Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/167 E. 2023/157 K. 07.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/167
KARAR NO : 2023/157

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/09/2021
KARAR TARİHİ : 07/09/2023

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Davacı şirket—–ülkemizde ve uluslar arası arenada dev projeleri başarıyla yürüten —– İnşaatın %100 pay sahibi olduğu ve 2016 yılı ağustos ayında için —-köprüsü ve —- otoyolunun 3996 sayılı yasa uyarınca işletici şirketi konumda olduğunu;
“—–” markası ve logosunu davacı şirket nezdinde 19,30,35,36,37,39,42,43, 44 VE 45 sınıflarında 13.10.2017 tarihli —– tescil numarası ile tescil ettirdiğini;
Marka şekil ve logoların kullanılmakta ve Türkiye çapında gerek yurt dışında tanınmış düzeye sahip pek çok kurum ve kuruluş nezdinde davacı şirketi temsil edici bir hale gelmiş bir işaret olması yanında ayırt edici bir marka halini aldığını,Davacı şirket tarafından yapılan tespitler neticesinde —— Davacı şirket adına tescil edilmiş olan şirket logosu ile iltibas yaratacak ve tüketicileri aldatacak şekilde kullanıldığının tespit edildiğini,Davalı şirket ile ilgili olarak davacı tarafın yapmış olduğu araştırma ile 26.09.2019 tescil
tarihli —- numaralı ‘’—–markasının 41 sınıfta 09.10.2020 tarihli—- no.lu ‘—–‘’ markasının ise 35 ve 41 sınıflarda davalı adına TPMK tarafından
tescil edildiğinin tespit edildiğini, Davalı Şirketin davacı Şirketin logosuna bu denli benzer bir logoyu kullanmasının davacı Şirket açısından mağduriyet oluşturmakla birlikte söz konusu markanın haklarına halel getirmekte olduğu, tüketici nezdinde yanılgılar oluşturduğu, söz konusu logonun kullanımının davacı Şirketin marka hakkına halel getirdiğinden Davalı Şirketin markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesi, mümkün değilse Davalı
Şirket markasının logosunun değiştirilmesi, davacı Şirketin 13.10.2017 tarihli ve —- nolu tescilli markasına tecavüzün tespiti ve önlenmesini talep ettiklerini
beyan ederek Davalının 24.03.2018 tarih ve —–nolu— sayılı ve —-nolu
tescil edilmiş markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini, mümkün değilse anılan markaların logosunun değiştirilmesini, markanın 3. Kişilere devrini yasaklanması, davacı Şirketin 13.10.2017 tarihli ve —– nolu tescilli markasına tecavüzün tespiti ve önlenmesi talep edilmiştir.

SAVUNMA: Davalı vekili davaya cevaplarında özetle, davacının iltibasa ilişkin iddialarını kabul etmediklerini, davacının logolar üzerinde oynayarak mahkemeyi yanıltmaya çalıştığını, şirket adına —–markasının 41. sınıfta tescilli olduğu ve şirketin bu alanda hizmet verdiğini, davacı şirkte ait markada 41. sınıfın yer almadığını,Davacı şirkete —markaları ile davalı tarafa ait markaların tamamen farklı olduğunu, davacı şirketin inşaat ve taşeronluk hizmetleri ile iştigal etmekte iken davalı şirketin profesyonel koçluk eğitimi verdiğini, markalar arasında sektörel anlamda çağrıştırmanın söz konusu olmadığını, markaların kelime ve şekil unsurlarının farklı olduğunu, dosyaya sundukları belgede açıkça iştigal konularının görüldüğünü markaların farklı sınıflarda olması nedeniyle de davanın reddini talep etmişlerdir.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, davacı adına tescilli “—–” markasının davalı tarafça kullanılması sebebiyle meydana geldiği iddia edilen marka hakkına tecavüzün TESPİTİ İLE ÖNLENMESİ VE davalı adına kayıtlı “”—–” markasının iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın kaynağını; davalı adına tescilli —- ve —-tescil numaralı markaların davacı adına tescilli —– tescil numaralı marka ile aynı veya iltibas yaratacak derecede benzer olup olmadıkları, aynı mal ve hizmetler için tescilli olup olmadıkları, davacının markasının tanınmış marka olup olmadığı, davalının davacının markasının tanınmışlığından haksız olarak yararlanmaya çalışıp çalışmadığı, davacının markasının ayırt ediciliğini zedeleyip zedelemediği, itibarına zarar verip vermediği, davalının markalarının davacının ticaret unvanı ile benzer olup olmadığı, SMK ‘ nun 5/1-ç, 6/1, 6/5 ve 6/6 maddeleri uyarınca davalının markalarının hükümsüzlüğüne karar verilip verilemeyeceği, davalının bu markaları kullanmasının davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil edip etmediği hususları oluşturmaktadır.
TPMK kayıtları dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde; davacı adına kayıtlı —– tescil numaralı, “—-” esas unsurlu markalarının davacı adına19,35,36,37,39,42,43,44,45. Sınıflarda, davalı adına kayıtlı —–tescil numaralı, “—-” esas unsurlu markanın davalı adına 41/hizmet sınıfında, —-tescil numaralı, —- esas unsurlu markanın davalı adına 35/41 Hizmet sınıfında tescilli olduğu tespit edilmiştir.Mahkememizce deliller toplanmış konunun incelemesi uzmanlık gerektiğinden bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi incelemesinde; Davacı; —- ŞİRKETİ —-Ticaret Odasında 09.07.2019 tarihinde —– Sicil numarası ile tescil edilerek faaliyetine başlamış olduğu, Davacı adına—-tescil numaralı —- markasının 19,35,36,37,42,43,44, 45. sınıflarda; davalı adına —-tescil numaralı —–” markasının 41. sınıfta davalı adına —— tescil numaralı —– markasının ¸35 ve 41. sınıflarda tescil edildiği,
Davacı şirketin —– Ticaret sicil Müdürlüğü nezdinde—- ŞİRKETİ unvanı ile 20.05.2013 tarihinde kurulduğu, Eski unvanı—–ŞİRKETİ olan şirketin ana sözleşmesinin —– Ticaret Sicil Müdürlüğünde 09.07.2019 tarihinde tasdik olunduğu, şirketin iştigal konusunun “otoyol, tünel ve köprü işletmeciliği” olduğu,
Davalı şirketin 07.04.2011 tarihinde kurulduğu, şirketin iştigal konusunun “Her türlü kurum ve şirketlere, pazarlama, insan kaynakları, iletişim, finans gibi konularda eğitimler vermek, seminerler düzenlemek, danışmanlık yapmak olduğu, Davacı ve davalı tarafların iştigal konularının birbirinden farklı olduğu,
Davacı markasının SMK 6/4 anlamında – belirli hizmetler bakımından bilinen bir marka olduğu, markanın özellikle SMK 6/4 anlamında 37. sınıfta yer alan “ İnşaat hizmetleri, inşaat araç – gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri. Isıtma, havalandırma ve su tesisatının kurulması (tesis edilmesi), bakımı ve tamiri hizmetleri. Sınai makinelerin ve cihazların, elektrikli ve elektronik cihazların tesisi, bakımı ve tamiri hizmetleri” bakımından SMK 6/4 kapsamında maruf bir marka olduğu, Davacı şirketin —- tescil numaralı “—-” arkasında sadece—- ibaresinin yer almadığı, —– ibarelerinin de markada yer aldığı, bu iki kelimenin de ayırt edici ibareler olması nedeniyle markanın bir parçası olarak algılanması gerekeceği, davacının kurumsal olarak fiilen —– İŞLETMESİ ibaresini kullandığı, Sektörel olarak davacı tarafın çok büyük bir projeyi işlettiği hususunda tereddüt bulunmamakla birlikte sunulan belgelerin SMK 6/5 anlamında ——tescil numaralı markasının SMK
6/5 anlamında tanınmış marka olarak kabulü için yeterli olmadığı,
Davacı tarafa ait —–tescil numaralı ¸ —- markası ile davalı tarafa ait “
—-tescil numaralı—- markalarının kullanılan renkler ve tertip tarzız bakımından benzer olduğu,—– tescil numaralı —–markası ¸bakımından halk nezdinde karıştırılma ihtimali bulunduğuMarkalarda pek çok unsurun bir arada olması, ve bütünsel olarak markaların incelenmesi gerektiği prensibi, tarafların tescil sınıflarının örtüşmemesi ve tescil sınıflarının benzer kabul edilecek sınıflardan olmamasından dolayı davacı markaları ile davalı tarafa ait —– tescil numaralı —– markası ¸ arasında iltibasın söz konusu olmadığı,
Davacı tarafın ticaret unvanı —– ŞİRKETİ olduğu, davalı tarafın
markalarında ise ——ibarelerinin kullanıldığı, Davacı şirketin iştigal konusu
ile davalı markaları arasında bağlantı kurulamayacağı,
Hükümsüzlük gerekçeleri bakımından yapılan incelemede:

a. 5/1-ç bendi bakımından yapılan incelemede; SMK 5. maddesi, mutlak red nedenlerine ilişkin olduğu ve bu kriterin uygulanmasında en önemli hususun sınıfların örtüşmesi olduğu dikkate alındığında davacı ve davalı markaları aynı mal ve hizmetleri kapsamadığından SMK 5/1-ç bendi anlamında hükümsüzlük şartlarının oluşmayacağı SMK 6/1 – 6/4 bakımından yapılan incelemede; Davacı adına —–tescil numaralı —– markası, ile davalı adına —– tescil numaralı —– markalarının ¸tertip tarzının çok benzer olduğu, her iki markada da aynı renklerde ve bezer yazı karakterinde
yazılmış —– ibaresinin ön planda olduğu, SMK 6/4 anlamında davacı şirketin markasının yoğun kullanım ile bilinir hale geldiği dikkate alındığında davalı adına —- tescil numaralı—–markasının SMK 6/1 ve 6/4
delaletiyle hükümsüz kılınabileceği,—-tescil numaralı—–markası arasında iltibasın söz konusu olmadığından hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı,
SMK 6/5 bakımından yapılan incelemede: Davacı şirketin —–tescil numaralı
¸markasın “—–SMK 6/5 anlamında tanınmış marka olduğuna dair yeterli
delil bulunmadığından SMK 6/5 anlamında hükümsüzlük şartlarının gerçekleşmediği,d. SMK 6/6 bakımından yapılan incelemede: Ticaret unvanı benzerliğinin ayrıca markasal kullanıma konu edilmeme halleri dışında tek başına marka hükümsüzlük sebebi olamayacağı, tarafların iştigal konularının farklı olması, davacının iştigal konusu ile davalının tescil sınıflarının ayrı olması nedeniyle SMK 6/6 uyarınca marka hükümsüzlüğü talep edemeyeceği,
Davacı ve davalının iştigal konularının birbiri ile ikame edilecek veya bağlantı kurulabilecek hizmetlerden olmaması, tüketicilerin davalının faaliyeti ile davacıyı özdeşleştirdiğine ve davacının bu durumdan haleldar olduğuna dair herhangi bir delil sunulmaması, davalının marka tescil sınıfları kapsamında kalması nedeniyle marka hakkı ihlalinin mevcut olmadığı, haksız rekabet şartlarının mevcut olmadığı ” yönünde görüş bildirilmiştir.
Bu tespitlerden sonra dava konusu uyuşmazlıkta davacı tarafın davalı tarafın marka hakkına tecavüz oluşturacak kullanımı ispat yükü altında bulunduğu, tarafların marka tescilleri ve bu tesciller üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi ile de sabit olduğu üzere davacı ve davalı markalarının harf benzerliği bulunsa da tarafların faaliyet konularının farklı olduğu,—– tescil numaralı markasının SMK
6/5 anlamında tanınmış marka olarak kabulünün mümkün olmayacağının alınan raporla sabit olduğu, markalar arasında iltibasın söz konusu olmadığı, markalara ait iş kolları dikkate alındığında halk arasında karıştırılmalarının söz konusu olmayacağı, Yine markaların farklı hizmet sınıfında bulunduğundan SMK 5/1-ç bendi anlamında, Ticaret unvanı benzerliğinin ayrıca markasal kullanıma konu edilmeme halleri dışında tek başına marka hükümsüzlük sebebi olamayacağı, tarafların iştigal konularının farklı olması, davacının iştigal konusu ile davalının tescil sınıflarının ayrı olması nedeniyle SMK 6/6 uyarınca marka hükümsüzlüğü talep edemeyeceği dikkate alınarak ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Gerekçe ve Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye irad kaydına,
3-Davalı vekiline Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine, Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.