Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/132 E. 2023/244 K. 23.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/132
KARAR NO : 2023/244

DAVA : Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/08/2021
KARAR TARİHİ : 23/11/2023

Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinin yapılan açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin dünyanın sayılı otomotiv üreticilerinden —- Türkiye’deki ana distribütörü ve uzun yıllardır dünya genelinde —-Tesislerinde üretilen tüm —- markalı otomobiller için tam yetkili temsilci olarak Türkiye’de faaliyet göstermekte olduğunu, faaliyeti kapsamında müvekkil—– markasının araç satış işlemlerini yürütmek üzere 81 ilde belli başlı tüzel kişiliklere yetkili satıcılık ve bununla birlikte yetkili servis hizmetlerini sağlamak üzere bayilikler verdiğini, müvekkilin temsilcisi olduğu markaların resmi internet siteleri “—– olup bayilik verilen tüm güncel yetkili satıcılar ve güncel yetkili servislere bu siteler üzerinden erişimin mümkün olduğunu, davalı şirketin de bir süre yetkili servis olarak faaliyet gösterdiğini, daha sonra bu ilişkinin sonlandırıldığını, ancak davalı şirketin müvekkile ait logoları ve markaları halen yetkili servismiş gibi kullandığını, iş yerinin giriş kısmına ve diğer noktalara bu marka ve logoların asılmasının başlı başına marka hakkına tecavüz için yeterli olduğunu, Şirketin —– hesaplarına bakıldığında da müvekkiline ait logo ve görsellerin kullanıldığını, e-mail adresinde müvekkili şirketin isminin kullanıldığını, davalı tarafın söz konusu adreslerin ve iletişim bilgilerinin hiçbirinin ne müvekkil firma ile ne de herhangi bir bayisi ya da yetkili satıcısıyla alakasının bulunmadığını, müvekkili şirketin — yakası bölgesinde birçok yetkili servisinin bulunduğunu, davalının yetkili servismiş gibi faaliyette bulunmasının müvekkilinin yetkili servislerinin de mağduriyetlerine sebep olduğunu, müvekkili adına çalışan yetkili servislerin davalının faaliyetleri neticesinde müşteri kaybı yaşadığını, davalı tarafın faturalarda ve web sitesinde yine müvekkil şirketin isminin izinsiz olarak kullanıldığını, bu durumun —-. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi —– sayılı dosyası ile tespit edildiğini belirterek, markaya tecavüz olduğunun tespitine ve markaya yönelik tecavüzün durdurulması ile maddi ve manevi tazminat davasıdır.

DAVAYA CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkili şirket daha önce yaklaşık 25 yıl —-ve—– markalarının yetkili bayisi olarak çalışmış ve yetki anlaşması sona erince özel servis olarak çalışan bir şirket olduğunu, müvekkili şirket ve şirket çalışanları 25 yıl boyunca sadece bu marka araçlara baktığından hayatın olağan akışı gereği tüm kadrosu bu alanda uzmanlaşmış ve bildiği bir alanda kalarak—-yetkili servisi değil sadece özel servis olarak hizmet vermeye devam ettiğini, özel servis hizmeti sağlayan müvekkili esas olarak önce —–markasını öne çıkarmış ve şirketin, internet sitesinde ve/veya işyeri tabelasında esas unsur olarak kendi markası ve tali unsur olarak da bakımını yaptığı araçların markasına ve logosuna yer verdiğini, davacının markasının adının ve logosunun müvekkilinin işyerinde ve sayfasında tali unsur olarak bulunması Fikri ve Sınai Mülkiyet Kanunu bakımından hiçbir hukuka aykırılık oluşturmadığını, Yargıtayın yerleşmiş kararlarında da yer aldığı üzere tescilli markanın tali unsur olarak kullanılıyor olması herhangi bir ihlale yol açmadığını, müvekkili hakkında haksız ve kötü niyetle açılmış davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenilmesini talep etmiştir.

TARAFLAR ARASINDAKİ UYUŞMAZLIK:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının Türkiye distiribitörü olduğu —–markalarının davalı tarafından iş yeri tabelasında, iş evrakında, iş malzemelerinde, internet ortamında ve alan adında kullanılmasının davacının marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet olup olmadığı, davalının kullanımlarının SMK’ nun 7/5 maddesi uyarınca dürüst kullanım niteliğinde olup olmadığı, davacının maddi ve manevi tazminat talep edip edemeyeceği, tazminatın tutarının ne olacağı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.

UYUŞMAZLIK HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER:
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile, uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmıştır.
1-Ticaret sicil kaydı dosya içerisine getirtilmiş olup, incelendiğinde: davacı şirketin 25/11/1970 tarihinde davalı şirketin ise 10/02/1995 tarihinde tescil edildiği bildirilmiştir.
2-Dosyaya Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtları getirtilmiş olup, incelendiğinde; —– tescil numaralı markasının 15/08/2020 tarihinde —– ile—–adına, —– tescil numaralı markasının 99 sınıfta başvurusunun devam ettiği,—— tescil numaralı ŞEKİL markasının 07, 09, 12, 14, 16, 18, 25, 28, 35, 36, 37 ve 39 sınıflarda 17/02/2011 tarihinde —- Şirketi adına, —– tescil numaralı ŞEKİL markasının 12, 37 ve 39 sınıflarda —- şirketi adına 01/11/2007 tarihinde tescil edildiği anlaşılmıştır.
3-Dosyamız içine alınan —- FSHHM’nin —-sayılı dosyası incelendiğinde; davacı tarafça davalı aleyhine tespit talebinde bulunulduğu, yapılan tespit ve düzenlenen raporda, davalının — tabelasında davacı tarafa ait—– markalarının isim ve logolarını kullandığı, —- isimli internet sitesinde davacı tarafa ait—–markalarının isim ve logolarını kullandığı, site içeriğinde birçok kez marka isim ve logolarının kullanıldığı tespit edilmiştir.
4-Dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış, dosyada mevcut delil tespitine ilişkin —- FSHHM’ sinin —-sayılı dosyasındaki bilirkişi raporu ve dava dosyasındaki delillerde incelenerek davalının —- markalarını da kullanmasının davacının marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet olup olmadığı, bu kullanımların SMK’ nun 7/5. Maddesi uyarınca dürüst kullanım niteliğinde olup olmadığı, davalının ticari kayıtları incelenerek —– markalarıyla ilgili elde ettiği gelire göre maddi tazminatın hesaplanması hususunda marka uzmanı —-, otomotiv sektörü —– ve muhasip —– oluşan 12/12/2022 tarihli heyet raporunda; Davalının Defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme de ; Araç tamir, bakım, onarım hizmetleri ve aynı zamanda tamir bakım sırasında gerekli olan yedek parça satışı yaptığı, tarafıma ibraz edilen satış faturaları üzerinde —- şekil ibaresinin, yine satış faturalarının sol alt kısmında —– unvanının altında —– ifadesinin yer aldığı, Davalının dava tarihi olan 04.08.2021 tarihinden geriye doğru 4 yılık gelir tablolarının incelenmesinde yıllık kar /zarar durumunun aşağıdaki gibi olduğu tespit edilmiştir.2017 yılı : 5.520,39 TL Zarar
2018 yılı : 7.145,78 TL Zarar
2019 yılı : 36.541,97 TL Zarar
2020 yılı : 36.958,44 TL Zarar
2021 yılı : 12.485,05 TL Zarar Davalı şirketin 2017-2021 yılları kapsayan 5 yıllık dönemin tamamını zarar ile kapattığı Kurumlar Vergisi Beyannameleri ekinde verilen Gelir Tablolarının incelenmesinde tespit edildiği, Davacı firmanın markaya yönelik tecavüz sebebiyle uğramış olduğu zararlar bakımından maddi ve manevi tazminat talebi bulunduğu, Davacı firmanın maddi tazminat talebi gerek davalı firmanın dava tarihi olan 04.08.2021 tarihinin de içinde bulunduğu yıl dahil olmak üzere geriye yönelik 4 yılı kapsayan dönemlerini zarar ile kapatması nedeni ile maddi tazminat hesaplanamadığı, Yoksun kalınan karın hesaplanması yönünden SMK m.151/2’de belirtilen seçeneklerden herhangi birinin davacı tarafından talep edilmemesi nedeni ile hesaplama yapılmadığı, Manevi tazminatın takdirinin Yüce Mahkeme’nin takdirinde olduğu, Otomotiv Sektörü Yönünden ; davalı yan kurumun web sitesi üzerinde yapılan incelemeler açısından açık ve net olarak herhangi bir şüpheye yer bırakmayacak şekilde davalı kurumun özel servis olduğunu belirtildiğinin tespit edildiği, yetkili servislerin kurulum ve işletme maliyetlerin büyüklüğü göz önüne alındığında konu durumun diğer yetkili servis kurumlar ile haksız rekabete yol açmaması açısından ve otomotiv sektörü açısından iş bu rapor tarihinde uygun olduğu, ANCAK davacının iddiasında belirttiği gibi konu markanın isim ve logo olarak web sitesi isminde , dosyada mevcut olan faturalar üzerinde, zarflarda vb. bilimum materyalde kullanımının bir karışıklığa neden olacağının açık ve net olduğunun değerlendirildiği Marka Yönünden ; Davacı ve Davalı markaları “araç servis hizmetleri” alanında kullanılması, servise gelen kişilerin servisin yetkili mi özel servis ayrımı yapacak derecede farklılık olmadığı, Davacıya ait —-logo ve yazılarının kullanımının özel servis hizmetinden çok yetkili servis izlenimi yaratacağı , bu durumun tescilli marka ile ilgili iltibas ve karışıklığa sebep olacağına dair görüş bildirmişlerdir.Davacı vekilinin itirazları da incelenerek ve delil tespiti dosyasındaki bilirkişiler tarafından yapılan tespitler de değerlendirilmek suretiyle ve ayrıca bu dönemde davalının —- marka araçlarla ilgili servis hizmetlerinden elde ettiği gelire göre tazminat hesabı yapılması konusunda önceki bilirkişi heyetinden ek rapor alınmış olup,Davalının inceleme sırasında tarafımıza ibraz etmiş olduğu satış faturalarının ve Dosyaya ibraz edilen satış faturaların incelenmesinde Fatura açıklamaları kısmında “Araç tamir, bakım, onarım hizmetleri ve yedek parça satışı”ifadelerinin yer aldığı görülmektedir.Fatura açıklamaları kısmında —-veya diğer herhangi bir markaya ait araç bakım onarımı diye ayırt edici bir ifade yer almamaktadır. Faturaların üzerinde Araç marka ismi yer almadığında elde edilen gelirin kaçının —- markalarından,kaçının diğer markalardan elde edildiğinin tespit edilmesinin mümkün olmadığına dair görüş bildirmişlerdir.

UYUŞMAZLIK HAKKINDAKİ YASAL DÜZENLEME:
5769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 29. Maddesinin (a) bendine göre, marka sahibinin izni olmaksızın markayı 7/2 maddede belirtilen biçimlerde kullanmak marka hakkına tecavüz olarak
nitelendirilmiştir.
Sınai Mülkiyet Kanununun 149. maddesinde marka hakkına tecavüz edilen marka sahibinin fiili tecavüzün olup olmadığının tespitini, muhtemel tecavüzün durdurulmasını, tecavüz fiillerinin durdurulmasını, tecavüzün kaldırılmasını, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabileceği düzenlenmiştir.

GEREKÇE:
Dava, Marka hakkına tecavüzden kaynaklı tecavüzün tespiti ile durdurulması ile maddi ve manevi tazminat davasıdır.Dava konusu somut uyuşmazlıkta davacı tarafça davacı adına tescilli —-” ve—– ibareli markalara davalının kullanımları dolayısıyla tecavüzde bulunulduğunun iddia edildiği sabittir.Dava konusu somut olayda—– tescil numaralı markasının 15/08/2020 tarihinde—–adına,—– tescil numaralı markasının 99 sınıfta başvurusunun devam ettiği—–tescil numaralı ŞEKİL markasının 07, 09, 12, 14, 16, 18, 25, 28, 35, 36, 37 ve 39 sınıflarda 17/02/2011 tarihinde —– Şirketi adına, —-tescil numaralı ŞEKİL markasının 12, 37 ve 39 sınıflarda —– şirketi adına 01/11/2007 tarihinde tescil edildiği ve halen korumasının devam ettiği, dosyamız içine alınan —-. FSHHM’nin —- sayılı dosyası ile yapılan tespit ve düzenlenen raporda, davalının—- tabelasında davacı tarafa ait—– markalarının isim ve logolarını kullandığı, —-isimli internet sitesinde davacı tarafa ait—–markalarının isim ve logolarını kullandığı, site içeriğinde birçok kez marka isim ve logolarının kullanıldığının sabit olduğu bu tespit karşısında davalının davacı tarafa ait markaları şirket tanıtımlarında, iş yerinin tabelalarında kullandığı ve bu kullanımların da haklı bir sebebe dayanmadığı sabit olduğunda davalının davacının marka haklarına tecavüz ettiğinin sabit olduğu kabul edilerek tecavüzün tespiti ve durdurulması yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.Davalının ticari defter ve kayıtlarından —– markalarını ne zamandan beri kullandığının ve ne kadar gelir elde ettiğinin tespit edilemediği, davalının ticari kayıtlarına göre zarar beyanında bulunduğu, bu nedenle maddi tazminatın TBK’nun 50. maddesi uyarınca mahkememizce takdir edilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Davacının markalarının tescil tarihi, markaların bilinilirliği, davalının iştigal ettiği alan ile işletmesinin faaliyetlerindeki marka kullanımlarının etkinliği, davalının ticaret hacmi, kusur durumu, davalının cirosu değerlendirildiğinde, talep edilen 20.000,00 TL maddi tazminat ile 30.000,00 TL manevi tazminatın hakkaniyete uygun olacağı kanaatine varılmış, davacının marka hakkına tecavüzün tespiti, önlenmesi, maddi ve manevi tazminat davalarının kabulüne karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın KABULÜ ile,
1-Davalının iş yerinde davacının münhasır kullanım hakkına sahip olduğu, —– marka ve logolarını taşıyan ürünlerin ve görsellerin kullanılması ve —– internet sitesinde kullanılması dolayısıyla davacının marka haklarına TECAVÜZ TEŞKİL ETTİĞİNİN TESPİTİNE,
Davalının davacının marka haklarına tecavüz teşkil eden eylemlerinin DURDURULMASINA,
2-Davacı tarafın maddi tazminat talebinin kabulü ile 20.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Davacı tarafın manevi tazminat talebinin kabulü ile 30.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Alınması gereken 3.415,5‬0 TL harçtan peşin alınan 444,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.971,5‬0 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
5-Davacı vekiline Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 25.500,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davacı vekiline maddi tazminat davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 20.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davacı vekiline manevi tazminat davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 25.500,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 128,10 TL tebligat ve müzekkere ile 4.500,00 TL bilirkişi ücretinin ayrıca—-. Fikrî ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin —– sayılı değişik iş dosyasında yapılan 222,00 TL tebligat ve 1.550,00 TL bilirkişi ücreti gideri ile toplam 6.459,4‬0 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
9-Davalı tarafından yapılan yargılama giderleri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,Dair; davacı vekili vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.