Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/58 E. 2023/43 K. 14.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/58 Esas
KARAR NO: 2023/43
DAVA: Marka (Maddi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ: 30/12/2020
KARAR TARİHİ: 14/03/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan markaya tecavüzün tespiti ile maddi ve manevi tazminat davasının yapılan açık yargılama sonucunda;

İSTEM / Davacı şirketin—– markaları ile —-ürünlerinin kullanımı konusunda —– ürünlerinin pazarlanmasını ve satışını yaptığını, markanın kullanılması konusunda yetkilendirildiğini, markaların ——numaraları ile tescilli olduğu, ——markalı sahte antifiriz satışının yapıldığını tespit etmeleri üzerine —— şikayette bulunduklarını, —-tarihinde davalının adresinde yapılan aramada —–boş ürün ambalajı ve —– ele geçirildiğini,—- davalı —— sayılı ceza davasının açıldığını, yetkisizlik kararı verilerek dosyanın —– gönderildiğini, ——sayılı dava ile yapılan yargılamada davalının cezalandırılmasına karar verildiğini, şikayet tarihinde davacının ——- satış bedelinin — satış adedinin yıllık ortalama——- adete düştüğünü, arabuluculuk sürecinin davalıya ulaşılamaması nedeniyle ——– ile sonuçlandığını belirterek, davalının eylemlerinin davacının markadan kaynaklanan haklarına tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, davalının sınai mülkiyet hakkına tecavüzü olmasaydı davacı şirketin elde edeceği gelir doğrultusunda, bu gelirin davacı şirketin ticari kayıtlarının incelenmesi suretiyle gerçekleştirilecek bilirkişi incelemesiyle tespitiyle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik el konulan sahte ürün sayısı da dikkate alınmak suretiyle 30.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davalı tarafından üretilip satılan ürünün kötü şekilde kalitesiz üretilmesi nedeniyle, ürünün niteliği nedeniyle davacının haklarını kullandığı markanın itibarının zedelenmesi nedeniyle de 10.000,00 TL tazminatın ayrıca davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesi talebi.

DAVAYA CEVAP /—– yazıları ile——- dava dilekçesi ve eklerinin tebliğ edilmiş olduğuna dair tanzim edilen tebellüğ belgesinin geldiği, ancak davalının herhangi bir cevap sunmadığı anlaşılmıştır.

D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davacının ——— yetkilendirildiği ——markasını taşıyan taklit ——- ürünlerinin davalı tarafından üretilip satışa sunulup sunulduğu iddiasıyla açılan marka hakkına tecavüzün tespiti ve maddi-manevi tazminat davasıdır.
Dosyaya —– marka tescil kayıtları getirtilmiş,incelendiğinde; —– sınıflarda dava dışı —– adına tescilli oldukları tespit edilmiştir.
Davacı şirketin —- incelendiğinde;—- yılında tescil edildiği, ortaklarının ——– oldukları anlaşılmıştır.
Davacı tarafça dosyaya sunulan yetki belgesi incelendiğinde; markaların sahibi olan ——– tarihli yazı ile davacı şirkete markalarının korunması için hukuki yollara başvurabileceğine dair yetki verildiği, davacının aktif taraf ehliyetinin mevcut olduğu tespit edilmiştir.
—– sayılı dosyasının örneği incelendiğinde;——-sayılı kararla; davacı şirketin şikayeti üzerine marka hakkının ihlali suçundan davalı ——- dava dışı —— hakkında açılan ceza davasının yapılan yargılaması sonucunda; —— beraatlerine, davalı —–markasının aynen kullanılması ve taklit edilmesi nedeniyle cezalandırılmasına karar verildiği, kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Yargılama sırasında —— hükümlülük nedeniyle davalının kısıtlandığı ve kendisine ——- vasi olarak atandığı tespit edilmiş, maddi tazminatın hesaplanabilmesi için davalının vasisi ——- ticari defter ve belgelerin inceleme gün ve saatinde hazır edilmesi, yerinde inceleme talep edecekse bu konuda inceleme gününden 1hafta öncesine kadar dilekçe sunması için kesin süre verildiğine dair çıkartılan ihtarlı tebligatın —— tarihinde tebliğ edilmesine rağmen, ticari defter ve belgeler inceleme gün ve saatinde hazır edilmediği gibi yerinde inceleme talebinde de bulunulmamıştır.
Dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden, tarafların delilleri toplandıktan sonra Mahkememizce marka uzmanı —-, Kimya Mühendisi ——- ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavir —- bilirkişi raporu istenilmiş, 15/06/2021 tarihli raporda; dosya kapsamında yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda; davacının ibraz ettiği —— yılları ticari defterlerinin yazılı olduğu birbirlerini doğruladıkları, kanunlara uygun şekilde eksiksiz ve usulüne uygun tutuldukları, ibraz ettiği defterlerinin tümünün açılış tasdik/berat onaylarının ve yevmiye defter kapanış tasdik/beraat onaylarının yasal süresinde alınmış olduğu, TTK’nun 64/3. maddesinin nazara alınması ve ticari defterlerin HMK’nun 222. maddesine göre sahibi lehine delil olabilmesinin Mahkemenin takdirinde olduğu, davalı tarafın ticari defter ve belgelerini ibraz etmediği, davacı şirketin —–tarihleri arası antifriz ürün satışının, —- adet fatura karşılığı — miktar olduğu, —- adet fatura karşılığında —- olduğu, — yılında —adet fatura karşılığında —-olduğu, davacı Şirketin tüm ticaretinden; — net satış yaptığı ve — kar, — yılında —-net satış yaptığı ve—- kar, —– yılında —-net satış yaptığı ve — kar, —- yılında —-net satış yaptığı ve —– kar, —- yılında —- net satış yaptığı ve —kar ettiği, davacı tarafa, ——firmasından, marka kullandırma sözleşmesiyle verilen markalardan —- tescil numarasına sahip —– ibareli markanın dava konusu —–emtiasında tescilli olduğu, koruma süresinin devam ettiği, ——firması tarafından verilen marka kullandırma sözleşmesine ilişkin, davacı tarafa marka ihtilafları hususunda dava açma yetkisi verildiğini, bu yönüyle davacının dava açmada hukuki yararının bulunduğunu, taraf markalarının yüksek derecede görsel ve işitsel benzerliği, tarafların aynı sektörde faaliyet göstermesi, davalı faaliyetlerinin davacının tescilli markaları kapsamında olması sebebi ile markalarının karıştırılma ihtimali olduğu, nihai tüketiciler nezdinde gerek malların gerekse de müteşebbisinin kaynağı açısından yanlış kanaatler uyandırabileceği ve dava konusu malları aynı yerden piyasaya sürüldükleri yönünde çağrışım yapabileceği, sadece alıcıların belirli bir malı almak yerine, başka bir malı almak istediklerinde değil, alıcıların malları birbirinden farklı olduklarını anlamalarına rağmen bunların kaynağının aynı işletme olduğunu veya malları sunanlar arasında idari veya ekonomik bağlılık olduğuna inanabilecekleri, bunun da iltibas ihtimali yaratacağı nedenleriyle davalı yan tarafından gerçekleştirilen kullanımların, davacı yan markası ile karıştırılma ihtimali yarattığından davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz edildiği sonucuna ulaşıldığına dair görüş bildirilmişlerdir.
Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 29/1-c maddesinde, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak, marka hakkına tecavüz olarak tanımlanmıştır. yine sınai mülkiyet kanununun 149. maddesinde marka hakkına tecavüz edilen marka sahibinin fiili tecavüzün olup olmadığının tespitini, muhtemel tecavüzün durdurulmasını, tecavüz fiillerinin durdurulmasını, tecavüzün kaldırılmasını, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabileceği düzenlenmiştir.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında, kesinleşen ceza mahkemesi kararı, bilirkişi raporu, davacının hak sahibi olduğu marka tescil kayıtları ve tüm dosya kapsamı ile; davalının üzerlerinde —-markasının aynen yer aldığı sahte antifriz ürünlerini ticari amaçla iş yerinde bulundurduğu, bu ürünlerin üzerlerinde güvenlik bandının bulunmadığı, —yoğunluğun farklı olduğu, ——– farklı olduğu, geri dönüşüm işaretinin altındaki kısaltmaların farklı oldukları, ürünler üzerinde üretim tarihlerinin mevcut olmadığı, ürünler üzerindeki —— karmaşık oldukları, ürünlerin baskı ve malzeme kalitesi açısından farklılık gösterdiklerinin tespit edildiği, antifiriz ürünün davacının hak sahibi olduğu ——- markasının tescili kapsamında kaldığı, davalının satışa sunduğu ürünlerin kötü üretilmiş, taklit ürünler oldukları, bu nedenle davacının itibar tazminatı da talep edebileceği, davalının bu taklit ürünleri satışa arzetmek suretiyle davacının marka haklarına tecavüz ettiği, davalı tarafça ticari kayıtlar incelemeye sunulmadığından, SMK’nun 151/2-a maddesi uyarınca davalının rekabeti olmasaydı davacının elde edebileceği muhtemel gelirin kesin olarak hesaplanamadığı, bu nedenle TBK’nun 50. maddesi uyarınca tazminat tutarının Mahkememizce takdir edilmesi gerektiği, davalının kusur derecesi, eylemin niteliği, davacının iş hacmi ve satış miktarına göre davacı tarafça talep edilen 30.000,00 TL maddi tazminatın ve 10.000,00 TL itibar tazminatın hakkaniyete uygun olduğu kanaatine varılmakla, davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın KABULÜNE,
Davalının davacının hak sahibi olduğu —–markası ile sahte antifriz ürünü üretip satmasının davacının marka haklarına TECAVÜZ TEŞKİL ETTİĞİNİN TESPİTİNE,
30.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
10.000,00 TL itibar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Alınması gereken 2.732,40 TL harçtan peşin alınan 683,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.049,3‬ TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı vekiline Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan tecavüzün tespiti için 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı vekiline Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan maddi tazminat için 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı vekiline Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan itibar tazminatı için 10.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 54,40 TL peşin harç, 683,10 TL başvurma harcı, 263,5‬0 TL tebligat ve müzekkere masrafları ile 6.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 7.001,0‬0 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davalı tarafından yapılan masraf bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen, anlatıldı.14/03/2023