Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/195 E. 2022/65 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/195 Esas
KARAR NO: 2022/65
DAVA : Fikir Ve Sanat Eseri (Tecavüzün Tesbiti İstemli)
DAVA TARİHİ: 14/11/2021
KARAR TARİHİ: 09/06/2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM /Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; davacı müvekkilinin —-isimli—– yazarı olduğunu, davalı şirket ile arasında —tarihinde düzenlenen ———- haklarının davalı şirkete— yıl süreyle devredildiğini, bu süreçte kitabın yayımlandığını ve birçok sitede ve kitapçılarda satışa sunulduğunu, — yıl süreli olan bu sözleşmenin —- tarihinde sona erdiğini, sona ermesinin ardından devredilen hakları kullanma yetkisi bulunmayan şirketin kitabı halen bastığını, yayımladığını ve hem kendi bünyesinde bulunan platformlarda, hem de —- satışa sunmaya devam ettiğini, bu durumun müvekkilinin telif hakkını ihlal ettiğinden müvekkilinin davalı şirket ile iletişime geçtiğini, çözüm arayışına girdiğini, ancak iyiniyetli bir cevap alınamadığını belirterek; davanın kabulüne, toplanan deliller ve yapılacak incelemeler sonrası davalı tarafından gerçekleştirilen fiillerin fikri hakları ihlal ettiğinin tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; taraflar arasında imzalanan sözleşme ile, sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıkların hakemde çözümleneceğini kabul ettiklerini, bu nedenle öncelikle görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesini, davacının yalnızca —– kaynaklanan haklarının ihlal edildiğinin tespiti için dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı, davanın bu nedenle de usulden reddi gerektiğini, uyuşmazlık konusu eserin müvekkili tarafından —– tarihinde sona eren sözleşmenin
sonrasında ticarileştirildiği iddia edilmişse de, bu durumun gerçeklerle bağdaşan hiçbir tarafı bulunmadığını, davacının bu husustaki iddiasını salt olarak—– faaliyet sürdüren birtakım e-ticaret sitelerinin ekran görüntülerine dayandırmakta olduğunu, burada satışa arz edilen hiçbir ürünle müvekkili şirketin doğrudan bir bağlantısının bulunmadığını, müvekkilinin sözleşme süresi içerisinde sahip olduğu hakka dayanarak dava konusu—- gerçekleştirdiğini, bundan sonra davacının mali haklarını kullanmak ya da ihlal etmek anlamına gelecek bir faaliyete girişmemiş olduğunu, davacı tarafın, müvekkilinin sözleşme süresi içerisinde satış yapmış olduğu dava dışı firmaların elindeki stokları satışa arz etmesini doğrudan müvekkili ile ilişkilendirdiğini ve bu durumu mali hakların ihlali olarak saydığını, fikri mülkiyet hakkına konu olan bir eser, eser sahibinin izniyle bir kez satışa arz edildikten sonra eser sahibinin mali hakları devredilen eserin sonraki tasarruflarına herhangi bir müdahalede bulunmasının mümkün olmadığını, gelinen noktada dava konusu kitapların tümünün müvekkili tarafından taraflar arasında yapılan sözleşme çerçevesinde ve bu sözleşmenin yürürlük süresi içerisinde basılarak piyasaya sunulan — olduğunu, müvekkilinin sözleşme süresinden sonra dava konusu eserin basımını yaptığına dair bir delil ya da iddianın söz konusu olmadığı gibi,——-kayıtlarıyla da böyle bir iddianın kolaylıkla çürütüleceğini belirterek, davanın öncelikle usulden, bu mümkün olmazsa esas bakımından reddedilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davacıya ait olduğu iddia edilen—–eserin sözleşme süresi sona ermesine rağmen davalı tarafça basımına ve yayımına devam edildiği iddiasıyla açılan, davacının —kaynaklanan haklarına tecavüz edildiğinin tespiti davasıdır.
Öncelikle davalı tarafın tahkim şartı nedeniyle yaptığı görev itirazı incelenmiştir.
Taraflar arasında imzalandığı her iki tarafça da kabul edilen —- sözleşmenin üç yıl süreli olduğunun belirtildiği, — sözleşmeden kaynaklanan ihtilafların hakemde çözümleneceğinin kabul edildiği tespit edilmiştir.
Tahkim anlaşmasının varlığı, tarafların açık tahkim iradelerinin mevcut bulunmasına bağlıdır. Bu husus tahkim anlaşmasının esaslı unsurudur. Davanın hakemde görülmesi, istisnai bir dava yoludur. Kural, uyuşmazlığın görülmesi görevinin yetkili mahkemelere ait olmasıdır. Tarafların bu konuda açık iradeleri yoksa uyuşmazlığın hakemde görülmesi mümkün değildir. Somut davada davacının, süresi sona eren—- tarihli sözleşmeden sonra taraflar arasında ortaya çıkan tecavüzün tespitine ilişkin uyuşmazlığın süresi sona eren —- tarihli sözleşmedeki tahkim şartı bağlamında hakemde görülmesini kabul ettiğine dair açık bir iradesi bulunmadığından, davalının tahkime ilişkin itirazını kabul edilmemiştir.
Davacının dava şartlarından olan dava açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığına dair yapılan incelemede; 6100 sayılı HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen, tespit davası, bir hakkın veya bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi için açılan bir dava türüdür. Tespit davası eda davasının öncüsü durumunda olup, aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca, eda davası açılması mümkün olan hallerde davacının tespit davası açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararının bulunması şarttır. Hukuki yararın varlığının kabulü için ise, talepte bulunanın hakkının tehlike altında bulunması ve verilecek bu tespit kararının bu tehlikeyi bertaraf edici nitelikte bulunması gereklidir.
Somut davada davacı yalnızca kendisine ait olan —— eserinin davalı ile yapılan sözleşmenin süresi sona erdikten sonra da davalı tarafça basımının ve satışının yapıldığının tespitini talep etmiş olup, davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde açıkça, taraflar arasında bir hukuki ihtilaf bulunmadığını, yalnızca bir hak ihlalinin mevcut olup olmadığını tespit etmek amacıyla bu davanın açıldığını beyan etmiştir. Davalıya karşı tecavüzün önlenmesi için açılacak bir davada tecavüzün mevcut olup olmadığı vakıasının ön mesele olarak araştırılacağı, haklarının korunması için davalıya karşı eda davası açılması mümkün olmasına rağmen tespit davası açılamayacağı, açılan bu tespit davasının davacının haklarına yönelik tehlike ve tecavüzü önlemeye yetmeyeceği, eserin davacıya ait olduğunun her iki tarafın da kabulünde olduğu, —- de yalnızca hakların tecavüze uğradığının tespiti davasının açılabileceğine dair bir düzenlemenin yer almadığı, tüm bu nedenlerle davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı ile, açılacak bir eda davasında ön mesele olarak incelenmesi gereken bir vakıanın tespiti için dava açmakta davacı tarafın hukuki yararı bulunmadığı, hukuki yarar bulunmasının HMK’nun 114/1-h maddesi uyarınca dava şartlarından biri olduğu ve dava şartlarının mahkemece her aşamada kendiliğinden araştırılabileceği anlaşılmakla, davanın hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, ön inceleme tutanağı imzalanmadan dava şartı nedeniyle dava reddedilmiş olduğundan davalıya Avukatlık Ücret Tarifesi’nin 7/1. maddesi uyarınca vekalet ücretinin yarısı kadar vekalet ücreti ödenmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın HMK’ nun 114/1-h ve 115/2 maddeleri uyarınca hukuki yarar yokluğundan usulden REDDİNE,
Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davalı vekili için Avukatlık Ücret Tarifesi’nin 7/1. maddesi uyarınca uyarınca takdir edilen 3.687,50 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Kullanılmayan gider avansı mevcut olması halinde karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair; davacı ve vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/06/2022