde görmek arasında markalar arasındaki farkları tespit açısından ciddi farklılıklar mevcuttur. Karıştırılma ihtimali ve benzerliklerinin tayini, markaları aynı anda görebilen ve farklarını seçebilmek için yeterli zamana sahip olabilen müşteriler bakımından değil; markaları aynı anda göz önünde bulunduramayan fakat aradığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan alıcılar bakımından yapılmalıdır.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında, davacının markalarının —- kelimelerinden, davalının markasının ise —- unsurlarından oluşmaktadır. Her iki markada da yer alan—–ürünlerde kullanılan kimyasal bir maddenin ——- olduğu bilirkişi raporu ve tarafların beyanları ile tespit edilmiştir. Bu durumda——markaların esas unsuru olmadığı, davacının markalarının esas unsurunun—- davalının markasının ise——-olduğu anlaşılmaktadır. Bilirkişiler tarafından belirlenen ve tarafların markalarının tescilli oldukları benzer ve bağlantılı mal ve hizmetler dikkate alındığında, ortalama tüketiciye de hitap eden mal ve hizmetler oldukları, bu nedenle diğer tarafın markasını aklında kaldığı kadarıyla hatırlayabilen ortalama tüketicinin, davalının markasını gördüğünde, her iki markanın esas unsurunun da—- başlayan ve sonrasında iki harfin yan yana gelmesiyle devam eden —– olmaları,—–ibaresinin cins belirten bir ibare olmasına rağmen her iki markanın esas unsuru ile birlikte markada yer alması nedeniyle markaları benzer olarak algılamasında etkili olabileceği,——– markalarının işitsel ve kavramsal olarak benzer oldukları, davalının markasında yer alan ve çok baskın bir karakter içermeyen şekil unsurunun tüketici tarafından her zaman hatırlanamayacağı, bu nedenle markaların karıştırılabileceği veya aralarında bağlantı kurulabileceği, davalının markasının davacı şirketin seri markalarından birisi olarak algılanabileceği, bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi davacının markalarının tescilli oldukları mal ve hizmetler için zayıf marka olmadıkları kanaatine varılmakla, davalının markasının tescilli olduğu ve davacının markası ile aynı veya benzer oldukları bilirkişiler tarafından ek raporla tespit edilen mal ve hizmetler için hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Davacı markalarının tanınmış marka olduğunu da iddia ettiğinden, bu konu da incelenmiştir.—— tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın ——- ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hallerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusunun, haklı bir sebebe dayanma hali saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedileceği düzenlenmiştir.
Kural olarak daha önce tescil edilmiş bir markanın aynısı veya benzerinin, farklı mal ve hizmetler yönünden başka kişiler adına tescil edilmesine bir engel yoktur. Ancak önceden tescilli olan marka tanınmış bir marka ise ve bu markanın aynısı veya tanınmış marka ile çağrışım yapabilecek ölçüde benzerinin, gerek aynı tür, gerekse farklı sınıftaki mal ve hizmetlerde başkaları adına tescil edilmesi, tanınmışlık düzeyi itibariyle markanın tanınmışlığından haksız yarar sağlanması, tanınmış markanın itibarına veya ayırt edicilik özelliğine zarar verme ihtimallerinden en az birinin varlığı halinde, tanınmış marka sahibinin itirazı ve talebi üzerine bu marka başvurusunun reddine, bir şekilde tescil olunması halinde ise mahkemece hükümsüzlüğüne karar verilecektir. ——maddesi uyarınca, ——– tescilli olmayan, ancak —— tanınmış olan markaların varlığı halinde de, başvuruya bu gerekçeyle itiraz halinde marka başvurusunun reddine karar verilmelidir.
Tanınmış marka, gerek tüketici kitlesi, gerekse dağıtım kanalları itibariyle toplumun zihnine yerleşmiş olan, o markaya konu ibare veya işaret zikredildiğinde veya görüldüğünde her hangi bir zihinsel faaliyet gerektirmeden derhal çağrışım yaparak akla gelen yüksek ayırt edicilik düzeyi olan işaretlerdir. Her markanın belirli düzeyde ayırt edicilik ve reklam işlevi bulunmakla birlikte bu düzey tanınmış markalarda daha yüksektir.
Bir markanın tanınmış olup olmadığı ve tanınmışlık düzeyi, sonraki tarihli markanın başvuru tarihi esas alınarak, her bir dosyada bunu ileri süren tarafça ve dosyaya sunulacak delillerle ispat edilmelidir.
Bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi, davacı tarafça dosyaya sunulan deliller davacının——- tanınmış marka olduğunu kanıtlamaya yeterli olmadığından, ——- hükümsüzlük koşulunun mevcut olmadığı sonucuna varılmıştır.
Hükümsüzlük nedeni olarak davalının markasının kötü niyetle tescil edildiği de iddia edilmiştir. —— kötüniyetle yapılan marka başvurularının itiraz üzerine reddedileceği düzenlenmiştir.
Bir marka başvurusunun hangi hallerde kötüniyetle tescil ettirildiği her bir somut olayda ayrı ayrı değerlendirilecek olmakla birlikte,——- uygulamalarında daha çok güvenin kötüye kullanılması, kullanmak yerine başkalarının ticaretine engel olmak, sözleşmeye aykırılık vb. suretiyle marka tescilleri kötüniyetli marka tescili halleri olarak kabul edilmektedir. Kötüniyetli tescilin varlığı için kötü niyet tescil başvurusu anında varolmalıdır. Tescilden uzun süre sonraki kullanımlarda, markanın tescil olunduğu gibi değil de başkalarının markalarına yanaşılarak yapılan kullanımlar marka hakkına tecavüz teşkil edebilirse de tek başına kötüniyetli tescile delalet edemez.
Somut olaya bakıldığında, davalının markasının davacının markası ile işitsel ve kavramsal olarak benzer olduğu kanıtlanmışsa da, davalının markasının kötü niyetle tescil edildiğine dair dosyaya hiç bir delil sunulmadığı, yalnızca markaların tescilli oldukları bazı mal ve hizmetler için karıştırılma ihtimalinin bulunmasının ve benzer olmasının davalının markasının kötü niyetli tescil edildiğini kanıtlamayacağı, kötü niyet iddiasının davacı tarafça kanıtlanması gerektiği halde bu iddiasını kanıtlayamadığı anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, davalının markasının yalnızca SMK’nun 6/1. maddesi uyarınca kısmen hükümsüzlüğüne karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
Davalı adına tescilli —– markasının —-sınıfta tescilli olduğu —————mal ve hizmetleri için kısmen hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
Davacının fazlaya ilişkin taleplerinin REDDİNE,
Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı vekiline davanın kabul edilen kısmı yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davalı vekiline davanın reddedilen kısmı yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL peşin harç ve 59,30 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 118,60 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 130,60 TL tebligat ve müzekkere masrafları ile 4.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.130,60 TL yargılama giderinden, davanın kabul ve red oranına göre, (%50) 2.065,30 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye (%50) 2.065,30 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26/01/2023