Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/7 E. 2021/31 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2020/8 Esas
KARAR NO : 2021/35

DAVA : Markaya Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti ve Önlenmesi, Ticaret Unvanının Terkini
DAVA TARİHİ : 29/06/2011
KARAR TARİHİ : 25/02/2021

Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi, ticaret unvanının terkini davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkilinin tescilli ve tanınmış “———” markasının ticaret markası olarak müvekkili ve ——- yılından beri dünya üzerinde çok sayıda ülkede doğrudan ——-hizmetleri olarak,—- yılından beri ise ——- bir parçası olarak yoğun bir şekilde kullanılmakta olduğunu, müvekkilinin markasının münferiden veya sair ibare ve şekillerle —- marka olarak korunduğunu, ayrıca—— tanınmış bir marka olduğunu, halk arasında —–olarak anıldığını, davalıların ise birbirleri ile bağlantılı şirketler olduğunu, müvekkiline ait “—” markasını hukuka aykırı olarak, müvekkilinin uzun yıllardır faaliyet göstermekte olduğu sahada kullandıklarını, davalılardan ————- adının içinde —- olarak, —-şeklinde ——– şeklindeki alan adının içinde çekirdek unsur olarak, davalı ..——— olarak—- olarak kullandıklarını, bu kullanımların müvekkili markaların haksız rekabet ve marka tecavüzü yaratacak şekilde yapıldığını, davalıların bağlantılı şirketler olduğunu, müvekkili markasını haksız kazanç sağlamak için ve kötü niyetli olarak kullandıklarını, —- müvekkilinin ticaret unvanının ———- olduğunu, dünya çapında müvekkili adına tescilli olduğunu, geniş bir ———— bir şekilde kullanıldığını ve tanınmış hale geldiğini, davalıların kullanımlarının ise tescilli ve tanınmış “—–yarattığını, bu hususun 556 sayılı KHK uyarınca marka tecavüzü ve TTK uyarınca haksız rekabet teşkil ettiğini, davalıların kötü niyetli olduklarını, müvekkilinin ——— müvekkilinin — —- olduğunu, bu sebeple 556 sayılı KHK ve ———- korunduğunu, müvekkilinin ——–” markasının bulunduğunu ve bu markaların —— ————ve marka tescili yaptırdığını, “———markalarının dünya çapındaki —– sayı ile —————— yapıldığını, söz konusu tescillerin ——————— tescille, çoğunlukla —- hizmetlerinde yapıldığını, dünya çapında yerel tescillerin yanında ———-uyarınca——— tescilli olduklarını, öte yandan müvekkilinin “—– içeren—-için topluluk markası olarak en eskisi —– markalarının farklı sınıflarda ve —– sınıflarda tescilli olduğunu, müvekkilinin aynı zamanda —–” marka ailesini oluşturan ——yoğun bir şekilde çok geniş bir coğrafyada kullanarak ve kaliteli hizmet sunarak markasını tanınmış bir marka haline getirdiğini, —— markalarının tanıtımı için ciddi miktarda harcamalar yaptığını, — nezdinde yapılan başvurulara itirazlarda tanınmışlık unsurunu kullandığını ve —- kişilerce yapılan başvuruları bu nedenle reddettiğini, yani — müvekkilinin tanınmışlığını —itibaren kabul ettiğini, davalıların müvekkilinden izin almaksızın ve hiç bir hukuki dayanak bulunmaksızın “——- şekilde hiç bir yasal korumaya sahip olmadan kullandıklarını,——- kullanmalarından çok önce müvekkilince kullanılmaya başlandığını, müvekkili ile aynı sektörde faaliyet gösteren davalıların müvekkillerini gayet iyi tanıdıklarını, markalardan haberdar olmamalarının mümkün olmadığını, bu sebeple kötü niyetli olduklarını, tüketici nezdinde bu markaların müvekkiline ait gibi algılanmasının kaçınılmaz olduğunu, —-. sınıftaki —- müvekkiline ait tescilli ve tanınmış —– reddolunduğunu, davalıların markayı —– hizmetlerinde kullanmalarının hiç bir hukuki korumadan faydalanamayacağını, —- — —-markalarına yaratılan iltibas, marka tecavüzü ve haksız rekabetin önlenmesini ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasını, ————- ve bunlarla sınırlı olmadan iltibas yaratan her türlü ibare ve logoyu her türlü—, ——————– ilan —- malzemesi —— faturalar ve ticari evrak ile alan adları dahil olmak üzere internet üzerinde kullanmalarının önlenmesini, davalıların “——————– ibareleri ihtiva eden hizmetler ve mallar,—- evrakın bulundukları yerden toplatılarak emin bir yerde muhafaza altına alınmasını ve imhasını,—– — yahut iptalini ve erişiminin engellenmesini talep etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalılar vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; davalılardan .— açmak açısından davacının hukuki yararı olmadığını ve husumet tevcih hakkı bulunmadığını, davanın 29.06.2011 tarihinde açıldığını, bundan sonra 01.07.2011 tarihinde davacının taleplerini değiştirdiğini ve ilave yaptığını, bunun HMUK’ a göre mümkün olmadığını, dava dilekçesinin ilk sayfası ile son sayfasındaki taleplerin uymamakta olduğunu, davanın konusunun genişletildiğini, bu uyumsuzluğu kabul etmediklerini, müvekkilinin—- kurduğunu, —- bu tarihten itibaren hemen yayına sokulduğunu,— marka müracaatı yaptığını, davacının —- veya müvekkilinşz tescile müracaatından itibaren 16 yıl sonra dava açma hakkının olmadığını, zamanaşımına uğradığını, davanın bu sebeple de reddi gerektiğini, davacıya ait markaların — herhangi bir faaliyeti ve yayınının olmadığını, müvekkilinin ———– yazıları ile—-girdiğini, —– tarihinden itibaren inceleneceğine dair müvekkiline bilgi verildiğini, başvuru numarasının — olduğunu, bu markanın —- yılında tescil edildiğini, ayrıca müvekkilinin —– —-nolu marka tescil belgesiyle —- tarihinden itibaren — tarihinde tescil yaptırıldığını, müvekkillerinin bu tescilli markalarından sonra aldığı davacı şirketin ——-sınıfın olmadığını ——.sınıfların olduğunu, aralarında iştigal konusu bakımından markalarda fark bulunduğunu, davacının sonradan tescil ettirdiği ——– tescilli markasıyla mukayese edildiği zaman ilk müracaat tarihi ve tescil tarihi olarak,—– yayıncılığına başladığına ilişkin olarak bir çok delil olduğunu, bunun —- hak olduğunu, rüçhanlı bir hak olduğunu, müvekkilinin kötüniyetli olmadığını, davacının—–. sınıfı kontrol edildiğinde müvekkilinin müracaatı ile iştigal konularının farklı olduğunun görüleceğini, müvekkilinin tescilli logosuyla davacının tescilli——— logolarının —— ve akılda, hafızada kalış görünüşleri farklı olduğunu, aynı zamanda —- çağrışımlarının, iştigal nevilerinin, sınıf numaralarının da farklı olduğunu, ayrıca tescil tarihlerinin farklı olmasının da davacıya bir hak vermediğini, davacının hak iddia ettiği markalardan müvekkilinin —— faaliyette,——— markalarının sınıfında —– sınıfların bulunmasının davacıya bir hak vermediğini, çünkü müvekkilinin tescilinin ——-, müracaat tarihinin de —– olduğunu, davacının yurt içinde yapılmış marka tescilleri var ise, bununla hak iddia etmesi gerektiğini,——yapan müvekkilinin — hakka sahip olduğunu, bunun davacının yurtdışındaki başka markalarının tescili ile mukayese edilmemesi gerektiğini, yurt dışındaki markalar tüm dünyayı bağlıyorsa davacının neden Türkiye’de de tescil yaptırdığını, davacının “———————- markalarının yarattığı benzerlik ve iltibas iddiasında da bulunduğunu, bu iddialardaki markaların müvekkilinin tescilli markalarından sonra alınmış markalar olduğunu, “— logosunun görünüşü bakımından müvekkilinin markası ile davacıların ileri sürdüğü ———— markalarına da benzerlik iddiası ile ilgili olarak da, müvekkilinin böyle bir iddiasının olmadığını, herhangi bir yerde bu markalara tecavüz edecek şekilde bir hareketi ve faaliyeti bulunmadığını, ..———–olduğunu, ——- kaydının bulunduğunu, ancak—– —– ile ilgili bir faaliyeti ile ilgisinin olmadığını, müvekkilinin kötüniyetli olmadığını, davacının iddiasındaki eksikliklerin haberinde ve bilgisinde olmayan işlemlerden kaynaklandığını, yine müvekkilinin davacı tarafa haksız rekabetten doğan bir zararının da olmadığını, —- logosunun müvekkilleri ile ilgisinin olmadığını, öncelikle yetki ve teminata ilişkin itirazlarına karar verilmesini, zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazlarının ve ———. dışındaki diğer davalılar açısından husumet itirazlarının da dikkate alınmasını, —- davada markaların —- tescil tarihlerine ve —- numaralarına göre —hakların gözetilmesi gerektiğinden haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davacı adına —–” markasının davalılar tarafından kullanılması sebebiyle meydana geldiği iddia edilen tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi ile davalı .—- ticaret unvanının terkini davasıdır.
Davacı tarafından davalılar aleyhine Mahkememizin—— Esas sayılı davası ile dava açılmakla, yapılan yargılama sonucunda, Mahkememizce ——unsurlu kullanımlarının davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, —— unsurlu diğer tüm ibarelerinin, logolarının ve bunlarla iltibas yaratan her türlü ibare ve logonun , —– sair yayınlar, hizmetler ve mallar, ürünler,——- tanıtım malzemesi, basılı kağıtlar, faturalar ve ticari evrak ile alan adları da dahil olmak üzere internet üzerinde kullanımının önlenmesine, davalının “—–diğer tüm ibareleri ihtiva eden —— adına erişimin engellenmesine, verilen hükmün kesinleşmesine müteakiben masrafları davalı ….’den alınarak —— yayınlanan —- gazeteden birinde ilanına karar verilmiş, kararın davacı ve davalı …. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay —. Hukuk Dairesi’nin — Karar sayılı ilamı ile “dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı …. vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; dava, marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ile önlenmesi, davalılardan …——- tarafından verilen müzekkere cevabında belirtilmiş olup bu husus taraflar arasında uyuşmazlık dışıdır. Mahkemece, davalı .—- ——- unsurlu markalarına tecavüz teşkil ettiğinin kabulü gerekirken davalının “——– olarak kullanımının bulunmadığı gerekçesiyle bu davalı yönünden davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmemiş,—– yaparak——aldığı, ancak yayınlarına ara veren kuruluşlar arasında bulunduğu ve halen yayın yapmadığı —- tarafından mahkemeye bildirilmiştir. Ancak—– yazısında, lisans hakkı sahibinin üst kuruldan izin almadan yayına giremeyeceği belirtilmiş olup davalının izin almak suretiyle ——” —-yayınına başlaması mümkündür. Bu durumda, mahkemece, davacının, anılan davalının ——— ibareli markalarına tecavüz ettiğinin tespiti ile tecavüzün önlenmesini isteme hakkı bulunduğu nazara alınmadan yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Davacı, ıslah dilekçesi ile davalılardan …’nin ticaret unvanının terkinini talep etmiştir. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere unvanın tescilli olduğu şekliyle ticaret unvanı olarak kullanımı marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil etmeyecekse de davacı, üstün ve öncelik hakkına dayanarak unvanın terkinini isteyebilir. Bu bakımdan— üzerinde öncelik hakkının davacıya ait olduğu da kabul edildiğine göre davacının terkin talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu yönden de davacı yararına bozulmasını gerektirmiştir.” denilerek bozulmuş, davalılar vekilinin karar düzeltme talebi de Yargıtay —– Karar sayılı ilamı ile reddedilmiştir.
Mahkememizce Yargıtay bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Taraflara ait marka tescil kayıtları dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde; —- — — Sınıfta, —– Sınıflarda tescilli oldukları tespit edilmiştir.
Mahkememizce ———adına yapılan başvurusu sonrasında tahsis edildiği, yenilemenin yapılmaması halinde— tarihine kadar adına kayıtlı olacağı ve idari -ödeme ve teknik sorumlunun … olacağının bildirildiği görülmüştür.
————- temsilciliğine yazılan müzekkereye 16/12/2011 tarihi itibarı ile verilen cevapta —— işaretli kuruluşun — tarihi itibarı ile faaliyete başladığı, bu tarihten sonra hiç yayına girmediği ve kayıtlarda yenilenen, uzun süre ara veren kuruluşlar statüsünde olup, kapalı —arasında bulunduğu, üst kuruldan izin almadan yayına giremeyeceği gibi, yayınlarının olmadığı beyan edilmiştir.
—– logosu ile yine aynı kuruluşa ait —- ” olarak değiştirmek istedikleri yönündeki taleplerinin bulunduğunu, kuruluşun bir müddet bu logo ve ——– kullandıktan sonra halen yayınlarına—-” olarak sürdürdüğünü, bildirmişlerdir.
—————-yayın yapmak üzere —— müracaatının bulunduğu, karasal ortamdaki —sayılı Kanunun geçici 6.maddesi kapsamında çözüldüğü , ayrıca kuruluşun ——–” proğram adı ile yayın yaptığı kablolu televizyon lisansının bulunduğunu,——-olduğunu bildirdiği görülmüştür.
——————– tarihli yazısında önceki yazılarını ile ————- olarak değiştirdiği, ———–yayınlarının devam ettiğinin bildirildiği görülmüştür.
Tarafların delilleri toplandıktan sonra dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış, mahkememizce alınan ———- davacının markası arasında —–,—- tarihli bilirkişi raporunda, ——— markasının davacının markasından farklı sınıflarda tescilli olması sebebiyle markanın hükümsüzlüğüne ilişkin talebin temelde geçersiz olduğu, 556 sayılı KHK’nın 70. maddesinde yer alan ve 10 yıllık zaman aşımı süresinin hükümsüzlük ve terkin davalarında uygulanması gerektiği —-.maddesinde kabul edilen —– sayılı yönergede tanınmış markalar için öngörülmüş olan 5 yıllık hak düşürücü sürenin dava konusu olayda uygulanması gerektiği ve davacının sessiz kalma yolu ile hak kaybına uğradığı yönünde görüş beyan edilmiştir.
Rapora vaki itirazlar çerçevesinde mahkememizce 3 kez bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş, bilirkişiler 25/11/2015 tarihli raporlarında ,davalılardan —— markası ile davacının markalarının————-” markasına ve diğer markalarına 556 sayılı KHK çerçevesinde aynı derecede benzer olduğu, markalar arasında iltibasın bulunduğu , tescilli marka hakkı sahibinin tescilli markasını tescil edildiği mal ve hizmet sınıflarını kapsar mahiyette kullanmakla mükellef olduğu, aksi takdirde 556 sayılı KHK hükümleri çerçevesinde markasının koruma sağlayamayacağını —-” ibareli —- hizmet sınıfını kapsar mahiyette tescilli markasının bulunduğunu, Nice sınıflandırmasına göre bu sınıfların içerisinde—– —- tescil edilen hizmet alanları dışında————- şeklinde kullanmakta olduğu tespit edilmekle, bu kullanımın 556 sayılı KHK çerçevesinde hakka dayalı kullanım sınırlarını aştığı, bu sebeplede —–tescil kapsamının dışında kullanımının davacı markalarına iltibas oluşturduğu , ancak davacının sessiz kalma yolu ile hak kaybına uğradığı yönünde görüş beyan edilmiştir.
Marka hakkına tecavüz konusu, dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 556 sayılı KHK’nin 9. ve 61. maddelerinde düzenlenmiştir. 556 sayılı KHK’nin 9/1-b. maddesinde, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal ve/veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal ve /veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından,—-marka arasında ilişkilendirme ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılmasının marka sahibi tarafından önlenmesinin talep edilebileceği düzenlenmiştir.
Toplanan tüm deliller ve bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı ile;——– rağmen, davalının markasını tescil edildiği sınıflar dışında davacının markalarının tescilli oldukları ———” ibaresini içermesi nedeniyle —- bulunduğu, davalı ….’nin bu marka kullanımı itibarı ile 556 sayılı KHK’nin marka tesciline sağladığı koruma kapsamının dışında kaldığı, davalı …. ile bağlantılı —–“— hizmetlerinde ve—— kullandıkları, her ne kadar davacının sessiz kalma nedeniyle hak kaybına uğradığı savunulmuşsa da, davacının kendisine —- kullanmaları konusunda —– yılından itibaren davalılarla irtibata geçtiği ve lisans talep ettiği, davalıların ——- için marka başvurusunda bulunduğu, davacının bu başvuruya itiraz ederek, marka başvurusunun —- ve benzeri hizmetler üzerinde tescil edilmesine mani olduğu, davalıların bu karar üzerine ——– olarak kullanmaya başladıkları, daha sonra bu markanın “—- — kullanımının engellendiği, bunun üzerine — gelen yazı cevabında görüldüğü—- başvurarak, — tekrar değiştirdikleri görülmüş olup, sessiz kalma yolu ile hak kaybının gerçekleşebilmesinin üst koşulu markayı sonradan kullananın markadan haberdar olmamaları olup, celp edilen kayıtlara nazaran, davalılardan —– belli bir dönem kullandıktan sonra, tekrar bu markayı kullanmayı bırakıp, açılan dava sonrasında yeniden markayı kullanmayı başlamış oldukları, bu nedenle iyi niyetli olmadıkları, iyi niyetli bir kullanım söz konusu değilse sessiz kalma nedeniyle hak kaybınsan söz edilemeyeceği, davalılardan ..—– ——– tarafından bildirildiği, bu hususun taraflar arasında uyuşmazlık konusu da olmadığı,——-, anılan —- —- unsurlu markalarına tecavüz teşkil ettiği, ——- başvuru yaparak — lisansı aldığı, ancak yayınlarına ara veren kuruluşlar arasında bulunduğu ve halen—- tarihli yazısında, lisans hakkı sahibinin üst kuruldan izin almadan yayına giremeyeceği belirtilmiş ise de, davalının izin —–“—–, davacı, —- ticaret unvanının terkinini de talep etmiş olup, davalının tescilli ticaret unvanını kullanımı marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil etmeyecekse de, davacının, üstün ve öncelik hakkına dayanarak unvanın terkinini isteyebileceği, davacının “——- ibaresinin terkini talep etmekte haklı olduğu anlaşılmakla, —- hakkında açılan markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi davasının reddine, ticaret unvanından— ibaresinin terkini talebinin kabulüne, diğer davalılar hakkında açılan davaların kabulüne karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davalı ..——. hakkında açılan markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi davasının reddine,
Davalılar —–haklarında açılan davanın kabulüne,
Davalı ——” markasını kullanmasının davacının “—— ” unsurlu markalarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine,
Davalı …—- başvuru yaparak —- ibareli—- lisansı almak suretiyle davacının “—” ibareli markalarına tecavüz ettiğinin ve haksız rekabette bulunduğunun tespitine,
Davalı ..—-ibaresin—- hizmetlerinde markasal olarak kullanmasının davacının marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine,
Davalılar —— unsurlu——– — tanıtım malzemesi, basılı kağıtlar, faturalar ve ticari evraklarının karar kesinleştiğinde masrafı bu davalılardan alınmak suretiyle imhasına,
Davalı ..—— adına erişimin engellenmesine,
Davalı …—-davasının kabulüne, ticaret unvanında “—– ” ibaresinin terkinine,
Verilen kararın kesinleşmesinden sonra masrafları tüm davalılardan alınarak——–birinde ilanına,
Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 36,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 22,50 TL harcın davalılardan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı vekiline markaya tecavüz ve haksız rekabet davasının kabul edilen kısmı yönünden—- gereğince takdir olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalılar ——— tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı vekiline ticaret unvanının terkini davası üzerinden ——- takdir olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalı ..—— ile davacıya ödenmesine,
Davalı ..—–vekiline reddedilen markaya tecavüz ve haksız rekabet davası üzerinden —-gereğince takdir olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı ..——ödenmesine,
Davacı tarafından yatırılan 36,80 TL peşin harç (ıslah harcı dahil) ve 18,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 55,20 TL harç giderinin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 619,00 TL tebligat ve müzekkere masrafları ile 6.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 6.619,00 TL yargılama giderinden, davalıların sorumluluk oranlarına göre, (%75) 4.964,25 TL’sinin davalılar—–tahsili ile davacıya ödenmesine, (%12) 794,28 TL’sinin davalı — tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye (%13) 860,47 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı …tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Diğer davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalılar vekillerinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde YARGITAY yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı