Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/14 E. 2023/128 K. 06.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/14 Esas
KARAR NO: 2023/128
DAVA: Markanın Hükümsüzlüğü, Ticaret Unvanının Terkini, Markaya Tecavüzün Tespiti, Önlenmesi ve Durdurulması
DAVA TARİHİ: 01/02/2021
KARAR TARİHİ: 06/07/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;

İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkili şirketin, tekne imalat ve satış faaliyetleri alanında iştigal ettiğini, uzun yıllardan itibaren ayırt edici unsuru —— olan ismini hem 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu hem de 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu kapsamında koruma altına aldığını, söz konusu unvanı uzun yıllardan beri kullandığını ve bugüne kadar yaptığı reklam ve tanıtım harcamaları ile bu isme büyük bir yatırım yaptığını ve yapmaya da devam ettiğini, ancak, davalının müvekkili şirkete ait marka ile iltibas oluşturacak düzeyde benzer olan ticaret unvanı ve marka tescilleri için başvurmuş olduğunu, ——- adını kullanarak müvekkili şirketin hem ticaret unvanı, hem markaları, hem de alan adı nedeniyle iltibas oluşturması ve müvekkil şirketin ilgili mevzuatlardan doğan haklarına tecavüz etmesi nedeniyle iş bu davanın açılması gerektiğini, müvekkili Şirketin —- tarihinde —- adı altında kurularak faaliyete geçtiğini, —- isminin gerçek ve asıl hak sahibi olup, —– unvanıyla kurulduğunu, akabinde ise, —– tarihinde, asıl ve ayırt edici unsurunu koruyarak unvan değişikliğine gittiğini ve —– unvanını aldığını, dolayısıyla, müvekkili şirketin —- tarihinden itibaren, yani —- yıldır kullanmakta olduğunu, bu unvanın müvekkili şirket adına —- yıldır ticaret sicilinde kayıtlı ve koruma altında olduğunu, davacı şirketin unvanının asıl ve ayırt edici unsuru olan —- nezdinde tescil ettirerek koruma altına aldığını, davacı müvekkili şirketin; —— markalarının tescilli olduklarını, davacı şirketin —-isminin asıl ve gerçek hak sahibi olduğunu, davacının markalarının seri marka niteliğinde olduğunu, davacının ——sahibi olduğunu, bu isim ile çok büyük bir kitleye hitap ettiğini, tüm faaliyetlerini —- altında gerçekleştirdiklerini, davalının davacı şirketin eski bir çalışanı olduğunu, ——- tarihleri arasında müvekkil şirket bünyesinde çalıştığını, ancak, davalının müvekkili şirket bünyesinde çalışırken kendi adına, müvekkil ile iltibas oluşturacak düzeyde hem marka tescilinde, hem ticaret tescili talebinde bulunduğunu, hem de —– kullandığını, tüm bu eylemlerinin kötüniyetli olduğunu, davacı şirkette çalışırken —- —— numarası ile — adı altında bir işyeri açtığını, faaliyet alanlarının müvekkil şirket ile birebir örtüştüğünü, davalının bulunması gereken —– ve bu konular hakkındaki üreticilik belgesi ile —- kayıtlarının bulunmadığını, —– markalarının davalı adına tescilli olduklarını, ayrıca, —- numaralı marka için davalı tarafından, ——- tarihinde başvuru yapıldığını, bu nedenlerle, davalı tarafından gerçekleştirilen tüm işlemlerin hukuka aykırı ve kötüniyetli olduğunun sabit olduğunu belirterek, öncelikli olarak davalı tarafından kullanılan —— sitesi üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmadan ihtiyati tedbir kararı verilerek bu ——– sitesine erişimin teminatsız, aksi halde, Mahkemenin tayin edeceği bir teminat karşılığında engellenmesine, bu talebin reddi halinde, dava delil tespiti talepli olduğundan, davalıya tebligat yapılmadan davalının —– sitesi üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yapılarak rapor alındıktan sonra, ihtiyati tedbir kararı verilerek, bu ——- sitesine erişimin teminatsız aksi halde, Mahkemenin tayin edeceği bir teminat karşılığında engellenmesine, davalının, ——- başvuru numaraları markalarının 3. kişilere devrinin önlenmesi için tedbir kararı verilerek bu konu hakkında —- müzekkere yazılmasına, davalı adına tescilli —-başvuru numaralı markaların hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine, verilen kararın —– bildirilmesine ve masrafın davalıdan alınarak en yüksek tirajlı üç gazeteden birinde ilanına, davalının ticaret unvanın sicilden terkinine, verilen kararın ticaret siciline bildirilmesine ve masrafın davalıdan alınarak en yüksek tirajlı üç gazeteden birinde ilanına, söz konusu markaların müvekkili Şirkete ait markalara tecavüz ettiğinin tespitine, bu tecavüzün önlenmesi ve durdurulmasına, davalının ——adının sicilden terkinine, kullanmasının engellenmesine ve kaydının silinerek müvekkili Şirkete verilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkiline ait —– tescil numaralı markasıyla ilgili hükümsüzlük davası açma süresinin geçtiğini, müvekkilinin—- işletmesinin bulunmadığını, davanın —- yöneltilmesi gerektiğini, husumet itirazlarının olduğunu, davacının bu davaya konu ettiği marka hükümsüzlüğü talepleri dışındaki tüm talepleriyle ilgili —– sayılı davanın açıldığını, bu taleplerle ilgili derdestlik itirazlarının bulunduğunu, —-ibaresini taşıyan ilk şirketin müvekkili şirket yetkilisinin babası —-tarafından—–şirketi olarak kurulduğunu ve —– yılları arasında bu unvan ile faaliyet gösterdiğini, daha sonra —– kurulduğunu ve bu şirketin davalı şirket yetkilisinin abisi —- tarafından kurulduğunu, ardından aile hisselerinin paylaştırıldığını, —– firmasının imalat için,—– ise pazarlama için kurulduğunu, —-ticaret unvanının davacı şirket olan —– olarak değiştiğini, o tarihte davalı şirket yetkilisinin —– aile üyelerinin şirketin ortakları olduğunu, şirket hisselerinin devredildiğini, dolayısıyla davalı müvekkilinin eski unvanlı şirketi ve şahıs şirketlerinin davacı ile işçi-işveren ilişkisi devam ederken kurulmadığını, zira o tarihte davalı şirket yetkilisi —– çalışanı olduğunu, buna ilişkin —- dökümünün sunulduğunu, davalı müvekkilinin hem —— markaları üzerinde hem kullanım, hem de tescil öncelikli gerçek hak sahipliğinin mevcut olduğunu, kendi adının ve soyadını kullanma hakkının bulunduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davalı adına tescilli —— başvuru numaralı markaların hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine, davalının ticaret unvanının sicilden terkinine, hükümsüzlüğü talep edilen markaların davacıya ait markalara tecavüz ettiğinin tespitine, tecavüzün önlenmesine ve durdurulmasına, davalının—– adının terkinine, bu alan adını kullanmasının engellenmesine ve kaydının silinerek davacı şirkete verilmesine ilişkindir.
Derdestlik itirazının değerlendirilmesi için—– sayılı dava dosyasının örneği dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde; davacının —- davalının —— dava konusunun davalının ticaret unvanın sicilden terkinine, verilen kararın ticaret siciline bildirilmesine ve masrafın davalıdan alınarak en yüksek tirajlı üç gazeteden birinde ilanına, davalının—- alan adının sicilinden terkinine, davalının —— hesaplarının terkinine ve kullanmasının engellenmesine ve kaydının silinerek davacı şirkete verilmesine dair dava açıldığı, davalının ayrı bir şirket olduğu, bu nedenle derdestliğin söz konusu olmadığı anlaşılmıştır.
Her ne kadar davalı tarafça davacı adına tescilli —tescil numaralı ——– markası için hükümsüzlük davası açılması için 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği savunulmuşsa da, markanın tescil tarihinin —– olduğu, davanın ise 5 yıllık süre dolmadan —- tarihinde açıldığı, hak düşürücü sürenin dolmadığı anlaşılmıştır.
Davacı şirketin ——- kaydı dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde — tarihinde tescil edildiği, halen tek ortağının —- olduğu, —— de eski ortaklarından birisi olduğu tespit edilmiştir.Dava dışı —– Şirketi’nin tescil tarihinin—- olduğu, ortaklarından —- tarihinde —- devretmesi ile davalının şirkete ortak olduğu, — tarihinde ortaklıktan ayrıldığı, halen tek ortağının—- olduğu tespit edilmiştir.Davalının şahıs işletmesi olan —-numaralı —– uvanlı işletmenin —— dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde 31/03/2016 tarihinde tescil edildiği anlaşılmıştır.Dosyaya delil olarak sunulan 01/01/2017 tarihli belge incelendiğinde; —– belge ile —– bayii olduğu, —– markalı tekneleri satmaya yetkili olduğunun belirtildiği görülmüştür.Dosyaya —- getirtilmiş olup, incelendiğinde; —-başvuru, —- markasının —- numaralı —- tarafından davacı şirkete devredildiği, —— sınıflarda davacı adına tescilli oldukları tespit edilmiştir. Yine dosya içine getirtilen ——- kayıtları incelendiğinde; ——-sınıflarda davalı adına tescilli oldukları tespit edilmiştir.İhtiyati tedbir talebinin değerlendirilmesi için Mahkememizce marka uzmanı —– bilişim uzmanı —-oluşan bilirkişi heyetinden alınan —– tarihli raporda; davacıya ait olduğu belirtilen bahsi geçen —— güncel olarak kullanımda ve aktif olduğu, alan adının —-bilgileri kontrol edildiğinde bu alan adının —- tarihinin kayıt olunduğu ve alan adı sahibinin —– bilgilerinin yazılı olduğu, davalıya ait olduğu belirtilen bahsi geçen —–güncel olarak kullanımda ve aktif olduğu, alan adının —– edildiğinde bu alan adının —- tarihinin kayıt olunduğu, alan adı sahibinin açıkça belirtilmediği—–firmasından satın alındığı, —–gözüktüğü, internet içeriği incelendiğinde içerik sağlayıcı olarak —– isimli firma olarak iletişim sayfasından açıkça belirtildiği,—- davacı markalarının asli unsurunu oluşturan —– şeklinde kullanıldığı,—— satışı hizmetinin verildiği,—–bulunduğu, ilan başlıklarının—- başladığı yönünde görüş bildirilmiştir.Dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden tarafların deliller toplandıktan sonra Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış,——— havale tarihli raporda; davalı tarafın —- tescilli markasını kullandığı, davalı tarafça —— birebir davalının markasının kullanıldığı, davacı markalarının kullanılmadığı, somut olayda taraf markalarının fiilen kullanıldığı alanın çok dar bir müşteri çevresine hitap ettiği, bu anlamda —– markalarının birbiri ile doğrudan ilgili markalar kabul edileceği, ———— bir ibare olması ve tüketici kesiminin kısıtlı olması nedeniyle markalar arasında iltibas ihtimali bulunduğu, bu kapsamda da hükümsüzlük şartlarının yerine gelmiş sayılabileceği, ticaret sicil kayıtlarında——- ibaresini davacı tarafın ilk kez kullandığı, davalının, davacı şirketin kurucusu olmamakla birlikte aynı soyadını taşıyan aile fertlerinin şirket kurucusu olduğu, davacı şirketin bağımsız bir tüzel kişilik olması, —–ibaresinin davacı şirket tarafından kesintisiz ve sürekli olarak —– yılından bu yana kullanılıyor olması nedeniyle marka üzerinde üstün hakkın davacıya ait olduğu, hal-i hazırda aktif olmayan ancak davalı tarafça yönetilen —— kaydı bulunmadığı, —— yıllarına ait arşiv kayıtlarının açılmadığı, davalı tarafın marka kullanımlarının davacı markaları ile birebir aynı olduğu, davacı markasının kullanıldığı, teknik incelemede davacı markasının kullanımının en son —– yılına ait olduğu, davalıya ait—— ibareli markanın kullanıldığı, davacı markalarının kullanılmadığı, davalının kullanımlarının tescilli marka kapsamında kaldığı, hükümsüzlüğü talep edilen markaların davalının ad ve soyadını taşıdığı, davalının, davacının faaliyetinden haberdar olmakla beraber, davalının faaliyetini engelleme amacı taşımadığı, davalının aile soyadını kullanma saikıyla hareket ettiği dikkate alındığında, davalı tarafın kötü niyetli olduğunun söylenemeyeceği, davalı —- şahıs işletmesinin —- olarak —- tescil ettirerek faaliyete başladığını, daha sonra ———–olarak değiştirerek yine şahıs işletmesi olarak ticari faaliyetine devam ettiği, işletmenin faaliyet konusunun internet üzerinden ———– ticareti olduğu, —– şahıs —— mükellefi olarak sürdürürken bu defa ——vermiş olduğu işi bırakma dilekçesi ile —— tarihi itibarı ile fert işletmesini kapattığı, davalı adına ——- yılları arasında düzenlemiş olduğu satış faturaları üzerinde görsel olarak yer vermiş olduğu, davalı ———- tarihinde tescil ettirerek ticari faaliyete başladığı, daha sonra —— tarihinde ünvan değişikliği yaparak —–faaliyetine devam ettiği, ——- eğlence amaçlı teknelerin, kayıkların ve —– toptan ticareti —–olduğu, davalı şirket adına kayıtlı —- tescil numaralı —— tescilli olan marka şekil görselini satış faturaları üzerinde ve üretimini ve satışını yapmış olduğu teknelerin üzerinde kullandığı yönünde görüş belirtilmiştir.Mahkememizce tarafların rapora itirazları ve tarafların markalarının hitap ettiği tüketici kitlesinin bilinçli tüketici olup olmadıklarına dair inceleme yapılmak üzere bilirkişi heyetine——— dahil edilerek, ek rapor düzenlenmesine karar verilmiş olup, önceki bilirkişi heyetine bilirkişi—–eklenmek suretiyle bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen —– havale tarihli ek raporda; davacı adına tescilli —– markalarında ana unsurun —- olduğu,—- ana ibareli markaların ——sınıfları kapsadığı, davalı adına tescilli —– markalarının esaslı unsurunun ——olduğu —– sınıflarda tescilli olduğu, davacı adına tescilli —— ibareli markalar ile davalı adına tescilli —- esas unsurlu markaların aynı mal ve hizmet sınıflarını kapsadığı, davalı tarafın —- adresinde tescilli markasını kullandığı, davacı markalarının kullanılmadığı, ——–kayıtlarında —- ibaresini davacı tarafın ilk kez kullandığı, —– ibaresinin davacı şirket tarafından kesintisiz ve sürekli olarak —- yılından bu yana kullanılıyor olması nedeniyle marka üzerinde üstün hakkın davacıya ait olduğu, davalı tarafça yönetilmiş bulunan ——— yıllarına ait arşiv kayıtlarının açılmadığı, davalı tarafın marka kullanımlarının davacı markaları ile birebir aynı olduğu, davacı markasının kullanıldığı, teknik incelemede davacı markasının kullanımının en son —– yılına ait olduğu, davalıya ait ——- ibareli markanın kullanıldığı davacı markalarının kullanılmadığı, hükümsüzlüğü talep edilen markaların davalının ad ve soyadını taşıdığı, davalı tarafın kötü niyetli olduğunun söylenemeyeceği, davalının ticari faaliyeti incelendiğinde; davalının şahıs olarak yürüttüğü ticari işletmesi bakımından yapılan incelemede, —– tescil ettirildiği, —–olarak unvan değişikliği yapıldığı, ——- tarihi itibarı ile fert işletmesinin kapandığı, davalının tek ortağı bulunduğu şirket bakımından yapılan incelemede davalı —– tek yetkilisi ve ortağı olduğu—- firmasının —- tarihinde tescil ettirerek ticari faaliyete başladığı, — tarihinde unvan değişikliği yaparak —- ticari faaliyetine devam ettiği, —— markasının davalı tarafın —- yılları arasında düzenlemiş olduğu satış faturaları üzerinde görsel olarak yer aldığı, her ne kadar kök raporda marka hukuku bakımından —— markalarının iltibasa yol açacak derecede benzer olduğu yönünde kanaat bildirilmiş ise de, ilgili sektör bakımından tüketici tercihleri ve hitap edilen müşteri çevresi bakımından yapılacak değerlendirmenin dikkate alınması gerektiği, sektörel bakımdan yapılan incelemede kök rapordaki kanaatten farklı olarak dava konusu her iki markanın birbiri ile karıştırma ihtimali olduğundan, bu markanın ürünlerini tercih eden tüketici grubunun belirli kesim olduğu ve bu kesimin de bilinçli hareket ettiği, her iki markayı ve özeliklerini, ticari anlamda satış ve satış sonrası verdikleri hizmetleri dahi araştıracaklarını, her iki markanın çıkış kaynağı aynı olsa dahi, ayrı yoldan yürüyen aynı markanın hangisinin daha çok avantaj sağladığı, hangisinin daha çok teknik özeliğinin bulunduğu gibi unsurların dahi bilinçli tüketici tarafından araştırılacağı, bu kapsamda ——markalarının, bilinçli ve sınırlı tüketici nezdinde karıştırılma ihtimalinin olamayacağı, her iki markanın sağladığı özeliklere göre tercih edilebileceği yönünde görüş bildirilmiştir.
Sınai Mülkiyet Kanununun 25/1. maddesinde marka hükümsüzlüğü halleri sayılmış olup, SMK’nun 5. ve 6. maddelerinde sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde Mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verileceği belirtilmiştir.
SMK’nun 6/1. maddesi uyarınca, tescil başvurusu daha önce yapılan bir markanın tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal ve hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali bulunması hükümsüzlük sebebi olarak sayılmıştır.
SMK’nun 6/6. maddesinde ise tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi halinde hak sahibinin itirazı üzerine tescil başvurusunun reddedileceği düzenlenmiştir. Karıştırılma (iltibas) tehlikesi, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle, sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir. Diğer bir tanıma göre karıştırılma ihtimali, bir -tescilsiz- işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir.Yapılacak incelemede karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekir. Bunun için de ilk önce markalar arasında ayniyet veya benzerlik ve daha sonra mal ve/veya hizmetler arasında ayniyet veya benzerlik olup olmadığı araştırılmalıdır. Burada iltibas tehlikesinin belirlenmesinde, benzerliğin vasat düzeydeki tüketicilerin ilk bakışta ürün veya hizmetin karıştırılmasına sebep olması veya karıştırma tehlikesinin bulunması ölçütü esas alınır. Ancak özel alıcı grubu olan hedef kitle de somut olayda nazara alınabilir. Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında, taraflara ait marka tescil kayıtları ve alınan bilirkişi raporları ile; davacı adına tescilli markalardan——- markalarının davalının marka tescillerinden daha sonra tescil edildikleri,—— markasının davalının marka tescil başvuru tarihlerinden daha önceki tarihlerden itibaren korunmaya başladıkları, esas unsurlarının—- ibaresi olduğu, davalı adına —-tescil numaralı—–markası ve —-sınıflarda tescilli —- markasının ise esas unsurlarının —– olduğu,—– ibaresinin özgünlüğü nedeniyle her iki taraf markalarında akılda kalacak olan ibarenin —- olacağı, bu nedenle markaların karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, —— ibaresinin davalının markalarının başvuru tarihinden önce tescil edilen davacı şirketin ticaret unvanında da aynen yer aldığı, davalının markalarının tescili kapsamında bulunan ———–hizmetlerinin davacı şirketin de iştigal konuları ile benzer olduğu, bu nedenle müşterilerin davalının markaları ile davacının markaları ve davacı şirket arasında bağlantı olduğunu düşünebilecekleri,—– markasının davacı tarafça davalıdan daha önce kullanılmaya başlandığı, —–isimli bazı şirketlerde davalının akrabalarının ya da kendisinin bir süre ortak olarak yer almasının şirketlerin ayrı tüzel kişilikleri olmaları nedeniyle davalıya marka üzerinde hak sağlamayacağı, yine——-davalının adı ve soyadından oluşmasının da, davacıya ait markalarla karıştırılma ihtimali bulunması nedeniyle davalıya bu markayı tescil ettirme ve kullanma hakkı sağlamayacağı, her ne kadar en son alınan bilirkişi raporunda ——- alacak müşterilerin bilinçli tüketiciler oldukları ve bu nedenle markaların karıştırılma ihtimalinin bulunmadığına dair görüş bildirilmişse de, davacı tarafça dosyaya delil olarak sunulan internet paylaşımları incelendiğinde; intrenet ortamında davacı şirketin adına yer verilerek—–hakkındaki şikayetleri içeren paylaşımlar yapıldığının görüldüğü, bu durumun markaların karıştırıldığını kanıtladığı, bu nedenlerle SMK’nun 6/1 ve 6/5. maddaleri uyarınca davacının —– numaralı markasının davacının markalarının da tescilli olduğu mal ve hizmetlerle benzer ya da bağlantılı olan ——sınıfta tescilli olduğu —– mallarını müşterilerin elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için bir —– için,——– mallarını müşterilerin elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için bir araya —– için kısmen hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Davacı tarafça ayrıca davacının marka tescillerinin kötüniyetli olduğu da iddia edilmiştir. SMK’nun 6/9. maddesinde ise kötüniyetle yapılan marka başvurularının itiraz üzerine reddedileceği düzenlenmiştir.Bir marka başvurusunun hangi hallerde kötüniyetle tescil ettirildiği her bir somut olayda ayrı ayrı değerlendirilecek olmakla birlikte, Dairemiz uygulamalarında daha çok güvenin kötüye kullanılması, kullanmak yerine başkalarının ticaretine engel olmak, sözleşmeye aykırılık vb. suretiyle marka tescilleri kötüniyetli marka tescili halleri olarak kabul edilmektedir. Kötüniyetli tescilin varlığı için kötüniyet tescil başvurusu anında varolmalıdır. Tescilden uzun süre sonraki kullanımlarda, markanın tescil olunduğu gibi değilde başkalarının markalarına yanaşılarak yapılan kullanımlar marka hakkına tecavüz teşkil edebilirse de tek başına kötüniyetli tescile delalet edemez.Kötüniyet iddiasıyla ilgili yapılan incelemede, davalının bir süre —– ibaresini ticaret unvanında barındıran şirketlerde ortak olarak yer aldığı, ——–ibaresinin kendi adı ve soyadı olduğu, davacının ticaretine engel olmak ya da marka yedeklemek amacıyla markaları tescil ettirdiğine dair bir tespit yapılamadığı, markasını kullandığı, marka yedeklemek amacıyla da hareket etmediği, bu nedenlerle davacı tarafça davalının markalarının kötüniyetle tescil edildiklerinin kanıtlanamadığı anlaşılmıştır.Marka hakkına tecavüz iddiasıyla ilgili yapılan incelemede ise; Sınai Mülkiyet Kanununun 29. maddesinin yollamasıyla SMK’nun 7/2-b maddesinde tescilli bir marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması marka hakkına tecavüz olarak tanımlanmıştır.Yine Sınai Mülkiyet Kanununun 149. maddesinde marka hakkına tecavüz edilen marka sahibinin fiili tecavüzün olup olmadığının tespitini, muhtemel tecavüzün durdurulmasını, tecavüz fiillerinin durdurulmasını, tecavüzün kaldırılmasını, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabileceği düzenlenmiştir.Dosyaya sunulan deliller, fatura örnekleri, davalıya ait ——– yapılan incelemeler ve bilirkişi raporları ile; davalının—- yılından bu yana —-markasını deniz araçlarının imalatı ve satışı konusunda kullandığı tespit edilmiştir. Davacı tarafça bu kullanımlara karşı uzun süre itiraz edilmediği, —– tarihinde bu davanın açıldığı, tarafların aynı iş kolunda faaliyet göstermeleri nedeniyle davalının marka kullanımlarından davacının haberdar olmamasının düşünülemeyeceği, bu nedenle davacının sessiz kalma nedeniyle hak kaybına uğradığı, yaklaşık 18 yıl sonra davalının marka kullanımlarının davacının marka haklarına tecavüz teşkil ettiğini ileri sürmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu, TMK’nun 2. maddesi uyarınca korunamayacağı anlaşılmakla, marka haklarına tecavüz edildiğinin tespiti ve önlenmesi davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davalının —– iptali ve erişimin engellenmesine karar verilmesi talep edilmişse de, bu alan adının — tarihinde tahsis edildiği, o tarihte davacının——– esas unsurlu markalarının tescilli olmadıkları, önce gelen alır kuralı gereğince alan adının davalı tarafça alındığı ve dava tarihine kadar yaklaşık ——- yıldan bu yana kullanıldığı, bu nedenlerle alan adının iptaline karar verilemeyeceği anlaşıldığından, buna ilişkin talebin de reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalının şahıs işletmesi olan ——– işletmenin ticaret unvanının terkini de talep edilmişse de, şahıs işletmesinin faaliyetine dava açılmadan önce son verildiği, bu nedenle davanın konusuz kaldığı, davacının dava açmakta haklı olmadığı anlaşılmakla, bu taleple ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M/Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE,
Davalı adına tescilli —— markasının tescilli olduğu —- sınıftaki tüm mal ve hizmetler ile ——mallarını müşterilerin elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için bir araya getirilmesi hizmetleri—– markasının tescilli olduğu —— olduğu —– mallarını müşterilerin elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için bir araya getirilmesi hizmetleri” için KISMEN HÜKÜMSÜZLÜKLERİNE VE SİCİLDEN TERKİNLERİNE,
Ticaret unvanının terkini davası konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Davacının diğer taleplerinin reddine,
Alınması gereken 179,80 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,50 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı vekiline ——– numaralı markanın hükümsüzlüğü davasının kabul edilen kısmı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 15.000,00 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı vekiline —– numaralı markanın hükümsüzlüğü davasının kabul edilen kısmı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 15.000,00 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı vekiline ticaret unvanının terkini davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 15.000,00 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davalı vekiline —— numaralı markanın hükümsüzlüğü davasının reddedilen kısmı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 15.000,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davalı vekiline —— numaralı markanın hükümsüzlüğü davasının reddedilen kısmı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 15.000,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davalı vekiline reddedilen markaya tecavüzün tespiti ve durdurulması davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 15.000,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davalı vekiline reddedilen alan adının terkini ve erişimin engellenmesi davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 15.000,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL peşin harç ve 59,30 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 118,60 TL harç tutarının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 7.650,00 TL yargılama giderinden, davanın kabul ve red oranına göre, (%42) 3.213,00 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye (%58) 4.437,00 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 62,30 TL yargılama giderinden, davanın red ve kabul oranına göre, (%58) 36,15 TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, bakiye (%42) 26,15 TL’nin davalı üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/07/2023