Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/10 E. 2021/221 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/10 Esas
KARAR NO: 2021/221
DAVA: Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 18/01/2021
KARAR TARİHİ: 16/12/2021
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; davacının—- markasının gerçek hak sahibi olduğunu, —— kabul edilen genel ilkeye göre; bir markayı ilk defa kullanan ve ona ayırt edicilik niteliğini kazandıran kişinin —–olduğunu, bir markayı ilk defa düşünen ve mal veya hizmet üzerinde kullanan kişinin onun gerçek sahibi olduğunu, diğer bir ifadeyle —-ile marka hakkının doğduğunu, —- markanın ayırt edici ve tanıtıcı niteliğinin arttığını, belirgin hale geldiğini, —-marka korumasının tescille kazanılacağı kuralının istisnasını düzenlediklerini, buna göre;—– sırasında kullanılan bir başka işaretin sahibinin; bu markanın veya işaretin bir başka kişi adına tesciline, itiraz etmek suretiyle engel olabildiğini, bunun için; markanın tescili konusunda yapılan başvuru tarihinden veya başvuruda belirtilen rüçhan tarihinden önce bu işaret için hak elde edilmiş olması ile bu hakkın, sahibine daha sonraki bir markanın kullanımını yasaklama imkanı sağlaması gerektiğini, görüldüğü üzere; —– — verildiğini, davacının —- markasını, eskiye dayalı kullandığının ekte de yer alan domain başvurusunda sabit olduğunu, markanın tescil edilmesi nedeniyle hükümsüzlük davası açma hakkının bulunduğunu,—markasının davacı tarafından yaratılıp, —— sonucunda piyasada tercih edilen, meşhur bir marka haline geldiğini, davacının — tarihinden itibaren —–markasını kullanıp, ——-sahip olduğunu,——— getirdiğini, yargı kararlarına göre bir marka üzerindeki öncelik hakkının —- imal eden ve piyasada maruf hale getiren kişiye ait olduğunu ve buna gerçek hak sahibi denildiğinin kabul edildiğini, — markasını piyasada maruf hale getirmesi ve bu durumun ötesinde, hükümsüzlüğü istenen markanın başvuru tarihinden çok önce piyasada aktif faaliyet göstermesi sebebiyle davacının, — markasının gerçek hak sahibi olduğunu ve korunması gereken üstün bir hakkının mevcut olduğunu, davalının —- uyarınca kötüniyetle yapılan marka başvurularının itiraz üzerine reddedileceğinin düzenlendiğini, davacının uzun uğraşlar sonucu, yıllar süren emekleri doğrultusunda —- —-yazıldığı takdirde, hızlı açılması ve —– olmasının yanı sıra, zengin içeriği ve ziyaretçi sayısı gibi etkenler sebebiyle ilk sıralamada yer alan, günlük takribi —-tarafından ziyaret edilen ve—–olduğunu, davacının sektörde tanınırlığa sahip olması neticesinde, bu markanın tanınırlığından faydalanmak isteyen davalının, markanın tescil edilmemesini fırsat bilerek, markayı kötü niyetli olarak tescil ettirdiğini, kaldı ki; marka hukukunun genel ilkeleri çerçevesinde davacı tarafından önceki kullanıma dayalı —–markasının, davalı tarafından tescil ettirilmesinin, markanın çekici gücünden yararlanmak ve kullanıcıların dikkatini çekme arzusunu gösterdiğini, bu durumun —-markasının çekici gücünü ve ayırt edici niteliğini zayıflattığının kabul edilmesi gerektiğini, TMK’nun 2. maddesi uyarınca herkesin haklarını kullanırken dürüstlük kurallarına uymasının zorunlu olduğunu, davalının, davacının gerçek hak sahibi olduğu markayı tescil ettirmesinin, TTK kapsamında düzenlenen basiretli tacir gibi hareket etme yükümlülüğünden öte, daha kapsamlı olan ve bu hükmün temelini teşkil eden —- ilgili maddesine aykırılık teşkil ettiğini, bu nedenle haksız rekabetin meydana geldiğini, —– aykırı davranışların neler olduğu bentler sayıldığını, maddenin —– —– şeklinde belirlenen eylemlerin objektif iyi niyet kurallarına aykırı olduğunun belirtildiğini, uygulamada haksız rekabetin en çok rastlanan şeklinin iltibasa yol açmak suretiyle başkalarının emek ve masrafıyla elde ettiği haklı şöhrete ortak olmak olduğunu, iltibasın varlığı için, genel olarak normal ve orta seviyedeki bir alıcının piyasaya sürülmüş ürün/hizmeti alırken aldanıp aldanmayacağının tespitinin gerektiğini, diğer taraftan, haksız rekabet için iltibas tehlikesinin bulunmasının yeterli kabul edildiğini, müvekkilinin bu nedenle manevi zarara uğradığını, ——— olduğunu, —- hükmü çerçevesinde alan adlarının da —- arasında olduğunu, dolayısıyla, davaya konu markanın, davalı adına tescilinin devam etmesi halinde, davacının markasının zedelenebileceği gibi, alan adının da zarar göreceğini ve bu durumun, — düzenlenen iyi niyet kuralları ile, —- numarası ile davalı taraf adına tescili bulunan ——– ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, — manevi tazminat talebinin kabulüne, davanın kabul edilmesi halinde, mahkeme ilamının ———– yayın ve ilanına, masrafların davalı yandan alınmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkilinin — markasının tescili için —- başvurduğunu, başvurunun ön araştırma aşamasından geçtiğini ve uzman benzerlik araştırması sürecine alındığını, bu süreçte de yapılan araştırmalarda herhangi bir benzerlik durumuyla karşılaşılmadığını ve başvurunun — tarihinde yayınlandığını, müvekkilinin marka tescil talebine —–ismi üzerinde kişi ismi, telif veya fikri mülkiyet hakkı bulunmadığını, davacının marka tescilinde —– kullanılmadığını, davacının—– koşullarının mevcut olmadığını, davacının markanın tescilinden önce markayı kullanarak hak elde etmediğini, üstün bir hakkının bulunmadığını, davacının —markasını —- indirilmesi için kullandığını, — düzenlenmesinin şartlarının oluşmadığını, davacının —ibaresi için bir tescil başvurusu veya kayıtlı tescili bulunmadığını, müvekkilinin markasının —– tarihinde tescil edildiğini, bu tarihten itibaren henüz —– aylık süre geçtiğini ve geçen süre itibariyle de itibar kaybı ve haksız rekabet iddiasının bir dayanağı olmadığını, davacının tescilli bir markası bulunmadığından markaya tecavüz ve haksız rekabet şartlarının oluşmayacağını, —— olmadığını, davacının manevi tazminat talebinin hukuka aykırı olduğunu, herhangi bir zarara uğramadığını ve uğradığını da ispat edemediğini, kötü niyet iddiasının haksız ve mesnetsiz olduğunu, müvekkilinin marka tescilinde herhangi bir şekilde kötü niyeti bulunmadığını, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davalıya ait —- markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini ile haksız rekabet nedeniyle manevi tazminatın tahsiline ilişkindir.
Dosyaya —- sınıfta tescilli olduğu anlaşılmıştır.
Tarafların delilleri toplandıktan sonra, dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış,—- alan adının davacı tarafından —-söz konusu ibare üzerinde ilk ve gerçek hak sahibi olduğu tespitleri ile davacının kullanımları ile davalı ———— tarihinde başvuruda bulunulduğu, söz konusu hizmetlerin —– hizmetler olduğu, bu durumda, karıştırılma ihtimalinde, yanılmaya —— düzeyine sahip tüketici kesiminin algısının dikkate alınmasının gerektiği, bu nedenle de davacı kullanımları ile davalının sonradan—- markasının aynı hizmetlerde kullanılmasının ilgili tüketici kesimi nezdinde iltibasa neden olabileceği, dava konusu —— ve kullanımlarından haberdar olabileceği, olmasının bekleneceği, tarafların aynı sektörde faaliyet göstereceği hususları göz önüne alındığında, davalının başvurusunu kötü niyetle yaptığı kanaatinin oluştuğu, fakat bu konudaki nihai değerlendirme ve takdir hakkının Mahkemeye ait olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Davacı tarafça davaya konu olan —– markasının davalının tescil başvuru tarihinden önce tescilsiz olarak kullanıldığı ve davalının markasının kötü niyetli olarak tescil edildiği iddialarıyla hükümsüzlük talep edilmiştir.
——maddelerinde sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde Mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verileceği belirtilmiştir.
–uyarınca, başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu durum hükümsüzlük sebebi olarak sayılmıştır.
— ise kötüniyetle yapılan marka başvurularının itiraz üzerine reddedileceği düzenlenmiştir.
— —–geçerlidir. —- yolla piyasada aynı veya benzer mal ve hizmetler için mükerrer markanın varlığını önleyerek; bir yandan, önceki markaya yapılan yatırımı korurken, diğer yandan da nihai alıcı olan tüketicilerin satın aldıkları mal veya hizmetin kökeni konusunda yanıltılmalarını önleyerek korunmalarını amaçlamıştır. Öte yandan —- benimsenmiştir. Buna göre, bir markayı, ihdas ve istimal eden ve piyasada maruf hale getiren kişi, marka üzerinde gerçek hak sahibidir. Bu ilke uyarınca;—– göre, bir işaret üzerinde önceye dayalı gerçek hak sahibi olanların itirazı üzerine, maddede yazılı koşulların oluşması şartıyla, bu işaretin aynı veya benzeri olan işaretin başkası adına marka olarak tescil edilmesine karşı çıkma veya tescil edilmiş ise hükümsüzlüğünü talep etme hakkı bulunmaktadır.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya döndüğümüzde; bilişim uzmanı bilirkişi tarafından —- yapılan incelemede bu internet sitesinin alan adını tescil ettirenin—- olduğu tespit edilmişse de, ——markasının tescilsiz olarak kullanıldığına dair davacı tarafça dosyaya sunulan bir kısım faturaların ve dökümü sunulan banka hesaplarının davacının da ortaklarından biri olduğu dava dışı—ait oldukları, davacı adına kesilen —- adet fatura örneği sunulduğu, davacıya ticari kayıtlar üzerinde inceleme yapılamadığından bu faturaların gerçek olup olmadıklarının da tespit edilemediği, sunulan bu delillerin davalının marka tescil başvurusundan önce davacının—-markasını tescilsiz olarak kullanmak suretiyle bilinir hale getirdiğini kanıtlamak için yeterli olmadığı, —- markasının ve—– ayrı bir tüzel kişiliği olan dava dışı —- kullanıldığının anlaşıldığı, alan adının davacıya ait olmasının marka üzerinde tescilsiz kullanım nedeniyle hak sahibi olduğunu kanıtlamaya yeterli olmadığı, zira alan adı ile marka haklarının tamamen birbirlerinden farklı oldukları, markanın davacı tarafından —– tarihinden önce tanınır hale gelecek şekilde kullanıldığının ispatlanamadığı, davalının markası ile davacının hak iddia ettiği —– markaları benzer markalar ise de, davalının markasını kötü niyetle tecsil ettirdiğinin de ispatlanamadığı, yalnızca markaların benzer olmasının ve davacının markasının tescilli olduğu mal ve hizmetlerin davalının ortağı olduğu şirketin ticari faaliyeti kapsamında olmasının davalının kötü niyetli olduğunu kanıtlamak için yeterli olmayacağı, davacının hak iddia ettiği markanın —– tanınır hale gelecek şekilde kullanıldığının da kanıtlanamadığı anlaşılmakla, davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın REDDİNE,
Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 161,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 102,50 TL harcın isteği halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davalı vekiline reddedilen markanın hükümsüzlüğü davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 7.375,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davalı vekiline reddedilen manevi tazminat davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 7.375,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/12/2021