Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/20 E. 2022/43 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/20 Esas
KARAR NO : 2022/43

DAVA : Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 04/02/2021
KARAR TARİHİ : 28/04/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; davacının — numaralı “ —-markasının——marka ile —–ettirdiğini, davalının markasının davacının markası ile benzer —oluştuğunu, davalının markasının müvekkilinin markası ile aynı içerikteki— içerdiğini, markanın devamında ise—— olarak — belirterek, davalının —tescil numaralı — markasının ile —- hususlar bakımından benzer olduğunun tespitine, haklı davanın kabulü ile davalı adına ——- hükümsüzlüğüne ve —- terkinine, davacının geri —- zararlarının doğacağı ——- olduğundan davalının kullandığı markanın kullanımının durdurulmasına, davacının sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilerek üretilen veya ithal edilen tecavüze — bulunması halinde, bunların üretiminde münhasıran kullanılan ——- içinde — veya— dahil, bulundukları her yerde el konulması ve bunların saklanmasına, davanın kabulüne karar verilmesi halinde Mahkeme ilamının —- —– masrafların davalı yandan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, marka hükümsüzlüğü davasının müvekkilinin yerleşim yeri olan — Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde açılması gerektiğini, müvekkilinin markasının başında davacının markasından— bulunmadığını, ayrıca her iki markanın da ortak olan tek kısmının —— anlamına geldiğini ve —- davacının —- bırakılamayacağını, iki marka arasında hiçbir benzerlik bulunmadığını, markalarda—— olan — kelimesinin ——-unsuru olmadığını belirterek, bu nedenle haksız davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava davalıya ait — numaralı “—- “———şekilde benzer olduğu iddiası ile açılan markaya tecavüzün tespiti ve kaldırılması ile markanın hükümsüzlüğü ve —— terkinine ilişkindir.
Her ne kadar davalı vekili —– bulunmuşsa da, davalının markasının hükümsüzlüğünün yanı sıra davacının markasına tecavüzün tespiti ve önlenmesi davasının da birlikte açıldığı, Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 156/3. maddesi uyarınca sınai mülkiyet ——kişiler aleyhine açılacak hukuk davalarında yetkili mahkemenin davacının yerleşim yeri mahkemesi olduğu düzenlenmiş olup, davacının yerleşim yeri Mahkememizin —– alanında bulunduğundan davalının yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Dosyaya —- olup, incelendiğinde; davacının ——- başvuru— numaralı “– tescilli olduğu, davalının marka tescil başvuru tarihinin davacının marka tescil başvuru tarihinden daha sonra yapıldığı tespit edilmiştir.
Tarafların delilleri toplandıktan sonra, dava konusu —–gerektirdiğinden Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış, marka uzmanı bilirkişi — tarihli raporunda; davalının — nolu “— olan benzerliği nedeniyle — nolu —” markasının hükümsüz kılınması gerektiği, davacının –nolu — markasının kullanılması durumunda davacıya ait —- markasının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz oluşacağı yönünde görüş bildirmiştir.
Sınai Mülkiyet Kanununun 25/1. maddesinde marka hükümsüzlüğü halleri sayılmış olup, SMK’nun 5. ve 6. maddelerinde sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde Mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verileceği belirtilmiştir.
SMK’nun 6/1. maddesi uyarınca, tescil başvurusu daha önce yapılan bir markanın tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal ve hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile —–ilişkilendirilme ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali bulunması hükümsüzlük sebebi olarak sayılmıştır.
Karşıtırılma ihtimali, bir markanın aynen veya benzerinin kullanılması suretiyle,— gerek emtiaların gerekse —-uyandırılması ve bunların aynı yerden piyasaya sürüldüklerinin düşündürülmesi, bu yönde — yaptırmasıdır. Karıştırılma ihtimalinin varlığına her iki marka aynı anda göz önünde bulundurularak karar verilemez. Zira, —zaman bunları aynı anda görerek karar verme durumunda olmayacaklardır. Alıcılar bu markalan farklı —– görebileceklerdir. Birbirine benzer olan markaları aynı an ve yerlerde görmekle, —- arasında — arasındaki farkları tespit açısından ciddi farklılıklar mevcuttur. Karıştırılma ihtimali ve benzerliklerinin tayini, markaları aynı anda görebilen ve farklarını seçebilmek için yeterli zamana sahip olabilen müşteriler bakımından değil, markaları aynı anda göz önünde bulunduramayan, fakat aradığı markanın ———–olan —- bakımından yapılmalıdır.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında, davalının ve davacının markalarının ———aynı mal ve hizmetler için tescilli oldukları, her iki ——olduğu,———, davacının markasında “—————, davalının markasında —- bilen kişi sayısı ve markalarda —— olmadığı göz önüne alındığında, tarafların markalarının hitap ettikleri ortalama tüketicinin ———– gördüğünde her iki markayı karıştırabileceği veya aynı işletmeye —– düşünebileceği, bu şekilde —- ilişkilendirme ihtimalinin mevcut olduğu, davalının markasında yer alan — davacının markasında yer alan ve — herhangi bir —– olarak belirtmek için kullanılan —- almasının markaları —–yetmediği, bu nedenlerle hükümsüzlük koşullarının mevcut olduğu anlaşılmakla, davalının markasının hükümsüzlüğüne karar vermek gerekmiştir.
Sınai Mülkiyet Kanununun 29. maddesinde, SMK’nun 7/2-b maddesi uyarınca —- aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal ve hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi —- sahibinin izni olmaksızın kullanılması, marka hakkına tecavüz olarak tanımlanmıştır. Yine Sınai Mülkiyet Kanununun 149. maddesinde marka hakkına tecavüz edilen marka sahibinin fiili tecavüzün olup olmadığının tespitini, muhtemel tecavüzündurdurulmasını, tecavüz fiillerinin durdurulmasını, tecavüzün kaldırılmasını, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabileceği düzenlenmiştir.
Somut olay incelendiğinde, davalı adına—-hükümsüzlüğüne————-karıştırılmaya veya ilişkilendirilmeye neden olacak derecede benzer olduğu tespit edilmişse de, davalının markasının tescilli olduğu ——- üzerinde kullandığını gösteren hiç bir delil ve belgenin davacı tarafça dosyaya sunulmadığı, davalının yalnızca davacının markası ile benzer bir markayı tescil ettirmiş olmasının marka haklarına tecavüz teşkil etmeyeceği, ayrıca markanın davacının markasının tescilli olduğu mal ve hizmetler için kullanılması gerektiği anlaşılmakla, markaya tecavüzün tespiti ve kaldırılması davasının reddine, marka hükümsüzlüğü davasının—- yoluyla —– duyurulacağına dair Sınai Mülkiyet Kanunu’nda bir düzenleme bulunmadığından, kararın ilanı talebinin de reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE,
Davalı adına tescilli —— tescil —-markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden TERKİNİNE,
Davalının davacıya ait markaya tecavüzünün önlenmesi ve kaldırılması talebi ile kararın ilan edilmesi taleplerinin reddine,
Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davalıdan tahsili ile — gelir kaydına,
Davacı vekiline kabul edilen marka hükümsüzlüğü davası üzerinden — gereğince ——-ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davalı vekiline reddedilen tecavüzün önlenmesi ve kaldırılması davası üzerinden —– takdir olunan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL peşin harç ve 59,30 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 118,60 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 79,50 TL tebligat ve müzekkere masrafları ile 1.300,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.379,50 TL yargılama giderinden, davanın kabul ve red oranına göre, (%50) 689,75 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye (%50) —- davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.