Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/6 E. 2020/62 K. 25.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/6 Esas
KARAR NO: 2020/62
DAVA : Markanın İptali
BİRL. DAVA : Markanın İptali
DAVA TARİHİ: 22/04/2013
BİRLEŞEN
DAVA TARİHİ: 22/08/2013
KARAR TARİHİ: 25/06/2020
Davacı-birleşen davacı vekili tarafından davalı-birleşen davalı ve davalı aleyhine açılan markanın iptali davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı-birleşen davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin faaliyetlerini ————– markaları ile yürüttüğünü, çeşitli marka ve ambalajlarda ihracat yaptığını,——– nezdinde ——– sayı ile tanınmış marka olarak da kayıt altına alınmış olan——- markasının da sahibi olduğunu, halihazırda ——- markasına ilişkin tescil ve marka başvurularının da olduğunu, —- markasının ———– ile özdeşleşmiş olduğunu ve yoğun reklam ve tanıtım faaliyetleri ile geniş bir tüketici kitlesine ulaştırıldığını,——- markasının yanı sıra ———-ibaresine ilişkin tescil ve marka başvurularının da olduğunu, halihazırda yenilebilir bitkisel yağlar üzerinde tescilli ———— markasının sahibi, —— sayılı —————- marka başvurularına da sahip olduğunu, davalının içerisinde———— ibarelerini içeren çeşitli markaların sahibi olmasına rağmen bu markaları — yılı aşkın süreden bu yana hiç kullanmadığından haberdar olduklarını, ——– markasının müvekkili şirketin yanı sıra —sınıfta yer alan kozmetik ve kişisel bakım ürünleri üzerinde——————- adına da tescilli olduğunu, bu durumun uzun yıllar öncesinde yapılan bir takım anlaşmalara dayandığını, davalının bu anlaşmalara taraf olmadığını ve bu tescilleri sonradan devraldığını, markaları tescil kapsamında yer alan mallar bakımından hiç kullanmadığını, beyanla ; davalı adına tescilli ————————————— markaların kullanmama nedeni ile iptaline karar verilmesi talep edilmiştir.
Mahkememiz dosyası ile birleşen——–Fikri ve Sınai Haklar Hukuk mahkemesinin ———-Sayılı dosyasında; fazlaya dair talep ve hakkı saklı kalmak üzere davalı adına tescilli ——————-sayılı markaların kullanmama sebebiyle iptaline karar verilmesini ve mahkememiz dosyası ile birleştirilmesini talep ve dava etmiştir
DAVAYA CEVAP / Davalı ——— vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkili şirketin ———– markalarının büyük çoğunluğunu bünyesine kattığını, davacının davasının dinlenebilmesin için KHK’nin 43. maddesi gereğnice nasıl bir zarar gördüğünü, yahut görme tehlikesinin ———- ispatlaması gerektiğini, bu nedenle dava açmakta kötü niyetli olduğunu, hükümsüzlüğü talep edilen kimi markaların müvekkili mülkiyetinde olmadığını,—————- markaların ———- çıkarıldığında hükümsüz hale geldiğini, ————- markaların dava dışı bir şirkete —————— tarihinde dava tarihinden önce devredildiğini, bu bakımdan husumet nedeni ile davanın reddinin gerektiğini, görülen davada davacının hukuki yararının bulunmadığını, dava şartı yokluğundan davanın reddinin gerektiğini, davacının KHK’nin 42. maddesi doğrultusunda davasını ispatlaması gerektiğinde beyanla davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dosyada davalı-birleşen davalı ———–vekili cevap dilekçesi ile;————————- dava konusu markaların kapsamında olan———–özdeşleşmiş olan ———– eşinin ve kızının ortak olduğu bir şirket olduğunu, zeytinyağı üretimi faaliyetine —– yılında ——— dedesi — tarafından başlandığını, şirket ortaklarının soyadları da ———– markanın kullanılmadığı iddiasının kötü niyetli olduğunu, —— markalarının müvekkilinin kurucusu olduğu şirket adına tescilli iken, ekonomik sebeplerle ————- tarafından çeşitli şirketlere devredildiğini, sonrasında da bazı sınıflar için davacı şirket tarafından devralındığını, müvekkili ve ailesinin ekonomik olarak toparlanmasından sonra ——— tarihinde aile markaları olan —— markasını — ürünü için, —markasını da ———- da dahil olduğu yağ ürünleri için ————— devraldığını, belirtilen ürünlerin hiçbir zaman davacı yanın faaliyet alanına dahil edilmediğini, müvekkilinin aile markasının toparlama çabasının davacı yanca kötü niyetle engellendiğini, davacı adına tescilli ——- markasının kapsamında yer almayan sınıfları kapsayan —————— markalarının tescilinden davacı yanın zarar gördüğünün kabul edilemeyeceğini, dolayısı ile davcı yanın hükümsüzlük davası açmakta hukuki bir yararının bulunmadığını, kaldı ki dava konusu—————-markalarının devir tarihinden bu yana müvekkilince yaygın bir biçimde kullanıldığını, müvekkili ailenin ————- markalarına itibar kazandırdığını, yoğun emek harcayarak anılan markaları tüketici nezdinde bir garanti ve güvenilirlik unsuru haline getirdiğini belirterek, davanın tüm talepleri ile birlikte reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava ve birleşen dava markaların kullanmama nedeniyle iptali davasıdır.
Davacı tarafından davalı—— aleyhine ————————- markaların kullanmama nedeni ile iptali yönünde Mahkememizin ——– Esas sayılı dosyası ile dava açılmış, yine davacı tarafından birleşen davalı ————–aleyhine ———— numaralı markaların iptali yönünde ———Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin ————- Esas sayılı dosyası ile açılan davada Mahkeme tarafından ————— tarihli karar ile her iki davanın birleştirilmesine karar verilmiştir.
Mahkememizin ——- sayılı kararı ve —– tarihli tavzih ek kararı ile asıl davada; —— sayılı ve ———–sayılı markalar yönünden dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, davalı adına tescilli —————————– nolu markaların KHK 14.maddesi gereğince iptaline, birleşen ————-Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin ——– Esas sayılı davasında ise; davalı adına tescilli ——————— sayılı markaların KHK 14.maddesi gereğince iptaline karar verildiği, kararın davalı vekili tarafından temyiz edildiği ve ——–Hukuk Dairesi’nin ——————— Karar sayılı ilamı ile “Dava, kullanmama nedenine dayalı markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir. Her ne kadar mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de, ———– tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin —- tarih, ——————- sayılı kararı ile 556 sayılı KHK’nın 14. maddesinin iptaline karar verilmiştir. Bu itibarla, mahkemece anılan hususta değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.” denilerek bozulduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda asıl davada; ——- sayılı marka ve ——— sayılı marka hakkında verilen karar kesinleşmekle , karar verilmesine yer olmadığına, davalı adına tescilli ————————-nolu markaların kullanmama nedeniyle iptaline ilişkin davanın 556 sayılı KHK’nın 14. maddesinin ———- Mahkemesi’nin —————— sayılı kararı ile iptal edilmekle, konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davada ise; davalı adına tescilli —————— nolu markaların kullanmama nedeniyle iptaline ilişkin davanın 556 sayılı KHK’nın 14. maddesinin ——– Mahkemesi’nin ——————– Karar sayılı kararı ile iptal edilmekle, konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, kararın taraflarca temyiz edilmesi üzerine—–Hukuk Dairesinin ————— sayılı ilamı ile “asıl davada —————— sayılı markalar hakkında bozma öncesinde verilmiş olan hükmün kesinleştiğinden bahsedilemeyecek olup, Mahkemece anılan markalar hakkında da bir değerlendirme yapılıp olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle bozma öncesinde verilen karar verilmesine yer olmadığına dair kararın kesinleştiğinden bahisle yeniden karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.” denilerek, davayla ilgili başkaca inceleme yapılmaksızın karar bozulmuştur.
Mahkememizce ———— tarihli duruşmada usul ve yasaya uygun olan —————– bozma ilamına uyulmasına karar verilerek, yargılamaya devam edilmiştir.
Davaya konu olan marka tescil kayıtları dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde;———– emtiasında tescilli ————– markasıyla ilgili davalı ———— marka haklarından——— tarihinde, yani dava açılmadan önce feragat ettiği, asıl davanın yargılaması devam ederken ———- numaralı ———- markasının ————-emtiası için asıl davanın davalısı —————— devredildiği, yalnızca———– emtiası için markanın davalıya ait olduğu, devredilen bu ürünler için ——— numarası ile———————emtiası için———– adına tescil edildiği, yine asıl davanın davalısı ——— numaralı — markasının ————————— emtiası için markanın davalıya ait olduğu, devir nedeniyle devredilen emtiayla ilgili —– numarasını aldığı, yine—————–markasının ———– emtiası için ————— devredildiği, bu şirketin unvan değişikliği yaparak —————- unvanını aldığı, halen bu markaların birleşen davanın davalısı adına tescilli oldukları, asıl davaya konu diğer markaların ise asıl davanın davalısı ————- Adına tescilli oldukları tespit edilmiştir.
Her ne kadar asıl davada ———— tescil numaralı markanın da iptali talep edilmişse de, dosya içine getirtilen ——- kaydı ile, bu markayla ilgili haklardan ————– tarihinde vazgeçildiği, asıl davanın ise —————— tarihinde açıldığı, dava tarihinde bu markayla ilgili davalının bir hakkı bulunmadığı, bu nedenle davacının iptal davası açmakta hukuki yararı olmadığından—————tescil numaralı markayla ilgili asıl davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Yine asıl davanın konusunu oluşturan ——- tescil numaralı markanın ————–numaralı markanın ——————– emtiaları için yargılama sırasında birleşen davanın davalısına devredildikleri tespit edildiğinden, HMK’nun 125. maddesi uyarınca bu markalarla ilgili açılan asıl davayı yeni marka hakkı sahibine yöneltip yöneltmeyecekleri konusunda beyanda bulunması için davacı vekiline süre verilmiş, davacı vekili devredilen bu markalarla ilgili yeni marka sahibine karşı birleşen davayı açtıklarını belirterek, asıl davayı yeni marka sahibine yöneltmeyeceklerini beyan etmiştir.
Dava devam ederken, taraflardan birinin dava konusunu bir başkasına temlik etmesi halinde davaya kim tarafından veya kime karşı nasıl devam edileceği, HMK’nun 125. maddesinde düzenlenmiş; anılan maddede aynen;
“Davanın açılmasından sonra, davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse, davacı aşağıdaki yetkilerden birini kullanabilir.
a)İsterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam eder. Bu takdirde davacı davayı kazanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olur.
b)İsterse, davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürür” şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir.
Maddede geçen dava konusu yapılmış olan hak, dava ile elde edilmek istenen sonuçtur. Görülmekte olan davada ise davanın konusunu, dava konusu edilen markalar oluşturmaktadır.
HMK’nun 125. maddesi hükmü dava konusunun dava sırasında el değiştirdiği bütün hallerde uygulanır. Bu madde gereğince, dava açıldıktan sonra iki taraftan biri dava konusunu bir başkasına temlik ederse, diğer taraf, dilerse, temlik eden ile olan davasından vazgeçerek, davayı dava konusunu devralmış olan üçüncü kişiye teşmil eder; dilerse, dava konusunu başkasına temlik etmiş olan tarafla arasındaki davayı, tazminat davasına çevirebilir.
Görmekte olduğu davada taraflardan birinin dava konusunu bir başkasına temlik ettiğini öğrenen mahkemenin de, bu hali kendiliğinden gözeterek, seçimlik hakkına binaen davacıdan talebini sorması ve davacının vereceği cevaba göre işlem yapılması gerekir. Davacının bu konudaki isteği tespit edildikten sonra, davaya ya yeni malike karşı aynen devam edilecek, ya da eski malik olan davalı hakkındaki davaya tazminat davası olarak devam olunacaktır.
Anılan madde hükmü, dava açılmasından bu dava hakkında verilen hükmün kesinleşmesine kadar ki dönem içinde dava konusunun başkasına temlik edilmiş olması hallerinde uygulanır.
Kanun, “dava konusunu devralmış kişiye karşı dava eder” deyimini kullandığından, burada davacıyı yeni bir dava açma zorunda bırakmak, usul ekonomisine ve menfaatler dengesine aykırı düşer. Bu nedenle, davacının, dava konusunu devralmış olan üçüncü kişiye karşı yeni bir dava açmasına gerek yoktur; davacının, davayı üçüncü kişiye teşmil ettiğini bildirmesi üzerine, mahkeme (davacı ile üçüncü kişi arasında) davaya kaldığı yerden devam eder.
Davalının dava sırasında dava konusunu bir başkasına devretmesi üzerine, aynı davaya dava konusunu devralan üçüncü kişiye karşı devam edilmesini isteyen davacının, bu isteğini mahkemeye açıkça bildirmesi gerekir. Bu talep üzerine, üçüncü kişi eski davalının yerine alarak, davada davalı taraf durumuna girer. Yani bu halde, davanın tarafları davacı ile dava konusunu dava sırasında devralmış olan üçüncü kişidir. Eski davalı, artık davada taraf değildir; zira eski davalının davada taraf sıfatı kalmamıştır. Davacı ile yeni davalı arasında görülen bu dava, yeni bir dava olmayıp, davacı ile dava konusunu temlik etmiş olan eski davalı arasındaki davanın bir devamıdır.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında, davacı tarafça asıl davaya konu edilen ——– tescil numaralı markanın ————- emtiaları için, —– tescil numaralı markanın ————————- emtiaları için doğru kişiye karşı iptal davası açılmış, yargılama sırasında bu emtialarla ilgili her iki marka üçüncü bir kişiye devredilmiştir. Mahkememizce davacıya asıl davayla ilgili SMK’nun 125. maddesindeki seçimlik hakları hatırlatılmasına rağmen, yeni malike karşı birleşen davayı açtığını beyan etmiş olması, asıl davadaki usul hükümlerini sonuçsuz bırakmayacağı gibi, her iki davada da usul hükümleri aynen uygulanır ve çözümlenmesi gereken sorunlar, her iki davada ve kendi içinde olmak üzere ayrı ayrı gözetilerek, çözümlenir. Bu nedenle, davacı tarafça asıl davada devredilen markalar için iptal davası yeni marka sahibine yöneltilmediğinden ve markayı devreden davalıya karşı davaya tazminat davası olarak devam edileceğine dair bir beyanda bulunulmadığından, markaları devreden davalıya karşı marka iptali davasına aynen devam edildiği sonucuna varılmış, davalı devredilen markalar üzerinde hak sahibi olmadığından ve davada taraf sıfatı kalmadığından bu markalarla ilgili davanın husumet nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davalı tarafça, davacının davaya konu markalar nedeniyle bir zarara uğradığını ispatlaması gerektiği, aksi takdirde markaların iptali için dava açamayacağı savunulmuşsa da, 556 sayılı KHK’nin 14. maddesinde düzenlenen kullanmama nedeniyle marka iptali davası hukuki yararı olan herkes tarafından açılabilir. Asıl ve birleşen davada davalılara ait markaların kullanılmadığı iddiasıyla iptalleri talep edilmiş olmakla, markaların kullanıldığını ispat yükü davalılar üzerinde bulunduğundan, markaların kullanıldığına dair tüm delillerini dosyaya sunmaları için süre verilmiş, sunulan deliller, faturalar ve ticari kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı ile asıl ve birleşen davanın davalılarının davaya konu olan markalarını tescilli oldukları mal ve hizmetlerde ciddi ve etkin bir şekilde kullanılmadıkları anlaşılmıştır.
556 sayılı KHK’nın 14. maddesi ile, markanın kullanılması zorunluluğu getirilmiştir. KHK’da öngörülen ——- yıllık kesintisiz kullanmama hali söz konusu olduğunda, markanın iptaline mahkeme tarafından karar verilebileceği ve marka korumasının sona ereceği düzenlenmiştir. Ancak bu hüküm ————Mahkemesi’nin ——————– sayılı kararı ile iptal edilmiştir. İptal gerekçesinde; tescilden önce kullanımla yahut kullanım olmaksızın tescille kazanılan marka hakkının mülkiyet hakkı kapsamında olduğu, bu sebeple marka üzerindeki hakkın temel haklardan olduğu, sadece kanunla sınırlandırılabileceği, 556 sayılı KHK’nin 14. maddesiyle getirilen kullanma külfetinin mülkiyet hakkı kapsamında bulunan bir sınırlandırma olduğu, mülkiyet hakkına ancak kanunla sınırlandırma getirilebileceği, Kanun Hükmünde Kararname ile sınırlandırma getirilemeyeceği, bu durumun Anayasanın 91. maddesinin 1. fıkrasına aykırı olduğu belirtilmiştir.
Her ne kadar ——— taraf olduğu TRIPs’nin 19. maddesinde de benzer bir hüküm mevcutsa da, bu hükmün markanın kullanma zorunluluğunun mevcut olması halinde uygulanabileceği, 556 sayılı KHK’nin 14.maddesinin iptali ile iç hukukumuzda markanın kullanılması zorunluluğunun kalmadığı, bu nedenle TRİPs hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığı, iptal kararından sonra yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 9. maddesinde de benzer bir hüküm yer almaktaysa da bu hüküm ancak Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonrası için uygulanabileceğinden ———- Mahkemesi’nin iptal kararı nedeniyle, dosyaya sunulan deliller ve alınan bilirkişi raporu ile asıl davanın konusunu oluşturan ———————————tescil numaralı markaların tescilli oldukları tüm mal ve hizmetler için,———— tescil numaralı markanın devir dışında kalan ——– emtiası için, —- tescil numaralı markanın devir dışında kalan ——— emtiası için asıl davanın davalısı tarafından, birleşen davanın konusunu oluşturan ——————— tescil numaralı markaların devirden önceki sahibi olan asıl davanın davalısı ve devirden sonra birleşen davanın davalısı tarafından tescilli oldukları mal ve hizmetler için kullanılmadıkları tespit edildiğinden, asıl davada ———————- tescil numaralı markaların tescilli oldukları tüm mal ve hizmetler için,——— tescil numaralı markanın———-dışında tescilli olduğu mal ve hizmetler için, ——–tescil numaralı markanın ———–dışında kalan mal ve hizmetler için açılan davalar ile birleşen davada ———————– tescil numaralı markalar için açılan davaların konusuz kaldığı anlaşılmıştır. Ancak toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı ile asıl ve birleşen davalıların dava konusu edilen bu markaları tescilli oldukları sınıflarda tescil edildikleri tarihten dava tarihlerine kadar ciddi ve etkin bir şekilde kullanılmadıkları, davacının bu markalarla ilgili asıl ve birleşen davayı açmakta haklı olduğu, bu markalarla ilgili yapılan yargılama giderlerinin davada haksız çıkan asıl ve birleşen davanın davalısı üzerinde bırakılması gerektiği anlaşılmakla, bu markalarla ilgili davalar konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderlerinin HMK’nun 331/1. maddesi uyarınca davalılar üzerinde bırakılmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Asıl davada; ——————- tescil numaralı marka ile ilgili davanın REDDİNE,
———————— tescil numaralı markaların tescilli oldukları tüm mal ve hizmetler için,—————-tescil numaralı markanın —————-dışında tescilli olduğu mal ve hizmetler için, —————— tescil numaralı markanın—————————- dışında kalan mal ve hizmetler için açılan davalar KONUSUZ KALDIĞINDAN KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
——– numaralı markanın tescilli olduğu—————emtiası için, ——— numaralı markanın tescilli olduğu —————————- emtiaları için ve ————— tescil numaralı markanın tescilli olduğu tüm ve mal hizmetler için açılan davaların HUSUMET NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
Alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 24,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 30,10 TL harcın davalı —————– tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı vekiline —————————- numaralı markalar yönünden açılan dava üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 4.910,00 TL vekalet ücretinin davalı ———————– tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davalı ———- husumet nedeniyle reddedilen dava üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 4.910,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı —————–ödenmesine,
Davalı ———- tescil numaralı markayla ilgili reddedilen dava nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 4.910,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı—————- ödenmesine,
Davacı tarafından yatırılan 24,30 TL peşin harç ve 24,30 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 48,60 TL harç giderinin davalı ————- tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 1.930,00 TL yargılama giderinden, davanın kabul ve red oranına göre, (%90) 1.737,00 TL’nin davalı ————- tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye (%10) 193,00 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı ————- tarafından yapılan 350,00 TL yargılama giderinden davanın red ve kabul oranına göre, (%10) 35,00 TL’nin davacıdan tahsili ile davalı ———- ödenmesine, bakiye (%90) 315,00 TL’nin davalı ———— üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Birleşen davada; ———————tescil numaralı markalar için açılan davalar KONUSUZ KALDIĞINDAN KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Birleşen davada alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 24,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 30,10 TL harcın birleşen davalı ——————– tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Birleşen davacı vekiline Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 4.910,00 TL vekalet ücretinin birleşen davalı ————– tahsili ile birleşen davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından birleşen davada yapılan 130,00 TL yargılama giderinin davalı——————–tahsili ile birleşen davacıya ödenmesine,
Davalı ———————— tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 15 GÜNLÜK süre içersinde ————- yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça, okunup usulen anlatıldı. 25/06/2020