Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/197 E. 2023/17 K. 31.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/197 Esas
KARAR NO : 2023/17

DAVA : Marka (Manevi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 16/11/2021
KARAR TARİHİ : 31/01/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; davacının ——— faaliyet gösteren, —-birçok —–üreticinin ürünlerini—-olduğunu, —- şirketi —– markalı ürünlerinin —- ayrıca —- sahibi sıfatıyla ——- haklarını koruma ve her türlü hukuki yola başvurma konusunda davacı ——– yetkilendirdiğini, davacının —- yönünden dava açma hak ve yetkisinin mevcut olduğunu, davacıya verilen yetki belgesinde müvekkiline —- markasını taşıyan—- ürünleri ile ilgili olarak da kanıt toplama ve tazminat talep etme hakkının verildiğini,—– markalarının muhtelif sınıflarda ——- ile tescilli olduklarını, davalı şirketin —–yevmiye numaralı ihtarnamesi ile, müvekkilinin —- markalı —- benzerinin, marka ve —– haklarına aykırılık teşkil edecek şekilde —- ithal ederek satışa sunulduğunu, ürün üzerindeki—– sayfasındaki —— farklı olduğunu, —- olarak ithal edilen bu ürünün satış ve ithalatının durdurulmasını, satılan ürünlerin müşterilerden istenmesini, —– iadesini ve bu ürün ile ilgili benzer bir girişimde bulunulmayacağı taahhüdünün verilmesini müvekkilinden talep ettiğini, bu ihtarnamenin tebliği üzerine davacının —- ihtarnamesinin davalıya gönderilerek, —- yasalara uygun belgeler ile ithal edilen ürünlerin —- markalı olup, “—-markasını taşımadığı, dolayısı ile marka ve —–haklarına aykırılık teşkil etmediği, —-herkes tarafından satılabileceği, bu yaklaşımın rekabet hukukuna aykırı olduğunun belirtildiğini, buna rağmen davalının örneği ekte ibraz edilen —- tüm bayilere gönderdiğinin anlaşıldığını, bahsi geçen yazıda müvekkili firmanın da adı belirtilerek, —- usulsüz olarak ithal edildiği konusunda kuşkuların bulunduğu ve ilgili — paylaşıldığı belirtilerek, “gerçek bir —- taklit bir ürününü ————— bulundurmayacağı, bu hususun —-tarafından da takip edildiği” hususuna yer verildiğini, davalının bu eyleminin açık bir markaya tecavüz ve haksız rekabet hali olduğunu, davalının “—-” markasının tescilli olup olmadığını,—- modelinin tescilli—- korunup korunmadığını açıklamadığını, bu ürünün FSEK kapsamında bir eser de olmadığını, davalının “—- taklit ürün üretildiği iddiasının markanın itibarını zedeleyecek mahiyette olduğunu, marka hakkına tecavüz eyleminin aynı zamanda bir haksız rekabet hali de oluşturduğunu, uzun ve pahalı bir yatırım ve tanıtım sürecinde oluşturulan— markasının imajının zedelenmesinin yanı sıra müvekkili şirketin de mesleki itibarının zarar görme tehlikesi karşısında davalının manevi tazminata mahkum edilmesi gerektiğini belirterek, davanın kabulü ile davalının markaya tecavüz ve haksız rekabet eylemlerinin tespiti ile duyurunun derhal kaldırılması suretiyle ref’ine ve bir daha bu mahiyette eylemlerde bulunulmasının yasaklanmasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere — manevi tazminatın kesintiye uğramaksızın dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkilime ödenmesine, hükmün kesinleşmesini müteakip masrafı davalıdan alınarak —- ilanına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkili şirketin —- —- tarafından üretilen ve bu firmanın —- ——-müvekkili şirketin ithal edip piyasaya sürülen———- özelliğinin sahip olduğu— sınıfının—-olduğunu, buna ek olarak davacı şirketin —- davalının yukarıda anılan —- benzer bir şekilde, —- olarak —— ürününün, davalı şirketin —–tarafından oldukça ——————– ile geliştirilmişken, davacı şirket tarafından — bir ürünün duyurusunun yapılmasının şüpheli olduğunu ve ürünün üzerinde yer alan üretici etiketinin incelenmesiyle, üretici firmanın —- tarihinde, “—- model ürünün sitede yer alan —-ve tüm bunların yine dosyaya sunulduğunu, hem davacı şirketin ithal edip piyasaya sürdüğü —– ürün etiketinde, hem de bu ürünün kutusunda çıkan —-” olduğunu, yine——–yapılan yetkili kurum olarak—-tarafından düzenlenen test raporları —belgelerin ağırlığı —- olduğunu, bu itibarla, davacı şirketin, hem müvekkili şirketin piyasaya sürdüğü —-oldukça benzer bir ürünü — satışa sunduğunu ve söz konusu ürüne ilişkin ithalat belgelerinin — uyumluluk beyanını ve test raporlarını usulsüz bir şekilde düzenlettirdiğini,— ihtarnamesi gönderilerek, — hem müvekkili şirketin sınai haklarını ihlal eder şekilde, hem de mevzuata aykırı şekilde ithal edildiği ve satışa sunulduğu gerekçesiyle, bu eylemlerin derhal durdurulmasının talep edildiğini, aksi takdirde ilgili kurumlara başvurulacağı ve hukuki, cezai, idari yolların takip edileceğinin ihtar edildiğini, söz konusu ihtarnamenin tebliğini takiben ———— ürünlerinin modellerinin değiştirildiği ve önceden— çevrildiğini, davacı şirketin, söz konusu hukuka aykırılığı sona erdirmeyeceğini beyan etmesi üzerine müvekkili şirket tarafından ilgili kurumlara —-başvurulduğunu ve aynı zamanda davacı şirketin bayilerine, müvekkili şirket tarafından piyasaya sürülen “—-” ürününün taklit olduğu yönünde bilgilendirici yazının gönderildiğini, davacı firmaya ait ——- —- ürünün, davalı şirketin——– —— üzerindeki haklarını ihlal edecek şekilde taklit oluşturduğunu ve usulsüz bir şekilde ithal edildiğini, davacı şirketin bu davayı açmasının tamamen üstün gelmek ve hukuka aykırılığın üstünü örtmek amacı taşıdığını, müvekkili firmanın yetkili —- olarak ithal edip———– mülkiyet hakkı kapsamında tescilli olmadığı veya ——– tescilli olmadığı yönündeki davacı tarafın iddialarının bir önemi bulunmadığını, söz konusu marka ve ürünün haksız rekabet hükümleri kapsamında korumadan yararlandığını ve —-, müvekkilinin haklarını ihlal edecek şekilde benzer olduğunu, davalı tarafından yayımlanan yazının yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere ——açıklama niteliği taşımadığını, kötüleme iradesinin de mevcut olmadığını, davacı şirket tarafından satışa sunulan —- ürününün teknik anlamda taklidi olduğunu ve ayrıca ithalatının usulsüz gerçekleştirildiğinin tespit edildiğini, müvekkili şirketin bu kapsamda davacı şirkete ihtamame göndererek eylemelerini sona erdirilmesini talep ettiğini, ancak bu talebinin davacı şirket tarafından ciddiye alınmaması üzerine, özgün ve yeni — korunmasını sağlamak amacıyla böyle bir yazı hazırlamak zorunluluğu içinde kalındığını, davacı şirketin kendi ürününü müvekkili şirketin ürününün eşdeğeri olarak piyasaya sunarak müvekkili şirketin emeğinden faydalandığını ve müvekkili şirketin ürünleri ile karıştırılmasına yol açtığını, bunun da ticarette haksız bir şekilde öne geçmeye sebebiyet verdiğini, davacının kanunla kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getirmeyerek, ürününü sahip olmadığı—sahipmiş gibi göstererek dürüstlüğe aykırı davrandığını ve haksız rekabet fiilini kendisinin işlediğini beyan ederek, davanın davacının tüm talepleri yönünden reddini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE / Dava, davalının ——- gönderdiği ve —- yayınladığı davacının ürünlerinin kendi ürünlerinin taklidi olduğuna dair yazı nedeniyle marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve manevi tazminat davasıdır.
Davacı vekiline talep edilen manevi tazminatın markaya tecavüz nedeniyle mi yoksa haksız rekabet nedeniyle mi talep edildiğini, her ikisi için de talep edilmişse her bir eylem için ayrı ayrı ne kadar manevi tazminat talep ettiklerini açıklaması için süre verilmiş, davacı vekili —- tarihli dilekçesi ile talep edilen —- marka hakkına tecavüz nedeniyle,—- ise haksız rekabet nedeniyle talep edildiğini bildirmiştir.
Dosyaya —-getirtilmiş olup, incelendiğinde; ——- markasının ————– tescilli oldukları, —– tescil numaralı markanın yenilenmemesi nedeniyle—- tarihi itibariyle hükümsüz kaldığı tespit edilmiştir.
Dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden, tarafların delilleri toplandıktan sonra Mahkememizce taraflara ait ürünler ve dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, bilirkişiler —– hazırladıklar—- raporda; davacının, davalı tarafça yayınlanan duyurunun davacının itibarını zedeleyecek mahiyette olduğu, marka hakkına tecavüz eyleminin aynı zamanda bir haksız rekabet hali oluşturduğu, —–markasının——– zedelenmesinin yanı sıra davacı şirketin de mesleki itibarının zarar görme tehlikesi karşısında davalının manevi tazminata mahkum edilmesi iddiası ile davayı ikame etmiş olmakla, davacı tarafça atıf yapılan dava dışı —– bulunduğu—— davacı arasında ———- ilişkisi bulunmadığı, dava konusu yapılan “—-tarafından davacıya verilen belge ile, şirketin —- —-lisans sahibi olarak belirlendiği, bu şirket adına tescilli ——– işlemden kaldırıldığı, dava konusu —– emtiasının ise marka tescil kapsamında yer almadığı, davalı tarafça atıf yapılan —- —– tarihli mektup ile davalı şirketin —- markalı ürünleri bakımından—- tarihine kadar ——– belirlendiği, davacı adına —- tescil numaralı tasarımın iptal edilmiş olduğu, taraflar ve atıf yapılan dava dışı —-adına tescilli başka herhangi—- bulunmadığı, taraflara ait ürünlerin incelenmesinde; ürünler arasında ——- getirdiği ——— bulunduğu gibi farklı noktaların da mevcut olduğu, karşılaştırmada tam olarak hangi hakka dayanıldığının ve korunmak istenen hak unsurunun belli olmadığı, ürünler üzerinde kullanılan—— renklerinin farklı olduğu,—- gereği var olması gereken unsurların ortak noktaları oluşturduğu, —– birbiri ile benzer kabul edilebilecek olan ürünlerin ilk kim tarafından piyasaya sunulduğu konusunda delil sunulmadığı, davalı tarafça davacıya gönderildiği anlaşılan —– Yevmiye numaralı ihtarnamesi ile muhatap davacıdan —– ——— benzerini —- belgesi kullanımına son verilmesinin istendiği,— ihtarnamesi ile davacı tarafça verilen cevapla davalı taleplerinin reddedilmesi üzerine davalının duyuru yayınladığı “——– davacı tarafın unvanını zikrederek bu şirket tarafından — modelinin taklidi olduğunun, davacı tarafça ithal edilen ürünün farklı bir ürünün —usulsüz olarak ithal edildiğinin ilan edildiği, “—- dava dışı — şirketleri adına tescilli olduğu, davacı ile dava dışı — — anlaşması mevcut olmakla birlikte, anılan şirket adına —-marka dava konusu ürün sınıfı olan —-işlemden kaldırıldığı, davacının “—markası ile ilgili talepte bulunma hakkı bulunmadığı, davalı tarafça yayınlanan duyuruda davalının — yapmasının doğrudan markasal bir kullanıma atıf olmadığı, —- markası bakımından SMK 152/2. maddesinde düzenlenen marka aleyhine ürünlerin kötüleştirmesi yoluyla hak ihlali bulunmadığı, davalı tarafça davacıya gönderilen — tek bir muhatap bulunduğu ve sunulan ihtarname içeriğinin — paylaşılmadığı, ihtarname içeriğinin herhangi bir hak ihlali doğurmayacağı, davalı tarafça ilan edilen duyuru metninde davacının açıkça ———- satmakla itham edildiği, duyurunun muhataplarının—-gerekçe ile davalının ürününün taklidi olduğunu bilecek durumda olmadığı, davalının hangi gerekçe ile bu ürününü taklit olduğunu, hangi fikri veya sınai hakka istinaden bu modellerin taklit olduğunu izah etmediği, davacı tarafça satışa sunulduğu ifade edilen ——-uygun olduğunun beyan edildiği, bu numaranın —– alınan test raporundaki numara ile uyumlu olduğu, davalı tarafın duyurusunda bu konuda kuşkular bulunduğuna dair bir kanaatin var olduğunun belirtilmesinin doğrudan kötüleme anlamına gelmeyeceği, davalı —-markasının ne surette taklit edildiği konusunun tamamen — bırakıldığı, — hangisinin var olduğu konusunda bilgi verilmediği gibi, davacının taklit fiillerinden emin olunduğu kanaati ile bayilerin uyarıldığı, duyurunun —– amacı taşıdığı, aynı tüketici kitlesine sahip davacının doğrudan taklit ürünle itham edilmesinin davacıyı hem kendi ————- lisans alanı konumunda olduğu —- karşı zor durumda bırakacağı ve zarara uğratacağı, bu anlamda haksız rekabet oluşacağına dair görüş bildirmişlerdir.
Bilirkişiler her iki tarafın ürününü de tartarak davalıya ait ürünün —, davacının ürünün ise —-olduğunu tespit etmişlerdir.
Her ne kadar markaya tecavüz edildiği iddiasıyla davacı tarafça dava açılmışsa da, dosya içine gelen marka tescil kayıtları ve alınan bilirkişi raporu ile davalının —- korunması gereken bir marka hakkının mevcut olmadığı, ayrıca davalı tarafından — gönderilen uyarı yazısında davacının ürünlerinin kendi ürünlerinin taklidi olduğuna dair beyanının SMK’nun 29. maddesi kapsamında marka hakkına tecavüz niteliğinde olmadığı anlaşılmakla, davacının marka hakkına tecavüzün tespiti, önlenmesi ve manevi tazminat davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
Haksız rekabet konusu TTK’nun 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62 ve 63. maddelerinde düzenlenmiştir.
TTK’nun 54/2. maddesinde rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamaların haksız ve hukuka aykırı oldukları belirtilmiştir. Yine 55/1. maddesine göre başkasının mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek haksız rekabet olarak sayılmıştır. —— sayılı kararında da belirtildiği üzere haksız rekabetten söz edebilmek için kusur, zarar, illiyet bağı unsurlarının birlikte gerçekleşmesi gerektiği, haksız rekabeti düzenleyen TBK’nun 57. maddesinin hükmünün temelinin kişilik haklarına tecavüzü düzenleyen TMK’nun 24. maddesine dayandığı, başkalarının uzun —- sonucunda elde ettiği kazanımlarına ve emeğine zarar verilmesinin haksız rekabetin örneklerinden biri olduğu anlaşılmaktadır.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında; davalının davacı tarafından yurt dışından ithal edilen davaya konu —-kendileri tarafından satışı yapılan “— ürünün taklidi olduğuna dair bayiilerine bildirimde bulunduğu ve aynı —- yayınladığı her iki tarafın da kabulündedir. Davalı tarafça bu ürünün hangi yönden kendi ürünlerinin taklidi olduğuna dair bir açıklama yapılmamış, yalnızca kendilerine ait ürünün —- olması nedeniyle benzer ürünlere göre daha hafif olduğunu, davacının ürününün de ——uyandırdığını bildirmişler, kendi ürünlerine ait — tescilli bir——— ilişkin sınai mülkiyet hakkından söz etmemişlerdir. Alınan bilirkişi raporu ile taraflara ait ürünlerin kısmen benzer olduklarına dair görüş bildirilmişse de, davacının ürünü üzerindeki markanın davalının ürünü üzerindeki markadan farklı olduğu, davalının ürünün —- olmasının davacıya bu ağırlıkta veya yakın ağırlıklarda başkaca ürünün üretilmesini engelleme hakkı vermeyeceği, davacının ürünün—- olmasının davalının ürünün taklidi olduğu anlamına gelmediği, davacının ürünün model numaralarının farklı bildirilmesi ————- kısım yanlışlıkların mevcut olmasının da davacının ürünün davalının ürünün taklidi olduğuna dair iddiada bulunmaları için haklı bir neden olmadığı, bu nedenlerle davalının eyleminin, davacı tarafça —- yaptıkları motorlu —– ilgili ticari faaliyetini ve ürününü yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici nitelikte bir açıklama olduğu, haksız rekabet teşkil ettiği, davacının TTK’nun 56/1-a maddesi uyarınca eylemin haksız rekabet olduğunun tespitini, 56/1-b maddesi uyarınca haksız rekabetin men’ini, 56/1-c maddesi uyarınca haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, 56/1-e ve TBK’nun 58. maddeleri uyarınca manevi tazminat ödenmesini, 59/1. maddesi uyarınca hükmün ilanını talep edebileceği, zira tacir olan davacının taklit ürün satışı yaptığının duyurulması nedeniyle kişilik haklarının zarar gördüğü, dava konusu olayda kusur, zarar ve illiyet bağı unsurlarının tamamının mevcut olduğu, davalının kusur derecesine, davaya konu duyurunun yalnızca bayiilerine yapılmış ve kendi— yayınlanmış olmasına göre —- manevi tazminata hükmedilmesinin hakkaniyete uygun olacağı anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
Davalının davacının ithal ettiği — —— ürününün kendileri tarafından satışı yapılan “—— taklidi olduğuna dair kendi bayilerine —- bildirimi yayınlamasının HAKSIZ REKABET OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
Davalının haksız rekabet teşkil eden bu eyleminin ÖNLENMESİNE, YASAKLANMASINA, bu duyurunun davalının—- kaldırılması suretiyle REF’İNE,
—- manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Hükmün kesinleşmesi halinde hüküm özetinin TTK’nun 59/1. maddesi uyarınca masrafı davalıdan alınarak tirajı en yükse—- bir kez ilanına,
Davacının fazlaya ilişkin taleplerinin REDDİNE,
Alınması gereken 2.049,30 TL harçtan peşin alınan 2.561,63 TL harcın mahsubu ile fazla yatan 512,33 TL harcın isteği halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davacı vekiline haksız rekabetin tespiti, durdurulması, önlenmesi ve yasaklanması davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan —- vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı vekiline manevi tazminat davasının kabul edilen kısmı üzerinden—-takdir olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davalı vekiline manevi tazminat davasının reddedilen kısmı üzerinden —- takdir olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davalı vekiline reddedilen markaya tecavüzün tespiti,durdurulması, önlenmesi ve yasaklanması davası üzerinden—- takdir olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, Davalı vekiline reddedilen markaya tecavüz nedeniyle manevi tazminat davası için——gereğince takdir olunan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yatırılan ve iadesine karar verilen tutar dışında kalan 2.049,30 TL peşin harç ve 59,30 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 2.108,60 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 4.156,20 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre, (%41) 1.704,00 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye (%59) 2.452,20 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yargılama masrafı yapılmadığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.