Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/34 E. 2022/10 K. 15.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/34 Esas
KARAR NO : 2022/10

DAVA : Markaya Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti, Men’i ve Ref’i, Alan
Adının İptali, Maddi Tazminat ile Yoksuz Kalınan Kazancın Tahsili
DAVA TARİHİ : 23/11/2020
KARAR TARİHİ : 15/02/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, men’i ve ref’i ile maddi ve manevi tazminat davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; davacının —– esas unsurlu markalarının —tescilli olduklarını, davalı tarafın —-marka tescil başvuru numarası ile —–. sınıflarda tecsil edilmesi için –başvuruda bulunduğu, yine —– tescili için başvuruda bulunduğu, davacının markaları ile iltibasa yol açacak şekilde — başvuru numaralı —- ve ticari faaliyetlerinde ve ticaret unvanında kullandığını, bu durumun davacının marka haklarına tecavüz niteliğinde olduğunu belirterek, öncelikle davacı şirketin sınai mülkiyet haklarının derhâl korunmasında zorunluluk bulunması ve verilecek nihai hükmün etkinliğinin sağlanması bakımından, 6769 sayılı SMK’nın 159 ve 6100 sayılı HMK’nın 389-406.madde hükümleri uyarınca, karşı tarafa tebligat yapılmadan, teminatlı veya teminatsız olarak; davalı şirket tarafından tescil başvurusunda bulunulan–başvuru numaralı marka ile — başvuru numaralı markanın yargılama hakkında verilecek kararın kesinleşmesine kadar, tescil başvurusu kabul edilsin edilmesin her hal ve karda üçüncü kişilere devrinin önlenmesine, davalı şirketin davacının marka hakkına tecavüz—-altında hizmet sunmasının, teşebbüsün iş evrakı ve—— kullanılmasının,——– ticari etki yaratacak— kullanılmasının, — kullanılmasının, — hukuka uygun olmayan şekilde— kullanılmasının yasaklanarak davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturan tüm fiillerinin önlenmesi ve durdurulmasına, karşı tarafın— ——, –önlenmesine, — — engellenmesine, yargılama sırasında tespit edilecek— kullanımlarının bulunduğu —engellenmesine, karşı yanın tüm işletmelerinde bulunan ve —- ibaresini içeren sabit –ve bu cümleden olarak tüm iş ve tanıtım evrakı ile– ihtiyati tedbir kararı verilmesine; kötüniyetli davalı yanın, ——, davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, davalının, davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturan tüm fiillerinin önlenmesi ve durdurulmasına, kaldırılmasına, men’ine, ref’ine, davalının tescilli veya tescilsiz varsa —- ibareli — kullanmasının önlenmesine,—— engellenmesine, alan adının iptaline, terkinine; bunun yanında varsa aynı — erişimin engellenmesine ve iptaline, davalının– tanıtım—– evrakı ile tanıtıcı— konulmasına, üzerlerinden —- silinmesine, silinemiyorsa imhasına, davacının kararın —- duyurulmasında haklı bir sebebinin veya menfaatinin bulunması nedeniyle, masrafları davalıya ait olmak üzere kesinleşmiş — vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesine, tespiti yargılama ile yapılacak olduğundan belirsiz alacak niteliğindeki müvekkili şirketin uğramış olduğu zararlara karşılık şimdilik — maddi tazminat ile seçimlik hakları daha sonra bildirilmek üzere belirsiz alacak niteliğindeki yoksun kalınan kazancın şimdilik — davalıdan alınarak davacı müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkili ile davacının faaliyet alanlarının ve hitap ettikleri tüketici kitlesinin farklı olduğunu, davacı tarafın hizmetlerinin daha — yoğunlaşmışken müvekkilinin sunduğu hizmetin ise müşterilerinin konut ve — sağlamaktan– olduğunu, hitap ettikleri kitlenin tamamen — bulunduğunu, markalar arasında karıştırılma ihtimalinin doğabilmesi —- benzerliğinin yanı sıra — anlamda da bir benzerliğin söz konusu olması gerektiğini, — ibaresini — sayısız— bulunduğunu, tarafların markaları arasında iltibas oluşacak şekilde bir benzerlik söz konusu olmadığını,—–anımsatacak şekilde — bağlandığını, bu durumun müvekkilinin ticari faaliyeti ve sunduğu hizmet ile yakinen ilgili olduğunu, davanın kötü niyetli olarak açıldığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davacı adına tescilli — markasının davalı tarafça ticaret unvanı ve marka olarak iltibasa ve karışıklığa yol açacak şekilde kullanıldığı iddiası ile açılan marka hakkına tecavüzün tespiti, men’i ve ref’i, alan adının iptali ile maddi tazminat davasıdır.
Dosyaya— getirtilmiş olup, incelendiğinde;
— tescil numaralı “—” markası —- kayıtları incelendiğinde; davalı tarafından –” markasının —tarihinde başvuruda bulunulduğu, tescil işlemlerinin tamamlanmadığı anlaşılmıştır.
Taraflara— dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde davacı şirketin —- yapmak,– tarihinde “– yapmak,—- yapmak. Her türlü— vasıtası edindirme– yapmak suretiyle nihai tüketicilere hizmet vermek— tescil edildiği tespit edilmiştir.
Mahkememizce ihtiyati tedbir talebinin değerlendirilmesi yönünde ön inceleme aşamasında bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, bilişim uzmanı— raporda; davalı——– tarihinde kayıt ettirildiği ve —– sayılı markaları ile benzer olduğu, ancak davacı markalarının tescilli olduğu mal ve hizmetler| ile davalı— kullanımlarına konu hizmetlerin benzer olmadığı, dolayısıyla davacının tescilli markaları ile davalı kullanımları arasında ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden, tarafların delillerinin sunulmasından sonra Mahkememizin 06/07/2021 tarihli ara kararı ile, bir marka uzmanı, bir gayrimenkul sektörü uzmanı ve bir eğitim sektörü uzmanından oluşan bilirkişi heyetinden davalının kullandığı— markasının ve ticaret unvanının davacının— esas unsurlu markaları ile iltibasa neden olacak derecede benzer olup olmadığı, davalının markayı kullandığı mal ve hizmetlerin davacının markalarının tescilli oldukları mal ve hizmetler ile aynı ya da benzer olup olmadıkları, benzer veya aynı olan mal ve hizmetler mevcutsa bunların ayrı ayrı tespiti, davacının markasının tanınmış marka olup olmadığına dair rapor alınmasına, toplam 3.900,00 TL bilirkişi ücretinin davacı tarafça iki haftalık kesin süre içerisinde yatırılmasına karar verilmiş ise de, davacı tarafça verilen kesin süre içerisinde bilirkişi ücreti yatırılmadığından bilirkişi delilinden vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiştir.
Sınai Mülkiyet Kanununun 29. maddesinde, SMK’nun 7/2-b maddesi uyarınca tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal ve hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle — tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir ——- marka sahibinin izni olmaksızın kullanılması, 7/2-d maddesi uyarınca markanın — yaratacak şekilde—— kullanılması, 7/2-e maddesi uyarınca markanın — kullanılması eylemleri marka hakkına tecavüz olarak tanımlanmıştır. Yine Sınai Mülkiyet Kanununun 149. maddesinde marka hakkına tecavüz edilen marka sahibinin fiili tecavüzün olup olmadığının tespitini, muhtemel tecavüzün durdurulmasını, tecavüz fiillerinin durdurulmasını, tecavüzün kaldırılmasını, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabileceği düzenlenmiştir.
—- ————— marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle, sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya —– bulunan—- olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir. Diğer bir tanıma göre karıştırılma—— edilmiş—— markanın daha önce tescil edilmiş bir marka—— için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir
Yapılacak incelemede karıştırılma—– araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekir. Bunun için de ilk önce markalar arasında—- benzerlik ve daha sonra mal ve/veya hizmetler arasında —- olup olmadığı araştırılmalıdır. Burada iltibas tehlikesinin belirlenmesinde, benzerliğin vasat düzeydeki tüketicilerin ilk bakışta ürün veya hizmetin karıştırılmasına sebep olması veya karıştırma tehlikesinin bulunması ölçütü esas alınır. Ancak özel—-somut olayda nazara alınabilir.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında; davacı adına tescilli markaların hepsinin,——— şekil unsurları kullanılarak oluşturulduğu, bu nedenle markaları—olduğu tespit edilmiştir. Davalının ticaret unvanında da yer alan, —–olarak kullandığı ve tescil ettirdiği ——— tanımlayıcı nitelikte olduğundan esas unsur davacının markalarında —– ibaresidir. Davacının markalarında diğer– unsurlarının mevcut olması, davalının kullandığı markayı davacının markalarından farklı kılmamaktadır. Bu durumda davalının kullandığı —- davalının markalarının esas unsuru ile —- olarak aynıdır. Ancak markaların karıştırılma ihtimalinin mevcut olması için ayrıca davalının—markasını davacının markalarının tescilli oldukları mal ve hizmetlerde de kullanması gerekir. Davalının— yer alan faaliyet alanına bakıldığında—- ilgili————– yapmak. Her türlü—– vasıtası edindirme —- göstermek için kurulduğu, marka kullanımlarının da gayrimenkul ve menkul alımlarında —-ilişkin olduğu, bu hizmetlerin de —. sınıfta yer alan “——–, davacının bu hizmetler ve — için tescilli bir markasının bulunmadığı, bu nedenlerle SMK’nun 7/2-b maddesinde tanımlanan markaya tecavüzün söz konusu olmadığı tespit edilmiştir.
Davalının— “—– hizmetleri” için tescilli oldukları, ancak davalının marka kullanımının bu hizmetlerle ilgisinin bulunmadığı, davalı şirketin iştigal konuları arasında benzer hizmetler mevcutsa da, SMK’nın 29/1-a hükmü ile yapılan yollama gereği 7/3-e maddesinde yer alan ——- hükmünün —-durumunda uygulanabileceği, zira 7/3. maddede — kullanılması halinde yasaklanabileceğinin hükme bağlandığı, marka hukuku kapsamında ———– alanında kullanılması ifadesi ile———— Yönergesi’nin 3. maddesinde yer alan hükme ve Yönerge’nin genel gerekçesinin 19′. bendindeki açıklamalara göre——tescili kapsamındaki mal ve hizmetler yönünden ayırt ediciliği sağlayıcı bir işaret olarak kullanılması halinde, marka hakkına tecavüz oluşturacağı açıklaması —- amacının — tescilli marka ile karıştırılmaya yol açacak şekilde kullanılması halinin marka hakkına tecavüz olarak kabul edilmesi gerektiği, davalının —- davacının markalarının kapsamındaki mal ve hizmetler için kullanılmadığı, ayrıca davalının tescilli—- kullanmasının yasal hakkı olduğu, davacı tarafça davalının kötü niyetli olduğunun ve davacının markasının tanınmış marka olduğunun da ispatlanamadığı, bu nedenle davalının marka ve ticaret unvanı kullanımının davacının marka haklarına tecavüz teşkil etmediği, davalının —için kullanmasının da davacının marka haklarına tecavüz oluşturmadığı anlaşılmakla, davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın REDDİNE,
Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davalı vekiline markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, men’i ve ref’i davası üzerinden —- takdir olunan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davalı vekiline —- —– iptali davası üzerinden—– gereğince takdir olunan —— vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davalı vekiline maddi tazminat davası üzerinden——–gereğince takdir olunan 500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davalı vekiline yoksun kalınan kazanç davası üzerinden——– takdir olunan 500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 51,50 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair; davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı